Elfangel
Kayıtlı Üye
Bedenimiz büyük ölçüde farklı oranlardaki minerallerin bileşkesidir. Bir insanın vücudunun yaklaşık 3/4'ü sudur. Bunun dışında oranları değişken olmakla birlikte demir, bakır, çinko, kurşun... gibi mineraller bulunmaktadır. Aslında şunu da söyleyebiliriz: Doğada hangi mineraller varsa insan vücudunda da aynı minerallerden bulunur. Mineraller sağlığımızın, hareket kabiliyetimizin temel taşlarıdır. Eksikliklerinde bazı sorunlar ya da hastalıklar görülür.
Taşların etkisini iyi anlamak için mineralleri tanımak gerekir. Zira sebze ve meyvelerdeki mineraller fiziksel ve ruhsal bedenimize hangi etkiyi gösteriyorsa, taşlardaki mineraller de aynı etkiyi göstermektedir. Ancak sebze ve meyveleri yiyerek tüketiriz, ancak taşlardaki enerji milyonlarca yıl boyunca yer altında emilip biriktirilmiş ve yoğunlaşmış bir enerjidir, bu yüzden tükenmezler. Taşlar insanlar ve güneş gibi kendi enerjisini yenileyebilir. Taşlarda bulunan mineraller vücudumuzdaki eksikliklere ve ihtiyaçlara göre etki ederler. Örneğin Malakit taşının formülünde Bakır, Karbon, Oksijen ve Hidrojen bulunur. Bunun yanında çok az da olsa demir, nikel ... gibi elementleri içerir. Bu taştan geçen enerji yalnıza taşta bulunan minerallerin enerjisinin vücuda geçmesini sağlamaz, aynı zamanda bu minerallerin vücutta denge oluşturmasını da sağlar. Yani bu taşın vücuttaki etkisini anlamak için içinde bulunan bakır, demir, karbon gibi elementlerin vücuttaki etkisini bilmek ve eksikliğinde ortaya çıkabilecek durumların farkında olmak gerekir. Her taşın tecrübelerce ve bilimce keşfedilmiş ya da edilememiş yararları vardır.
Taşların birlikte kullanılması konusunda da taşların içerdiği mineraller ve bu minerallerin vücuda etkisi göz önüne alınarak karar verilmelidir. Nasıl bir yiyecek fazla tüketildiğinde vücuda zarar verebilirse, aynı minerali içeren taşlar da vücutta istenmeyen etkiler yapabilirler.
Aynı şekilde taşların yaptığı etkiler yine kişilerde bulunan mineral miktarı göz önüne alınırsa farklı olabilir. Bir kişide çok etkili olan bir taşın başka bir kişide aynı etkiyi gösterebileceğine dair bir kanıt yoktur.
İslam dininde, aslında diğer bütün dinlerde taşların önemli bir yeri vardır. İslam dininde Hz. Muhammed’in hadislerinde inci, mercan, yakut, zebercet, zümrüt gibi taşlar cennetin yapıtaşları veya süsleri olarak gösterilmiştir. Yine Hz. Muhammed’in akik taşlı yüzük taktığı rivayet edilmektedir. Hz.Harun’un kutsal giysisinin iki omzunda altın yuvalar içinde Oniks taşı bulunduğu kaynaklarda belirtilir. Yine İsrail oğullarının on iki kabilesinin taşlarla temsil edildiği bilinmektedir. Yunan, Eski Mısır, Roma, Hint, Sümer, Babil ve Asur mitolojisi metinlerinde de taşlar kutsaldır. Tanrılaştırılmış simgelere veya krallara layık varlıklardır. Osmanlı İmparatorluğu zamanında tahtlar, kaftanlar, sorguçlar ve diğer giysiler kıymetli taşlarla bezenmiştir.
"Hasan Kocabaş - Şifalı Taşlarla Sağlıklı Yaşam" kitabı temel alınarak derlenmiştir.
Taşların etkisini iyi anlamak için mineralleri tanımak gerekir. Zira sebze ve meyvelerdeki mineraller fiziksel ve ruhsal bedenimize hangi etkiyi gösteriyorsa, taşlardaki mineraller de aynı etkiyi göstermektedir. Ancak sebze ve meyveleri yiyerek tüketiriz, ancak taşlardaki enerji milyonlarca yıl boyunca yer altında emilip biriktirilmiş ve yoğunlaşmış bir enerjidir, bu yüzden tükenmezler. Taşlar insanlar ve güneş gibi kendi enerjisini yenileyebilir. Taşlarda bulunan mineraller vücudumuzdaki eksikliklere ve ihtiyaçlara göre etki ederler. Örneğin Malakit taşının formülünde Bakır, Karbon, Oksijen ve Hidrojen bulunur. Bunun yanında çok az da olsa demir, nikel ... gibi elementleri içerir. Bu taştan geçen enerji yalnıza taşta bulunan minerallerin enerjisinin vücuda geçmesini sağlamaz, aynı zamanda bu minerallerin vücutta denge oluşturmasını da sağlar. Yani bu taşın vücuttaki etkisini anlamak için içinde bulunan bakır, demir, karbon gibi elementlerin vücuttaki etkisini bilmek ve eksikliğinde ortaya çıkabilecek durumların farkında olmak gerekir. Her taşın tecrübelerce ve bilimce keşfedilmiş ya da edilememiş yararları vardır.
Taşların birlikte kullanılması konusunda da taşların içerdiği mineraller ve bu minerallerin vücuda etkisi göz önüne alınarak karar verilmelidir. Nasıl bir yiyecek fazla tüketildiğinde vücuda zarar verebilirse, aynı minerali içeren taşlar da vücutta istenmeyen etkiler yapabilirler.
Aynı şekilde taşların yaptığı etkiler yine kişilerde bulunan mineral miktarı göz önüne alınırsa farklı olabilir. Bir kişide çok etkili olan bir taşın başka bir kişide aynı etkiyi gösterebileceğine dair bir kanıt yoktur.
İslam dininde, aslında diğer bütün dinlerde taşların önemli bir yeri vardır. İslam dininde Hz. Muhammed’in hadislerinde inci, mercan, yakut, zebercet, zümrüt gibi taşlar cennetin yapıtaşları veya süsleri olarak gösterilmiştir. Yine Hz. Muhammed’in akik taşlı yüzük taktığı rivayet edilmektedir. Hz.Harun’un kutsal giysisinin iki omzunda altın yuvalar içinde Oniks taşı bulunduğu kaynaklarda belirtilir. Yine İsrail oğullarının on iki kabilesinin taşlarla temsil edildiği bilinmektedir. Yunan, Eski Mısır, Roma, Hint, Sümer, Babil ve Asur mitolojisi metinlerinde de taşlar kutsaldır. Tanrılaştırılmış simgelere veya krallara layık varlıklardır. Osmanlı İmparatorluğu zamanında tahtlar, kaftanlar, sorguçlar ve diğer giysiler kıymetli taşlarla bezenmiştir.
"Hasan Kocabaş - Şifalı Taşlarla Sağlıklı Yaşam" kitabı temel alınarak derlenmiştir.