Arkadaşlar Şeyh Nazım Kıbrısi hakkında çok çeşitli söylentiler var. Öncelikle kendi yaşadığım olayı anlatayım. Yaşadığım şehirde şeyh nazımın müridi var. Arkadaşlarım çok övdü. Onlarla konuşmuş herşeylerini bilmiş. Kaç kardeş olduklarını falan filan vs. Ben bu hocayla tanışmak istedim. Bi gün ırmak kenarında saat 23 civarlarında bi arkadaşımı bekliyordum. Bi baktım arkadaşlarımın tarif ettiği şekilde bir adam geliyorum 1,85 boylarında sakalları uzun kafasında bir takke üzerinde bir cübbe olan bir adam. Yanında ise tarikatine bağladığı insanlar var. Yanımdan geçerken selamın aleykum dediler a.s. O hoca sizmisiniz dedim evet benim sen kimsin dedi. Bende ismimi söyledim onu nereden duyduğumu anlattım. Ayak üstü 5dk konuştuk. Bana beni sohbet verdiği yere kesin beklediğini söyledi. Beklediğim arkadaşım geldi. Ona dedim böyle böyle bir olay var diye. Oda çok meraklandı. Ve hocanın oturduğu çay bahçesine gittik hemen masalarına oturduk. Yanımdaki arkadaşımın yaşadığı olayları vucüdunda sıkıntısı olan organını falan filan herşeyi bildi. Ancak dikkatimi çekti söylemeden önce gözlerini kapatıyor dudaklarını kımıldatıyor. Gözlerini açıp bana böyle söylediler diyordu. Ben bu konularda az da olsa bilgim olduğu için merak ettim. Hocadan birşeyler isteyecektim ancak benimle hiç muhattap olmuyordu. Sadece göz temasına giriyorduk uzun uzun. Sonra bana döndü. Benim gözlerime kimse böyle bakmaya cesaret edemez sende birşeyler var koy elini masaya dedi. Elimi masaya koydum. Şimdi bak gözlerime dedi. Elimin üzerine sadece 2-3 parmağını temas ettirdi ve bişeyler okumaya başladı. Benim gözümde sureti değişti. Çok değişik şekilde gördüm onu orda. Daha ilk defa böyle birşey gördüğüm için olsa gerek elim ayağım titredi nefes nefese kaldım masadaki 5-6 kişi hayretle bana bakıyordu. Elimi çekmeyi denedim olmadı gözümü kapamayı denedim olmadı. Ardından benim bulunduğum durumu farkederek kendi elini çekti. Bana baktı gülümsedi gördüklerini kimseye anlatmadı bu diyarda gösterdiğim bunu görebilen nadir kişilerdensin dedi. Tamam dedim. Hayretler içerisindeydim. Bana kesin sohbetime gel dedi ve gün saat verdi. Bende gittim. Sohbetine gittiğimde çok garip insanlar vardı yani ne bileyim bi tarikata girmesini bekleyemeyeceğim insanlar. Tanıyordum bazılarını beni güzel karşıladılar. Oturduk yemeği yedik. Hoca geldi. Normalde 3lü koltukta tek başına oturan bir adam yani saygıdandır herhalde kimseyi yanına oturtmuyorlar zaten kimsede yanına oturmuyor. Ama beni yanına çağırdı oturdum. Benimle herkesin duyabileceği şekilde muhabbet eddi. Tarikatından nasıl başladığından falan bahsetti. Onlarıda uzun uzun yazarım ancak soru altına soran olursa yapacağım aksi taktirde kimsenin bu kadar uzun bir yazı okuyacağını düşünmüyorum
Herneyse. Bana sende büyük bi cevher var soyun çok çok mübarek bi yerden geliyor dedi. Ancak ben inanamadım. Soyumda mollalar olduğunu biliyorum ancak dahada mübareğini beklemiyordum. Ne kadar sorsamda zamanı var dedi ve söylemedi aradan 1-2 ay geçti. Bi gece arkadaşımla ilgili değişik bi hadise yaşadık ve çağırdık oda geldi. Yardımcı olmaya çalıştı. Saat gece 1 falan oldu arkadaşımı eve bıraktı. Benide Koyunbaba hazretlerinin türbesine. Koyunbaba hazretleri Peygamberimizin (s.a.v) soyundan gelen bir Allah dostu. Eğer araştırırsanız öğrenebilirsiniz. Herneyse türbeye çıktık dua falan ettik. Sonra bana senin soyun nerden geliyo biliyormusun dedi bilmiyorum hocam artık söyleyin dedim. Senin soyun koyunbaba hazretlerinden geliyo dedi. Duyduğum şey karşısında tabi ki sevindim ancak bişey demedi ve beni türbenin kitabesinin önüne götürdü okumamı istedi. Orada koyunbaba hazretleri seyittir. Peygamberimizin soyundan gelmektedir yazıyordu. Çok mutlu oldum çok sevindim. Bunun üzerine başka olaylarda yaşadım ve hocanın sohbetlerine gitmeyi bıraktım çünkü yanlış şeyler görüyordum. Cinlerle tarikatçe ilgilendiklerini düşünen bir ben değildim.. Uzun lafın kısası Şeyh Nazım Kıbrisi hakkında yada müritleri hakkında bilgileriniz varsa benimle paylaşırsanız müteşekkir olurum. Teşekkürler 

