Demileus
Kayıtlı Üye

Kullandığımız saçlarımızın uzunluğu, nasıl toplandığı, rengi, dokusu asla tesadüf değildir.
Saçlarımız, Kızılderililere göre ruhu temsil ediyor. Kızılderililer gibi mistik bir toplum sizce yanılmış olabilir mi?
Saçlarımız düşüncelerimizin, yediklerimizin, söylediklerimizin hepsinin kaydedilerek vücudumuzdan çıktığı noktadır. (Kullandığımız ilaçlar bile saçlarımıza testler yapıldığında görülmektedir)
Saçın kendince bir dili vardır; mesela saçın ortadan ayrılması düşünce birliğini ifade eder. Eğer örgü varsa saçlarda düşüncelerin kalp ile bir olduğunu anlatır.
Saçın açık bırakılması ya da toplanması ise girdiğiniz ortamda ne kadar kendinizi güvende hissettiğinizle ilgilidir. Mesela daha çekimser kalacağınız ortamlarda ya da kendinizi kötü, çok sosyalleşmek istemediğiniz zamanlarda saçlarınızı toplarsınız ya da topuz yaparsınız duruma göre ama rahat ortamlarda açar savurursunuz saç tellerinizin her savruluşu sizi daha da rahatlatır.
Saç, kişi kendini güvensiz hissettiğinde dökülür; özellikle ayrılık zamanlarında.
Saç kesimi ise; ayrılık. Evet fiziksel ayrıldığımız kişiden, ruhsal olarak da ayrılmak istediğimizde bu yüzden saçlarımızı kısaltırız. Kızılderililerde de saç kesimi yas tutma ve ölüme yakınlığı; ayrılığı temsil ediyordu.
Saçları yıkama isteği enerjinin, dünya ile temasın yenilenmesi ile ilgili. Saçlarımız anten gibidir. Her şeyi alır ve kaydeder ve sonra ağırlaşır. Hafiflemesi için yıkarız
Eski toplumlarda barbar toplumların saçları kısadır; bilge toplumların ise uzun. Nedeni barbarların duygusal, ruhsal temastan uzak olmalarıdır.
Yogilerin ise saçlarını kazıtması dış dünya ile teması kesip sadece meditasyonlarına yönelmeleri kaynaklıdır.
Saçlar bizim hafızamızdır; ruhumuzun yansımasıdır. Onlara iyi bakalım ve gerektiği zamanlarda teşekkür edip, onların gerektiği kadarını bedenimizden uzaklaştıralım
