AJA
Elit Üye
Ekli dosyayı görüntüle 3096
Parapsikoloji’deki psişik yetenek ile ruhaniyeti (spiritualite) birbirine karıştırma olgusu, çağımızda pek sık görülen bir şeydir. Psişik anlamda gelişim sağlayınca spiritüel anlamda da gelişim kaydetmiş olacağını içtenlikle düşünen insanların sayısı bugün bile bir hayli kabarıktır. Diğer yandan, psişik seviyenin ötesine geçemedikleri halde kendilerini spiritüel seviyeli olarak göstermeye çalışan inisiyasyonların sayısı da bir hayli kabarıktır.
Bazı kimseler, psişik anlamdaki gelişimin spiritüel anlamdaki gelişimi sağlayabileceğinden söz etmektedirler. Fizik olanın da, psişik olanın da ötelerinde yer alan ruhaniyet, fizik veya psişik anlam içeren çalışmalar yapmakla değil, ancak bu iki alanın ötelerine geçilerek elde edilebilecek bir şeydir ki bunu, sağduyu sahibi bir insan birazcık düşünerek bile bulabilir.
Psişik anlamlı gelişim, majiye veya parapsikolojiye ilişkin her şeyi içeren bir gelişim biçimidir. Kişinin, falan yeteneğini veya filan gücünü geliştirmek suretiyle spiritüel gelişimini gerçekleştirebileceğini sanması yanlış bir anlayıştır. Böyle bir görüşün yetersizliğini ortaya koymak üzere, psişik güçlere sahip olup onları bencilce maksatları yolunda kullanan bir sürü insan örneğini gözler önüne sermek yeterlidir sanırız!
Telepatiyi, duru görüyü veya medyomluğu meslek edinmek, astral seyahat yapmak, görünmeyen varlıklara hükmetmek veya okült güçlere sahip olmak, bir kimseyi hiçbir zaman iyi bir insan haline getirmemiştir. Psişik gelişim, aksine benliğin, her türlü gerçek spiritüel gelişim yoluna ters düşen özelliğe sahip bir yola girmesine de zemin hazırlamaktadır. Kudret sahibi olma arzusu, fizik veya psişik dünyada geçerli olan bir arzudur: Fizik seviyede, siyasi, mali, askeri veya adli güç arayışına girme görünümü altında; psikolojik seviyede ise entelektüel üstünlük, majik güç veyahut da duyular ötesi algılama ya da etkileme yeteneklerini geliştirme hasretiyle yanıp tutuşma görünümü altında ortaya çıkmaktadır.
Psikoloğa soracak olursanız o, size “içe dönük mizaç sahibi kimselerin tutkuları psişik bir tarzda belirir, buna karşılık dışa dönük mizaç sahiplerininkiler ise fizik alanda baş gösterir.’ diyecektir.
Görüldüğü üzere, parapsişik gelişimin fizik gelişimden bir farkı yoktur; bu süreç, alıp genleşme ve şişme ile sonuçlanan bir süreçtir. İşte bu yüzden de insan tabiatının doymak bilmezliğini teşvik etmektedir.
Gerçek Spiritüel Gelişim.
Buna karşılık, spiritüel gelişim ise gerçek anlamda "terk" ile sonuçlanan bir süreçtir. Bu süreçte kişi, fizik dünya ile psişik dünyanın ötelerinde bulunmaktadır. Demek ki insan, ruhaniyete, ancak bedeni ve zihni aşıp geçtiği takdirde ulaşabilmektedir.
Buna göre, psişik gelişim ile spiritüel gelişim, birbirine zıt iki hareketi oluşturmaktadırlar. Parapsişik gelişim vasıtasıyla, insan, bireysel kişiliğini geliştirmekte, güç ve kudretini artırmaktadır. Spiritüel gelişim vasıtasıyla ise bireysel kişiliğinden ve dünyadan özgürleşmektedir. Onun için, belli bir aşamada terk edilmesi gereken bir aracın bireyi ruhsal olarak geliştireceğini sanmak safdillik olur!
Psişik yeteneğin pek çok insanı yolun oyuncağı haline getirdiğini bilen gerçek ruhsal yol sahibi kişi, asıl gelişimin spiritüel yani ruhsal olduğunu ve sürekli kendini bilme, egoyu denetleme uygulamaları yapması gerektiğini iyi bilir.
İnsan, spiritüel anlamda gelişim kaydederek, insana ve dünyaya ilişkin olan; fizik ve psişik diye anılan ve iki ayrı görünüm arz eden her türlü aç gözlülüğü terk etmiş olmaktadır. Buna karşılık, tam bir içsel sadeleşmeyi gerçekleştirmiş biri ise; sadeleşmeyi de terk haline ulaşabilir yani "terki de terk" halinde Evrensel bir kimliğe kavuşmaktadır. Tasavvuf eğitiminde terkin terki oldukça önemli bir makamı işaret eder ve herkesin ulaşması da mümkün olmayan bir noktadır.
Spiritüellik Zihnin Ötesindedir.
Spiritüel olan şey (ruhaniyet), zihnin ötelerinde bulunan şeydir. Bundan da şu sonuç çıkmaktadır ki, zihin, ruhaniyet konusunda çok bilgi sahibi değildir. Ruhaniyet denilen şey, hepimizde mevcut bulunan, şu söze dile gelmez boyuttur. 0, her türlü nesnelleştirmenin veya her türlü somut vizyonun ötelerine taşan, şu sınır tanımaz ve tasvire gelmez gerçekliğin ta kendisidir. 0, sinesinde en yüce huzuru barındıran zaman ötesi sükunetin ta kendisidir. Her türlü gerçek inisiyasyon bizi o huzura ulaştırmakta, harika güçlere sahip olma arzusunu ise çocuksu yapıdaki kimselere bırakmaktadır.
Evrensel Kimliğe (İnsan-ı Kamil/ Kozmik İnsan) kavuşmuş olan kişinin majik veya doğaüstü nitelikli hiçbir güce ihtiyacı olmaz, çünkü kavuşmuşluk halinden sonuç olarak ortaya çıkmış olan büyük mutluluk ve gına (tamlık) hali, insana en yüksek seviyeli parapsikolojik güçleri kazandırabilen şeyin de ötelerine geçmektedir.
Gerçek inisiyasyonun konusu, iç varlığımızda mevcut bulunan Kozmik ve İlahi Hayatı bulmak üzere bedeni ve zihni aşıp geçerek Evrensel Enerjiler ve Evrensel Yasalar ile birleşmektir. Bu konu da sık sık Tanrı’yla birleşmek; Tanrı’ya kavuşmak ya da bizzat yaşayan Tanrı olmak şeklinde yanlış anlaşılmakta ve bu bilgi yanlış kullanılmaktadır.
Birey, terk olgusunu başarıp aşkınlığa ulaşma amacına sıkı sı kıya sarıldığı takdirde, gerçek inisiyasyona, sandığından da kısa bir zaman içinde ulaşabilir. Ama yine de bu sonuç, ciddiye alınmamaktan özellikle hoşlanmayan ve spiritüel uyanışta önemli bir rol oynadığına sizi sürekli inandırmaya çalışan zihnin; kurduğu sayısız kurt kapanlarını dikkate almadan, zihinsel sınavları vermeden, aklın aldatmasına kanmaktan kurtulmadan ortaya çıkacak bir sonuç değildir.
Bundan da anlaşılacağı üzere, sizi ayartmak ve gerçek amacınızdan saptırmak için zihin, gözler önüne bir sürü delil sürebilir.
Alıntı
Bu paragrafın düşünülerek üzerinde durulmasını '' tavsiye'' ederim
"Parapsikoloji’deki psişik yetenek ile ruhaniyeti (spiritualite) birbirine karıştırma olgusu, çağımızda pek sık görülen bir şeydir. Psişik anlamda gelişim sağlayınca spiritüel anlamda da gelişim kaydetmiş olacağını içtenlikle düşünen insanların sayısı bugün bile bir hayli kabarıktır. Diğer yandan, psişik seviyenin ötesine geçemedikleri halde kendilerini spiritüel seviyeli olarak göstermeye çalışan inisiyasyonların sayısı da bir hayli kabarıktır."
Parapsikoloji’deki psişik yetenek ile ruhaniyeti (spiritualite) birbirine karıştırma olgusu, çağımızda pek sık görülen bir şeydir. Psişik anlamda gelişim sağlayınca spiritüel anlamda da gelişim kaydetmiş olacağını içtenlikle düşünen insanların sayısı bugün bile bir hayli kabarıktır. Diğer yandan, psişik seviyenin ötesine geçemedikleri halde kendilerini spiritüel seviyeli olarak göstermeye çalışan inisiyasyonların sayısı da bir hayli kabarıktır.
Bazı kimseler, psişik anlamdaki gelişimin spiritüel anlamdaki gelişimi sağlayabileceğinden söz etmektedirler. Fizik olanın da, psişik olanın da ötelerinde yer alan ruhaniyet, fizik veya psişik anlam içeren çalışmalar yapmakla değil, ancak bu iki alanın ötelerine geçilerek elde edilebilecek bir şeydir ki bunu, sağduyu sahibi bir insan birazcık düşünerek bile bulabilir.
Psişik anlamlı gelişim, majiye veya parapsikolojiye ilişkin her şeyi içeren bir gelişim biçimidir. Kişinin, falan yeteneğini veya filan gücünü geliştirmek suretiyle spiritüel gelişimini gerçekleştirebileceğini sanması yanlış bir anlayıştır. Böyle bir görüşün yetersizliğini ortaya koymak üzere, psişik güçlere sahip olup onları bencilce maksatları yolunda kullanan bir sürü insan örneğini gözler önüne sermek yeterlidir sanırız!
Telepatiyi, duru görüyü veya medyomluğu meslek edinmek, astral seyahat yapmak, görünmeyen varlıklara hükmetmek veya okült güçlere sahip olmak, bir kimseyi hiçbir zaman iyi bir insan haline getirmemiştir. Psişik gelişim, aksine benliğin, her türlü gerçek spiritüel gelişim yoluna ters düşen özelliğe sahip bir yola girmesine de zemin hazırlamaktadır. Kudret sahibi olma arzusu, fizik veya psişik dünyada geçerli olan bir arzudur: Fizik seviyede, siyasi, mali, askeri veya adli güç arayışına girme görünümü altında; psikolojik seviyede ise entelektüel üstünlük, majik güç veyahut da duyular ötesi algılama ya da etkileme yeteneklerini geliştirme hasretiyle yanıp tutuşma görünümü altında ortaya çıkmaktadır.
Psikoloğa soracak olursanız o, size “içe dönük mizaç sahibi kimselerin tutkuları psişik bir tarzda belirir, buna karşılık dışa dönük mizaç sahiplerininkiler ise fizik alanda baş gösterir.’ diyecektir.
Görüldüğü üzere, parapsişik gelişimin fizik gelişimden bir farkı yoktur; bu süreç, alıp genleşme ve şişme ile sonuçlanan bir süreçtir. İşte bu yüzden de insan tabiatının doymak bilmezliğini teşvik etmektedir.
Gerçek Spiritüel Gelişim.
Buna karşılık, spiritüel gelişim ise gerçek anlamda "terk" ile sonuçlanan bir süreçtir. Bu süreçte kişi, fizik dünya ile psişik dünyanın ötelerinde bulunmaktadır. Demek ki insan, ruhaniyete, ancak bedeni ve zihni aşıp geçtiği takdirde ulaşabilmektedir.
Buna göre, psişik gelişim ile spiritüel gelişim, birbirine zıt iki hareketi oluşturmaktadırlar. Parapsişik gelişim vasıtasıyla, insan, bireysel kişiliğini geliştirmekte, güç ve kudretini artırmaktadır. Spiritüel gelişim vasıtasıyla ise bireysel kişiliğinden ve dünyadan özgürleşmektedir. Onun için, belli bir aşamada terk edilmesi gereken bir aracın bireyi ruhsal olarak geliştireceğini sanmak safdillik olur!
Psişik yeteneğin pek çok insanı yolun oyuncağı haline getirdiğini bilen gerçek ruhsal yol sahibi kişi, asıl gelişimin spiritüel yani ruhsal olduğunu ve sürekli kendini bilme, egoyu denetleme uygulamaları yapması gerektiğini iyi bilir.
İnsan, spiritüel anlamda gelişim kaydederek, insana ve dünyaya ilişkin olan; fizik ve psişik diye anılan ve iki ayrı görünüm arz eden her türlü aç gözlülüğü terk etmiş olmaktadır. Buna karşılık, tam bir içsel sadeleşmeyi gerçekleştirmiş biri ise; sadeleşmeyi de terk haline ulaşabilir yani "terki de terk" halinde Evrensel bir kimliğe kavuşmaktadır. Tasavvuf eğitiminde terkin terki oldukça önemli bir makamı işaret eder ve herkesin ulaşması da mümkün olmayan bir noktadır.
Spiritüellik Zihnin Ötesindedir.
Spiritüel olan şey (ruhaniyet), zihnin ötelerinde bulunan şeydir. Bundan da şu sonuç çıkmaktadır ki, zihin, ruhaniyet konusunda çok bilgi sahibi değildir. Ruhaniyet denilen şey, hepimizde mevcut bulunan, şu söze dile gelmez boyuttur. 0, her türlü nesnelleştirmenin veya her türlü somut vizyonun ötelerine taşan, şu sınır tanımaz ve tasvire gelmez gerçekliğin ta kendisidir. 0, sinesinde en yüce huzuru barındıran zaman ötesi sükunetin ta kendisidir. Her türlü gerçek inisiyasyon bizi o huzura ulaştırmakta, harika güçlere sahip olma arzusunu ise çocuksu yapıdaki kimselere bırakmaktadır.
Evrensel Kimliğe (İnsan-ı Kamil/ Kozmik İnsan) kavuşmuş olan kişinin majik veya doğaüstü nitelikli hiçbir güce ihtiyacı olmaz, çünkü kavuşmuşluk halinden sonuç olarak ortaya çıkmış olan büyük mutluluk ve gına (tamlık) hali, insana en yüksek seviyeli parapsikolojik güçleri kazandırabilen şeyin de ötelerine geçmektedir.
Gerçek inisiyasyonun konusu, iç varlığımızda mevcut bulunan Kozmik ve İlahi Hayatı bulmak üzere bedeni ve zihni aşıp geçerek Evrensel Enerjiler ve Evrensel Yasalar ile birleşmektir. Bu konu da sık sık Tanrı’yla birleşmek; Tanrı’ya kavuşmak ya da bizzat yaşayan Tanrı olmak şeklinde yanlış anlaşılmakta ve bu bilgi yanlış kullanılmaktadır.
Birey, terk olgusunu başarıp aşkınlığa ulaşma amacına sıkı sı kıya sarıldığı takdirde, gerçek inisiyasyona, sandığından da kısa bir zaman içinde ulaşabilir. Ama yine de bu sonuç, ciddiye alınmamaktan özellikle hoşlanmayan ve spiritüel uyanışta önemli bir rol oynadığına sizi sürekli inandırmaya çalışan zihnin; kurduğu sayısız kurt kapanlarını dikkate almadan, zihinsel sınavları vermeden, aklın aldatmasına kanmaktan kurtulmadan ortaya çıkacak bir sonuç değildir.
Bundan da anlaşılacağı üzere, sizi ayartmak ve gerçek amacınızdan saptırmak için zihin, gözler önüne bir sürü delil sürebilir.
Alıntı
Bu paragrafın düşünülerek üzerinde durulmasını '' tavsiye'' ederim

"Parapsikoloji’deki psişik yetenek ile ruhaniyeti (spiritualite) birbirine karıştırma olgusu, çağımızda pek sık görülen bir şeydir. Psişik anlamda gelişim sağlayınca spiritüel anlamda da gelişim kaydetmiş olacağını içtenlikle düşünen insanların sayısı bugün bile bir hayli kabarıktır. Diğer yandan, psişik seviyenin ötesine geçemedikleri halde kendilerini spiritüel seviyeli olarak göstermeye çalışan inisiyasyonların sayısı da bir hayli kabarıktır."