"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Pozitif Düşünmek Öğrenilebilir mi ?

şinçeyank

Kayıtlı Üye
Pozitif olmak, iyimser düşünmek hayatı toz pembe görmek değildir. Aksine pozitif düşünenler engeller karşısında yılmak yerine düşünüp mücadeleye devam edenlerdir. Peki pozitif olmak öğrenilebilir mi? İşte cevabı...

İyimserlik öğrenilebilir mi?

Kendinizi yorgun hissediyor musunuz? Enerjiniz daha öğleye varmadan tükeniyor mu? Kendinizi iş ortamına yabancı hissettiğiniz oluyor mu? Sebepsiz yere çabucak sinirleniyor musunuz?

Bu soruların çoğuna evet diyorsanız büyük ihtimalle "tükenmişlik sendromu" yaşıyorsunuz demektir.

Tükenmişlik hissi insanın hayat kalitesini düşürür. Bunu yaşayan insanlar iş hayatlarında verimsiz; özel hayatlarında mutsuz olurlar.

Schopenhauer "Engelleri aşmak, varoluşun en büyük amacı ve hazzıdır." der. Schopenhauer gibi düşünenler hayatı, "engelleri aşmak" olarak görüyorlar. Onlar için hayat daha çok acılarla dolu ve doğal olarak amaç bu acıları dindirmek ya da azaltmak.

Bir de hayata olumlu yönünden bakanlar var. Pozitif psikolojinin öncülerinden Martin Seligman'a göre hayat sadece engelleri aşmak değildir. İnsan mutlu olmak için yaşamalıdır.

Peki siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce hayatın amacı acıları dindirmek ya da azaltmak mı yoksa mutlu olmak mı?

Martin Seligman'ın daha mutlu ve refah içinde bir hayat yaşamak için bizim elimizde olan ve istediğimiz takdirde çoğumuzun uygulayabileceği beş adımlı bir formülü var:

1-Aklımızdaki pozitif duygu ve düşüncelerin sayısını artırmak. Bilimsel birçok deneye göre, zihnindeki düşüncelerinin çoğu olumlu olanlar daha mutlu oluyorlar.
Seligman, depresyonda bile olsanız, her gece o gün yaptığınız üç olumlu davranışı -bunlar çok önemsiz, küçük şeyler bile olabilir- aklınızdan geçirerek uyumanızı öneriyor. Bu küçük egzersiz bile ertesi günün iyi geçmesine neden oluyor. Bunu alışkanlık haline getirenlerde ise depresyon riski azalıyor.
Anlaşılan o ki zihnimizi olumlu düşüncelere odaklamak bize iyi geliyor. Olumsuz duygular ise (kızgınlık, kıskançlık, nefret, utanma, suçluluk...) bizi mutsuz ediyor.

2- İnsanın kendi güçlü yönlerini keşfetmesi ve hayatında bu güçlü yönlerini daha çok kullanması gerekiyor. İş hayatında kendi güçlü yönleri kullanan insanlar yaptıkları işle bütünleşiyorlar, zamanın nasıl geçtiğinin farkına bile varmıyorlar. Bu durumu Mihaly Csikszentmihalyi "akış" (flow) olarak tanımlıyor.
İnsanı "alıp götüren" bu iş birisi için bahçeyle ilgilenmek ya da çocuk yetiştirmek olabileceği gibi başkası için şirket yönetmek ya da arkeolojik kazı yapmak olabilir.

3- Seligman’a göre mutlu insanlar ilişkilerinde sevgiyi ön planda tutup yapıcı tavır sergiliyorlar. Kendilerini kenara çekip başkalarını yargılamak yerine insanların hayatlarına dahil oluyor ve kendi hayatlarına insanları dahil ediyorlar.

4- Mutlu insanlar, hayatlarının anlamını bulmuş insanlardır. Hayatın anlamı bir şeye sahip olunca bulunmaz. Bir mevkiye gelmek de insana hayatın anlamını öğretmez.

İnsan ancak kendisinden daha büyük bir şeye bağlanıp ona inanırsa hayatın anlamını yakalar. Herkesin anlam arayışı farklıdır elbette.

Bazıları bu anlamı dinde ve ibadette bulur, bazıları kendini bilime adar. Anlamlı bir hayat, kimisi için iyi çocuklar yetiştirmek, kimisi için mesleğini hakkıyla yapmak olabilir.

Bu anlam sayesinde insan hayattaki varoluşun nedenini anlar, hedefini netleştirir.

Anlam insanın pusulasıdır.

5- Hayatlarında anlam bulan ve olumlu ilişkiler yaşayan insanlar kendilerine somut hedefler koyup bu hedefleri gerçekleştirmek için yaşarlar. Hedefi olan insanlar hayata tutunurlar. Sanıldığının aksine başarılı insanlar en zekiler arasından değil hayata en sıkı tutunanlar arasından çıkıyor.

(Seligman, kendi teorisini PERMA olarak adlandırıyor. PERMA, yukarıda anlatmaya çalıştığım beş maddenin İngilizce isimlerinin baş harflerinden oluşuyor.

Pozitive emotion, Engagement, Relationship, Meaning ve Achievement)
2000'li yılların başından itibaren pozitif psikolojiden esinlenen psikologlar da "kendini işine adama" gibi kavramları daha sistemli bir şekilde incelemeye başladılar. Özellikle Fred Luthans, kendilerini işlerine adayan kişilerin öz yeterlilik, iyimserlik, dayanıklılık gibi yapıcı duygulara sahip insanlar olduklarını kanıtladı.

Pozitif psikoloji 1980’lerden sonra yükselişe geçti ve bize şunu öğretti:
Başını sokacak bir evi, yiyecek yemeği olmayan, sefalet içinde yaşayan insanlar elbette mutlu olamazlar; ama bu seviyenin üzerindeki herkesin mutlu olması kendi elindedir.

İşin püf noktası şudur : Biz genelde hayata tersten bakmaya programlanmışız. Zannediyoruz ki mutlu olmak için önce başarılı, zengin ya da çok popüler olmak gerekiyor. Ama aslında doğru olan tam tersidir, eğer insan olumlu düşünür, sevgiye dayalı ilişkiler kurup anlamlı bir hayat yaşamaya başlarsa mutluluk o insanın peşini bırakmaz. Mutluluk insanın kendi tercihiyle elde edeceği bir zihin durumudur. İnsanın mutlu olması için önce mutlu olmayı seçmesi gerekir.
California Üniversitesi hocalarından ve pozitif psikolojinin en tanınmış isimlerinden Sonja Lyubomirsky'nin de ısrarla vurguladığı gibi mutlu olmak ve daha tatminkar hayatlar yaşamak bizim elimizdedir.

Yeter ki şükretmeyi, affetmeyi, ilişkileri sevgi üzerine kurmayı, ihtiyacı olanlara yardım etmeyi ve hayattan zevk almayı öğrenebilelim.
İyimserlik de mutlu olmak da öğrenilebilir.

Kaynak : Temel Aksoy
 
Pozitif düşünmede her anlayış sevgi üzerine kurulu Herkezi sevmek istiyorum ama bazı insanlar bana acı çektirirken ayrım yapmaksızın herkezi nasıl sevebileceğim çözümü bulamıyorum
 
ilişkiler ve kurduğun diyaloglar karşılıklı şekillenir siz kendinizi karşı tarafa nasıl aktarırsanız karşıdaki de ona göre hareket eder veya ona göre düşünür. Hayal kırıklığı umutsuzluk veya başkaları tarafından kötü anlar yaşayanlar öncelikle kendilerinin nasıl bir diyalog ve yaşam tarzı olduğuna ve karşı tarafta nasıl bi etki bıraktığını düşünmelidir. Bu hayata karşı da yani hayatla ilgili kurduğumuz ilişkide de böyledir. :) teşekkürler.
 
Hayatımın içindeki bir kişiyi nasıl görmezden geliyim evet denedim ama bir yere kadar dayanabiliyorum sora görmek zorunda kalıyorum umursamamak çözüm değil çünkü sorun sen umursasanda umursamasanda devam ediyor.Ama çözüm yine bende bunu biliyorum ve içimde
 
Ben yapabiliyorum ne kadar hayatımda olursa olsun o yokmuş gibi davranınca karşımdaki kişide etkileniyor ve belkide yapım gereği biraz sertim o konularda, belli ediyorum ve belirli düzelmeler başlıyor aramızda. Evet çözüm sizin içinizde :)
Sevgiyle kalın
 
bence pozitif düşünce karekterle baya yakın bi ilişkisi var çünkü bazı insanlar sürekli pozitif olabilirken bazıları ise çok karamsar oluyor istesede istemesede.
 
Ben iyimserliği tasavvufta buldum.Sitede değişik dinlerden forumcular bulunuyor.Ben islam dini mensubuyum..Belki kuran ı kerimde istendiği sevyede değilim ama tasavvuf okudukça,Yüce Allah ın verdikleri nimetlerin farkına vardığımı,herbir nimetin bir anlamı olduğunu,Allah ın yarattığı tüm varlıklara merhamet edilmesi gerektiğini(sen yaratanın kullarına merhamet et ki,Yaratan da sana merhamet etsin bilinci),fazla konuşmamayı ve gıybet yapmamayı(dolayısıyla kimsenin gönlünü kırmıyorsunuz,kimseyi kırmadığınız için kimse gelip yakanıza yapışmıyor ve başka olumsuzluklar yaşamıyorsunuz)muhtaç olanlara yardım etmeyi(canı gönülden herhangi bir iyilik yaptığınızda,karşılığında ne kadar mutlu olduğunuzu fark ediyorsunuz)ve daha o kadar güzellikler var ki ..Tasavvuf okudukça daha iyimser oluyor,belki herşeye çok pembe olmasa bile dünyaya geliş gayenizi bildiğiniz için,hayrın ve şerrin Yüce Allah tan geldiğini öğrendiğiniz için, olumsuzluklara feryat etmeyip,daha tolerans göstererek sabırlı olmayı öğreniyorsunuz.Kendimden biliyorum.Eskiden ufacık bir olumsuzluk canımı çok sıkarken,geliştikçe(tasavvufta yol aldıkça)daha şükreden,sabreden ve takmayan(hemen hemen)bir fert oluverdim.Bu nedenle islam mensubu olan kardeşlerime tasavvuf okumalarını tavsiye ederim,Diğer din mensuplarına maalesef bir tavsiyem olamayacak ama onları kocaman öpüyorum sadece,sevgiler..
 
Geri
Üst