Merhaba yanlış anlamayın ama tam benlik bir konu.
Ölüm korkusu genel itibariyle bakarsak çok boyutlu ve çeşitlidir yalnızlık,yakınlarini kaybetme, ölüm ani ve ölüm sonrası fakat en çok değer verilen insanlara zarar gelme ve kaybetme korkusudur.
Her bireyde her yaşta görülen bir rahatsizlikdir(illet).
Aslında korkunun derecesi çeşitliliği kişinin inansına ve düşünce sistemine bağlıdır.
Kişi hayatına devam ettiği sürece ve yaşamın acimasizliklarini hatta imkansizliklarina şahit olunca ölümün ne olduğuna dair hissiyatı daha çok artmaktadır.
Peki o kadar laf söyledik yok mu bunun bir çaresi çıkış yolu?...
'' yüzleşme '' evet doğru duydunuz korku ile yuzlestigimiz sürece biz kazanırız bize bu kavramı hayat öğretti değil mi?
Az çok yapmamız gereken hayatın akışına ayak uydurmamiz gereken bir nokta vardır ölümle yüzleşen kişiyi uğurlamak cenazesinde bulunmak yahut yakınlarından o kişi hakkında iyi şeyler öğrenmek. Mezar ziyaretlerinin yapılması bize gerçeklerin aslında çok acı verici olmadığını hepimizin o yoldan geçeceği gerçeğini öğretecektir. Evet zor bir durum fakat oturup seyirci kalıp kendi içimizi yiyip durmaktansa etrafımızdaki insanlara negatif enerji yayıp bize karamsar bir yüzle bakilmasindansa gerçeklerle yüzleşmek daha kolay ve iyi gelecektir.
Kendimden örnek vermek gerekir ise ne zaman karanlık bir yolda yalnız yürüsem yanımdan geçen bir araçtan silah la oldurulcegimi hep sanırım. Sadece bu var başka bir şey yok. Fakat Oyle bir şey çevremde kimsenin başına gelmedi bu korkuyu tetikleyicek çevremde yaşayan kimsede olmadı.
Üstesinden o karanlık yollardan her daim geçtim her gün her gece durmaksızın minibüs kullanmam gereken yolda minibüse binmez 2-3km yürüdüğümü hatırlarim. Şimdi ise öyle bir şey yok. Düşüncem ve korkum o araba yanımdan geçerken benim oldurulmemdi taki bunu kendime yalan olduğunu ispatlayana kadardi...
Hatırladığım kadarıyla Kubler-Ross araştırmasına göre 5 farklı süreçten geçtiği ve bu süreçler : 1 reddetme 2- nefret 3-pazarlik 4- pes etme
Bu süreçler bu düşünce ve korkuya sahip olan 200 kişi üzerinde görüldüğü tespit edilmiştir.
Aslında açık konuşmak gerekir ise depresyona girmiş kişilerde bu korku var olmaktadır. Ölüm döşeğinde değilsiniz Allah korusun yakınınız sevdiğiniz kisiler ölümle burun buruna değil ki her dk korkasaniz... O yüzden bu depresyondan çıkmanın yolunu farklı yollarla aramalıyiz, şahsen ben kendim yüzlesmeyi tercih ettim ve kendimi kabullendirdim.
Top oynayan çocuğun başına bir sorun sıkıntı gelmedi değil mi?
Hızlı koşan çocuk biran düşüp boynunu kırmadı değil mi?
Hızlı giden bir araba kaza yapmadi değil mi?
İçtiğiniz ilaç kimseye öldürecek bir zarar vermedi değil mi?
Vs vs daha binbir örnek verebilir ve kendi kendimize evet aynen öyle deriz
Tabi hayat istisnalar ile doludur elbet hepimiz ölümle yuzlesicez ama senin korkundan dolayı değil yahut senin endisenden dolayı kimse ölmeyecek...
Asırlardan beri var olan ölüm korkusu sadece bireyleri değil toplumlari hatta ve hatta padişahları komutanları da ele almıştır...
Ölüm korkusundan dolayı hayatınızı düzene oturamiyacak bir hal alicaksinizdir ( bunu mu istiyorsunuz? )
Yaşamaktan korkan evlenmekten korkan eglenmekten korkan kendinden başkasınin dahi sosyallesmesinden korkar bir hal alicaksiniz(bunu mu istiyorsunuz?)
Hayata tutunan eğlenen eğlendiren mutlu olan mutlu eden bir birey mi olmak istiyorsun yoksa?...
Okuduğunuz için teşekkürler bazı yerler acı verici doğrulukta olabilir şimdiden kusura bakmayın
