Ben o cümleyi İslam'a ve Kuran'a inananlar için yazdım. Büyüye inanmak değil, yapmak günahtır. Sonuçta Peygamberimize de büyü yapılmıştır, olmayan bir şey yasaklanmaz.
Kişilere seçim yapabilmeleri için irade verilmiştir, yapılacak işlerde karar verme yetkisi insana aittir. İnsan kendi hür iradesi ile adam öldürme, öldürmeme, büyü yapma yapmama ..işlerine karar verir. İnsan düşünür, karar verir ve yapar. Sonuçta Allah, ne de başkası karışmaz, ancak "sonuçta insan iyilik yaparsa cennete, kötülük yaparsa cehenneme gider." denir. Aslında kişi başkasının özgür iradesine müdahale ettiğinde zaten bumerang gibi etkisini bu dünyada görür. İyilik yapan ve herkese karşı sevgi besleyen, kötülük veya kötü biri bile karşısına çıktığında ruhsal tekamülü için o kişiyi öğretmeni gibi görenler ve her olayın hayrında şerrin de öğretisi olduğuna inananlar zaten kendi yarattığı cenette yaşar. Artık hiç bir şey o kişiyi etkileyemez.
Hangi dinde olursa olsun yasaklar konulmuştur, bunların sebebi insanların gelişimleri için kötü etkileri olabilecek şeyleri engelleyebilmektir. Dikkat ederseniz bütün kadim bilgiler aşağı yukarı benzer şeyleri söylerler, yöntemleri farklı olsa bile gösterdiği, gidilmek istenen yol aynıdır. Bence dine itaatten öte ne denmek istenildiği ve ne için denildiğini düşünmeliyiz, sonrasında zaten itaat kendiliğinden gelir.
Sabır, hayat sınavında büyük bir fırsat ve hazinedir. Sınavın boşa gitmemesi ve pişmanlık olmaması için olaylarda sabır göstermeliyiz. Sabır ve irademizi kullanmaya başladığımız vakit zaten nefsimizin- egomuzun tuzağından da kurtulmuş oluruz.
"Güzel ve kalıcı bir dövmeyle süslenmek isteyen kişinin, dövmecinin iğnesine sabretmesi gerekir. Kalplerimize nurun, güzelliğin nakşedilmesi de sabırladır." demiş Mevlana
Sonuçta mesajınızda yazdığınız "majiyle ilgilenenin meselesi.... akışa bırakamamak, hırs ve tutkuların kurbanı olmak mıdır?" sorunuza cevabı ancak kişilerin kendileri ya da onları yakından tanıyan ve insan psikolojisi konusunda uzman kişiler cevaplayabilir. Kişinin kendisi bile neden dolayı yaptığını tam olarak bilemeyebilir, ya da bildiğini sanar ama yanılabilir. Kişi çaresizdim dese bile çözüm yolu tek değildir.
Forumda pek çok kereler yazdığım ve Mevlana'nın en sevdiğim sözlerinden;
"Üzülme! İstediğin birşey olmuyorsa ya daha iyisi olacağı için ya da gerçekten de olmaması gerektiği için olmuyordur."
Her inanca olduğu gibi majiyle uğraşanlara da saygım var, sonuçta herkesin inancı kendisine! Ama majisyen olmadan maji yapmaya kalkanları da emeklemeye bile başlamamış bir bebeğin koşma hevesine benzetiyorum.
Kim hangi ruh haliyle yaparsa yapsın, sonuçta dünyanın sonu değil ve hatalar da insanlar içindir, onlar bizi büyütür. Kimse dört dörtlük olamaz, ancak önemli olan hatalarımızdan ders alabilmektir.