"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Müzik mi bizi kullanıyor yoksa biz mi müziği kullanıyoruz?

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Ori
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Ori

🌙
Moderator
Arkadaşlar sizce müzik bizi yönlendiriyor mu? Mesela bir müzik insanın sıradaki hareketlerini oluşturabilir mi? Müzik beyine yapılması veya yapılmaması gereken şeyleri söyleyebilir mi? Müzik mi bizi kullanıyor yoksa biz mi müziģi kullanıyoruz hep arada kalıyorum. Bir müzik insanin ondan hoşnutluk duymasi sonrasi mutlu edebilir, üzebilir, ağlatabilir, gülümsetebilir. Yani demem o ki bizim hareketlerimizi bu denli ufak bir şekilde yönlendiren bir durum var ve biz buna ruhun besini diyoruz. Bir müzik insana heyecan verebilir, öfke verebilir ve benzeri durumlara neden olabilir. Müzik bir nevi insani rahatlatabilir. Kısacası müzik aslında yönlendiren ve esir alan bir frekans parçası olabilir mi? Müziğe neden tehlike gözüyle bakıyorum bilmiyorum.
 
Her şeyde olduğu gibi müziğin de kontrolsüzü zararlıdır. Kendinizi her şarkıya olduğu gibi bırakıyorsanız hareketleriniz kontrolden çıkabilir ve tehlike oluşturur. Yeri ve zamanında kendinizi bırakmanız gerekiyor. Yani müzik sizi değil, siz müziği kontrol etmelisiniz. Müziği nasıl kullanmak isterseniz o sonuçları alırsınız. Bir düğünün ortasında herkes eğlenirken bir anda hüzünlü bir parça açarsanız ya " Ne yapıyorsun sen?!" diye gerginlik çıkar, ya da insanların moralini bozmayı başararak düğünü sabote etmiş olursunuz. Ben ağırlıklı olarak rock, metal vb. parçalar dinliyorum. Eğer hareketlerimi müziğin kontrol etmesine izin verirsem olacaklar pek hayırlı olmaz.
Örneğin araç kullanıyorken kendimi müziğe kaptırmamam gerekiyor. Rock parçalarını bilirsiniz. Ne kadar kendimi kaptırmasam da müziğin coştuğu yerlerde biraz gaza basmaktan kendimi alamıyorum :)
Ama sakin, dinlendirici, meditasyon parçaları gibi şarkılara kendini tamamen bırakmanın bir zararı olacağını sanmıyorum. Her şey sizin niyetinize bağlı
 
Çok güzel bir soru, ben de hep düşünmüşümdür bunu.
Müzik yapan biri olarak gücünü pek tabi biliyorum, hislerin aktarımı her sanat dalıyla mümkün fakat en net geçiş yöntemi kesinlikle müziktir. Müzik aracılığıyla kitleler oluşturulabilir ve elbette bu kitleler yönetilebilir. Yani kısaca müzik bir araç ve kesinlikle notalardan ibaret değil zira notalar müziğin matematiğe indirgenmiş şeklidir. Asıl gerçek müzik hislerin yankılanmasıdır ve müziği doğru şekilde kullanan kişiler insanların hislerini yönetebilirler.. Sözün özü; gözlerimizin önünde tüm bunlar zaten yıllardır yaşanıyor ve diğer herşeyi farketmediğimiz gibi bunu da pek farketmiyoruz. Umarım bir gün herkesin herşeyi sorguladığı gerçek bir dünyaya uyanırız.
Sevgiler..
 
Galiba müzik bizi yönetiyor.Bugün üzülecek , sıkılacak tarzda bir şeyler yapmadım normal geçirdim zamanımı ama son yarım saattir açtığım bir şarkı yüzünden hüzün ve anlatamadığım duygular içerisindeyim. Bazen dertleşecek konuşacak insan arıyorum ama o kadar çok değil. Şunda müziğin verdiği duygular ile dertleşecek konuşacak birisini arıyorum içimde gizlediğim sıkıntılar hüzünler tek bir şarkı ile tekrar gün yüzüne çıktı. Ama bazı şarkılar var ne kadar hüzünlü olursan ol mutlu olmana yardımcı oluyor o şarkıyı önceden dinlediğinde ki mutluluk , hüzün , aşk , korku , karışık duyguların hepsini tek bir şarkı ile tekrar yaşayabilir. Bir anda mutlu veya hüzünlü olabiliriz. Müziğin ruhumuz ve duygularımız üzerindeki etkisi küçümsenemeyecek kadar büyük. En önemli noktası hangi şarkılarda mutsuz olduğu bildiğin gibi hangi müziklerde mutlu olduğunu hatırlamakta güzel. Benim kendi yaptığım bir uygulama ile şarkıları hatırlatıcı bir öğe olarak kullanabiliyorum . Yeni bir kitaba başladığım zaman kitabın tarzına göre tek bir grup ve belirli şarkıları düzenleyip o şarkıları tekrar dinlediğimde okuduğum kitaptaki karakterleri , olayları hatırlamama yardımcı oluyor. Müziği yöneten duygularını da kontrol edebilir bence bu arada çok güzel bir soru ile konu açmışsınız. Şuanda bir nevi içimi dökmeme yardımcı olduğunuz için çok teşekkür ederim. Sevgiler
 
Çok güzel ve benimde üzerinde düşündüğüm bir konuya deginmissiniz. tesekkurler.
Benim fikrim Kesinlikle müzik bizi kullanıyor.Bundan eminim..
Beni hep negatif yönde etkiliyor. Belki de dinlediğim tarzdan ötürü.
Ve çok yogunlasip kendimi kaptiriyorum. Bu sebepten bir kaç ay önce trafik kazasi bile yaptim. O duyguyla nasıl gaza abandiysam otabandan ciktigim anda, ışıklarda duran arabaya feci vurdum. Bu fiziksel bir örnekti. Ruh halim daha çok etkileniyor. Tabi ki ruhu besleyen çok guzel muziklerde vardir. Ama benim tarzım dark karanlik bu tarz disinda ki müziklerden pek zevk almiyorum..

Emeginize saglik... bu konuyu tek sorgulayan ben değilmişim..
 
Esir alma dersem biraz ağır olur ama ýönlendiriyor.Ruh halini zaten etkiliyor aksi söylenemez.Mesela ben kulaklıksız dışarı çıkmam.Ve notalar kulağımda çınladığı an ben daha hızlı yürümeye başlıyorum.Fiziksel anlamda somut ve net olarak farkındayım ki hareketimi yönlendiriyor.
Örneğin, bir iki defa müziksiz yürümeyi denedim çöktüm sanki,yoruldum.Ruhumda enerjim düştü,fiziksel olarakta yorgun hissettim.Tam anlamıyla emir altına alıyor diyemem,o kadar uzun boylu değil ama belli ölçüde etkiside yadsınamaz.Bu iyimi kötümü oda kişiye göre değişir.Bana göre olumlu.Müziksiź eksik olur benim bi yanım.
 
Müzik icra ederken siz müziği yönetirsiniz, dinlerken de sizi yönetir. Sonuç olarak müziği icra eden bizi yönetir ki Neva'dan Hüseyni'ye ordan da Hicazkâr'a ordan da Kürdili Hicazkâr'a geçerken duygularımız değişir. Makam değişir, biz değişiriz. Makam bizi değiştirir. Sadece musiki için değil bu bütün müzik çeşitleri için. Mesela Metallica'nın Low man lyrics'i dinlerken kapıldığımız duygu selinden bizi "fuel" şarkısı bir anda çıkartıp delice koşmamıza neden olabilir. Veya Judast'ın painkiller'ı gerçekten ağrımızı kesebilir.

Müzik ruhun gıdasıdıra dönüyorum yine ama olsun :cowboy: sonuçta müzik ruhun gıdasıdır ve biz yediklerimize göre bir şeyler hissederiz.
 
müzik ruhun gıdasıdır , lakin hangi frekansta yayınlandığı , hangi subliminal mesajlarla desteklendiğini bilmiyoruz çoğu şarkının.sesin frekansları ile kapsamlı araştırmalar yapılmış , hatta bu konularla ilgili enstitüler açılmıştır .örneğin internette "i-doser" denilen parçalar var mesela oldukça kalitesiz. i doserin üstünde çok çok kaliteli kapsamlı çalışmalar var , bir enstitünün yayınladığı çalışmalardan bahsetmek gerekirse , yarım saatlik bir parçanın fiyatı 400 doardan başlıyor 1000 dolara kadar çıkıyor :) yüzlerce parçası var. yararlı mı evet yararlı . bir nevi operator-öğrenci ilişkisi görüyor bu parçalar. geçen bir müzik dinledim öylesine lilith temalı , şarkı güzel fakat dinleyince bir mayışma başladı , bir boşvermişlik kapladı içimi , depresyon hali aldı .. bir de şarkıya kaptırdım kendimi 1-2 saat etkisinden çıkamadım . ori katılıyorum . müzik bizi yönlendiriyor.
 
Ses nötrdür. Ses titreşimdir. Ses ve sesin devamı müzik de öyle. İyi veya nötr bir şeyi kötüye çevirense nefse sahip bilinçtir.
Bazen doğa da müzik yapar. Doğanın yaptığı müzik, doğanın her halini yansıtır. Bir fırtınayı da yansıtır, bir çiçeklenmeyi de yansıtabilir. Fırtına kötü değildir, doğanın kendisidir haliyle nötrdür örneğin. Ancak bilinç sahibi nefsani bir varlık, o sesle oynayıp kullanarak bir işkence aracına da çevirebilir, bir terapi aracına da..
Yani müzik sadece bir takım çalgılarla değil, her yerde her biçimde bir şekilde vardır. Çünkü evrenin kendisi koca bir titreşimler silsilesi, devasa ve çok boyutlu bir orkestradır.
Müziğin özü yani titreşimdir yönlendirmeyi yapan. Bu yönlendirmeyi iyiye veya kötüye meylettiren ise nefsani bilinçlerdir.

Burada bir tür titreşim enerjisinden bahsediyoruz. Öyle ki bazı metallerin bazı varlıksal çalışmalarda kullanılmasının nedeni o metalin titreşimidir (bir nevi sesi, müziği). Misal bir konuda rastladığım kurşun dökme olayı vardı, mesela kurşun dökme basit alt düzey parazit varlıkların sizin üstünüzdeki enerjisel bağının zayıflamasına neden olabilmektedir. Demek ki ses ve titreşim sadece bizi değil, bazı varlıkları da etkiler. Özellikle kütle sahibi varlıkları. Cinler de kütle sahibidir ve bu konuda şuan bir araştırmam da var. Her şey bir biri ile o kadar bağlantılı ki.. Gerçekten muhteşem ve devasa bir orkestra..
 
Genelde özellikle reklam jenerik müziklerinde frekans kullanıldığını düşünüyorum. Bilinçaltında kalıcılık yaratmak ve o ürünü satmak adına. Bütün üreticiler yapmasa da bazıları bunu yapıyor. Diğer bir mesele bana göre müzik tamamiyle enerji ve bilinçaltına bağlı olarak kişiyi etkiliyor. Günümüzde özellikle güncel konularda şarkı yazılmasının sebebi bu. insanların bilinçaltında yatan şeylere dokunabilmek. Ama büyük bir büyüsü olduğu kesin özellikle klasik ve enstrümantal müziğin.
 
İnsan beyninin karmaşık bir yapısı var. Bu soruyu net bir şekilde cevaplamanın zor olduğunu düşünüyorum. müzik beyindeki bazı şeyleri harekete geçirir (mesela ortaçağ müziğinde diabolus in musica denilen bir ton vardır) dolayısıyla bir nevi "bizi kontrol eder" ama bunun için izin vermemiz gerekir. bir mağazanın önünden geçerken orada çalan müzikle kendinizi kaybetmezsiniz ama bilinçli olarak dinlediğiniz bir şarkıda veya gittiğiniz konserde kaybedebilirsiniz.
yani evet müzik bizi yönlendirebilir ama bu bence korkulacak bir şey değil. zaman zaman kendimizden geçmeye ihtiyacımız var.
 
Müzik bizi yönlendiriyor. En basit örnekle, asabınız bozuk olduğunda duygusal bir şarkı dinlerseniz sürekli sizi üzen olayı düşünürsünüz. Ancak hareketli ve duygusal olmayan herhangi bir parça dinlediğinizde kısa süreliğine de olsa üzüldüğünüz olayı unutursunuz. Müziğin etkisi bana göre kontrolümüz altında değildir. Yoksa alakasız bir zamanda alakasız bir yerde duyduğumuz ve tarzını sevmediğimiz için günlük hayatımızda dinlemediğimiz pop şarkının sözlerini, müziğini ezbere bilmezdik sözler, müzikler bizi etkiliyor. :)
 
Yakından tanığım önemli bir insan bu konu hakkında araştırma yapmış ve bana ses ile insanı yeniden kodlayabileceğini insan zihnini bir çeşit yazılım gibi ele alır isek kulak beyine direkt olarak bağlanan organlardan birisidir ve ses bir çeşit kodlama yöntemidir . Insan beyni için müzik ,ciddi anlamda etki eden faktörlerden bir tanesidir ."Araştırmadan kastım internetten yada kitaptan okumak değil bizzat bu konu hakkında çalışmalar yapmaktır ,gerçek anlamı da budur ."
 
İnsanın tüm alıcıları için geçerli bu.

Müziği frekansa çevirip, kulak alıcısı ile açıklayana kadar,

Gözün baktığı yașil, mavi, doğa, tabiat, mimari, simetri, helal, haram vs nasıl ki kod yazıyorsa,

Dokunma alıcısı tuzlu suda notralize oluyorsa, saf suda ariniyorsa, satende, naylonda, ipekte, pamukta nasıl ki farklı titresim aralığına giriyorsa,

Tatma alıcısı nasıl ki proteinleri ve karbonhidratları "afiyet "denen ahenge ceviriyorsa,

Bir koku alıcısı burun, kokuyu nasıl ki Huzura, huzursuzluğa, kaybolan hafıza haritasına, yaratıcılığa hatta, libidoya ve şiddete ve korkuya çevirebiliriyorsa,



Müzik te insanı vallahi alır götürür. Iyileștirir, yüceltir, yerer, hasta eder hatta kalp krizi bile tetikleyebilir.



Osmanlı savaşa giderken neden mehter ile giderdi? Çünkü o mehter korosunun tınısı, frekansı, sözleri, anlamları, sembolik anlamları Osmanlıların içindeki kahramanlık dürtüsünü feveran ettirirdi. Düşmana ise zaten motivasyon kaybı olarak direkt tesir ederdi.


Ezan da bir tınıdır. Musallatlı kişilere okunursa kişi kudurur. Mümine şifadır.

Bu da gösteriyor ki müzik; frekansı ile ayrı, anlamı ile ayrı, sembolik gizli sublinalleri ile ayrı değerlendirilmelidir. Bir şarkı propogandadir. Sözleri tartışmaya açık bir platformda değil direk kabule geçirme ve dayatma konumundadır. Çünkü dinlersiniz ama kime karşı çıkacaksınız ki? Dinleyenleri o büyüden alıkoyamazsınız.

Bu yüzden de müzik, film, dizi sektörlerinde dünya çapında ses getiren ürünlerden suphelenilmesi bence yerinde olur.

Müzik ile direkt buyuleyemezsiniz. Ama insanları evirebilirsiniz. Asıl büyü zaten insanın direncini kirabilirseniz tutar. Müzik ve dizi sektörü ile dejenere edilen toplumu Hertürlü tahrik edebilirsiniz artık.
 
Mesela az evvel çok güzel haberler almıştım, kendi kendime gülüyordum tınısını çok begendigim telefonumda kayıtlı olan şu şarkıyı açtım. Sebebini bende bilmiyorm.
ama dediğim gibi şarkıyla şu an hiç alakam yok.

Bu şarkı kendi kendine 15-20 defa başa sardı ve dinledim.
Yalnız şunu farkettim.
Şarkıda değildim, beynimin içindeydim. Beynimde bir sürü konuşma aldıgım sevinçli haberler düşünceler diyaloglar geçiyordu.
Bence izin vermediğimiz sürece normal şartlar altında dışarıdan hiçbir ses bizi tesiri altına alamaz. Şarkıyı dinlerseniz ne demek istediğimi anlarsınız. : )
 
Sevgi duygusu çok güçlü bir kalkan oluşturuyor. Pozitif olan negatiften çok daha güçlü ve de koruyucu bir etkiye sahip.
Güçlü olan duygu müzikteyse müzik etkiler ama güçlü olan duygu özellikle pozitifse ve de bizi bütünüyle içten sarıyorsa müzik kolay kolay soğuramıyordur.

Zamanında Kubilay Aktaş'ın 25. kare ile ilgili ve de subliminal msj.larla bilinçaltına yönelik çalışmalarını anlattığı kitabını okumuştum.
Çalışmaların süresi kişiden kişiye değişiklik gösteriyordu. Sürenin uzayıp kısaltmasında muhakkak bir çok etken vardır ama tesirlere ne kadar açık oldugumuz, o anki ruh halimiz ve de teknige karşı gösterdigimz içsel dirençte sürenin uzamasında yeterince etkili oluyordu.
 
Geri
Üst