C
cortana
Sizlere bilimselliği tam olarak ispatlanmamış ancak birçoğumuzun sezgisel olarak bildiği bir hipotezden söz etmek istiyorum; Morfik Alanlar ve Morfik Rezonans.
"Morfik Rezonans" kavramı, hayvanların bazı ilginç davranışlarını gözlemleyip araştıran Dr. Rupert Sheldrake tarafından ortaya atıldı. Koyunların farklı bahçelere girmek için işbirliği yaptığını ve hatta bazı koyunların diğerleri için köprü oluşturduğunu gören Sheldrake hayvanların bu tip davranışlarına biraz daha eğildiğinde; Amerika'da serçelerin süt şişelerini gagalayıp süt içmeyi öğrendiğini ve sonrasında serçelerin bu davranışının İsveç'e, Hollanda'ya, Danimarka'ya ve Japonya'ya yayıldığını fark etti. Ancak serçelerin göç alanı bu kadar geniş değildi. Kavramla ilgili olarak ilginç bir gözlem olayı ise kumlu patateslerle ilgili. Tatlı patateslerin tadını seven ancak kirli olduğu için yemekten kaçınan maymunların talihi, patatesi yıkamayı akıl eden yavru bir maymunla değişti ve 1958 yılının sonlarında tüm genç maymunlar patateslerini yıkayarak yiyordu.
Daha önce hiç bir şeyi düşündüğünüz ve sonra düşündüğünüz şeyin başka biri tarafından gerçekleştirildiğine şahit oldunuz mu? Sheldrake'e göre bunun sebebi morfik rezonans ve bu rezonansın yayıldığı morfik alanlar.
Her cismin bir morfik rezonansı olduğu ve bu rezonansların türler arası morfik alanlar yarattığını düşünen Sheldrake, sosyal grupların -birbirinden ne kadar uzak olursa olsun- morfik alanlar ile bir şekilde birbirine bağlandığını ve iletişim halinde kaldığını savunmuştur. Yine Sheldrake'e göre morfik alanlar, telepati sürecinin kanalı olarak görülür; morfik alanlar ve burada yaydığımız telepatik rezonanslar birçok yaşam türüyle iletişim kurmamızı sağlar. Eğer bir evcil hayvanınız varsa ve tek yaşamıyorsanız, evdekiler arasında ev sahiplerinin eve geleceğini evcil hayvanınızın hissettiğini hatta kim geliyorsa ona göre tepki verdiğini bir ya da iki kez konuşmuşsunuzdur. Modern dünyamızda ise bu durum en çok telefon görüşmelerinde ortaya çıkıyor; düşündüğünüz veya rüyanızda gördüğünüz kişi sizi yakın bir zaman diliminde arıyor, öyle değil mi? Telefon telepatisini inceleyen Sheldrake deneysel araştırmasının sonuçlarını "The Sense of Being Stared At: And Other Unexplained Powers of Human Minds" isimli kitabında detaylıca anlatıyor. Dolayısıyla hepimiz nöronlar gibi birbirimize bağlıyız ve elektrik akımlarıyla (ister rezonans diyin, ister elektromanyetizma) birbirimizi etkileme hatta birbirimize bir şeyler öğretme imkanına sahibiz. Uzaktan gerçekleştirilen spiritüel inisiyasyonlar bu duruma örnek verilebilir.
Yabancı bir sitede morfik rezonansın majikal alanda denenmesine ilişkin bir yazıya denk geldim; karanlık bir odada siyah aynayla gerçekleştirilen bir ritüelde, yaptığı rastgele bir davette birden fazla gölge ve birden fazla ses işittiğini söyleyen majisyen bu şekilde direkt olarak "morfik alana" ulaşabildiğini ifade ediyordu. Ve orada asıl yapılması gerekenin bu alana ulaşıldığında davetin amacına uygun olarak seçilen bir sese odaklanılması ve istenen bilginin alınması olduğunu yazmıştı. Kaldı ki varlıklarla veya çeşitli enerjilerle iletişim kurabilen çoğu majisyen -eğer spesifik bir davet yapmıyorsa- benzer durumu yaşıyor olabilir.
Özetle "morfik alan" teorisine göre düşünce ve bilgi, uzayda ve zamanda yer değiştirerek farklı bilinç alanlarına ulaşır. Morfik alanların tüm karmaşıklık düzeylerinde varsayılan özellikleri şu şekilde özetlenebilir:
1. Kendi kendini organize eden bütünlerdir.
2. Hem uzaysal hem de zamansal yönleri vardır ve titreşimsel veya ritmik aktivitenin uzaysal-zamansal kalıplarını düzenlerler.
3. Etkileri altındaki sistemleri, ortaya çıkışlarını organize ettikleri ve bütünlüğünü korudukları karakteristik faaliyet biçimlerine ve kalıplarına doğru çekerler. Morfik alanların, etkileri altındaki sistemleri kendine çektiği amaç veya hedeflere çekiciler denir. Sistemler ve çekiciler arasındaki yollara "chreodes" adı verilir.
4. İçlerinde bulunan morfik birimleri veya holonları birbirleriyle ilişkilendirir ve koordine ederler; bunlar da morfik alanlar tarafından düzenlenen bütünlerdir. Morfik alanlar, iç içe geçmiş bir hiyerarşi veya holarşi içinde kendi içlerinde başka morfik alanlar içerir.
5. Bunlar olasılık yapılarıdır ve organizasyon faaliyetleri olasılıksaldır.
6. Morfik bir birim kendi geçmişiyle öz rezonans ve önceki tüm benzer sistemlerle morfik rezonans tarafından verilen yerleşik bir hafıza içerir. Bu hafıza birikimlidir. Belirli aktivite kalıpları ne kadar sıklıkla tekrarlanırsa, o kadar alışkanlık haline gelme eğilimi gösterirler.
Tüm türlerin, alt türlerin kendi arasında ve türler arası, her şeyin ötesinde evrenle kozmik bir bilinç olduğunu iddia eden Morfik Alan ve Morfik Rezonans teorisine okült bir bakış açısıyla baktığımda, daha önce başka bir yerde denk geldiğim "morfik alanların", Yaratıcının bir tür sinir aktivitesi (sinaptik bağlantıları) olabileceği fikri oldukça akla yatkın görünüyor (metaforik bir anlatım, kimsenin inancına saygısızlık etmek istemem). Ayrıca ata bağlantılarının önemi de bu hipotezle yeniden vurgulanmış oluyor. Çünkü bu teoriye göre zamanın ötesinde tüm yaratımla bağlantı halindeyiz; dinazorlarla bile. Okült alanlara ilgisi olan hemen her bireyin geçmişte majiyle, ezoterizmle ilgilenen mutlaka bir atası olduğu görüşündeyim ve meditasyonlar, çalışmalar sırasında bu atalarımızla bağ kurarak onlardan pek çok şey öğrenebiliyoruz; bazen ritüeller bile! Ayrıca morfik alan hipotezi durugörü, medyumluk gibi gizemli alanlara da küçük bir ışık sızdırıyor. Bağlı hissettiğimiz alanda birçok bilgiye erişmek mümkün, bağlı hissettiğimiz alanı geliştirmek de mümkün. Kilit nokta ise yeniden bağlantı kurabilmek (alakasız görülse de aslında alakasız olmayan ve şifa kaynağına bu şekilde bağlanan Eric Pearl'ün "Tekrar Bağlantı" kitabını önermek istiyorum).
Bu hipotezi birçoğumuz ismi olmadan da biliyorduk. Çünkü gizemle ilgilenen birçok insan bu tür bağları hisseder. Bu konuyu oluşturma hedefim "hissettiğimiz bu şeyin" aslında doğrulanmaya çok yakın bir bilimsel hipotez olduğunu vurgulamak ve henüz hissetmemiş olanlarımız için bir ufuk açmaktı. Dilerim hedefine ulaşır. Majisyenlerin ilerleyen dönemlerde morfik alanlarda neler başaracağını görmeyi iple çekiyorum.
(Farklı kaynaklardan derlenen bilgiler ve biraz öznel düşünce içermektedir.)
"Morfik Rezonans" kavramı, hayvanların bazı ilginç davranışlarını gözlemleyip araştıran Dr. Rupert Sheldrake tarafından ortaya atıldı. Koyunların farklı bahçelere girmek için işbirliği yaptığını ve hatta bazı koyunların diğerleri için köprü oluşturduğunu gören Sheldrake hayvanların bu tip davranışlarına biraz daha eğildiğinde; Amerika'da serçelerin süt şişelerini gagalayıp süt içmeyi öğrendiğini ve sonrasında serçelerin bu davranışının İsveç'e, Hollanda'ya, Danimarka'ya ve Japonya'ya yayıldığını fark etti. Ancak serçelerin göç alanı bu kadar geniş değildi. Kavramla ilgili olarak ilginç bir gözlem olayı ise kumlu patateslerle ilgili. Tatlı patateslerin tadını seven ancak kirli olduğu için yemekten kaçınan maymunların talihi, patatesi yıkamayı akıl eden yavru bir maymunla değişti ve 1958 yılının sonlarında tüm genç maymunlar patateslerini yıkayarak yiyordu.
Daha önce hiç bir şeyi düşündüğünüz ve sonra düşündüğünüz şeyin başka biri tarafından gerçekleştirildiğine şahit oldunuz mu? Sheldrake'e göre bunun sebebi morfik rezonans ve bu rezonansın yayıldığı morfik alanlar.
Her cismin bir morfik rezonansı olduğu ve bu rezonansların türler arası morfik alanlar yarattığını düşünen Sheldrake, sosyal grupların -birbirinden ne kadar uzak olursa olsun- morfik alanlar ile bir şekilde birbirine bağlandığını ve iletişim halinde kaldığını savunmuştur. Yine Sheldrake'e göre morfik alanlar, telepati sürecinin kanalı olarak görülür; morfik alanlar ve burada yaydığımız telepatik rezonanslar birçok yaşam türüyle iletişim kurmamızı sağlar. Eğer bir evcil hayvanınız varsa ve tek yaşamıyorsanız, evdekiler arasında ev sahiplerinin eve geleceğini evcil hayvanınızın hissettiğini hatta kim geliyorsa ona göre tepki verdiğini bir ya da iki kez konuşmuşsunuzdur. Modern dünyamızda ise bu durum en çok telefon görüşmelerinde ortaya çıkıyor; düşündüğünüz veya rüyanızda gördüğünüz kişi sizi yakın bir zaman diliminde arıyor, öyle değil mi? Telefon telepatisini inceleyen Sheldrake deneysel araştırmasının sonuçlarını "The Sense of Being Stared At: And Other Unexplained Powers of Human Minds" isimli kitabında detaylıca anlatıyor. Dolayısıyla hepimiz nöronlar gibi birbirimize bağlıyız ve elektrik akımlarıyla (ister rezonans diyin, ister elektromanyetizma) birbirimizi etkileme hatta birbirimize bir şeyler öğretme imkanına sahibiz. Uzaktan gerçekleştirilen spiritüel inisiyasyonlar bu duruma örnek verilebilir.
Yabancı bir sitede morfik rezonansın majikal alanda denenmesine ilişkin bir yazıya denk geldim; karanlık bir odada siyah aynayla gerçekleştirilen bir ritüelde, yaptığı rastgele bir davette birden fazla gölge ve birden fazla ses işittiğini söyleyen majisyen bu şekilde direkt olarak "morfik alana" ulaşabildiğini ifade ediyordu. Ve orada asıl yapılması gerekenin bu alana ulaşıldığında davetin amacına uygun olarak seçilen bir sese odaklanılması ve istenen bilginin alınması olduğunu yazmıştı. Kaldı ki varlıklarla veya çeşitli enerjilerle iletişim kurabilen çoğu majisyen -eğer spesifik bir davet yapmıyorsa- benzer durumu yaşıyor olabilir.
Özetle "morfik alan" teorisine göre düşünce ve bilgi, uzayda ve zamanda yer değiştirerek farklı bilinç alanlarına ulaşır. Morfik alanların tüm karmaşıklık düzeylerinde varsayılan özellikleri şu şekilde özetlenebilir:
1. Kendi kendini organize eden bütünlerdir.
2. Hem uzaysal hem de zamansal yönleri vardır ve titreşimsel veya ritmik aktivitenin uzaysal-zamansal kalıplarını düzenlerler.
3. Etkileri altındaki sistemleri, ortaya çıkışlarını organize ettikleri ve bütünlüğünü korudukları karakteristik faaliyet biçimlerine ve kalıplarına doğru çekerler. Morfik alanların, etkileri altındaki sistemleri kendine çektiği amaç veya hedeflere çekiciler denir. Sistemler ve çekiciler arasındaki yollara "chreodes" adı verilir.
4. İçlerinde bulunan morfik birimleri veya holonları birbirleriyle ilişkilendirir ve koordine ederler; bunlar da morfik alanlar tarafından düzenlenen bütünlerdir. Morfik alanlar, iç içe geçmiş bir hiyerarşi veya holarşi içinde kendi içlerinde başka morfik alanlar içerir.
5. Bunlar olasılık yapılarıdır ve organizasyon faaliyetleri olasılıksaldır.
6. Morfik bir birim kendi geçmişiyle öz rezonans ve önceki tüm benzer sistemlerle morfik rezonans tarafından verilen yerleşik bir hafıza içerir. Bu hafıza birikimlidir. Belirli aktivite kalıpları ne kadar sıklıkla tekrarlanırsa, o kadar alışkanlık haline gelme eğilimi gösterirler.
Tüm türlerin, alt türlerin kendi arasında ve türler arası, her şeyin ötesinde evrenle kozmik bir bilinç olduğunu iddia eden Morfik Alan ve Morfik Rezonans teorisine okült bir bakış açısıyla baktığımda, daha önce başka bir yerde denk geldiğim "morfik alanların", Yaratıcının bir tür sinir aktivitesi (sinaptik bağlantıları) olabileceği fikri oldukça akla yatkın görünüyor (metaforik bir anlatım, kimsenin inancına saygısızlık etmek istemem). Ayrıca ata bağlantılarının önemi de bu hipotezle yeniden vurgulanmış oluyor. Çünkü bu teoriye göre zamanın ötesinde tüm yaratımla bağlantı halindeyiz; dinazorlarla bile. Okült alanlara ilgisi olan hemen her bireyin geçmişte majiyle, ezoterizmle ilgilenen mutlaka bir atası olduğu görüşündeyim ve meditasyonlar, çalışmalar sırasında bu atalarımızla bağ kurarak onlardan pek çok şey öğrenebiliyoruz; bazen ritüeller bile! Ayrıca morfik alan hipotezi durugörü, medyumluk gibi gizemli alanlara da küçük bir ışık sızdırıyor. Bağlı hissettiğimiz alanda birçok bilgiye erişmek mümkün, bağlı hissettiğimiz alanı geliştirmek de mümkün. Kilit nokta ise yeniden bağlantı kurabilmek (alakasız görülse de aslında alakasız olmayan ve şifa kaynağına bu şekilde bağlanan Eric Pearl'ün "Tekrar Bağlantı" kitabını önermek istiyorum).
Bu hipotezi birçoğumuz ismi olmadan da biliyorduk. Çünkü gizemle ilgilenen birçok insan bu tür bağları hisseder. Bu konuyu oluşturma hedefim "hissettiğimiz bu şeyin" aslında doğrulanmaya çok yakın bir bilimsel hipotez olduğunu vurgulamak ve henüz hissetmemiş olanlarımız için bir ufuk açmaktı. Dilerim hedefine ulaşır. Majisyenlerin ilerleyen dönemlerde morfik alanlarda neler başaracağını görmeyi iple çekiyorum.
(Farklı kaynaklardan derlenen bilgiler ve biraz öznel düşünce içermektedir.)