Mitolojide kadınlar.

AJA

Elit Üye
Katılım
15 Haz 2010
Mesajlar
3,097
Tepkime puanı
548
Umuyorum dogru yere açtım bu meseIeyi :)
Lilith
Tanrı altıncı gün kadını ve erkeği kendisinin bir benzeri olarak yaratır. Ama henüz Havva ortada yoktur...

İlk yaratılan Adem'di, ve bütün yaratıklara bakarak, --yaratıldığında yirmi yaşındaydı-- hepsinin eşleri olduğunu görüp onların aşklarını kıskandı. Sonunda bütün hayvanlarla sırayla cinsel ilişkiye girmeyi denedi ama bundan hiçbir haz alamadı. Bu adaletsizliğin bir çaresini bulması içinde Tanrıya yakardı : "Benim dışımda tüm yaratıkların eşleri var!"
Böylece Tanrı ilk kadın Lilith'i yarattı. Adem soyundan bu dişi şeytan, ve Naamah adında ona benzer bir diğeri, --Kabil soyundan Tubal'ın kız kardeşidir--, Asmodeus ve sayısız şeytan çocukları doğurdu. Birçok nesil sonrasında, Lilith ve Naamah, Jerusalem fahişeleri kılığına girdikleri bir gün, bacaklarının kıllı olmasından şüphelenilerek, Süleymanın mahkemesinde yargılandılar.
Adem ve Lilith, birbirlerine hiç uyum gösteremediler, Adem onunla yatmak istediğinde, Lilith onun istediği pozisyonu reddetti. "Niçin senin altında yatacakmışım?" diye sordu ona, "bende senin gibi topraktan yaratıldım ve seninle eşitiz." Ama Adem onu güç kullanarak yola getirmeye çalıştı. Tanrının sihirli ismini söyleyerek kurtulan Lilith'de uçup cennetten kaçtı.

Adem Tanrıya yakındı : "Eşim tarafından terkedildim." Tanrı önce, Lilith'i geri getirmesi için, Senoy, Sansenoy ve Semanglof adındaki melekleri gönderdi. Kızıl denizin derinliklerinde, yüzlerce şehvet şeytanının içinde buldular onu bu melekler. "Hemen Adem'e dön" dediler, "yoksa seni buna pişman ederiz!" Lilith sordu : "Kızıldenizin derinliklerinden sonra, nasıl Adem'e dönebilir ve uysal bir evkadını olabilirim?", "Bunu reddetmek sana ölümü getirir!" diye yanıtladılar onu. "Nasıl ölebilirim," diye sordu Lilith tekrar, "Tanrı bütün yeni doğan çocukların sorumluluğunu bana vermişken?" Böylece onları ikna etti; Ama Tanrı Lilith'i günde yüz şeytan çocuğunu öldürerek cezalandırdı; Lilith'de, intikam almak için geceleri yeni doğan bebekleri öldürmeye ya da onları çalmaya başladı, çünkü günde yüz çocuk doğurabiliyordu ve bunlarda Tanrı tarafından öldürülüyordu. Ayrıca, Lilith, yine geceleri, uykularında erkekleri ayartarak onlarla cinsel ilişkiye girer ve yeni şeytan çocuklar edinirdi. Yeni doğmuş bir çocuğu Lilith'den koruyabilmek için --ve sünnet olmamış erkeği-- içinde "Adem ve Havva. Lilith dışarı!" yazan kömürden yapılmış bir yüzüğü doğum odasının duvarına asmak, ve ayrıca yukarıda adı geçen meleklerin isimlerini de kapıya yazmak gerekirdi.

Dante Gabriella Rosetti'nin Lilith Çalışması
"Lilith", Babil ve Asur dillerinde geçen "lilitu," --dişi şeytan, ya da rüzgar-ruh-- kelimesinden türemiştir. Ama daha önce "Lillake" ismiyle milattan önce 2000'de, _Gilgamesh ve söğüt ağacı_ hikayesinin üzerinde yazılı olduğu bir sümer tabletinde görülür. Bu hikayede de yine bir dişi şeytan olduğu söylenir, Tanrıça Inanna'ya (Anath) doğru yönelmiş bir söğüt ağacının altında oturur Lillake. Günümüz İbrani etimolojisi ise "Lilith" kelimesinin, "layil", -gece- kelimesinden türediğini söyler. Isaiah XXXIV:14-15 göre ise, Lilith, yarı insan yarı keçi olan sartyrlerin, çok büyük ve tehlikeli bir öküz türü olan re'em'lerin, pelikanların, baykuşların, çakalların, devekuşlarının, ok yılanlarının ve çaylakların yanında, terkedilmiş harabelerde yaşardı. Babil Talmud'unda, Lilith, bir kadının yüzüne sahip ve kerub gibi kanatlı olarak resimlenmiştir ve Bava'Bashtra-73a da şeytan Hormiz ve Ormuzd onun oğullarıdır.
Sonra gelen mitlerde, Luciferin karısı olarak karşımıza çıkar Lilith. Ayrıca Yunan mitolojisindeki Lamia ile de bir tutulduğu olur. Antik Yunanlılar Lamia'nın küçük çocukları çalıp kanlarını içen bir vampir olduğuna inanırlardı. Yılana benzer bir yaratık olan Lamia'nın kafası ve göğüsleri ise bir kadına benzerdi. Efsaneye göre, bir zamanlar Zeus'la aşk yaşayan bir Libyan kraliçesi (ya da prensesi) olan Lamia, Zeus'un kıskanç karısı Hera tarafından bir canavara dönüştürüldü ve çocukları da yine Hera tarafından öldürüldü. Hera ayrıca onun gözlerini kapanmaz kıldı, ve böylece Lamia ölü çocuklarının görüntüsünden başka birşey göremedi. Zeus Lamia'ya ne olduğunu görünce acıdı ve ona eski halini geri verdi. Lamia gözlerini kapatabildi ama tekrar açıldılar, bu şekilde ve hiç uyumaksızın, bu kötü kadere mahkum edilen Lamia öcünü delice kıskandığı tüm annelerin çocuklarını kaçırıp onların kanlarını içerek aldı. Lamia and other Poems (1820) adlı eserinde İngiliz şairi John Keats'da Lamia hakkında yazmıştır. Bu kitapta Lamia kendini güzel bir kadına çevirerek, erkekleri baştan çıkarıp onları öldürürdü.

Circe
Circe, güneşin kızı, en çok büyülü bir değnekle erkekleri hayvanlara dönüştürme yeteneğiyle bilinen bir büyücüydü.
Odysseus ve adamları Aeaea adasına geldiklerinde, Circe ile karşılaşmış, ve Circe onları domuza dönüştürmüştü. Daha önceden Hermes'in verdiği bir ot sayesinde, yalnızca Odysseus bu büyüden kurtulabilmişti. Odysseus'a büyüsünün işlemediğini gören Circe korkmuş, ve Odysseus'un adamlarını eski haline sokmuştu. Hatta Odysseus'a yolculukları sırasında Siren'lere rastlayacağını o söylemişti...
Circe bir defasında da, Glaukos'a aşık olmuş, ama Glaukos'un gözü güzel Nymphe Skylla'dan başka birşey görmediği için Skylla'nın yıkandığı pınara sihirli bir su dökmüştü. Skylla bu pınara girer girmez gövdesinden köpek kafaları ve yılanlar çıkmaya başlamış, ve korkunç bir yaratığa dönüşmüştü.

Harpie'ler
Hırsızlar, Zeus'un tazıları...Yunan mitolojisinin ilk dönemlerinde, Harpie'ler güzel kanatlı bakireler olarak tasfir edilirdi. Sonraları, kanatlı, yaşlı ve çirkin bir kadın başı olan, kıvrık ve keskin pençeli canavarlar olarak anıldılar. İnsanları yeraltına taşıyarak orada onları cezalandırır ya da işkence ederlerdi ve onların götürdükleri kişiler asla geri dönemezlerdi. Pislikleri dayanılamayacak kötü kokan Harpie'lerin adasına, geleceği söylediği için Zeus tarafından gönderilen Phineus ne zaman bir lokma yiyecek olsa Harpie'ler gelip yemeğine pislerlerdi ve eğer Argonaut'ların gemisi o adaya uğramasaydı ve Cailas ile Zetes'de bu yaşlı adama yardım etmeseydi, o da açlıktan ölecekti...

Medea
Medea, tanrıça Hecate'ye tapan, antik dünyanın en büyük büyücülerindendi. Colchis kralı Aeetes'in kızı, ve güneş tanrısı Helios'un torunu idi.
Kral Aeetes, altın postun aranışı öyküsünde çok önemli bir yer tutar; Jason ve Argonaut'lardan oluşan mürettebatı Colchis'e altın postu aramaya geldiklerinde, Jason kral Aeetes ile konuşmuş ve altın postu vermesi karşılığında ne isterse yapacağını söylemişti. Bu arada Jason'dan yana olan Hera'da, aşk tanrıçası Afrodit'e gitmiş ve Medea'yı Jason'a aşık etmesini istemişti. Medea, daha Jason'un yüzüne bakar bakmaz Eros okunu fırlattı ve Medea'da ona aşık oldu.
Ama kral Aeetes altın postu vermek istemiyordu ve bunun için imkansız gibi gelen işler verdi Jason'a. Ateş püskürten, tunç ayaklı iki boğayı boyunduruğa koştuktan sonra, sürdüğü tarlaya da bir ejderhanın dişlerini ekmesini ve ekilen yerden çıkan silahlı adamların hepsini öldürmesini istedi ondan. Medea'nın verdiği bir merhemi vücuduna ve silahlarına süren Jason bu işi başardı. Kral Aeetes buna rağmen altın postu vermek istemedi ve Argonaut'ları öldürmeyi de kafasına koymuştu, babasının bu düşüncelerini anlayan Medea, koşup Jason'a haber verdi ve altın postu bir ejderhanın beklediğini ama onlara yardım ederek ejderhayı uyutabileceğini söyledi. Ejderhanın yanına vardıklarında Medea büyülü bir şarkı ile onu uyuttu, Jason'da altın postu aldı ve Yunanistan'a geri döndüler.
Jason saraya vardıklarında babasının Pelias'ın baskılarıyla kendi kendini öldürdüğünü ve annesinin de bu acıya dayanamayarak öldüğü gördü. İntikamını almasında da yine Medea yardım etti ona. Pelias'ın kızlarını yanına çağıran Medea, onların gözleri önünde yaşlı bir koyunu kesti, hayvanın parçalarını suya atarak kaynattı, büyülü sözler söyledi ve kısa bir zaman sonra kazandan gencecik bir kuzu fırladı. Babanız da böyle gençleşebilir dedi Medea onlara. Medea'ya inanan Pelias'ın kızları babalarını öldürüp kazana attılar ama büyülü sözleri söylemesi için Medea'yı aradıklarında onu bulamadılar...

Jason, Medea'yı bırakıp Korinthos kralının kızıyla evlenir başka anlatılarda, Medea ve çocukları sürgün edilir. Medea'da öç almak için büyülü ama çok güzel bir elbiseyi çocukları yoluyla kraliçeye armağan eder ve Jason'un karısı elbiseyi giyer giymez vücudu yanmaya başlar, eriyip gider...

Medusa
Orgonlardan biri ve içlerinde tek ölümlü olandı. Kanatlı, yılan saçlı korkunç bir yaratık olan Medusa'nın bakışları neye yönelirse o şey taşlaşırdı hemen. Mitolojide onun hakkında, bir zamanlar genç ve güzel bir bakire olduğu hakkında bir öykü vardır; Athena'nın tapınağında Poseidon ile yatarak kuralları çiğneyen Medusa'nın bu hakareti karşısında Athena'da onun saçlarını canlı yılanlara çevirmiştir.

Medusa, kahraman Perseus tarafından, Hermes ve Athena'nın da yardımıyla öldürüldü. Perseus, Medusa'nın kafasını kesip Athena'ya verdi. Athena'da Zeus'un kalkanı Aigus'un üstüne taktı kafayı, hep orada taşıdı.

Medusa'nın ölü vücudundan, daha sonra, Poseidon tarafından, dev Chrysaor ve kanatlı at Pegasus yaratıldı.
Sirenler
Yunan mitolojisinde, Sirenler, kadın başlı, kuş vücutlu yaratıklardı. Bir adada yaşarlardı (Sirenum scopuli; üç küçük kayalık ada) ve karşı konulmaz cazibedeki sesleriyle kayalıklara çektikleri gemiler paramparça olurdu. (Virgil V, 846; Ovid XIV, 88).
Argonautlar şarkılarını duyduklarında onlardan kaçabilmişlerdi, çünkü yanlarında Orpheus vardı ve onun lirinden çıkan ezgiler Sirenlerin seslerine üstün gelebilirdi ancak. Odysseus'da Circenin onu daha önce Sirenler konusunda uyarması sayesinde, onlarla karşılaşıpta hayatta kalabilen nadir kişilerdendir. Adamlarının kulaklarının balmumu ile tıkayan Odysseus, Sirenlerin seslerini duymak istemiş, karşı koyamayacağını bildiğinden de kendini geminin direğine sıkı sıkıya bağlatmıştı. (Odyssey XII, 39).
Homer yalnız iki sirenden bahseder, ama sonradan diğer yazarlar üç veya dörde çıkarmıştır bu sayıyı. Phorcys'in ya da fırtına tanrısı Achelous'un kızları oldukları en çok itibar gören fikirdir. Ovid'e göre, Sirenler, aslında Nymphe'ler ve Persephone'un oyun arkadaşlarıydı. Persephone, Hades tarafından yeraltına kaçırıldığında onlarda oradaydılar ama hiç bir şey yapmadılar. Demeter'de onları kadın başlı kuşlara dönüştürdü. (Ovid V, 551).

Sphinx
Antik Mısır da, Sphinx, bir aslanın kafasına sahip, bazen kanatları da olan bir heykeldir. "Sphinx" ismi, sonraki yüzyıllarda Mısır'ı ziyaret eden Yunan'lılar tarafından kral resimlerine eklenmiştir, çünkü bu heykeller onların Sphinx'ine çok benzerler. En çok bilinen örnek olan, Gizeh'in Büyük Sphinx'i (Nil'in batı kıyısındadır) aslında bir Sphinx değildir ama kral Khaf-Ra'nın (Chephren) başının, çökmüş bir beden üzerindeki tasviridir. Dördüncü hanedan zamanında (milattan önce 2723-2563) yapıldığı sanılmaktadır, diğerleri ise yedinci ile beşinci asırlarda yapılmıştır.
Yunan Sphinx'i, kötü şans, yıkım ve ölüm getiren bir ifritti. Typhon ve Echidna'nın evlatlarıydı. Dişi bir yaratıktı, bazen başı kadın olan kanatlı bir aslan, bazen de göğüsleri ve kafası bir kadına ait, pençeleri bir aslanın pençeleri, yılanınki gibi bir kuyruğu olan ve kanatlı bir yaratık olarak tasvir edildi.
Thenes şehri yakınlarında yüksek bir kayada oturan Sphinx gelip geçenlere bir bilmece sorardı. Bilmece şu idi : "Sabahleyin dört, öğleyin iki, akşam ise üç ayaklı olan yaratık kimdir"...Kim soruyu bilemezse Sphinx onu boğazlıyordu. Sonunda Oedipus bilmecenin yanıtının insan olduğu bildiğinde, Sphinx dayanamayıp kendini başaşağı kayadan aşağı bıraktı ve öldü.
"Sphinx" ismi Yunanca da sphingo'dan gelir ki anlamı boğazlayan demektir. Eski Asur mitlerinde ise Sphinx tapınak girişlerinin koruyucusu olarak görülür..

AIıntıdır..
 

Corina

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Nis 2011
Mesajlar
309
Tepkime puanı
43
Konum
Melekler Şehri
İş
ögrenci,
Bu yaratılışın kaçıncı bölümünde?

Ben Hz Adem'in bir hayvanla ilişkiye gireceğini sanmıyorum. Tevrat'ta yazıyormu?
 

AJA

Elit Üye
Katılım
15 Haz 2010
Mesajlar
3,097
Tepkime puanı
548
BaşIıga dikkat ettiyseniz ''mitoIojide kadınlar''. Tevrat'ta geçmiyor o şekilde.

Tevrat'ta Adem ve Havva'nın yaratılışı ile şu geçiyor; Kadının yaratılışı:
...Adem uyurken, Rab Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini alıp yerini etle kapadı. Adem'den aldığı bir kaburga kemiğinden bir kadın yaratarak onu Adem'e getirdi. (Yaratılış 2/21-22)

Adem “İşte, bu benim kemiklerimden alınmış kemik, etimden alınmış ettir.” dedi. Ona “Kadın” denilecek. Kadının yaratılışı, bilgi seviyesi kısıtlı olan o çağın insanlarına, kendilerinin anlayabileceği bir öykü şeklinde anlatılmıştı.

Kadın haklarının karşısında olanlar, asırlarca önce Tevrat'ta açıklanan bu bilgiyi kanıt göstererek, kadının Adem'in kaburga kemiğinden yaratıldığından, ikinci sınıf insan olduğunu ileri sürmüşlerdir. Oysa kadın, erkeğin kaburga kemiğinden yaratılmamış, erkeğin uydusu da değildir, erkeğe eşit ve ayni haklara sahiptir. Yüce Tanrı'nın insanlara lütfettiği son vahiy kitabı Kur'an, kadının gerçek yaratılışını ve erkek ile eşit oluşunu birçok ayetlerle açıklamıştır.
 

Corina

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Nis 2011
Mesajlar
309
Tepkime puanı
43
Konum
Melekler Şehri
İş
ögrenci,
BaşIıga dikkat ettiyseniz'' mitoIojide kadınlar''. Tevratta geçmiyor o şekiIde.
Tevratta adem ve havvanın yaratılısı iIe şu geçiyor;Kadının yaratılışı.
...Adem uyurken, Rab Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini alıp yerini etle kapadı. Adem'den aldığı bir kaburga kemiğinden bir kadın yaratarak onu Adem'e getirdi. (Yaratılış 2/21-22)
Adem “İşte, bu benim kemiklerimden alınmış kemik, etimden alınmış ettir.” dedi. Ona “Kadın” denilecek. Kadının yaratılışı, bilgi seviyesi kısıtlı olan o çağın insanlarına, kendilerinin anlayabileceği bir öykü şeklinde anlatılmıştı.

Kadın haklarının karşısında olanlar, asırlarca önce Tevrat'ta açıklanan bu bilgiyi kanıt göstererek, kadının Adem'in kaburga kemiğinden yaratıldığından, ikinci sınıf insan olduğunu ileri sürmüşlerdir. Oysa kadın, erkeğin kaburga kemiğinden yaratılmamış, erkeğin uydusu da değildir, erkeğe eşit ve ayni haklara sahiptir. Yüce Tanrı'nın insanlara lütfettiği son vahiy kitabı Kur'an, kadının gerçek yaratılışını ve erkek ile eşit oluşunu birçok ayetlerle açıklamıştır.

Anladım.Belki başka bir tercümedir diye düşündüm
 

AJA

Elit Üye
Katılım
15 Haz 2010
Mesajlar
3,097
Tepkime puanı
548
Bir çok kitapta farklı özetIemeIer ve açıklamalar var kadının yaratıIışı üzerine.Tevrat İnciI Kuran ve mitoIojide kadınIar.
Ozaman dan bu zamana o kadar çok şey degişti ki kadın haIa bir çok yerde arka pIanda.
Bu böyIemi oImaIı biImiyorum ama benim bir sözüm var bu yana ;
Tanrım beni erkekten sonra yarattıysa bir biIdigi var ve ben buna egiIiyorum.DoIayısıyIa ben den her anIamda bir adım önde oImalı. ;)
 
Üst