"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

►►►matrix◄◄◄

aRaSTıRMaCı

Kayıtlı Üye
Herkese merhaba...
Kafam çok karışık, artık hayatın ne olduğunu tam olarak anlayamıyorum yani ''matrix'' filminden herkes şu sözleri hatırlar.

Gerçek olan nedir ? Gerçeği nasıl tanımlarsın ?
Eğer hissedebildiklerimiz, görebildiklerimiz, tadabildiklerimizden bahsediyorsan, onlar beyin tarafından yorumlanan sinyallerdir.

Diye bir konuşma geçiyor, yani o zaman şu anda içinde bulunduğumuz dünya, dünya değil de bir ışıktan ibaret mi?

Örnek: Elinizde bir kaşık olduğunu düşünelim, onu düşünce gücüyle bükmeye calışıyorsunuz, peki bu nasıl oluyor diye hiç kendinize sordunuz mu hayatta böyle şeyler nasıl olabiliyor tamam ''matrix'' teki gibi ajanlar yok ama ajanların olması için de bir neden yok.

Kısaca şunu demek istiyorum, içinde bulunduğumuz dünya, gerçek değil mi acaba?

Düşüncelerinizi bekliyorum. Teşekkürler...:smash:
 
Evet dediklerinizi anladım.
Gerçekten çok tuhaf bir durum. Hayır tamam, matrix'in içindeyiz diyelim bunu fark ettik, peki bundan kendimizi nasıl kurtaracağız, nasıl bu sanal dünyadan çıkacağız acaba?
Gerçekten bu matrix, insanın beynini durduran bir soru.
 
Belli bir sure diyemem. Her surede bu bulunabilir bence. Baştan sona okumanızı tavsiye ederim. Büyük meal yerine direk Türkçe çeviri okuyun. Bence cümleler gayet açık ve anlaşılır.
Araştırmacı, benim de senin gibi kafamın karıştığı yıllarda Kuranı Kerim tüm sorularımın cevabını vermişti. Sadece kendi yaşadıklarımdan dolayı söyledim.
 
Peki ama bu nasıl oluyor anlam veremiyorum. Ya forumdaki herkesden özür dilerim ama ya okuduğumuz kuran, kuran değil de matrix filminde de geçen ajanlar yerine, bu dünyaya gelmişse ?
 
matrx filmine kendini fazla kaptırma kardeşim...bu dünya imtahan yeridir...buraya ruhlarımızın yollanma amacı bellidir...asıl olan ruhlardır....bu dünyadaki geri kalanlar araçtır... sevgiler...
 
Matrix filmi dini hikayelerden esinlerek hazırlanmış zaten bildiğim kadarıyla. Bu boyuta gönderen de gönderilme sebebi de...
Ben böyle bağlantı kurdum yani. Mantığıma yattığı için.

Gerçek bence ahirettir. Hesap günüdür bence.
 
matrx filmine kendini fazla kaptırma kardeşim...bu dünya imtahan yeridir...buraya ruhlarımızın yollanma amacı bellidir...asıl olan ruhlardır....bu dünyadaki geri kalanlar araçtır... sevgiler...

Buna katılıyorum..Bu dünya bir sınav yeri..Ama matrix etkisinden kurtulamayanlar için şöyle de söyleyebiliriz(bu arada ben de severim Matrix Filmini)..Bu dünya bir matrix belki de..Ama matrix filmi kadar umutsuz değil bizim dünyamız..Daha güvenli bence:)
 
Konuya girdim.Yorum yazayım dedim.Yine alakasız bir iki mesaj tüm yazacaklarımı unutturdu.

Böyle bir konuda fikir yürütemeyenler,kuranı oku anlarsın,gibi bir yorum yazıp kenara çekilmeyin.Bunu yazdığına göre,sen okumuşsun galiba.Nerede matrix felsefesine ışık tutacak bir ifade,bir ayetler bütünü var?
Kuranda yazan ile bilimi karıştırmayın.

Konuya dönersek;
Son zamanlar tartışılan bir mevzu.Aslında dünyanın;beynimizde oluşturduğumuz bir hologram olabileceği teorisi var.Ne kadar teori de olsa bu da;kuantum gibi ispatlanmaya yaklaşabilecek bir teori.
Aynı vericiden sinyal alan televizyonlar gibi,insan aklı da kendi dünyasının kaynağı gösterilebilir.
Şöyle bir hadis var;
"İnsanlar uykudadırlar, ölünce uyanırlar"
Hücrelerin ölmesi ve yenilenmesi olayına bakarsanız;her 5 saniyede bir vücudunuz tamamen ölüyor ve tekrar diriliyor.Yani sen her 5 saniyede uyanma fırsatını yakalıyorsun.Peki bizi ayakta tutan nedir?Forumda bir yazı vardı.Oradan alınıt yapayım;

''Bundan çok çok uzun zaman önce hiç bir şey yoktu. Olan şey hiçti. Bu hiçi bizim anlayışımız bilemez. Aynı şekilde hiçbir boyutun hiç bir yüksek varlığı da bilemez. Bu hiçliği Özenerji de bilemez ancak tahmin edebilir, çünkü hiçlik varken Özenerji de yoktu. Sadece "Şey" vardı. Şey diyoruz çünkü Şey'in bir ismi yoktu. O zamanlar isim de yoktu. Aslında zaman da yoktu. Çünkü ister izafî olsun ister herhangi bir boyut ya da dünyadaki gerçek zaman olsun zaman, ancak Özenerji ile başlamıştır. Şey, hiçin içinde, hiç halinde bilinçsizdi. Şey, herşeydi. Şeyden başka şey yoktu. Şey'in dışında bir şey de yoktu. Aslında hiçlik de yoktu çünkü hiçlik de Özenerji ile başlamıştı. Şey, her şeyi bünyesinde toplamış olarak uykudaydı. Kendisini bilmiyordu. O zaman enerji de yoktu. Bu yüzden Özenerji de yoktu. Şey, hiçin içinde, kendisi dışında hiç bir şey olmayan bir kozmik yumurta olarak uyuyordu.''

Yani tüm bu evrenin enerjisinin asıl bir kaynağı mutlaka vardır.İşte o da bizi yaradandır.Tanrının varlığına bir nevi ispattır.Peki bir enerji başka bir enerji ile nasıl bağlantılı olabilir?İşte bunu idrak için şu iki belgeseli izlemenizi tavsiye ederim;

What the bleep - Do we know
What the bleep - Down the rabbit hole

Ayrıca Michio Kaku nun youtube da çok sayıda açıklamasını bulabirsiniz.

Yani tüm bu evrenin,bizim,yada atomaltı parçacıklarının bile bir kaynağı,bir enerji merkezi var.Eğer kaynaktan ve onun alt seviyedeki enerjilerinden bihaber isek,bu noktada yanlış giden birşey vardır.Yani burada oluşumuz gereği,aslında tüm evren ile iletişim halinde olmamız lazımken,biz sadece kendimizden haberdarız,odamızın dışında olup bitenden hiç alakamız yok ise bu işte bir sorun vardır.İletişim için bir başka iletişim aracına ihtiyacımız var ise;bu işte bir sorun vardır.İşte kuantum da bunu ispatlamaya çalışıyor.Kanunlaşır ise;birer robot olduğumuz kabul edilecek.İşte bu noktada matrix felsefesi devreye giriyor.
 
Kuantum fizikçileri maddenin gerçekte var olmadığını ya da şöyle söyleyelim, bizim algıladığımız şekilde varolmadığını nerdeyse kanıtladılar.Çevrenizde gördüğünüz her şey ve herkes hatta, kendi bedeniniz bile birer hologram.Bu hologramları duyu organlarımız aracılığıyla somut birer gerçeklik gibi algılıyoruz. Peki o halde biz (insan) neyiz? Biz yalnızca birer "bilinç"iz. Kendi gerçekliğinin aslına vakıf olamayan bilinçleriz.Evet bu dünya sahte, aslında yok.Peygamberimizin, Spawnz arkadaşımızın bahsettiği hadisi, buna işaret ediyor olsa gerek.
Okuduklarımdan çıkardığım bilgilerin kısacık bir özeti bu. Bu konuyla ilgili Ahmet Hulusi'nin görüşlerine göz atmanızı öneririm.
 
Kuranı kerimin türkçesini okumaya başla, hatim ediyor gibi ama yavaş yavaş. Kuranı kerimdeki nur önce kalbine vuracak hissedeceksin, daha sonra beynini normale sokacak kardeşim.
 
kuranı kerimin türkçesini okumaya başla hatim ediyor gibi ama yavaş yavaş kuranı kerimdeki nur önce kalbine vuracak hıssedeceksin daha sonra beynini normale sokacak kardeşim

Bunun aksini mi yazdım ? Yazdıklarımı iyi oku.Sen daha benim yazdıklarımı anlamamışsın,yaradanın yazdıklarını mı anlamaya çalışıyorsun ?
 
Geri
Üst