Likantropi, kökeni Antik Yunan'a dayanan ve "lykos" (kurt) ile "anthropos" (insan) kelimelerinin birleşiminden türeyen bir terimdir. Geleneksel olarak, bir insanın doğaüstü yollarla veya lanet yoluyla bir kurda ya da kurt benzeri bir yaratığa dönüşmesi anlamına gelir. Avrupa folklorunda özellikle Orta Çağ’dan itibaren yaygınlık kazanan likantropi efsaneleri, dolunayla birlikte şekil değiştiren kurtadam figürü etrafında şekillenmiştir. Bu inançlara göre, bir insan ya büyüyle, bir başka kurtadamın ısırığıyla ya da belirli ritüellerin uygulanmasıyla kurtadama dönüşebilirdi. Dönüşüm çoğu zaman trajik bir lanet olarak anlatılmıştır ve kişinin iradesi dışında gerçekleşirdi.
Modern psikiyatrik literatürde ise likantropi, nadir görülen bir psikotik bozukluk türü olarak tanımlanır. Bu tür vakalarda bireyler, gerçek biçimlerinin değiştiğine, bir hayvan (özellikle de bir kurt) olduklarına inanırlar. Bu sanrılar, genellikle şizofreni, bipolar bozukluk veya ağır depresyon gibi ciddi akıl hastalıklarıyla ilişkilendirilir. Kişi, sadece zihinsel olarak değil, fiziksel olarak da değiştiğini hissedebilir; davranışları da hayvansı hale gelebilir, örneğin uluma, yerde sürünme veya saldırganlık gösterme gibi belirtiler sergileyebilir. Klinik likantropi vakaları, genellikle yoğun psikolojik stres veya travmatik yaşantılar sonrasında tetiklenir ve antipsikotik ilaçlar ve psikoterapi ile tedavi edilmeye çalışılır.
Likantropi, bu iki farklı bağlamda da insanın içindeki hayvani yönlere, doğaya dönüş arzularına veya bilinçaltındaki derin korkulara işaret eden güçlü bir sembol olarak kabul edilir. Tarih boyunca edebiyat, sinema ve popüler kültürde sık sık işlenmiş; insanın kendi doğasına yabancılaşması ve içindeki karanlıkla mücadelesi gibi temaları temsil etmiştir.
Modern psikiyatrik literatürde ise likantropi, nadir görülen bir psikotik bozukluk türü olarak tanımlanır. Bu tür vakalarda bireyler, gerçek biçimlerinin değiştiğine, bir hayvan (özellikle de bir kurt) olduklarına inanırlar. Bu sanrılar, genellikle şizofreni, bipolar bozukluk veya ağır depresyon gibi ciddi akıl hastalıklarıyla ilişkilendirilir. Kişi, sadece zihinsel olarak değil, fiziksel olarak da değiştiğini hissedebilir; davranışları da hayvansı hale gelebilir, örneğin uluma, yerde sürünme veya saldırganlık gösterme gibi belirtiler sergileyebilir. Klinik likantropi vakaları, genellikle yoğun psikolojik stres veya travmatik yaşantılar sonrasında tetiklenir ve antipsikotik ilaçlar ve psikoterapi ile tedavi edilmeye çalışılır.
Likantropi, bu iki farklı bağlamda da insanın içindeki hayvani yönlere, doğaya dönüş arzularına veya bilinçaltındaki derin korkulara işaret eden güçlü bir sembol olarak kabul edilir. Tarih boyunca edebiyat, sinema ve popüler kültürde sık sık işlenmiş; insanın kendi doğasına yabancılaşması ve içindeki karanlıkla mücadelesi gibi temaları temsil etmiştir.