daewn
Kayıtlı Üye
"evlenmeye güçleri yetmeyenler de, allah kendilerini lütfuyla zengin edinceye kadar iffetlerini korusunlar. sahip olduğunuz kölelerden “mükâtebe” yapmak isteyenlere gelince, eğer onlarda bir hayır görürseniz onlarla mükâtebe yapın.[387] allah’ın size verdiği maldan onlara verin. dünya hayatının geçici menfaatlerini elde etmek için iffetli olmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. kim onları buna zorlarsa bilinmelidir ki hiç şüphesiz onların zorlanmasından sonra allah (onları) çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir."
şimdi öncelikle anladığım kadarıyla ayette fuhuş olarak tercüme edilen kelime budur: (الْبِغَٓاءِ)
ben emin olmak için bu kelimeyi önce translate'e yazdım fakat muhtemelen harekeler yüzünden tercüme edemedi. ben de bu kez google'da arattım. hakikaten de karşıma hep fuhuş ile alakalı görseller çıktı.
bilmeyenler için şunu da belirteyim: meallerde parantez içinde yer alan ifadeler kuran'ın bir parçası değildir. yani kuran'da yazmayan, yalnızca tefsircilerin yorumlarından ibaret olan ifadelerdir.
yani bu ayette kimin bağışlanacağı belirsizdir, yoruma açıktır. o zaman ortada iki durum var:
1- bağışlanacak olan fuhşa zorlanan cariyedir.
2- bağışlanacak olan fuhşa zorlayan cariye sahibidir.
şimdi iki ihtimali de değerlendirmek istiyorum. bir kere bir kişinin bağışlanabilmesi için o kişinin bir suç işlemiş olması gerekir. suç işlememiş birisi zaten bağışlanmaz, çünkü ortada bağışlanacak bir durum yoktur. dolayısıyla zorlanan cariyenin neyden dolayı bağışlanacağı merak konusudur. zorlama durumu varsa zaten bu bir tecavüzdür. üçüncü bir zorlayan kişi varsa da bu kişi de tecavüz suçuna ortak olmuş demektir. bu durumda ortada bu ikisinden başka suçlu yoktur. cariye sadece mağdur durumdadır. çünkü cariye zaten bir ganimettir, sahibinin malıdır. cariye olarak hizmet etmesi şartıyla canı bağışlanmış kadındır.
ikinci ihtimali zaten düşünmek dahi istemiyorum. fuhşa zorlamak yani bir tecavüze aracılık edip bundan kazanç sağlamak gibi son derece aşağılık bir suçun zaten bağışlanabilmesi mümkün değildir. bu ihtimalin doğru olmadığını umut ediyorum.
fakat her iki ihtimalde de ortak ve oldukça rahatsız edici bir durum var. her ikisinde de bir tecavüze aracılık eden ve bundan kazanç sağlayan aşağılık bir adam müsveddesi var. fakat bu adam müsveddesine karşı ne bir cehennem tehdidi ne de bir cezadan bahsedilmiyor. sırf farklı düşünce ve inançları benimsedikleri için her ayette insanlara hakaretler yağdıran ve onlara cehennemde uygulanacak fantastik işkence yöntemlerinden uzun uzun bahseden bu kitap; niçin fuhşa zorlamak yani bir tecavüzden kazanç sağlamak gibi yeryüzünde işlenebilecek en aşağılık suç için hiçbir tehdit ya da yaptırımdan söz etmiyor?
sanki "sigara içmeyin", "içki içmeyin" vb. masum bir hatadan bahseder gibi "fuhşa zorlamayın" demekle yetiniyor sadece.
ben samimi birisi olduğuma inanıyorum. bu ayeti de benim vicdanım ve mantığım kabul etmiyor.
şimdi öncelikle anladığım kadarıyla ayette fuhuş olarak tercüme edilen kelime budur: (الْبِغَٓاءِ)

ben emin olmak için bu kelimeyi önce translate'e yazdım fakat muhtemelen harekeler yüzünden tercüme edemedi. ben de bu kez google'da arattım. hakikaten de karşıma hep fuhuş ile alakalı görseller çıktı.

bilmeyenler için şunu da belirteyim: meallerde parantez içinde yer alan ifadeler kuran'ın bir parçası değildir. yani kuran'da yazmayan, yalnızca tefsircilerin yorumlarından ibaret olan ifadelerdir.
yani bu ayette kimin bağışlanacağı belirsizdir, yoruma açıktır. o zaman ortada iki durum var:
1- bağışlanacak olan fuhşa zorlanan cariyedir.
2- bağışlanacak olan fuhşa zorlayan cariye sahibidir.
şimdi iki ihtimali de değerlendirmek istiyorum. bir kere bir kişinin bağışlanabilmesi için o kişinin bir suç işlemiş olması gerekir. suç işlememiş birisi zaten bağışlanmaz, çünkü ortada bağışlanacak bir durum yoktur. dolayısıyla zorlanan cariyenin neyden dolayı bağışlanacağı merak konusudur. zorlama durumu varsa zaten bu bir tecavüzdür. üçüncü bir zorlayan kişi varsa da bu kişi de tecavüz suçuna ortak olmuş demektir. bu durumda ortada bu ikisinden başka suçlu yoktur. cariye sadece mağdur durumdadır. çünkü cariye zaten bir ganimettir, sahibinin malıdır. cariye olarak hizmet etmesi şartıyla canı bağışlanmış kadındır.
ikinci ihtimali zaten düşünmek dahi istemiyorum. fuhşa zorlamak yani bir tecavüze aracılık edip bundan kazanç sağlamak gibi son derece aşağılık bir suçun zaten bağışlanabilmesi mümkün değildir. bu ihtimalin doğru olmadığını umut ediyorum.
fakat her iki ihtimalde de ortak ve oldukça rahatsız edici bir durum var. her ikisinde de bir tecavüze aracılık eden ve bundan kazanç sağlayan aşağılık bir adam müsveddesi var. fakat bu adam müsveddesine karşı ne bir cehennem tehdidi ne de bir cezadan bahsedilmiyor. sırf farklı düşünce ve inançları benimsedikleri için her ayette insanlara hakaretler yağdıran ve onlara cehennemde uygulanacak fantastik işkence yöntemlerinden uzun uzun bahseden bu kitap; niçin fuhşa zorlamak yani bir tecavüzden kazanç sağlamak gibi yeryüzünde işlenebilecek en aşağılık suç için hiçbir tehdit ya da yaptırımdan söz etmiyor?
sanki "sigara içmeyin", "içki içmeyin" vb. masum bir hatadan bahseder gibi "fuhşa zorlamayın" demekle yetiniyor sadece.
ben samimi birisi olduğuma inanıyorum. bu ayeti de benim vicdanım ve mantığım kabul etmiyor.