alin
Kayıtlı Üye
Kuantumla bir süre ilgilenenler, ne çok kere duymuştur değil mi?
“Herkese yeterince var”, “ne olduğunu düşünüyorsan, onu çekiyorsun”. “İnan, iste, sabret ama zihnine yapıştırma emin ol”! “Enerjini arındır, iyi düşün, iyiyi çek”. Bu yollara girildi mi görülüyor ki bazı kitap, seminer vb. gelirleriyle kendini kurtarmış yazarların yöntemleri ve birkaç denemeden sonra, pes etmiş sayısız insan. Neden pes ediyoruz, çünkü olmamaya başlıyor…
Şunu bir kere anlamalı. Herkesin yaşamı farklı ve tüme uyan reçete diye bir şey yok ..Ortak genel geçer kurallar elbette ki var. İste, inan doğru enerjiyi yakala, tam zamanında bırak vs vs. Farklılık kişilerden gelir, her kişi ve yaşadıkları özeldir. Uygulama ve oldurabilirliği de özeldir. Kimi insanlar, daha ortalama bir hayat sürer, dilekleri ara sıra oluyordur. Kimileri çok daha başarılı, mutlu görünür. Bir de düşüşleri bitememiş insanlar vardır, işte bu nedenle uygulama bir ancak ulaşılan yol farklı gelir.
Kimisi çok gerilerden geliyordur, olumsuz puan tablosu almış başını gitmiştir. “Ben de zaten ne zaman şans oldu” “Ben doğduğumda neredeydin ey kuantum” diye içinizi yersiniz. Belki inatçı kesim hala tüm uygulamaları denemeye devam eder ama bir şeyi yolda bırakmıştır fark etsin etmesin.”İNANÇ”… Olumlamaları vazife gibi okur, dili başka, içi başka söyler. Bilinçaltı kazan kaldırmıştır, ego kodları her fırsatı değerlendirir, tek amacı kendini kollamak olduğundan, hayal kırıklığından uzak tutmaya çalışır.” Bak bunca yıldır olduramadıkların var, kötü de olsa eski hayatına tutun, acı, tatlı ona alışıktın, ohoo bir de yeni kırıklıklar yaşayacaksın” diye söylenirken, başlangıç noktasına dönülür. Hatta şimdi denenmiş ama başarılmamıştır, elde kalan son çare de tükenmiştir. Daha da elzem…
Ne yapabiliriz? İmkan varsa eğitimini almış kişilerin, ehil elleriyle, bizi olumsuz fikirlere iten, yapışmış, ne kadar kod varsa temizletebiliriz. Daha çabuk yanıtlar alınacaktır. İmkan hiç yoksa kendimiz temizleyeceğiz. Herkesin hayatında bir ayağa kalkma anı vardır ya hani. Birilerine gününü göstermek için, ispat için, yetti artık adına, bu son olsun adına. Bu ayağa kalkış, şimdi tüm hayat iyiliğimiz adına olacak, daha ne olsun…
Her keyifli anımızda üstüne gideceğiz. Kendimizle yaptığımız, kısmi bir savaş gibi düşünün. Önemli olan iyi duygu durumlarını, her gün biraz daha arttırabilmek, zamanla nasıl çoğaldığına şaşırabilirsiniz. Olumlu duygular yaşamın çoğunu kapladığında, harcadığımız çaba da azalacaktır. Mümkünse her gün hatırlatacak notları bir yerlere iliştirerek, günü gülümseyerek ve şükürle karşılayarak. Nelerden zevk alıyorsak kendimizi şımartıp, uygulamalarımıza ondan sonra başlayabiliriz. Kuantum arkadaşı edinmek, oldukça işe yarar. Sizin pes ettiğiniz anlarda, sizi olumluya çekebilecek birileriyle yola koyulabilirsiniz. Tek hedefiniz, pes etmemek, kişisel yöntemlerinizi bulup sebatla devam etmek. Hayatınızı bütünüyle değiştirmeden, kalıcı sonuçlar alabilmek zor. Arada pes edilen dönemleri, tamam işte bitti demeden, o inancı isteği yakaladığımız her an, yılmadan tekrar başlayabiliriz.
Tam rezonans halini yakalayabilen(dileklerin olabileceği sırada, tam enerjiyi, bağlantıyı kurabildiğimizde) ve sonrasında onu emin olup salabilen, ardından gelecek vesveseleri elinin tersiyle itebilen kişi, mutlak ama mutlak, yolunda olabilecek ne diliyorsa, her şeye sahip olur….Zor mu, evet ilk adımları zor görünebilir ancak bize adım adım yapışmış ne kadar negatiflik varsa, aynı sabırla bir bir eksiden artıya atacağız. Zamanla ne kadar çok yol alındığı hayretlere düşürüyor insanı…
Sonuç mu? Bu haller kimisinde çok çabuk ama bahsettiğim sebeplerle kimisinde daha ağır da olsa., mutlak mutluluk hali yakalanacaktır. Her işte hayır olduğunu anlayarak, inatlaşmadan, şükürlerimizi bilerek, bir çok yeni dileğimiz bizimle hayat bulacaktır. Evet emin olduğum bir şey varsa.Hepsi mümkün ve hepsi bizim elimizde….
Alıntı değil...
“Herkese yeterince var”, “ne olduğunu düşünüyorsan, onu çekiyorsun”. “İnan, iste, sabret ama zihnine yapıştırma emin ol”! “Enerjini arındır, iyi düşün, iyiyi çek”. Bu yollara girildi mi görülüyor ki bazı kitap, seminer vb. gelirleriyle kendini kurtarmış yazarların yöntemleri ve birkaç denemeden sonra, pes etmiş sayısız insan. Neden pes ediyoruz, çünkü olmamaya başlıyor…
Şunu bir kere anlamalı. Herkesin yaşamı farklı ve tüme uyan reçete diye bir şey yok ..Ortak genel geçer kurallar elbette ki var. İste, inan doğru enerjiyi yakala, tam zamanında bırak vs vs. Farklılık kişilerden gelir, her kişi ve yaşadıkları özeldir. Uygulama ve oldurabilirliği de özeldir. Kimi insanlar, daha ortalama bir hayat sürer, dilekleri ara sıra oluyordur. Kimileri çok daha başarılı, mutlu görünür. Bir de düşüşleri bitememiş insanlar vardır, işte bu nedenle uygulama bir ancak ulaşılan yol farklı gelir.
Kimisi çok gerilerden geliyordur, olumsuz puan tablosu almış başını gitmiştir. “Ben de zaten ne zaman şans oldu” “Ben doğduğumda neredeydin ey kuantum” diye içinizi yersiniz. Belki inatçı kesim hala tüm uygulamaları denemeye devam eder ama bir şeyi yolda bırakmıştır fark etsin etmesin.”İNANÇ”… Olumlamaları vazife gibi okur, dili başka, içi başka söyler. Bilinçaltı kazan kaldırmıştır, ego kodları her fırsatı değerlendirir, tek amacı kendini kollamak olduğundan, hayal kırıklığından uzak tutmaya çalışır.” Bak bunca yıldır olduramadıkların var, kötü de olsa eski hayatına tutun, acı, tatlı ona alışıktın, ohoo bir de yeni kırıklıklar yaşayacaksın” diye söylenirken, başlangıç noktasına dönülür. Hatta şimdi denenmiş ama başarılmamıştır, elde kalan son çare de tükenmiştir. Daha da elzem…
Ne yapabiliriz? İmkan varsa eğitimini almış kişilerin, ehil elleriyle, bizi olumsuz fikirlere iten, yapışmış, ne kadar kod varsa temizletebiliriz. Daha çabuk yanıtlar alınacaktır. İmkan hiç yoksa kendimiz temizleyeceğiz. Herkesin hayatında bir ayağa kalkma anı vardır ya hani. Birilerine gününü göstermek için, ispat için, yetti artık adına, bu son olsun adına. Bu ayağa kalkış, şimdi tüm hayat iyiliğimiz adına olacak, daha ne olsun…
Her keyifli anımızda üstüne gideceğiz. Kendimizle yaptığımız, kısmi bir savaş gibi düşünün. Önemli olan iyi duygu durumlarını, her gün biraz daha arttırabilmek, zamanla nasıl çoğaldığına şaşırabilirsiniz. Olumlu duygular yaşamın çoğunu kapladığında, harcadığımız çaba da azalacaktır. Mümkünse her gün hatırlatacak notları bir yerlere iliştirerek, günü gülümseyerek ve şükürle karşılayarak. Nelerden zevk alıyorsak kendimizi şımartıp, uygulamalarımıza ondan sonra başlayabiliriz. Kuantum arkadaşı edinmek, oldukça işe yarar. Sizin pes ettiğiniz anlarda, sizi olumluya çekebilecek birileriyle yola koyulabilirsiniz. Tek hedefiniz, pes etmemek, kişisel yöntemlerinizi bulup sebatla devam etmek. Hayatınızı bütünüyle değiştirmeden, kalıcı sonuçlar alabilmek zor. Arada pes edilen dönemleri, tamam işte bitti demeden, o inancı isteği yakaladığımız her an, yılmadan tekrar başlayabiliriz.
Tam rezonans halini yakalayabilen(dileklerin olabileceği sırada, tam enerjiyi, bağlantıyı kurabildiğimizde) ve sonrasında onu emin olup salabilen, ardından gelecek vesveseleri elinin tersiyle itebilen kişi, mutlak ama mutlak, yolunda olabilecek ne diliyorsa, her şeye sahip olur….Zor mu, evet ilk adımları zor görünebilir ancak bize adım adım yapışmış ne kadar negatiflik varsa, aynı sabırla bir bir eksiden artıya atacağız. Zamanla ne kadar çok yol alındığı hayretlere düşürüyor insanı…
Sonuç mu? Bu haller kimisinde çok çabuk ama bahsettiğim sebeplerle kimisinde daha ağır da olsa., mutlak mutluluk hali yakalanacaktır. Her işte hayır olduğunu anlayarak, inatlaşmadan, şükürlerimizi bilerek, bir çok yeni dileğimiz bizimle hayat bulacaktır. Evet emin olduğum bir şey varsa.Hepsi mümkün ve hepsi bizim elimizde….
Alıntı değil...