onepiece
Kayıtlı Üye
Birçoğumuzun bildiği, birçoğumuzun da bilmeden fikir ürettiği bir alandır koçluk. Ülkemizde son yıllarda revaçta olan ve artık meslek olarak kabul gören bir sektör haline gelmiş olan bir kavram koçluk. Öncelikle tanımlamaya çalışalım değerli dostlar.
Hız problemlerini hepimiz hatırlarız A 'dan B'ye olan yolculukla ilgilidir. Koçluk da kısmen bunun gibidir. A kişinin bulunduğu nokta olsun. B ise ulaşmak istediği yer. Coachee veya müşteri A'dan B'ye nasıl gideceği, kaç kilometre hızla ilerleyeceği ve nerelerde yavaşlaması gerekeceğini, bu yolculukta yanına alması gerekenleri, neleri bırakırsa daha hızlı ilerleyeceğini, arabasına bakım yapıp yapmaması gerektiğini.. vs sorduğu sorularla "müşteri"ye fark ettiren kişidir koç.
Sorular bu işin en kilit noktasıdır. Sorularla kişi bir farkındalık boyutuna taşınır. Buradaki süreç "güçlü sorular" olarak adlandırılır. Coachee farklı bir sorunu olduğunu söylese de bu sorularla aslında istediğinin bambaşka bir şey olduğunu dahi fark edebilir.
Bu süreç güçlü gözlemlerle desteklenir. Bu bakımdan kişiyle uyumun sağlanmış olması da önem kazanır. Cevap verdiği esnada, müşterinin tepkileri ve sizin sezgileriniz puslu ortamdan çabuk sıyrılmanızı kolaylaştırabilir.
Müşterideki sorunların varlığı ortaya konduktan sonra , ondan ricalarda bulunulmalıdır. Bu da "güçlü ricalar" olarak adlandırılır. Bu ricalar müşterinin bazen rahatsız olmasına, bazen de kendi limitlerini zorlamasına mahal de verebilir. Bu noktada akılda bulundurulması gereken şey şudur:"Koç müşterinin kendi değişme potansiyeline inanmalıdır." Eğer ki ricalar veya taahhütler gerçekleştirilmemişse bu müşterinin sorunudur. Bu da sizin kolay bir şekilde müşteriye "meydan okumanızı" sağlar.
Meydan okuma, müşterinin daha önce karşılaşmadığı bir şeyi yüzüne çarpmak gibidir. Kendine anlattığı hikayelerden sıyrılmasını sağlar. Bu kimi zaman müşterinin hoşuna gitmese de değişim için gerekli olan atılımı gerçekleştirmesini sağlayabilir.
Görüşme bitiminde müşteriden , bir dahaki görüşmeye kadar olan süre içersinde belli taahhütler istenir. Bu ev ödevi gibidir. Yaparsan sana faydası olur, mantığı işler bunlarda.
Yukarıdakilere ek olarak şunu söyleyeyim. Müşteri bize geldiğinde sorunlarını çözmek için gereken tüm donanıma ve mükemmelliğe sahiptir. Bizim işimiz ise bu çözümde ona yardımcı olmaktır.
Biraz karışık bir yazı olsa da belki de kafanızdaki sorulara yanıt verebilmişimdir.
Hız problemlerini hepimiz hatırlarız A 'dan B'ye olan yolculukla ilgilidir. Koçluk da kısmen bunun gibidir. A kişinin bulunduğu nokta olsun. B ise ulaşmak istediği yer. Coachee veya müşteri A'dan B'ye nasıl gideceği, kaç kilometre hızla ilerleyeceği ve nerelerde yavaşlaması gerekeceğini, bu yolculukta yanına alması gerekenleri, neleri bırakırsa daha hızlı ilerleyeceğini, arabasına bakım yapıp yapmaması gerektiğini.. vs sorduğu sorularla "müşteri"ye fark ettiren kişidir koç.
Sorular bu işin en kilit noktasıdır. Sorularla kişi bir farkındalık boyutuna taşınır. Buradaki süreç "güçlü sorular" olarak adlandırılır. Coachee farklı bir sorunu olduğunu söylese de bu sorularla aslında istediğinin bambaşka bir şey olduğunu dahi fark edebilir.
Bu süreç güçlü gözlemlerle desteklenir. Bu bakımdan kişiyle uyumun sağlanmış olması da önem kazanır. Cevap verdiği esnada, müşterinin tepkileri ve sizin sezgileriniz puslu ortamdan çabuk sıyrılmanızı kolaylaştırabilir.
Müşterideki sorunların varlığı ortaya konduktan sonra , ondan ricalarda bulunulmalıdır. Bu da "güçlü ricalar" olarak adlandırılır. Bu ricalar müşterinin bazen rahatsız olmasına, bazen de kendi limitlerini zorlamasına mahal de verebilir. Bu noktada akılda bulundurulması gereken şey şudur:"Koç müşterinin kendi değişme potansiyeline inanmalıdır." Eğer ki ricalar veya taahhütler gerçekleştirilmemişse bu müşterinin sorunudur. Bu da sizin kolay bir şekilde müşteriye "meydan okumanızı" sağlar.
Meydan okuma, müşterinin daha önce karşılaşmadığı bir şeyi yüzüne çarpmak gibidir. Kendine anlattığı hikayelerden sıyrılmasını sağlar. Bu kimi zaman müşterinin hoşuna gitmese de değişim için gerekli olan atılımı gerçekleştirmesini sağlayabilir.
Görüşme bitiminde müşteriden , bir dahaki görüşmeye kadar olan süre içersinde belli taahhütler istenir. Bu ev ödevi gibidir. Yaparsan sana faydası olur, mantığı işler bunlarda.
Yukarıdakilere ek olarak şunu söyleyeyim. Müşteri bize geldiğinde sorunlarını çözmek için gereken tüm donanıma ve mükemmelliğe sahiptir. Bizim işimiz ise bu çözümde ona yardımcı olmaktır.
Biraz karışık bir yazı olsa da belki de kafanızdaki sorulara yanıt verebilmişimdir.