"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Kim olduğunuzu bilmek

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan yule
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

yule

Yönetici
Ben kimim?

Niçin Buradayım?

Yapmak istediğim bu mu?

Bizler bu soruları hiç kendimize sormayız ve bu sorular olmadan kendi kendimize bir yol çizeriz. Bir yol çizeriz ama niye bu yolu çizdiğimizi bile bilmeden bu yolda ilerlemek isteriz.

Birçok kişi birçok zaman kendi ile konuşmayı unutur. Ne zaman "ben kimim" diye kendinize sordunuz? Yeteneklerinizi, hobilerinizi, başarılı olduğunuz alanları kendinize sorup ona göre bir yol çizmeyi ne zaman denediniz? Herkes bir konuda bir yeteneği olmasını arzu ederek nerden başlayacağını soruyor bizlere.

"Nereye gideceğini bilmiyorsan hangi yoldan gittiğinin hiçbir önemi yok."

Aslına bakarsanız nereye gittiğinizden daha önemlisi kim olduğunuzu bilmeniz en önemlisi.

Bir hikaye duymuştum.

Yavru deve annesine sormuş. Anne bizim niye hörgücümüz var? Çöl sıcağında susuzluğa dayanabilelim diye. Anne bizim toynalarımız bu kadar geniş? Çölde ayaklarımız kuma batmasın diye. Anne bizim boynumuz niye bu kadar uzun? Çölde uzaktan gelebilecek tehlikeleri görebilelim diye. Peki anne Allah Aşkına bizim o zaman Atatürk Orman Çiftliğinde ne işimiz var?


Ne yaptığımızı bilmeden ne için uğraştığımızı bilmeden hangi yerde hangi basamakta ve ya hangi yolda olduğumuzu bilmenin ne anlamı var?

Hadi bir zihin fırtınası yapalım? Sen kimsin? Yeteneklerin nedir ve bu yolda ne yapıyorsun? Ve daha gelişebilmen için ne yapılmalı.

Yorumlarınızı bekliyorum.
 
Ben bir okyanustaki bir su damlasıyım. Yeteneklerim var; bunları geliştirmek istiyorum. Sebebi kendi hayatım sevdiklerimin hayatında onemli noktaları görüp önlem almak, onları korumak ve gelecek için plan yapmak.
 
Ben gecen yillar icinde cok iyi bir dinleyici oldugumu ogrendim. Ilk tanistigim insanlar da dahil herkes dertlerini ve sirlarini bana aciyorlar, insanlarin bana hemen guvenebildiklerini, benle konustuktan sonra cok rahatlamis olduklarini gozlemledim. Kayinvalidem bile benim sesimi duymanin bunu diger insanlardan da duyuyorum kendilerini mutlu ettigini , iyi hissettirdigini soyluyorlar. Hic kimseyi ayiplamadan, yargilamadan olaylari baska bir gozle gormelerine yardimci oluyorum. Onlardaki iyi degisimleri gorunce bende mutlu oluyorum. Hatta bazen o kadar ileri gidiyorlarki , Yaratan senin dualarini kabul ediyor deyip kendi istekleri icin dua etmemi bile istiyorlar... Hayatlarina iyi yonde etki edebilmek, o mutlulugu tadabilmek en guzel duygu.Oglum yaptigim bazi seyleri gordukce ( yapilan iyilikler soylenmez) Anne o kadar ince dusunceli ve iyisin ki, senin bu halin bana kendimi kotu hissettiriyor der. Yardim ettiginiz bir insanin da baska bir insana yardimci olmaya calistigini gorunce daha da mutlu oluyorsunuz. Iyilik zincirinin halkalarindan birisi olabilmek diyorum ben buna.. Kisacasi ben soz, durus ve davranislarimla insanlari etkileyebildigimi , guven verebildigimi, herhangi bir konuda yardima ihtiyac duyduklarinda ilk akillarina gelenin ben oldugumu farkettim.
 
benim adım yay,

üniversiteye hazırlanma dönemimde yanlış tercihler yaptım, yönlendirilmediğimi gözlemledim; gençleri mesleki anlamda doğru yönlendirmek ve yollarını açmayı hedefliyorum. bunun için çalışmalara başladım,

acelem yok; zaten jenerasyon sürekli değişiyor. :)

daha da gelişmem için, hayat önüme birtakım zorluklar çıkartıp eksiklerimi bilme fırsatı sundu; çalışmalarıma devam ederken eksiklerimi de giderebilirsem hem iyi bir rehber hem de rol model olabilmeyi umuyorum.
 
Ben ne istediğimi bilmiyorum çok bilgi kültürlü filozof gibi bişey biri olmak istiyorum ama sadece istiyorum bunun için bişey yapmıyorum çok tembelim ama ordan burdan okuğum bilgiler sayesindedir az çok bişeyler öğrenmişim bunu farkettim
 
Kendinizi ifade edebileceğiniz doğru ortamı tutturabilirseniz, meğerse ne kadar çok şey bildiğinizi de o zaman farkedeceksiniz.

Çünkü bunu boğaz cakrasi kendisi halletmeye başlayacak. Evrenle olan iletişiminiz insanların telepleri ile buluşacak ve iki kanalı birbirine baglayacaksiniz. Bu noktada mevlana teslimiyeti olusmadikca akım da oluşmaz.

Ayette "o vahyolunmakta olan bir vahiydir", "nutku verip konusturandır" denir.

Yani rehberlik etmek için kişi kendisinden katmamalı ve tamamen teslim olmalıdır. Anda kalmak ve alkışla birlikte akmayı öğrenmek zaten insanın duruşuna yansır. Karizma konusunda yazdım. İnsan anda kalabildikce, anda kalmayanları ana çekerek onlara anı yaşatan bir cazibe merkezi olmaya da başlar. Bu tesir kaçınılmazdır.
 
"Nefsini(kendini) bilen Rabbini bilir."
-Hadis i Şerif-
İnsandaki en üstün haslet, kâmil akıldır. Eğer o yoksa güzel edebdir. O da yoksa kendisiyle istişare edilecek şefkatli bir kardeştir(arkadaştır). O da yoksa devamlı sükûttur. O da yoksa ölümdür. Yani ölüm bile bazı kimseler için yaşamaktan daha hayırlıdır. (İntiharı kastetmiyorum.)

İlimde cimrilik etmemek lazım gelir. Cevabını bildiğim soruları karşılıksız bırakmamaya çalışırım. Hayatta ne istediğimi bilirim fakat hayata geçirmek hususunda elbet eksiklerimiz çoktur. Yol uzun...

Şuna katılıyorum. İnsanlar çiçek gibidir. Uygun ortamda büyür, dallanıp budaklanır, çiçek açarlar. Mutlu ve huzurlu olmak istiyorsanız sizle aynı görüşü aynı yaşam şeklini aynı gayeyi paylaşan insanlarla oturup kalkın.
Şartları zorlamayı seviyorsanız da sizin tercihinizdir. Söylenmeden katlanmayı öğrenmelisiniz.

İyi forumlar.
 
Mesela şimdinin bilincinde olmayı ve anda kalmayı öğretiyor bazı New Age akımları ve kişisel gelişimciler ;

Külliyen yalan !


Anda kalmak, bilinçli olarak yapılabilecek birşey değildir. İsterseniz deneyin. Şimdiki ana konsantre olduğunuz gibi o an geçmişte kalıverir ve siz 2 3 5 saniye önceki konsantrasyonunuzda kaybolursunuz. Bu çok hızlı olur. Farkedemezsiniz ve beyninizde yarattığınız sanal geçmişte kalırsınız yine.


Anda kalamayı öğrenemeyen insan ciddi anlamda kendisinin farkında olmayı ıskalayarak yaşar. Hep sonradan sevinir. Geçmişini özleyerek yaşar. Mutlulukları hem ıskalar hem sonradan onları gözünde büyütr ve o anki mutluluğu da ıskalayarak, onu da sonradan özleyerek yaşamaya devam eder.


Anda kalmak aslında bir tercih te değildir. Kendi özel bileşenleri vardır. Siz o bileşenleri yerine getirirsiniz ve şimdinin bilincine yükselmek sadece bir netice olarak ortaya çıkar. Yani anda kalmak bir hediyedir.


MEsela bilinç; beyin nöronlarının arasındaki sinapsların kimyasal patlamalarının sürekliliği ile oluşur. O halde yasaklanan gıdaları, ölü gıdaları çok tüketmek bi kere bilincinin önemli bir potansiyelini de söndürmüş olur. Bu sadece 1 cehedi !



Din afyon zannediliyor afyonlanmış insanların perspektifinden. Halbuki din afyon haline gelmiş fikirleri kırmak için iner. CAnlılık gelirmek için iner.

Allah doğru bilginin sansasyonel olduğunu söylüyor : ``Hakkı batilin üstüne fırlatırız o da beyninizden sizi darmadağın ederek sizi yakalar`` diyor. Yani beyninin sinaps patlamalarına hız aşırtırız diyor. ŞAşkınlıktan düşüp bayılırsınız bilincinizin çapı yetmez diyor hakikatle karşılamaya.
 
anda olmak farketmeden gelinen bir sevye...

şimdi ve buradayım olumlaması kısa süreli bir farkındalık sağlar. ama olmak daha başkadır.

arındıkça arındıkça... ufak şeylerden mutlu olunan, merhamet vicdan ve sevgi dolu bir hisle geçmeye başlar gününüz.

ben ne ara böyle oldum dersiniz... e tabi mertebenize göre bu farkındalık gününüzün ne kadarını kapsıyor... 5 saat-10saat 24 saat ?

ben bu duyguyu henüz 24 saat hissedemiyorum.

çünkü hallemediğim mevzular var. olduğu kadar... olmadığı kader...
 
Geri
Üst