uzumakikamilov
Kayıtlı Üye
"Şahitlik ederim ki, Allah'tan başka hiçbir İlâh yoktur, ve yine şahitlik ederim ki Muhammed, O'nun kulu ve elçisidir."
''Şahitlik ederim ki'' --> Kişi, bizzat gördüğüne, emin bir şekilde hissettiğine şahitlik ettiğini belirtir. Derinlerden gelen, nereden geldiğini idrak edemediği hallerde de insan, şahitlik edecek halde olabilir.
Şahitlik etmekteki bu esas anlam, beni, Allah'ın kişileri cezbetmesi -ruhunu huzuruna çekmesi- durumuna götürdü. Hz. Muhammed'in Mirac'a yükselerek, O'nun huzuruna cezbedilmiştir.
Evliyalar ise süluk ile, nefslerini İslam ahlakına göre terbiye ederek O'nun huzuruna, O'nun rızasıyla cezbedilmektedir.
Bu hale ulaşmış bir kişinin, ''Allah'a şahitlik ederim ki'' demesi, benim mantığıma yatarken, bu hal dışında ''Allah'a şahitlik ederim ki'' diyen kişi gerçekten Allah'a şahitlik edebilecek mertebede değildir. O'na şahitlik edebilen kişi, yaratılmış her varlıkta O'nu görür, O'ndan ayrı olmadığını, ayrı olamayacağını gerçekten bilir.
Bu kapsamda ele aldığımda, Tasavvuf öğretilerindeki ''İnsan-ı Kamil'', ''Vahded-i Vücud'' kavramlarına ulaşıyorum.
Kafama takılan kısım, Kelime-i Şehadet getirmek, Şehadet etmek bir Müslüman için şart koşulmuş. Şahit olmak, terminoloji bağlamında ele alınmak zorunda değil midir? Allah, kişinin kendisine şahitlik edecek seviyeye ulaşmasını bir şart olarak mı koşmuştur? Gerçekten önemli olan O'na yaşarken ulaşmaya çalışmak, İnsan-ı Kamil olmak bir Müslüman için şart mıdır? Kişi, ibadetlerini yaparken, bu amaçla mi hareket etmelidir?
''Şahitlik ederim ki'' --> Kişi, bizzat gördüğüne, emin bir şekilde hissettiğine şahitlik ettiğini belirtir. Derinlerden gelen, nereden geldiğini idrak edemediği hallerde de insan, şahitlik edecek halde olabilir.
Şahitlik etmekteki bu esas anlam, beni, Allah'ın kişileri cezbetmesi -ruhunu huzuruna çekmesi- durumuna götürdü. Hz. Muhammed'in Mirac'a yükselerek, O'nun huzuruna cezbedilmiştir.
Evliyalar ise süluk ile, nefslerini İslam ahlakına göre terbiye ederek O'nun huzuruna, O'nun rızasıyla cezbedilmektedir.
Bu hale ulaşmış bir kişinin, ''Allah'a şahitlik ederim ki'' demesi, benim mantığıma yatarken, bu hal dışında ''Allah'a şahitlik ederim ki'' diyen kişi gerçekten Allah'a şahitlik edebilecek mertebede değildir. O'na şahitlik edebilen kişi, yaratılmış her varlıkta O'nu görür, O'ndan ayrı olmadığını, ayrı olamayacağını gerçekten bilir.
Bu kapsamda ele aldığımda, Tasavvuf öğretilerindeki ''İnsan-ı Kamil'', ''Vahded-i Vücud'' kavramlarına ulaşıyorum.
Kafama takılan kısım, Kelime-i Şehadet getirmek, Şehadet etmek bir Müslüman için şart koşulmuş. Şahit olmak, terminoloji bağlamında ele alınmak zorunda değil midir? Allah, kişinin kendisine şahitlik edecek seviyeye ulaşmasını bir şart olarak mı koşmuştur? Gerçekten önemli olan O'na yaşarken ulaşmaya çalışmak, İnsan-ı Kamil olmak bir Müslüman için şart mıdır? Kişi, ibadetlerini yaparken, bu amaçla mi hareket etmelidir?