"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Kainatı ayakta tutan anlamdır" ifadesini nasıl açıklayabiliriz?

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan zakir74
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

zakir74

Kayıtlı Üye
Kainatı ayakta tutan anlamdır" ifadesini nasıl açıklayabiliriz?
Bütün oluşumların ve yaradılışın düşünceyle başladığının en önemli kanıtı, “OL” emri ile olduğunu bildiren Kur’an dır. Yaradanın “OL” emri ile soyut olarak algıladığımız düşünce enerjisinin eyleme geçmesi sonucu maddi sistemler yaratılmıştır. Nitekim Kur’an bu konuda düşüncenin “OL” emri ile birçok oluşum ve unsurları harekete geçirmesi sonucu kâinatların, âlemlerin ve evrenlerin oluştuğunu açıklayan kadim ve kutsal bir kitaptır. Bugün kuantum teorisi ve düşüncesi atomun alt unsurlarındaki buluntulardan bu teoriyi desteklemek doğrultusunda bir eğilim ve kanaate sahiptir. Nasıl ki maddi sistemler düşünce enerjisi ile var olmuşsa, maddi sistemlerin varlığı ve devamlılığı da düşünce enerjisi ile olmaktadır.
Düşünce enerjisi var olmanın temel nedenidir. Her şey düşünce ile meydana gelmiştir. Düşünce enerjisinin varlığı ve eylemde olmasının en önemli unsuru ise insandır. Ve ürettiği düşünce enerjisi ile maddi sistemlerin devamlılığını sağlamaktadır… Sistemlerin var oluşunda ve devamlılığında varlık olarak hepimizin sorumluluğu ve katkısı bulunmaktadır. Bundan dolayı varlığımız ve düşünce enerjimiz bütün oluşumlar için çok değerlidir. Nitekim insanlık tarihine baktığımızda birçok harp ve felaketlerde negatif ve sevgi barındırmayan düşüncelerimizin kartopu gibi büyüyerek sonunda yıkımları tetiklediği bir gerçektir. Bugün altımızda kaynamakta olan mağmayı kontrol altında tutan pozitif düşünce ve sevgimiz yeterli olmasa yeryüzünde yaşamı devam ettirmemiz mümkün olmazdı.
Kaba maddenin bize dayattığı ve uymak zorunda olduğumuz prensiplerin ardındaki gerçek anlam, sevgi temelinde her şeyin bir ahenk, uyum ve bütünlük içinde olduğu,

Anlam belki pek üzerinde düşünmediğimiz bir kavramdır. Zihnimizde önce anlam belirir, sonra düşünceye ve sonra ifadeye ve sonra da eyleme dönüşür. Hepimizde açık veya kapalı olarak hayatın ve daha derinde varlığımızın bir anlamı vardır. Düşünce, ifade ve eylemlerimiz bu anlam üzerine kurulur. Bu anlamın Varedenin Muradı üzerine olması bizi hayırda tutar, varlığımızı işlevsel ve ebedi kılar.
Tüm evrenlerin yaratılışındaki “ol” emri, temelde “ol” anlamıdır ki, bunu bizim kavramamız mümkün değildir. Yaratılmışlara düşen, kendileri için kısmet ve vaat edilmiş en üst anlam halkasına erişmek ve görevini yapmaktır. Mutlak anlam her şeyi içine alır. Yaratılanlar bu anlama işlevsel olacakları son noktaya kadar erişebilirler. Ve tabidir ki Bütün, anlama uygun olarak görevini yapan birimlerle, halkalarla ayakta durur. Bu her birimin veya halkanın O’nun Muradına uygun titreşimde olmasıdır.
Düşünülecek olursa en geri şuurda olanlar dahi, kendilerini yok etme pahasına görev yaparak sitemi ayakta tutmaktadır. “Güzel olmayanlar, güzel olanların daha da güzel olması için çalışırlar” bilgisi, geri şuurların daha ileri şuurların eğitiminde yer aldıkları anlamını ifade etmektedir. Böylece hiçbir varlık O’nun Muradının dışında kalamaz; ama yükselerek, ama düşerek. Tabii ki O’nun beklediği kulunun yükselmesidir. Seçim bize kalmış. Ya yükseliriz ve yükselirken başkalarını da yükseltiriz. Ya da düşeriz, düşerken, yok oluşa giderken başkalarını yükseltiriz. Böylece Mutlak Anlam evrenleri ayakta tutar.
 
Geri
Üst