Love Song
Banlı Kullanıcı
Arkadaşlar uzun süredir ortalıkta yoktum bazı işlerimi halledip geldim,burada bulunmadığım süre içerisinde pek çok kişi ile tanıştım ve onlardan birinden çok enteresan bir teori duydum,bu teoriyi sizinle paylaşmak istedim.
Uzun zaman boyunca kadere inanmayan birisiydim fakat çok sonra kaderin gerçek olduğunu fark ettim bunu fark etmemi tetikleyen olay günlük monoton yaşantım idi,çok basitçe her gün aynı kişilerle aynı yerde buluşup aynı şeyleri yapıyor ve aynı kahveyi sipariş edip aynı konuyu konuşuyordum.
Bu işleyiş aslında 8 yaşındaki bir çocuğun bile çözebileceği bir matematik problemi gibi.
sonuç olarak her gün gittiğim cafe'de garsonlar artık beni tanımaya başladığı için siparişi bile almadan aynı kahveyi getiriyorlardı,doğal olarak benim kaderimde yine o kahveyi içmek oluyordu,aynı kahveyi içmem de sorun yok fakat o kahveyi içmek istemeseydim yada sırf garsona kıllık olsun diye bu kahveyi istemediğimi söyleseydim?
Kaderi bir nebze olsun değiştirmiş olurdum,fakat iş sadece kahveyle bitmeyecekti,belki garson alınacaktı yada ''oo değişiklikmi yapıyoruz'' diye soracaktı bu da farklı olasılıklar doğracaktı.
Buraya kadar olay oldukça basit ve anlaşılabilir olduğunu düşünüyorum,mantığı anlattığımıza göre şimdi ilginç yere gelebiliriz sanırım.
Kaderi en basit haliyle bir labirent gibi tanımlıyorum ''aynı şeyleri yaparsan aynı yer içerisinde dönüp dolaşırsın''
neden sonuç ilişkisine çok benziyormuş gibi gözükse bile o kadar basit değil.
Sevdiğiniz biri ölecekse bu kader olabilir fakat onu kurtarmaya çalışabilirsiniz,işin kötü yanı her günkü monoton hayatımız gibi ertesi gün farklı bir karar vermekle olay çözülmüyor yani farklı bir kahve isteyerek birinin hayatını kurtarmamız tabiki çok düşük bir olaslık ama imkansız değil.
bir kahveyle birinin kaderini değiştirmek çok komik gelse de olaylar zincirleme gelişirse ok küçük bir ihtimal olsa bile bu ihtimali kullanmak isteyeceğiz.
Mesela ben bir arkadaşımla kahve dükkanına girdim sütlü kahveyi alıp çıktık,yola atım atar atmaz bir araba arkadaşıma çarptı,bu durumda arkadaşım ölür.
Fakat ben o kahveciden çikolatalı latte alsaydım kahve dükkanında 30 saniye beklemek yerine 1 dakika bekleyecektik böylece araba geçtikten 30 saniye sonra arkadaşımla yoldan yürüyecektik ve arkadaşım ölmemiş olacaktı.
Bilimsel açıklamalara göre bazen otomatik olarak karar veririz,mesela garson ''ne istersiniz'' dediğinde düşünmeden yada canımızın ne isteyip istemediğine karar vermeden siparişimizi vermemiz gibi,işin enteresan tarafı o anda bilincimiz açık olur,espiri yapabiliriz fakat tamamen otomatik şekilde çalışır eminim herkes bunu en az 1 defa fark etmiştir sanki bir oradayız fakat uzaktan izliyormuşuz gibi,bu anılarımızı genelde hatırlamayız çünkü otomatik olarak davranırız,duygusal yada önemli konuşmalarda bilincimiz çoğunlukla aççık olur fakat özellikle hiç sevmediğimiz bir derse girdiğimizde sanki uzaklarda bir yerlerdeymiş gibi oluruz,bunun sebebini açıklamak uzun süreceği için farklı bir konuda tartışacağım.
Otomatik olarak karar vermek kadere karşı gardımızı indirmek gibidir,demin verdiğim kahve örneği gibi pek çok olayı dolaylı yoldan değiştirebiliriz,fakat bu olaylar kaderin bize çizdiği çizgiden dahamı iyi yoksa dahamı kötü olarak sonuçlanacağını kestirmemiz zor olacaktır bu sebeple sebep sonuç ilişkisini kurmayı ihmal etmemeliyiz.
Peki senin bu durumu düşünüp farklı bir kahve istemen ve arkadaşının ölümünü önlemen kaderin işi olamazmı aynşatyn
Bunu inkar etmiyorum,zaten ''farklı bir kader çizmek'' lafı buradan geliyor,açıkçası ben kendi çizdiğim kaderde daha mutlu olacağıma inanıyorum
Not: Bu konuyu aslında daha derinlemesine anlatmak istiyorum,konu sevilirse bir kaç part halince yazacağım,fakat örnekler ile göstermek istediğim için birde paralel evren konusu açacağım bir daha ki konuda paralel evrenlerden ve kaderden örnek vereceğim ve paralel evren konusunu örnek olarak göstereceğim konuların karışmaması için.
Uzun zaman boyunca kadere inanmayan birisiydim fakat çok sonra kaderin gerçek olduğunu fark ettim bunu fark etmemi tetikleyen olay günlük monoton yaşantım idi,çok basitçe her gün aynı kişilerle aynı yerde buluşup aynı şeyleri yapıyor ve aynı kahveyi sipariş edip aynı konuyu konuşuyordum.
Bu işleyiş aslında 8 yaşındaki bir çocuğun bile çözebileceği bir matematik problemi gibi.
sonuç olarak her gün gittiğim cafe'de garsonlar artık beni tanımaya başladığı için siparişi bile almadan aynı kahveyi getiriyorlardı,doğal olarak benim kaderimde yine o kahveyi içmek oluyordu,aynı kahveyi içmem de sorun yok fakat o kahveyi içmek istemeseydim yada sırf garsona kıllık olsun diye bu kahveyi istemediğimi söyleseydim?
Kaderi bir nebze olsun değiştirmiş olurdum,fakat iş sadece kahveyle bitmeyecekti,belki garson alınacaktı yada ''oo değişiklikmi yapıyoruz'' diye soracaktı bu da farklı olasılıklar doğracaktı.
Buraya kadar olay oldukça basit ve anlaşılabilir olduğunu düşünüyorum,mantığı anlattığımıza göre şimdi ilginç yere gelebiliriz sanırım.
Kaderi en basit haliyle bir labirent gibi tanımlıyorum ''aynı şeyleri yaparsan aynı yer içerisinde dönüp dolaşırsın''
neden sonuç ilişkisine çok benziyormuş gibi gözükse bile o kadar basit değil.
Sevdiğiniz biri ölecekse bu kader olabilir fakat onu kurtarmaya çalışabilirsiniz,işin kötü yanı her günkü monoton hayatımız gibi ertesi gün farklı bir karar vermekle olay çözülmüyor yani farklı bir kahve isteyerek birinin hayatını kurtarmamız tabiki çok düşük bir olaslık ama imkansız değil.
bir kahveyle birinin kaderini değiştirmek çok komik gelse de olaylar zincirleme gelişirse ok küçük bir ihtimal olsa bile bu ihtimali kullanmak isteyeceğiz.
Mesela ben bir arkadaşımla kahve dükkanına girdim sütlü kahveyi alıp çıktık,yola atım atar atmaz bir araba arkadaşıma çarptı,bu durumda arkadaşım ölür.
Fakat ben o kahveciden çikolatalı latte alsaydım kahve dükkanında 30 saniye beklemek yerine 1 dakika bekleyecektik böylece araba geçtikten 30 saniye sonra arkadaşımla yoldan yürüyecektik ve arkadaşım ölmemiş olacaktı.
Bilimsel açıklamalara göre bazen otomatik olarak karar veririz,mesela garson ''ne istersiniz'' dediğinde düşünmeden yada canımızın ne isteyip istemediğine karar vermeden siparişimizi vermemiz gibi,işin enteresan tarafı o anda bilincimiz açık olur,espiri yapabiliriz fakat tamamen otomatik şekilde çalışır eminim herkes bunu en az 1 defa fark etmiştir sanki bir oradayız fakat uzaktan izliyormuşuz gibi,bu anılarımızı genelde hatırlamayız çünkü otomatik olarak davranırız,duygusal yada önemli konuşmalarda bilincimiz çoğunlukla aççık olur fakat özellikle hiç sevmediğimiz bir derse girdiğimizde sanki uzaklarda bir yerlerdeymiş gibi oluruz,bunun sebebini açıklamak uzun süreceği için farklı bir konuda tartışacağım.
Otomatik olarak karar vermek kadere karşı gardımızı indirmek gibidir,demin verdiğim kahve örneği gibi pek çok olayı dolaylı yoldan değiştirebiliriz,fakat bu olaylar kaderin bize çizdiği çizgiden dahamı iyi yoksa dahamı kötü olarak sonuçlanacağını kestirmemiz zor olacaktır bu sebeple sebep sonuç ilişkisini kurmayı ihmal etmemeliyiz.
Peki senin bu durumu düşünüp farklı bir kahve istemen ve arkadaşının ölümünü önlemen kaderin işi olamazmı aynşatyn
Bunu inkar etmiyorum,zaten ''farklı bir kader çizmek'' lafı buradan geliyor,açıkçası ben kendi çizdiğim kaderde daha mutlu olacağıma inanıyorum
Not: Bu konuyu aslında daha derinlemesine anlatmak istiyorum,konu sevilirse bir kaç part halince yazacağım,fakat örnekler ile göstermek istediğim için birde paralel evren konusu açacağım bir daha ki konuda paralel evrenlerden ve kaderden örnek vereceğim ve paralel evren konusunu örnek olarak göstereceğim konuların karışmaması için.