Ansolo
Kayıtlı Üye
Nasıl olur da bazılarımız hep dört ayağı üzerine düşer, işinde hızla yükselir ya da kısa zamanda zengin olur ve ideal eşini bulur? Tüm bunlar rastlantı değil. Şanslı olmak öğrenilebilir. Ve basit bir formülü var.
İşte yeni mottonuz: Şanssız olduğunuzu unutun, şanslı olduğunuza inanın.
Bazı insanların hep dört ayak üzerine düştüğünü düşünürüz. Büyük Sayılar Yasası diye bir yasa var, buna göre artılar eksileri götürür. Mesela parayı 10 kere atarsın 8 kere tura gelebilir. O para bin kere atıldığındaysa, yazı ve tura gelme oranları yüzde 50’ye yakın olur. Ne kadar çok deneme yaparsanız gerçeğe yaklaşma olasılığını o kadar arttırırsınız. İnsan zihni bir makine gibi değildir, olayları yanlı algılar. Devreye duygularımız girer, beynimiz objektif kalamaz. İşlerinin hep kötü gittiğini düşünen biri belki de iyi olayları hatırlamıyordur.
FIRSATLARA AÇIK OLUN! İnsanlar şanslarını artırabilir mi? Şansı artırabilirsiniz. “Şanlıyım” diyenle “Şanssızım” diyenin dünyaya bakışları farklı. “Şanslıyım” diyen insan dünyaya başka pencereden bakıyor. Onun baktığı pencereden fırsatlar daha açık görünüyor. “Şanssızım” diyenlerse, fırsatlara o kadar açık değil.
Kendimizi şanslı ya da şanssız olarak tanımlamamız bir kilidi mi açıyor yani? Açıyor tabii. Bundan etkileniyorsunuz. Böyle deneyler yapılıyor; şanslı ve şanssız olduğunu söyleyen iki kişiye gazete veriyorlar, gazetenin bir yerinde “Para ödülü kazandınız” yazıyor. “Şanslıyım” diyen görüyor, öteki görmüyor. Demek ki şanslı olduğumuza inanmalıyız.
Nasıl yaratılabilir şans? Yüksek donanımla ve çok insan ilişkisiyle... İşin formülü bu. Uçakta türbülansa girdik. Her yer sallanıyor... “Düşmez” diye düşünmelisiniz.
İşte yeni mottonuz: Şanssız olduğunuzu unutun, şanslı olduğunuza inanın.
Bazı insanların hep dört ayak üzerine düştüğünü düşünürüz. Büyük Sayılar Yasası diye bir yasa var, buna göre artılar eksileri götürür. Mesela parayı 10 kere atarsın 8 kere tura gelebilir. O para bin kere atıldığındaysa, yazı ve tura gelme oranları yüzde 50’ye yakın olur. Ne kadar çok deneme yaparsanız gerçeğe yaklaşma olasılığını o kadar arttırırsınız. İnsan zihni bir makine gibi değildir, olayları yanlı algılar. Devreye duygularımız girer, beynimiz objektif kalamaz. İşlerinin hep kötü gittiğini düşünen biri belki de iyi olayları hatırlamıyordur.
FIRSATLARA AÇIK OLUN! İnsanlar şanslarını artırabilir mi? Şansı artırabilirsiniz. “Şanlıyım” diyenle “Şanssızım” diyenin dünyaya bakışları farklı. “Şanslıyım” diyen insan dünyaya başka pencereden bakıyor. Onun baktığı pencereden fırsatlar daha açık görünüyor. “Şanssızım” diyenlerse, fırsatlara o kadar açık değil.
Kendimizi şanslı ya da şanssız olarak tanımlamamız bir kilidi mi açıyor yani? Açıyor tabii. Bundan etkileniyorsunuz. Böyle deneyler yapılıyor; şanslı ve şanssız olduğunu söyleyen iki kişiye gazete veriyorlar, gazetenin bir yerinde “Para ödülü kazandınız” yazıyor. “Şanslıyım” diyen görüyor, öteki görmüyor. Demek ki şanslı olduğumuza inanmalıyız.
Nasıl yaratılabilir şans? Yüksek donanımla ve çok insan ilişkisiyle... İşin formülü bu. Uçakta türbülansa girdik. Her yer sallanıyor... “Düşmez” diye düşünmelisiniz.