Bütün arkadaşlarımız ,ben de dahil yukarıda bu soruyu soran arkadaşımız
@disasternaz'a mantık ve spritualizm çerçevesinde cevaplarımızı vermişiz....Ama soruyu soran arkadaşımız bizimle birlikte beyin fırtınasına katılmıyor....Hiç sesi çıkmıyor....Bazen gerçeklerle yüzleşemediğimizde başımıza gelenlerin sorumluluğunu almaya hazır değiliz demektir...İstikrarın önemini anlatmaya çalışıyorum...Burada bazı üyeler soru sormuş olmak için mi gerçekten sorun yaşadıkları için mi bu başlıkları açıyorlar...?Bu önemli çünkü dışarıdaki hayatımızda da yaşadığımız sorunlara bu şekilde yaklaşıyorsak bazı sebepleri uzakta aramaya gerek yok...Bu platformdaki üslup neye ne kadar istekli olduğumuzu ve neyi ne kadar ciddiye aldığımızı ve sorunumuzu ya da hayalimizi ne kadar gerçekleştirmek istediğimizi çok net gösteriyor...Ne için olursa olsun bu böyle....Aile,iş,arkadaşlar,ikili ilişkiler,maddi durum,terfi....Aradığınız bir hakikat var....Ama bu soruyu öylece sorup bekliyor musunuz?Bazı işler bu yüzden erteleniyor...İçimizdeki hayat tutkusu ya da hayat enerjisi (Japonlar İkıgea diyorlar)hayatımızın her alanında öne çıkıyor....Terfiyi buraya bağlamak mantıksız gelebilir ama işyerinde de yaklaşım bu şekildeyse cevap belli...Terfi almaya açık mısınız?Ben şu anda soruyu soran arkadaşımın bu soruyu ciddiyetle mi sorup sormadığını merak ettim...Niyetim sadece yaklaşım tarzını ve üslubunu sorunun sahibine iletmek....Bunu da yazmak istedim...Belki hepimizde bu sayede bazı açılımlar olur...Hayatta bir gerçek aradığımızda ,sebep aradığımızda, süreyi düşünmeden istikrarlı bir şekilde peşine düşmeliyiz....Yarım işler yarım sonuçlar getirir..Tabii bu da bir seçim...Ben sonuca ulaşmak isteyen arkadaşlarım için bir hatırlatma olarak buraya not düşüyorum.....