İnsan

muhtiş

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Eyl 2018
Mesajlar
41
Tepkime puanı
52
Niye illaki birisiyle savaşıyoruz.Savaş dediğimiz olguyu kendimiz çıkardık.Hatta birbibrimze karşı uyguladık.Tekamül yolunda savşa diye birşey yoktur.Birlik ,beraberlik ve sevgi vardır.Bunlar insanın ruhunu ve ışığını arttırır.Eğer bir savaşma duygudu varsa içimizde şeytanla ya da nefsimizle savaşalım birbirimizle değil.
 

MeHDiX

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Eki 2013
Mesajlar
696
Tepkime puanı
789
Konum
İstanbul
İş
Fitness egitmeni, Sosyolog, ilahiyat
İnsan demişken... Öyle birşey ki insan; kendi belirlediği kırmızı çizgileri yine kendi aşar. Nasipten öteye yol yokmuş. İnsan ki; herhangi bir nesneyi, araç-gereç veya bir insanı, veya bir duygu-düşünceyi kaybetmemek adına en yapmam dediği şeyleri yapar.Canından çok değer verdiği tembihler bile kaybetme veya daha fazla bekleme korkusundan önemini yitiriyor.
Madem insanız ve zaaflarımız var, o halde büyük konuşmaktan, kınamaktan kaçınmalıyız. Çünkü kişi kınadığını yaşamadıkça ölmez. Buna çok şahit oldum, hali hazırda da şahidim. Herkes kalbinin ekmeğini yer.
 

berksurucu

Banlı Kullanıcı
Katılım
3 Haz 2009
Mesajlar
356
Tepkime puanı
968
Konum
Güzel İzmir
varoluşu madde ve ötesi diye ikiye ayırmak yerine hepsinin aynı şey olduğu fikri üzerine düşündüğünüzde yepyeni bir algının içinde bulacaksınız kendinizi...


metafor yaparsak

"saf beyaz ışık" sizin Yüksek Benliğiniz olsun (Rab Sıfatı).... Beyaz ışığın önüne Cam prizma koyarsanız Işığın 7 Ana renge ayrıldığını görürsünüz... Ortaokul Fen derslerinden hatırlayın. Ve farkeder siniz ki çakraların temsil renkleridir...

Bu Ayrılan renkler Bizim yaratılış dediğimiz "Hologram evren"... İnsan 7 çakrasıyla aslında tekilliğe bağlıdır. bu 7 çakra ne kadar açık ve temiz ise özle bir olursunuz. Tabi varoluş ve madde diye algıladığınız herşey de bu renk skalasına dahil... Bizim varoluş sandığımız şey aslında beyaz ışığın bölünmüş parçaları...

Şimdi sistemin dışına çıkamadığımız için Ayrılmış renklerle muhattabız. Bilinç mertebelerimiz yükseldikçe (ki tasavvufta dahil tüm kadim bilgilerde karşılıkları vardır) bu renklerin aynı kaynaktan geldiğini anlamaya başlarsınız... Dalga ve deniz diye ayırmazsınız... çünkü biri olmassa diğer olmaz...

ZAN... madde diye birşeyin olduğu, bunların fiziksel olarak birbirinden ayrık olduğu... entropi'nin etkisiyle kaotik bir şekilde yayılım gösterdiği, ve ulaşılan tüm sonuçların tesadüfi süreçler olduğu (Ateizm);;;; eğer korkupda iman edersek Madde ötesi diye birşeyin olduğu Fiziksel bedenin içinde görünmeyen ruhumuzun olduğu ve ölünce bedeni terkettiği... ve bunun başka bir aleme gittiği, yeniden doğduğu ya da mahşer gününde tekrar dirildiği, dünyada kalan cesedimizin toprak altında cürüyüp yok olduğu fikirlerine ulaşmaktır... çift tandanslı anlattım ama bir çok olaslılık olabilir... Kişi Sincapa bile tapabilir... yeter ki o inancını temellendirebilmiş olsun...

Yani ne ZANnediyoruz... Madde ve (varsa)Ötesi...

- Madde gerçek... tamam onda sıkıntı yok. diyoruz... ama bir kere yanlış yerden yola çıktık ya... Madde ve ötesinin olduğuna inanmak istiyoruz. Dolayısıyla bunu temellendirmek için yüzyıllar boyu çırpınıp duruyoruz... newton fiziği ile ölçebildiğimiz bir kanıt bulamıyoruz. Ama şu meşhur soru içimizde beliriyor... YA VARSA..... ya varsa ile yaşamak yetmiyor... temellendirmek istiyoruz...


konu sapmadan tekrar dönelim...

ışık prizmadan geçti... ve ayrılmış renklerden oluşan Ayrılmış (tek)illiği algılamaya başladık... buna hayat dedik...


Peki Prizma ile kasteddiğim nedir ?

Prizma RUH dediğimiz şeydir... Ama RUH (prizma) olup bitenleri yorumlamamamız için kullandığımız sanal süreçtir... Yani RUH aslında bu holograma ait bir kavramdır... Bunu beyni anlayarak çözebiliriz...

sistemin dışına çıkamadığımız bir simulasyonda herşey çok gerçekçi olmalı... Bir nörolog beyni incelediğinde Tüm hayat deneyiminin, beyindeki nöronlarda olup bittiği, nörotransmiterlerle hayatı anlamlandırdığımız fikrine ulaşabilir. Dolayısıyla öldüğümüzde beynimiz yok olduğunda Bilinç algı vs yok olacaktır. Öyleyse Madde ötesi ruh, öte dünya vs vs yoktur... Bu ulaşılan fikir kendi içinde tutarlıdır. çünkü tüm duyulardan gelen veriler beyinde işlenir... Evet Kalp gözü açılmamış bir Ateist Kendi içinde tutarlıdır Aslında... Ama büyük bir iddaa ile söylüyorum ki... fiziksel bir bedene, ve içindeki ruha inanan... Uzaklarda bir yerlerde Onu yaratıp izleyen Mitolojik bir Allah'a inanan kişinin benim için şu bahsettiğim Ateistten farkı yoktur. Bir kutbun karşıtları gibidir.

Konumuza dönersek..Amigdalada bir hayat deneyimi yaşanır... yani aslında biz beynimizin içindeki gerçeklikle muhattabız... dışarıda gerçekte ne var bilmiyoruz. ben bilgisayarımda oturmuş bunları yazarken karşımda bir bilgisayar var sanıyorum. Halbuki ben kafamın içindeki bilgisayarla muhatabım... ama algı sanki dışımdaymiş gibi :)))

Simulasyonun içinde Beyin diye bir yapı olacak ki, herşeyin ondan çıktığı fikrini bize vericek...

Ruh ve Beyin ikisi bir prizmanın iki yüzü gibi...

biz Prizmanın bize bakan yüzünü görebiliyoruz... Buna Beyin diyoruz... Işığı 7 parça çıktığı yüz...

Ruh ise Prizmanın ışığı alan yüzü...

images.jpg


bu sebeple beyin Nasıl sanal bir süreç ise... Ruh da sanal bir süreçtir... Öldüğünüzde Prizma ortadan kalkacak... geriye Yüksek benlik kalacak...

Yani Madde bedeniniz içinde, duvarlardan geçen görünmeyen hayalet casper gibi bi varlık yok...

öldüğünüzde geride bir ceset bırakacağınızı düşünüyorsunuz.... Çünkü başkalarının ölümünü görüp oradan yola çıktınız...

Öldüğünüzde geride bir cesediniz olmayacak... Prizma ortadan kalkıyor...

simulasyon kapanıyor :)
 
Son düzenleme:

RabbitHole

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Eki 2019
Mesajlar
3
Tepkime puanı
6
varoluşu madde ve ötesi diye iki ayırmak yerine hepsinin aynı şey olduğu fikri üzerine düşündüğünüzde yepyeni bir algının içinde bulacaksınız kendinizi...


metafor yaparsak

"saf beyaz ışık" sizin Yüksek Benliğiniz olsun (Rab Sıfatı).... Beyaz ışığın önüne Cam prizma koyarsanız Işığın 7 Ana renge ayrıldığını görürsünüz... Ortaokul Fen derslerinden hatırlayın.

Bu Ayrılan renkler Bizim yaratılış dediğimiz "Hologram evren"... İnsan 7 çakrasıyla aslında tekilliğe bağlıdır. bu 7 çakra ne kadar açık ve temiz ise özle bir olursunuz. Tabi varoluş ve madde diye algıladığınız herşey de bu renk skalasına dahil... Bizim varoluş sandığımız şey aslında beyaz ışığın bölünmüş parçaları...

Şimdi sistemin dışına çıkamadığımız için Ayrılmış renklerle muhattabız. Bilinç mertebelerimiz yükseldikçe (ki tasavvufta dahil tüm kadim bilgilerde karşılıkları vardır) bu renklerin aynı kaynaktan geldiğini anlamaya başlarsınız... Dalga ve deniz diye ayırmazsınız... çünkü biri olmassa diğer olmaz...

ZAN... madde diye birşeyin olduğu, bunların fiziksel olarak birbirinden ayrık olduğu... entropi'nin etkisiyle kaotik bir şekilde yayılım gösterdiği, ve ulaşılan tüm sonuçların tesadüfi süreçler olduğu (Ateizm);;;; eğer korkupda iman edersek Madde ötesi diye birşeyin olduğu Fiziksel bedenin içinde görünmeyen ruhumuzun olduğu ve ölünce bedeni terkettiği... ve bunun başka bir aleme gittiği, yeniden doğduğu ya da mahşer gününde tekrar dirildiği, dünyada kalan cesedimizin toprak altında cürüyüp yok olduğu fikirlerine ulaşmaktır... çift tandanslı anlattım ama bir çok olaslılık olabilir... Kişi Sincapa bile tapabilir... yeter ki o inancını temellendirebilmiş olsun...

Yani ne ZANnediyoruz... Madde ve (varsa)Ötesi...

- Madde gerçek... tamam onda sıkıntı yok.
diyoruz... ama bir kere yanlış yerden yola çıktık ya... Madde ve ötesinin olduğuna inanmak istiyoruz. Dolayısıyla bunu temellendirmek için yüzyıllar boyu çırpınıp duruyoruz... newton fiziği ile ölçebildiğimiz bir kanıt bulamıyoruz. Ama şu meşhur soru içimizde beliriyor... YA VARSA..... ya varsa ile yaşamak yetmiyor... temellendirmek istiyoruz...


konu sapmadan tekrar dönelim...

ışık prizmadan geçti... ve ayrılmış renklerden oluşan Ayrılmış (tek)illiği algılamaya başladık... buna hayat dedik...


Peki Prizma ile kasteddiğim nedir ?

Prizma RUH dediğimiz şeydir... Ama RUH (prizma) olup bitenleri yorumlamamamız için kullandığımız sanal süreçtir... Yani RUH aslında bu holograma ait bir kavramdır... Bunu beyni anlayarak çözebiliriz...

sistemin dışına çıkamadığımız bir simulasyonda herşey çok gerçekçi olmalı... Bir nörolog beyni incelediğinde Tüm hayat deneyiminin, beyindeki nöronlarda olup bittiği, nörotransmiterlerle hayatı anlamlandırdığımız fikrine ulaşabilir. Dolayısıyla öldüğümüzde beynimiz yok olduğunda Bilinç algı vs yok olacaktır. Öyleyse Madde ötesi ruh, öte dünya vs vs yoktur... Bu ulaşılan fikir kendi içinde tutarlıdır. çünkü tüm duyulardan gelen veriler beyinde işlenir... Evet Kalp gözü açılmamış bir Ateist Kendi içinde tutarlıdır Aslında... Ama büyük bir iddaa ile söylüyorum ki... fiziksel bir bedene, ve içindeki ruha inanan... Uzaklarda bir yerlerde Onu yaratıp izleyen Mitolojik bir Allah'a inanan kişinin benim için şu bahsettiğim Ateistten farkı yoktur. Bir kutbun karşıtları gibidir.

Konumuza dönersek..Amigdalada bir hayat deneyimi yaşanır... yani aslında biz beynimizin içindeki gerçeklikle muhattabız... dışarıda gerçekte ne var bilmiyoruz. ben bilgisayarımda oturmuş bunları yazarken karşımda bir bilgisayar var sanıyorum. Halbuki ben kafamın içindeki bilgisayarla muhatabım... ama algı sanki dışımdaymiş gibi :)))

Simulasyonun içinde Beyin diye bir yapı olacak ki, herşeyin ondan çıktığı fikrini bize vericek...

Ruh ve Beyin ikisi bir prizmanın iki yüzü gibi...

biz Prizmanın bize bakan yüzünü görebiliyoruz... Buna Beyin diyoruz... Işığı 7 parça çıktığı yüz...

Ruh ise Prizmanın ışığı alan yüzü...

Ekli dosyayı görüntüle 1128


bu sebeple beyin Nasıl sanal bir süreç ise... Ruh da sanal bir süreçtir... Öldüğünüzde Prizma ortadan kalkacak... geriye Yüksek benlik kalacak...

Yani Madde bedeniniz içinde, duvarlardan geçen görünmeyen hayalet casper gibi bi varlık yok...

öldüğünüzde geride bir ceset bırakacağınızı düşünüyorsunuz.... Çünkü başkalarının ölümünü görüp oradan yola çıktınız...

Öldüğünüzde geride bir cesediniz olmayacak... Prizma ortadan kalkıyor...

simulasyon kapanıyor :)


ben ne okudum ya ?
 

marble

Kayıtlı Üye
Katılım
21 May 2018
Mesajlar
222
Tepkime puanı
265
varoluşu madde ve ötesi diye ikiye ayırmak yerine hepsinin aynı şey olduğu fikri üzerine düşündüğünüzde yepyeni bir algının içinde bulacaksınız kendinizi...


metafor yaparsak

"saf beyaz ışık" sizin Yüksek Benliğiniz olsun (Rab Sıfatı).... Beyaz ışığın önüne Cam prizma koyarsanız Işığın 7 Ana renge ayrıldığını görürsünüz... Ortaokul Fen derslerinden hatırlayın. Ve farkeder siniz ki çakraların temsil renkleridir...

Bu Ayrılan renkler Bizim yaratılış dediğimiz "Hologram evren"... İnsan 7 çakrasıyla aslında tekilliğe bağlıdır. bu 7 çakra ne kadar açık ve temiz ise özle bir olursunuz. Tabi varoluş ve madde diye algıladığınız herşey de bu renk skalasına dahil... Bizim varoluş sandığımız şey aslında beyaz ışığın bölünmüş parçaları...

Şimdi sistemin dışına çıkamadığımız için Ayrılmış renklerle muhattabız. Bilinç mertebelerimiz yükseldikçe (ki tasavvufta dahil tüm kadim bilgilerde karşılıkları vardır) bu renklerin aynı kaynaktan geldiğini anlamaya başlarsınız... Dalga ve deniz diye ayırmazsınız... çünkü biri olmassa diğer olmaz...

ZAN... madde diye birşeyin olduğu, bunların fiziksel olarak birbirinden ayrık olduğu... entropi'nin etkisiyle kaotik bir şekilde yayılım gösterdiği, ve ulaşılan tüm sonuçların tesadüfi süreçler olduğu (Ateizm);;;; eğer korkupda iman edersek Madde ötesi diye birşeyin olduğu Fiziksel bedenin içinde görünmeyen ruhumuzun olduğu ve ölünce bedeni terkettiği... ve bunun başka bir aleme gittiği, yeniden doğduğu ya da mahşer gününde tekrar dirildiği, dünyada kalan cesedimizin toprak altında cürüyüp yok olduğu fikirlerine ulaşmaktır... çift tandanslı anlattım ama bir çok olaslılık olabilir... Kişi Sincapa bile tapabilir... yeter ki o inancını temellendirebilmiş olsun...

Yani ne ZANnediyoruz... Madde ve (varsa)Ötesi...

- Madde gerçek... tamam onda sıkıntı yok.
diyoruz... ama bir kere yanlış yerden yola çıktık ya... Madde ve ötesinin olduğuna inanmak istiyoruz. Dolayısıyla bunu temellendirmek için yüzyıllar boyu çırpınıp duruyoruz... newton fiziği ile ölçebildiğimiz bir kanıt bulamıyoruz. Ama şu meşhur soru içimizde beliriyor... YA VARSA..... ya varsa ile yaşamak yetmiyor... temellendirmek istiyoruz...


konu sapmadan tekrar dönelim...

ışık prizmadan geçti... ve ayrılmış renklerden oluşan Ayrılmış (tek)illiği algılamaya başladık... buna hayat dedik...


Peki Prizma ile kasteddiğim nedir ?

Prizma RUH dediğimiz şeydir... Ama RUH (prizma) olup bitenleri yorumlamamamız için kullandığımız sanal süreçtir... Yani RUH aslında bu holograma ait bir kavramdır... Bunu beyni anlayarak çözebiliriz...

sistemin dışına çıkamadığımız bir simulasyonda herşey çok gerçekçi olmalı... Bir nörolog beyni incelediğinde Tüm hayat deneyiminin, beyindeki nöronlarda olup bittiği, nörotransmiterlerle hayatı anlamlandırdığımız fikrine ulaşabilir. Dolayısıyla öldüğümüzde beynimiz yok olduğunda Bilinç algı vs yok olacaktır. Öyleyse Madde ötesi ruh, öte dünya vs vs yoktur... Bu ulaşılan fikir kendi içinde tutarlıdır. çünkü tüm duyulardan gelen veriler beyinde işlenir... Evet Kalp gözü açılmamış bir Ateist Kendi içinde tutarlıdır Aslında... Ama büyük bir iddaa ile söylüyorum ki... fiziksel bir bedene, ve içindeki ruha inanan... Uzaklarda bir yerlerde Onu yaratıp izleyen Mitolojik bir Allah'a inanan kişinin benim için şu bahsettiğim Ateistten farkı yoktur. Bir kutbun karşıtları gibidir.

Konumuza dönersek..Amigdalada bir hayat deneyimi yaşanır... yani aslında biz beynimizin içindeki gerçeklikle muhattabız... dışarıda gerçekte ne var bilmiyoruz. ben bilgisayarımda oturmuş bunları yazarken karşımda bir bilgisayar var sanıyorum. Halbuki ben kafamın içindeki bilgisayarla muhatabım... ama algı sanki dışımdaymiş gibi :)))

Simulasyonun içinde Beyin diye bir yapı olacak ki, herşeyin ondan çıktığı fikrini bize vericek...

Ruh ve Beyin ikisi bir prizmanın iki yüzü gibi...

biz Prizmanın bize bakan yüzünü görebiliyoruz... Buna Beyin diyoruz... Işığı 7 parça çıktığı yüz...

Ruh ise Prizmanın ışığı alan yüzü...

Ekli dosyayı görüntüle 1128


bu sebeple beyin Nasıl sanal bir süreç ise... Ruh da sanal bir süreçtir... Öldüğünüzde Prizma ortadan kalkacak... geriye Yüksek benlik kalacak...

Yani Madde bedeniniz içinde, duvarlardan geçen görünmeyen hayalet casper gibi bi varlık yok...

öldüğünüzde geride bir ceset bırakacağınızı düşünüyorsunuz.... Çünkü başkalarının ölümünü görüp oradan yola çıktınız...

Öldüğünüzde geride bir cesediniz olmayacak... Prizma ortadan kalkıyor...

simulasyon kapanıyor :)
yarı bilge, evren'in yeterince gerçek olmadığını fark ederek, onun yasalarını yenebileceğini hayal eder. böyle kişiler kendini beğenmiş, kibirli aptallardır. duvarlara çarpar ve kendi aptal akıl yürütmeleri yüzünden kafalarını kırarlar.
 

berksurucu

Banlı Kullanıcı
Katılım
3 Haz 2009
Mesajlar
356
Tepkime puanı
968
Konum
Güzel İzmir
yarı bilge, evren'in yeterince gerçek olmadığını fark ederek, onun yasalarını yenebileceğini hayal eder. böyle kişiler kendini beğenmiş, kibirli aptallardır. duvarlara çarpar ve kendi aptal akıl yürütmeleri yüzünden kafalarını kırarlar.

olsun üstadım...

eğer ilgi görmezse... senaryo da biraz değişiklik yaparız...
içine biraz distopya, Mikroçipli şeyler, siyahi ve çekik gözlü aktörler koyarız. az biraz da eşcinsel serperiz...

netflixe, senaryo diye satarız...
 

marble

Kayıtlı Üye
Katılım
21 May 2018
Mesajlar
222
Tepkime puanı
265
olsun üstadım...

eğer ilgi görmezse... senaryo da biraz değişiklik yaparız...
içine biraz distopya, Mikroçipli şeyler, siyahi ve çekik gözlü aktörler koyarız. az biraz da eşcinsel serperiz...

netflixe, senaryo diye satarız...
üstadın silahı küstah inkâr değil, dönüşümdür.
 

marble

Kayıtlı Üye
Katılım
21 May 2018
Mesajlar
222
Tepkime puanı
265
olsun üstadım...

eğer ilgi görmezse... senaryo da biraz değişiklik yaparız...
içine biraz distopya, Mikroçipli şeyler, siyahi ve çekik gözlü aktörler koyarız. az biraz da eşcinsel serperiz...

netflixe, senaryo diye satarız...
bilgeliğin dudakları anlamayan kulaklara kapalıdır. evladım henüz hazır değilsin
 

berksurucu

Banlı Kullanıcı
Katılım
3 Haz 2009
Mesajlar
356
Tepkime puanı
968
Konum
Güzel İzmir
bilgeliğin dudakları anlamayan kulaklara kapalıdır. evladım henüz hazır değilsin

çok güzel bir aforizma üstadım. ortamlarda satarım ben bunu...

zaten aforizma böyle olmalı... bir cümleye dünyalar sığmalı...

Elimden geleni yapıyorum bu arada... bir gün hazır olduğumu düşünürseniz lütfen beni onurlandırın.
 
Üst