insan tanrı olabilir mi?

literallyd3vil

Kayıtlı Üye
Katılım
16 Ağu 2021
Mesajlar
16
Tepkime puanı
7
Sizce insan tanrı olup mağdurlara yardım edebilir mi, ölen veya yaşayan mağdurları kast ediyorum. İnsan tanrılaşır mı, tanrılaşırsa bu nasıl olur? Lakin bunu tanrı olarak kabul ettiklerimiz (ki gerçekten varlarsa) yapmıyorlar da. İslama inanmıyorum inanan varsa saygım sonsuz ama İSLAM ÖĞRETİLERİNİ ASLA BENİMSEMEYECEĞİM YALVARIRIM İSLAMİ DÜŞÜNCELERİNİZİ YAZMAYIN! (Bu arada konu yeri yanlış olabilir kusura bakmayın şimdiden)
 

Alex06

Kayıtlı Üye
Katılım
16 Kas 2015
Mesajlar
554
Tepkime puanı
1,146
Sizce insan tanrı olup mağdurlara yardım edebilir mi, ölen veya yaşayan mağdurları kast ediyorum. İnsan tanrılaşır mı, tanrılaşırsa bu nasıl olur? Lakin bunu tanrı olarak kabul ettiklerimiz (ki gerçekten varlarsa) yapmıyorlar da. İslama inanmıyorum inanan varsa saygım sonsuz ama İSLAM ÖĞRETİLERİNİ ASLA BENİMSEMEYECEĞİM YALVARIRIM İSLAMİ DÜŞÜNCELERİNİZİ YAZMAYIN! (Bu arada konu yeri yanlış olabilir kusura bakmayın şimdiden)
Nasıl bir tanrı tanımın var bilemiyorum. Kiminin tanrısı yeryüzünde herşeye müdahale eder kiminin tanrısı etmez.
Insan tanrı olabilir mi? ""Parça bütüne aittir. Bütünün bilgisini taşır"
Bu senin yolun bu yolda tanrını bulursun kendince tanimlarsin bu herhangi bir dinin tanımı olabilir ya da tamamen sana ait olabilir. Ya da bulamazsın tanrı diye birşey yok dersin.
 

kaderineboyuneğ

Kayıtlı Üye
Katılım
10 May 2021
Mesajlar
19
Tepkime puanı
16
İnsan Tanrı olmaz olduğunu zannederse kötü varlıkların etkisi altına alınmıştır... Daha acık yazmak istemiyorum bence beni anladın kendine iyi bak karanlıktan ayrıl ışığa koşş
 

Red Robit

Banlı Kullanıcı
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
70
Tepkime puanı
255
Konum
𓂀
Dinler büsbütün ezoterik localar tarafından fonlandı. Bu yüzden de her din, bünyesinde gerçeği biraz biraz saklıyor. Mesela Arapça’da “İnsan”; ‹unutan› demek. İnsan nasıl mı Tanrı olur? Hatırlayarak… Bu yüzden Araplara gelen kut’sal kitabın her yerinde; “Beni zikredin.” tarzında zikir odaklı ayetler var. Zikr de Arapça bir kelime ve anlamı «hatırlamak». Dinler bir yandan gerçeği saklarken, bir yandan insanları gerçeği anlayabilmek için elverişli hâle de getiriyor. Ama gene de yalnızca özünde Tanrı-olan birine öğretiyor tekrardan nasıl Tanrı olunabileceğini. Çoğu insansa unutuş’u üzerine bir ego inşa ettiği; kendisini maddesel ve zamansal anlamda ‘var’ sandığı için kulluktan ve kölelikten, yani insanlıktan asla sıyrılamıyor. Tanrısallık; maddesel ve zamansal düzlemleri ayak altına alarak, madde (hacim) ve zaman (süreklilik) algısının dışına taşmakla başlıyor. Bu olayın eğitimi ve ezoterik camiada bir yığınla metotları var.. Sorduğun soruya atfen bir cevap vereceksem de; Tanrı’nın yardım etmediğini vehmediyorsun.. bir kuruntu bu. Senin kötülük olarak gördüğün İlâhî Dans’ın bir parçası. Kötülük, ‹kötü› değil yani. Kendini ‘var’ zannettiğin için, bir-insan-olma rüyası gördüğün için kötülüğün ‹kötü› olduğunu umuyorsun :^)
 

Red Robit

Banlı Kullanıcı
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
70
Tepkime puanı
255
Konum
𓂀
Kötülük, iyiliğe hizmet ediyor ve ikisi birdense; Tanrı’ya. Fakat Tanrı katında “kötülük” ve “iyilik” ne kötü, ne iyi.. ikisi de aynı Şey’in iki başka maskesi. Bir tek «Şey» kendisini adı kötülük ve iyilik olan iki farklı maskenin arkasında saklıyor… O tek Şey’i tanıyıp bilenlere kısmen Tanrı diyoruz. Çünkü benim Şey dediğime ezoterik kültürde «Sır» deniyor.. ve Sır’ı bilen sırrı-bilmiş olmuyor. Sır oluyor… Ateşi bilen nasıl ki yanmadan bilemiyorsa, Tanrı’yı bilmek de Tanrı olmak demek.
 

abc123

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Nis 2019
Mesajlar
129
Tepkime puanı
141
İnsan böcek olmak ister kus olmak ister bir çok şey olmak ister

Hatta ilkokulda sorarlar hangi canlı olmak isterdin diye

Hepsini anlayabılırız sonucta oldugunu bıldıgımız gordugumuz seyler

Oldugunu bilmediğimiz görmedigimiz ve hatta içerigi herkese (her topluma ya da dine demiyorum dikkat edin herkese) göre degisen tanrı gibi bir kavramsal varlıgı neden olmak istesin ki insan
 

latynce

Banlı Kullanıcı
Katılım
22 Ağu 2021
Mesajlar
3
Tepkime puanı
2
Konum
İzmir
Sizce insan tanrı olup mağdurlara yardım edebilir mi, ölen veya yaşayan mağdurları kast ediyorum. İnsan tanrılaşır mı, tanrılaşırsa bu nasıl olur? Lakin bunu tanrı olarak kabul ettiklerimiz (ki gerçekten varlarsa) yapmıyorlar da. İslama inanmıyorum inanan varsa saygım sonsuz ama İSLAM ÖĞRETİLERİNİ ASLA BENİMSEMEYECEĞİM YALVARIRIM İSLAMİ DÜŞÜNCELERİNİZİ YAZMAYIN! (Bu arada konu yeri yanlış olabilir kusura bakmayın şimdiden)
Eğer biri , tanrının kesinlikle insanlara yardım etmek olduğunu bilerek yazdıysa ve eğer şarabı , buğdayı ya da bu türden başka bir lütfu insanlara verenler , hakkıyla tanrıların meclisine kabul edildiyseler, neden ben hakka uygun olarak bütün tanrıların önderi diye adlandirilmayayim ve sayilmayayim herkese herşeyi tek başına ihsan eden ben ? Her insan bir tanrıdır.
 

Red Robit

Banlı Kullanıcı
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
70
Tepkime puanı
255
Konum
𓂀
İnsan böcek olmak ister kus olmak ister bir çok şey olmak ister

Hatta ilkokulda sorarlar hangi canlı olmak isterdin diye

Hepsini anlayabılırız sonucta oldugunu bıldıgımız gordugumuz seyler

Oldugunu bilmediğimiz görmedigimiz ve hatta içerigi herkese (her topluma ya da dine demiyorum dikkat edin herkese) göre degisen tanrı gibi bir kavramsal varlıgı neden olmak istesin ki insan
İşin özü şu ki:
Olduğunu bildiğimiz ya da gördüğümüz her ne varsa, onları bilip-görebilmemizi mümkün kılan bir «cevher» var derûnumuzda; bilinemeyen ve görülemeyen bir cevher bu.. O’na Tanrı diyebiliriz.
Bizler algıladıklarımızı o cevher zihnimize nüfuz ediyor diye algılayabiliyoruz.
Bilincimizin hammaddesi esasen Tanrı’nın kendisi.
Elbette bilincimizin hammaddesi olma cihetiyle zamansız ve mekansız bir keyfiyette bulunduğundan, o merhalede Tanrı herhangi bir dinin ne sınırlarına, ne de kapsama alanına dahil oluyor.
Fakat bir de Tanrı’nın kavramlara indirgenmesi var ki; Tanrı’ya dair bir kavram ne çapta teferruatlı olsa dahi, bir şehre kıyasla o şehri temsil eden tabela arasında nasıl ki dağlar kadar fark var.. bir tabela nasıl ki yalnızca o şehri temsil ediyor, o şehirle hiç alakası yok; tıpkı bunun gibi, Tanrı’nın yanı sıra, O’nu betimleyen kavramlar da Tanrı’nın kendiyle zerre kadar bile ilgili değil.
 

Askanarch

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Kas 2018
Mesajlar
180
Tepkime puanı
153
İş
Arkeolog
Sizce insan tanrı olup mağdurlara yardım edebilir mi, ölen veya yaşayan mağdurları kast ediyorum. İnsan tanrılaşır mı, tanrılaşırsa bu nasıl olur? Lakin bunu tanrı olarak kabul ettiklerimiz (ki gerçekten varlarsa) yapmıyorlar da. İslama inanmıyorum inanan varsa saygım sonsuz ama İSLAM ÖĞRETİLERİNİ ASLA BENİMSEMEYECEĞİM YALVARIRIM İSLAMİ DÜŞÜNCELERİNİZİ YAZMAYIN! (Bu arada konu yeri yanlış olabilir kusura bakmayın şimdiden)
Ölümlü varlık ölümü tadan bir varlık etten kemikten aciz bir varlık tanrı olamaz. Çok tanrı olsa sistem hergün değil her dakika hata verirdi.Tanrı dediğin bence tek olmalı herseye gücü yetmeli eksikliği olmamalı.
 
Ü

Üye silindi 57044

Yaratılışın amacı yaradan gibi olmaktır zaten... Veyahut tanrılar gibi olmaktır. İki ekol, iki farklı bakış açısı vardır bu konuda.. Keter(taç)'deki parçalanmadan sonra güçler iki ayrı enerji sisteminde yaratılışa yansıdı.. İlki, saf ve arı olan kutsal abya(atsilut,beria,yetzira,asiyya) dünyaları sisteminden, aydınlığın şoreş(kök)'inden uzanıp geldi.. Diğeri ise karanlığın şoreşinden doğdu ve saf olmayan abya(atsilut,beria,yetzira,asiyya) dünyaları sistemi yaratıldı. Zaten bunların izdüşümüde realitemize aydınlık ve karanlık, eril ve dişil, sıcak ve soğuk olarak yansır.. Vahşi hayvanlar vardır ve uysal hayvanlar vardır.. Onun sebebi işte budur. Keter'deki shini tzura(kırılma-ışığın perdesi)'nın yarattığı dualitedir..

Saf ve arı olan abya dünyaları, sevgi ve merhamet ile ilgilidir.. Birlik ve barış(şalom,islam) ile ilgilidir.. Realitenin birleştirici kuvvetlerini simgelerler. Dışa dönük ve iyicil sosyal yönleri simgelerler. Kabala ağacında hesed(merhamet-nezaket) sefirotu ile sembolize edilirler ve hesed sağda yer alır. Sağ ise daima binah(anne) kuvvetlerinden alır. Hasadim(merhamet) kuvvetlerinden alır.. Sağdaki realiteye göre yaradan birdir ve yaratılışın amacı yaradan gibi sevmek ve ihsan etmektir. Tanrı olmak veyahut yaradanla aynı olmak değildir. amaç; yaradan ile niyetleri aynı kılmak, onun gibi sevmek ve ihsan edebilmektir. bu yol manevi yoldur. Sağ el yoludur bu yol. manevi Kabala, tasavvuf ve bozulmamış bgahavad gita bu yollara örnek verilebilir..

Fakat, biri diğerinin karşısında yer almak zorunda kaldı. Keter'deki kırılmadan sonra dualite yaratıldı ve böylece saf olmayan abya dünyalarıda, doğal olarak yaratılmak zorunda kaldı. Saf olmayan abya dünyaları, karanlığın şoreş'inden uzanıp geldi. Hohmah(baba) kuvvetlerinden, hazzı alma, tüm bilgeliği ve ışığı bencilce alma kuvvetlerinden uzanıp geldi.. O yüzden solda gevura vardır ve gevura, VAK'daki hohmah olarak adlandırılır. Hesed(sevgi-merhamet)'in karşısındadır. Gevura'nın sembolik meleği samuel'dir. Yani şeytandır.. Yani kişinin kendisi için haz alma arzusudur. Diğerlerinin yıkımı uğruna alma arzusudur. Uzak doğuda Ahamkara olarak geçer. Bgahavat gita'da maya(yanılgı) olarak geçer.. Öyle yada böyle bu yol sol el yoludur. Kişisel ve menfi yükselmelerin yoludur.. Majinin yoludur. Ruhani simyanın, magnum opus'un ve tanrılar gibi olmanın yoludur.. Tanrılar gibi demeleri bile gevura'nın bölücü kuvvetinden gelir. Çünkü gevura böler. Ülkeleri böler, insanları böler, yaşayanları öldürür ve böler. Yaradanıda doğal olarak böler.. Tek tanrı var demek yerine bir çok tanrı ve tanrıçalar var demeyi tercih eder..

Hesed ise birleştirir. İslamdan bahseder. İslam, dini anlamdaki islam değil bu arada.. İslam, ibranice şalom kelimesinden gelir. Yani barış demektir, ayrılıkları yok etmek ve birleşmek demektir. Otantik islamda işte odur. Hz.Ademden gelen otantik islam odur. Tüm insanlığın birleşmesi, kardeş olması, hasadim(merhamet) kuvvetlerini edinmesidir. Lişma(yaradan rızası için)'yı edinmesidir. Lişma kelimesi bile İsmail'den gelir aslında.. Yani aslında islam ile bağlantılı. Yani aslında tasavvuf ile bağlantılı hepsi.. Yani kökünde kabala ile bağlantılı hepsi...
 
Üst