Düşünmek, biyolojik reaksiyon veren ama aslında ruhsal bir deneyimdir. İç içe geçmiş 3 katman ortak bir noktada kesismedikce düşünce de oluşmaz :
1- düşüncenin kendisini - (işin bahanesi)
2- düşünenin kendisini - (bahaneye sarılarak varlık iddia eden)
3- düşünenin kendisini de gözlemliyen asıl denetimci - yani varlık konseptini de aşarak varolușsal mekaniğe bir de en dışarıdan bakarak görebilen
Çünkü dışarıdan bakilmadikca düşünceler tanrı da olur, sanrı da.
Tanrının kendisi düşünceden münezzeh olduğunu defalarca söylüyor. Ama biz onu kelimelere sığdırıyoruz hala. Hatta zikirlere.
Düşüncenin, onu düşünenin ve hatta düşüneni gözlemleyenin farkına varilmadikca, bilișsel olarak eli mecbur kavramlara hapsolmak gerçekleşir. Yani düşündükçe uyușma ve yokuluș başlar.
Düşünceler bu yüzden doğru farkındalık tabanına oturtulamazsa tehlikeli bir silah olurlar. Dünya savaşlarını düşünceler yani fikir akımları başlatır. Dünyayı ihya etmek de keza.