Şu şekilde sorunuza biraz dolaylı yoldan yardım etmek istedim buyrun ;
Bakara suresinin 102. ayetine göre Hz. Süleyman devrinde sihrin oldukça yaygın olduğu ve sihirbazların da yaptıkları sihirlerle küfre düştükleri anlaşılmaktadır.
Ayrıca kendi yaptıkları sihirleri ve sihirbazlıkları meşru göstermek amacıyla Hz. Süleyman’a da “sihirbaz” yakıştırması yaparak iftirada bulunuyorlar.
Yine ayetten anlaşılan, Süleyman (a.s) mülkünü, saltanatını, hükümet ve hükümdarlığını büyücülük yoluyla yürüttüğü iddia ve iftiraları yer almaktadır ki, Hz. Süleyman’ı Peygamber olarak görevlendiren yüce Allah, müdafaa etmekte ve onların yaptıklarının kendilerini küfre götürdüğü açıklanıyor.
Yine ayette, büyücülüğün en kötüsüyle uğraşan, karı ile kocanın arasını açıp, aile kurumunu dağıtmaya, fuhuş ve ahlâksızlığı körüklemeye çalışanların da kafir oldukları vurgulanmaktadır.
Aslında büyücülerin Hz. Süleyman’a isnat ettikleri suç, her peygambere yakıştırılan cinsten bir suçtur: Sihirbaz!
Bu iftiraya Peygamber Efendimiz de dahil, bütün peygamberler maruz kalmışlardır.
Mantık aynı mantıktır.
Kafirin mantığı anlamadığı şeyler hakkında işlemez ve hemen suçlayıverir, inkar ediverir.
İşin içinden de böyle kurtulacağını sanır.
Hz. Süleyman’ın da kuşların dilini bilmesi ve onlarla konuşması, saltanatını idare etmek için insanlardan, cinlerden ve kuşlardan büyük bir ordu teşkil etmesi, rüzgarı teshir etmesi ki, bunun bütün rüzgarları değil, bir rüzgar olduğu söylenmiştir.
Çünkü bütün rüzgarların diğer mahlukatın da hayrına olduğu için böyle olmamamsı gerektiği söylenmektedir.
Bu rüzgarla Hz. Süleyman bir günde iki aylık mesafeyi kat etmesi, yani uçarak gidip gelmesi, yani, bu rüzgarla bir günde gidiş 900 km. dönüş 900 kim, toplam 1800 km.lik bir yolu kat etmesi ve neredeyse her yeri kaplayan saltanatında olup bitenleri cinleri ve diğer habercileri kullanarak bilmesi, eşyayı uzak yerlerden nakletme kabiliyetine sahip vezirleri bulunması ve bunların başında İbn Abbas’ın meşhur rivayetine göre, Belkıs’ın tahtını getiren Asaf b. Berhıya adındaki celp ilmini bilen bir alimin vezir olarak yanında bulunması, ifritleri, yani en şerli şeytanları emrinde kullanması, karıncalarla konuşması, emrinde çalışan zincirlere vurulmuş dalgıç şeytanlar bulunması ve bunlar yoluyla yerin altından hazineler, denizlerin dibinden inciler, mercanlar çıkarması ve daha pek çok konu hakkında iftiralar edilmiş ve bunları sihir yoluyla yaptığı söylenmiştir.
Bütün bunların kitaplarda yazılı olduğunu iddia eden şeytanlar aşağıda geleceği üzere hatta bunu ispat etmeye hazır olduklarını söyleyince ortalık karışıyor.
Hz. Süleyman’ın saltanatında fitne çıkıyor, dedikodularla morali bozulan Hz. Süleyman’ın kısmen kendi işleri ile meşgul olması ve masasının üzerine bırakılan bir ceset, onun da imtihan edilmesine sebep oluyor ve kendini toparlayıp işin farkına vararak, Allah’la irtibatını yeniden daha sağlam bir şekle sokuncaya kadar geçici olarak hükümdarlığı sallantıya düşüyor.
Ancak sonra yine eskisinden daha sağlam olarak, Allah’ın yardımı ve inayeti ile, sahip olduğu ilim ve hikmeti kullanarak, fitneyi bastırıp mülk ve saltanatını geri alıp şeytanlara ve şeytanlık yapanlara galip geliyor.
İyi forumlar.