Hür İrade Bir İllüzyon mu?

Beni ilgilendiren müslümanlık nedir sorusu değil, hiçbir zaman da olmadı. Her zaman maksat sorguladım. Yaratılışın maksadı, Allah'ın yüceliğinin maksadı, nizamın maksadı.. Bu yüzden ; Allah'ın bizden istediği nedir denildiğinde cevabın kişisel olduğunu düşünürüm. Bakış açınız hangi yöndense isteği oradan değerlendirirsiniz.

Arabi der ki : '' İnsan, hür görünümlü mecbur varlıktır. Çünkü ilim ayanı sabiteye mahkumdur. '' ( Teklik )

Tevbe 70 der ki : Gelmedi mi onlara kendilerinden öncekilerin haberi: Nuh kavminin, Ad'ın, Semud'un, İbrahim kavminin, Medyen halkının ve altı üstüne gelmiş kentlerin. Resulleri onlara açık-seçik ayetler getirmişti. Allah onlara zulmediyor değildi; aksine, öz benliklerine onlar zulmediyorlardı.



Benlik dediğimiz insanın hem bilinçli hem de bilinçsiz yönünü temsil eder. Üzüntü, endişe, kaygı, korku, kıskançlık, vesvese gibi duygular benlik adı altında toplanan ben zannının dışa vurumudur. Ben varken, ötekilerde olmalıdır. Böyle bir düzende teklikten bahsedemeyiz. Ve özgür irade de bu düzen içerisinde ; zamansal ve eylemsel bir paradigma olarak, ben zannı ile var olur.

Günümüzde insanların düşünceleri bile bilinç kontrolünde değildir. Bilinçaltı dediğimiz sistem içerisinde bilinçsizce karar veriyor ; kararı verdikten saniyeler sonra verdiğimiz kararı bilinçli bir biçimde oluşturduğumuzu düşünüyoruz.. İyi de neden ?

Dedi: "Kudret ve şerefine yemin olsun ki, onların tümünü azdıracağım."

Demek ki şeytan kulağımıza değil başka noktalarımıza fısıldıyor..



Pervaneyi bilir misiniz ? Şem'e düşer.

Işığın etrafında, her seferinde ışığa daha da yaklaşarak döner ve en sonunda o ışığın içine ( ateşin ) düşerek yanar. Çünkü aşığın vuslatı o ışıktadır. Ve insan olmanın maksadı Şem'e düşene kadar dönen devirdedir.

İnsan ; yolun başında cemat ( cansız varlık ) , sonra nebat, sonra hayvan, en son insandır. Tüm bu devirden geçerken yani ikilikten tekliğe ulaşırken her şeyden önce akleder. İnsan candır, ruhtur. Can'ın olduğu yerde ikilik olmaz. Yücelen Allah'tır.


Ve son soruya cevaben ; şahitlik kendinedir.


**

Konu genel olarak derin. Öncelikle benlik konusunu araştırın, derim.
çok tşk ederim. konu derin değil çok derin. spiritüel konularda birbiriyle çelişen çok şey oluyor içimde. ve sorular hiç bir zaman bitmiyor. mesela şuraya yazılan bir sayfadan bile yüzlerce soru çıkar. aslında bir sırrı çözmek de istemiyorum. tek istediğim gerçek huzur nerede onu bulabilmek. ama Allaha inandığım için de beni Allaha götürecek ve huzurlu olacağım bir inanç sistemine bürünmek istiyorum. aslında çok şey sormak isterim ama başını şişirmek istemiyorum. tekrar tşk ederim.
 
Matrixten devam ediyorum.

Hür irade bence de bir ilüzyondur @Elnora_alila. Ama eleştireceğim: Çünkü bu fikri ortaya atan kişi de kendi gibi konuya Fransız kalıyor.


"Hür irade bir ilüzyondur"
Bu çıkarımı biz ilk kimden duyuyoruz ?
Merovingian karakterinden. O halde bu karakteri kendi bütünlüğü içinde doğru anlamak zorundayız.



Gözden kaçmaması gereken faktörler :

1- Merovingian 4. sürümden gelen kaçak bir programdır. Temsil ettiği fikir de öyle. 4.sürüme kadar işe yarıyordu. Merovingian 6. sürümde karşımıza çıkıyor. 6. sürüm ise geriye dönük olarak uyumludur.
2- Meravingian bir yarı tanrıdır. Kendi yaşam alanını kendi programlamıştır. Kendi askerlerini, korumalarını, lokantasındaki müşterilerini hatta kız arkadaşını bile kendi programlamıştır. Hür iradeye inanmaması bu yüzdendir. Çünkü onu kendi tasarlıyor. Kendi ilüzyonu ile oyalanıyor. KApasitesi o kadar.
3- Merovingian kahinin gözlerini istiyor. Çünkü eski sürümde insanları ilkel içgüdüleri üzerinden manipüle etme rolü kendisindeydi ve herşeyi nedensellik ilkesi ile kolayca halledebiliyordu. Ama o sistem sırf bu faktör yüzünden çökmüştü. İnsan tabiatı sadece nedensellik ile heklenemimişti çünkü.
4- Merovingian 4. sürümü temsil ediyor. Ama konjenktür artık 6. sürüm. Aşkın sevgi ve fedakarlık faktörü de işin içinde artık. Sevgilisi Phersefone, 6. sürümü en etkili şekilde temsil eden Neo ile etkileşince bir anda uptade oluyor ve Neo'yu öpüyor. Çünkü aşk denen programı Neo'da görüyor ve kendini yeni matrixe güncelliyor. Yani sahibinin tanım alanının dışına çıkıyor. Çünkü altyapı olarak 6. sürüme uyumluydu ama Merovingian onu 4. sürüme indirgemiş olarak işletiyordu.
5- Nedensellik yazılımının dışına karşı çıkan Phersafone, aslında bize Merovingian'ın yarı-tanrılık serüvenindeki yaratma kapasitesinin ne kadar eskidiğini gösteriyor. Yani adamın tüm felsefesinin içeriden çöktüğünü görüyoruz. Resmen 6. sürüm karşısında artık direnemeyen bir 4. sürüm sekansı izlemiş oluyoruz. Derin felsefi zevklerimiz burada artık coşmaya başlıyor. Neo'nun, Merovingian'ı ayakta uyutarak heklemesi anca bu kadar katmanlı ve şifrelenerek anlatılabilirdi..
6- Nedensellik ilkesi, çok düşük bilinçli, dürtüsel hareket eden insanlar üzerinde hala etkili olabiliyor. Ama sistem altyapısal olarak çok daha karmaşık insanların ortaya çıkmasına da müsade etmeye başlıyor. Bu üstün insanlar hem sistem tarafından teşvik ediliyorlar hem de sistem tarafından baskılanıyorlar. 6. sürüm de işte bu noktada yeni nesil sistemsel yetersizlikler ile tanışmaya başlıyor. Görülen o ki insan tabiatının sırlarını Kahin bile hala tam olarak çözebilmiş değil.



Sonuç : Özgür irade bir ilüzyondur, evet. Ama bu ilüzyon düşük bilinç seviyesinde olan, koşullanmışlıklarını ele veren, öngürülebilir haraketler yapan sınıfı tanımlamada işe yarar. Komplex ve aşkın duygular yaşayan insanlar nedenselliği sekteye uğratırlar. Ve bunu hangi aşamada nasıl yapacaklarını kendileri bile kesitiremez. Neo, Phersafone'nin kendisini öpeceğini kestiremedi. Ama lig farkıyla 4. sürüm bir programı kolayca hiç zorlanmadan heklemiş oldu. Yani bir felsefeyi, şifrelenmiş bir yazılımı hiç mücadele bile etmeden kırmış oldu.

Merovingian'ın son hali 4. filmde zaten işlendi. Nerden nereye dedirtti.
 
Son düzenleme:
Sonuç : Özgür irade bir ilüzyondur, evet. Ama bu ilüzyon düşük bilinç seviyesinde olan, koşullanmışlıklarını ele veren, öngürülebilir hareketler yapan sınıfı tanımlamada işe yarar.

Neo, mimarın yanındayken son anda fikir değiştirerek ters kapıyı seçiyor. Trinity'yi kurtarmak için. Mimarın bu konuda Neo'yu asla manipüle etmediğini görüyoruz. Hatta ona yalan veya yanıltıcı bilgi de vermiyor. Vaziyeti tüm çıplaklığı ile olduğu gibi izah ediyor. Mimar geleceği asla tahmin edemiyor. Neo seçimini yapmadıkça hangi kapıyı seçeceğini de önceden bilemiyor (ama tüm olasılıkların sonuçları bundan bağımsız olarak önceden hesaplayabiliyor o ayrı) Çünkü Neo bir sistem anomalisi ve öngörülemez bir beyin aktivitesine sahip. Bu da onu tam anlamı ile dijitale uyarlanamaz bir numune yapıyor. Sistem bu anomalileri bir zamanlar Merovingian ile bastırıyordu. Merovingian onlara Haz odaklı bir yaşam simüle ediyordu. Film, Meravingian'ın pasta numarası ile müdavimlerini nasıl da tahrik etmekten zevk aldığını, yani esas marifetini bize açık açık gösteriyor. Haz bilincine kadar gerilettiğin her insanı dürtü tuzakları ile kolayca sevk ve idare edebilirsin. Onları öngörebilir, şartlayabilir ve peşine takabilirsin.



Komplex ve aşkın duygular yaşayan insanlar nedensellik kalıplarını da sekteye uğratırlar. Ve bunu hangi aşamada nasıl yapacaklarını kendileri bile kesitiremez.

Merovingian'ın özgüven patlaması yaşayan , narsist bir tanrı egosu ile sembolize edilmiş olması gerçekten çok manidardır. Carpediem (anı yaşa gerisini boşver) felsefesi ile insanları bir süre MAtrixin içinde oyalamıştır. Ama Merovingian'ın siyaseti dopamin aşırtmaya endexli olduğu için, insan tabiatının da bunu fiziksel olarak uzun süre kaldıramayacağı için, sistem zamanla yozlaşmış, tarlalarda insanlar uyanmaya başlamışlar uykudan uyanır gibi ve Mimar da Merovingian'ı görevden almıştır.

Yani "seçim, güçlülerle güçsüzler arasında yapılan bir ilüzyondur" diyen Merovingianın insan tabiatını uzun süre matrixte tutamayacak kadar sığ bir program ortaya çıkmış, kendisine kral çıplak denmiştir.
 
Son düzenleme:
Geri
Üst