Cevap aramak genel olarak insanı zorlayan bir durum, bu bir çeşit baskıya yol açar ve baskı çoğu zaman berrak olanı görmemizi zorlaştırır.
Geçtiğimiz haftalarda başka bir platformda birinin “spiritüel yönümü geri kazanmak istiyorum” başlıklı bir yazısına denk geldim ve altında birçok insan yaşamının bazı dönemlerinde spiritüel güçlerini hissedemediğini, bunun normal bir süreç olabileceğini ifade ediyordu.
Birçoğumuz benzer süreçler yaşıyoruz diye düşünüyorum. En azından ben de böyle bir dönem yaşadığımı söylesem yalan olmaz.
Açıkçası okült dünyada inanç bazı ekollerde çok önemli görülse de bazılarında hiç de önemli değildir. İnançlı olmadığı veya tek bir inanca bağlı olmadığı halde başarılı olan birçok majisyen vardır. O yüzden inanmamanız, inancın zayıf olması her zaman sorun teşkil etmez.
Meditasyonlarınız ve çalışmalarınız için devamlılık çok önemli, lütfen bırakmayın. Ama bir cevap beklentisinde de olmamanızı tavsiye ederim, bazen cevaplar en beklenmedik anlarda, en beklenmedik şekillerde karşımıza çıkar. Bunun için boşluk-düşünmeme meditasyonlarını tavsiye edebilirim. Zihninizi rahat bıraktığınız bir anda, meditasyonda akışta gezinirken birden Üst Benliğinizin size seslendiğini duyabilirsiniz hem de hiç çabasız.
Yeteneğin neyde sivrildiğini keşfetmek istiyorsanız en güzel yöntem denemektir. Güvenli yollarla, kendinizi koruyarak denemeler yapabilirsiniz. Zaten size uygun olmayan enstrüman veya yöntem kendini belli edecektir.
Bu konuda bahçe metaforunu çok severim; spiritüalite bir bahçedir, dolayısıyla günlük bakım ister. Ancak bakım her zaman yeterli değildir, bitkilerin ne istediği de önemli. Üst benlikle iletişime direkt geçmek yerine meditasyonla direkt benliğinizle çalışmanızı önerebilirim ilk etapta.
Durugörü ile endişelenmenize pek gerek yok, zamanla daha tarafsız görmeye başlıyor insan. İlk etapta majisyenin mizacına göre gelen görüler zamanla, majisyenin gelişimiyle daha objektif olmaya başlıyor. Eh zaten zamanla “kötüye” dair bakış açınız da değişiyor.
Diğer bir yandan söylediğim gibi birçok insan bu durumu yaşar hatta bu konuda bir yerlere gelmiş, üstat görünen insanlar bile. Eğer majisyen olarak bir yerlere geldiğinizi hissetmiş ve sonrasında yeteneklerinizi kaybetmiş hissediyorsanız ben bunu bir çeşit “pull-back” olarak görürüm ve daha yükseğe sıçramak için bir fırsattır çoğu zaman. Yeni başlayacak biri için ise bu muğlaklık bir hazinedir, merakı canlı tutar, öğrenmeyi sağlar ancak stresin ve baskının zihnimizi ele geçirmesine izin vermediğimiz sürece.
Ayrıca sevdiğim biri şöyle söylemişti; “her zaman somut, büyük gelişmeler arama; en önemli gelişmeler aslında gözle görünmeyenlerdir.”