"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Hiçbir Karşılaşma Tesadüf Değildir

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan BeLLa91
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

BeLLa91

Kayıtlı Üye
Alışveriş yaptığımız market, yemek yediğimiz lokanta, su içtiğimiz çeşme, yürüdüğümüz kaldırım ve orada yanlarından birer yabancı olarak geçip gittiğimiz insanlar...


Tesadüf gibi görünen karşılaşmalar, yolu sorduğumuz herhangi biri, hafifçe çarptığımız insan...

Bize gülümseyen küçük bir çocuk, önümüzden aniden uçuveren kuş...

Gün boyu yaşadığımız en basit olay bile herhangi bir zihinsel, fiziksel, ruhsal ya da duygusal bir olayın tetikleyicisi olur.

Küçük ya da büyük...

Bazen hiç hesapta olmayan durumların içine çekiliveririz.

Hayal bile etmediğimiz olayları yaşarken buluruz kendimizi.

Bir martı çığlığı, bir satıcı bağırışı alır götürür bizi yıllarca ya da yollarca uzaklara...

Hem öğretmen hem de öğrenciyizdir her ilişkinin içinde.

Doğduğumuz aile, gittiğimiz okullar, sıra arkadaşımız, sevgilimiz, eşimiz, çocuğumuz vs. Her ilişki farklı bir yönümüzün aynasıdır.

Ve bizler de onlar için birer aynayız.

Farkındalığımız yükseldikçe, durumları ve ilişkileri yaşarken, kendimizi ve yaşanılanları gözlemlemeye başlarız.

Ve eğer yaşadıklarımıza yüksek idrakle bakabilmeyi başarırsak, o ilişki ya da durumu ne için yaşadığımızı kavrarız.

Düğmelerimize en fazla basan insanlar, en iyi öğretmenlerimizdir.

O ilişkide kurban olmadığımızı anlar ilişkinin bize neyi öğretmeye çalıştığını kavrarsak dersimizi alır ve yolumuza devam ederiz.

Eğer bunu yapamazsak, o ilişkide ya da durum içinde tutsak olur, ya daha ağır durumlar yaşar ya da daha travmatik durumları (o dersi alıncaya, eksik yönümüzü tamamlayıncaya, kendimizi düzeltinceye kadar) tekrar tekrar yaşamaya devam ederiz.

Bazen bazı insanların hayatına yalnızca katalizör olarak gireriz.

Onların hayatlarında değiştirmesi gereken durumun düğmesine basar ve sessizce çekiliriz.

Ve yüksek farkındalık içinde kalırsak, yaşanılan durumdan etkilenmeden, arkamıza bakmadan yolumuza devam ederiz.


Özet olarak, en büyük düşmanımız en iyi dostumuzdur aslında.

Çünkü bizde en büyük değişime neden olur genellikle.

Ve her karşılaşma kutsaldır.

Karşımızdaki insanın tanrısallığını kabul edip o şekilde yaklaşırsak, nefreti öfkeyi, suçluluk duygusunu, o insana karşı sorumlu olduğumuz ve o ilişkiye mahkûm olduğumuz duygusunu ve kini söküp atarız varlığımızdan.

Yaşadığımız her durum tanıştığımız her insan öğretmenimizdir.

Ne kadar kısa sürede öğrenirsek öğrenmemiz gerekenleri, karmamızı çözüp, iç huzuruna, mutluluğa ideal ilişkimize ve ruhsal eşimize kavuşuruz.

Alıntı.
 
Uygulaması biraz zor yada zaman alıcıda olsa denenebilir şeyler aslında. Teşekkürler...
 
Çok güzel bir yazı... Hayatımızdaki her insan, her olay, her durum bir anlam ifade ediyor. Hiçbir şey gelişigüzel bulunmuyor, bunun farkına varabilmek için dendiği gibi kişiden/olaydan kopup bir de o gözle bakmak gerekiyor. Ya da ilişki yaşanırken ayrı bir gözle hep dışardan bakmayı başarırsak ilişkinin boyutu da değişiyor. Belki böylelikle bir çok kırgınlığın, kızgınlığın, yanlış anlaşılmanın da önüne geçilmiş olunuyor.

Teşekkür ederim, güzel bir zamanlama, güzel bir yazı...

Sevgilerle.
 
insanların birbirleriylr ve birbirlerinin hayatlarıyle ne kadar ilişkili olduklarına dair bir teoriye ait James redfield'in kitabını var,Türkçesi "dokuz kehanet".

Yazar kısaca "hayatta hiçbir şey tesadüf değildir" diyor. Buna göre dünyada herkesin, herkese bağlı olduğunu ve dünyadaki herkesin bir diğerinin hayatını etkilediğini anlatıyor.

Fikir ilginç geldi, ama inanıp inanmamakta şüpheye düştüm gibi. Kitabın arka kapağından;

Alıntı Yapılan Metin:

"Son yıllarda modern fizige, mistik dine ve psikolojiye duyulan ilgi, sonunda yeni bir mantık sentezine mi ulasacak ? ruhsal ronesans da denilebilecek bu senteze nasıl kavusacagiz? gelecek yuzyıl ruhsal ronesans devri mi olacak ?
dokuz kehanet, hayatı tanımlayan 9 anahtar ile acilan, gizemli bilgilerden olusuyor.peru yagmur ormanlarında bulunan el yazmalarında ortaya cıkan bu bilgilerden yola cıkarak hayatımızda hala meydana gelen olaylarla nasıl baglantı kurabilecegimiz anlatılıyor... ve bu kitapta onumuzdeki yıllarda neler olacagi da simdiden gosteriliyor. bu kitabın yayınlanmasından sonra dunyanın geleceginin tekrar gozden gecilirilmesi gerektigi ortaya cıktı.

Dokuz kehanet, eski bilgilerin insanı ne derece etkiledigini, hayatta bulunmamızın nedenini berraklıkla algılayabilecegimizi de ogretiyor. ayrıca ogretinin sagladıgı yepyeni enerji ve iyimserlik, yarınlara cok daha saglıklı adımlar atmamızı saglayacak."

Dokuz kehanet gerçek olmasa bile gerçekten işe yarıyor. bir kere hayatı sevip hayat enerjisini almak için yol gösteriyor. hayatta varmamız gereken ama bizim bile farkında olmadığımız hedeflerimiz aslında bilinçaltımızda yerleşiktir ve hayatımız boyunca hep buna ulaşmak için çabalarız. Bazen deriz ben buraya nasıl ve niye geldim ne olacak ileride diye. Bu sorular aslında bizim farkındalığımızı hiçe sayıp maddesel dünyada kaybolduğumuz için aklımıza takılır. Biraz sabredip karşımıza çıkanları iyi analiz ettiğimizde aslında hepsinin birbirine bağlı zincirler olduğunu ve bize yol gösterdiğini yada gitmemiz gereken yolda zorla sürüklediğini görebiliriz.Biraz sabır ve dikkat, çok çalışmak ve bir çok şeyi hoşgörülü karşılamak gerekir; bizden beklenen de bu zaten .
 
Bazen bazı insanların hayatına yalnızca katalizör olarak gireriz.

Onların hayatlarında değiştirmesi gereken durumun düğmesine basar ve sessizce çekiliriz.

Benim için en önemli noktası bu cümle oldu.
 
hayatımın hiç beklemedigim bir anında rüyamda görsem bile olmaz diyecegim biriyle karşılaştım iç sesim onun benim ruh eşim oldugunu söyleyip duruyor sürekli, ama bildigim kadarıyla ruh eşimiz birden çok olabilirmiş
 
Geri
Üst