"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Hiç bitmeyen tartışma...imgelemede kullanlan "şahıs" enigması

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Occultus
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Occultus

Kayıtlı Üye
Imgeleme konusunda bir çok okültistin uzun zamandır tartşmalarına yol açan imgelemede kullanlması gereken şahıstan bahsetmek istiyorum.

Özellikle Avrupa ve Amerika da bu işlerle uğraşanlar bu konuda pek hem fikir olamıyorlar.

Hemen konuya girelim...

Imgelemede şahıs seçimi...?

■ 1. Şahıs = First person view ya da FPV olarak geçiyor

Imgelerken sanki kendi bedenimizin içindeymişiz (ki öyleyiz :) ) gibi imgelenir. Mesela imgelerken biriyle konuşuyorsak sadece onu görüyoruz ve de kendi ellerimizi ayaklarımızı...vs

Notlar = Imgelemenin amacı duygudur. Işte 1. Şahıs imgelemede elde edilmek istenen duygu oldukça yoğun olur.

■ 2. Şahıs = Second person view ya da SPV
Bu sefer düşündüğümüz bir kişinin vücudunun içinde olduğumuzu imgeleriz. Biraz çalışınca bunu yapmak mümkün. Dünyayı onun gözünden görürüz onun yerine hissederiz.

Notlar = Bazı kitaplarda uzaktan etkiye uygun olduğu söylenir.

■ 3. Şahıs = Third person view ya da TPV

Bu sefer kendimizi ve de eğer imgelememizde başka bir insan varsa onu adeta bir kameraman gibi uzaktan çekiyormuş gibi izleriz yani bedenimizin dışındaymşız gibi.

Notlar = 3. Şahısta istenilen duygunun elde edilmesi daha zor. Bundan hiçbir kitap bahsetmez ancak bazı okültistler ısrarla diğer şahıslarla enerjinizi boşuna harcamayın sır burada der.

Diğerleri de bunun saçmalık olduğunu iddia eder ve de bitmek bilmeyen tartışma sürüp gider.

Bu konuda sizlerin görüşü nedir ? Deneyimleriniz nelerdir ? Istediğiniz birşeyi hayatınıza çekmekte ya da birinin sizden birşey yapmasını istediğinizde...vs bu tekniklerin hangileri sizlere daha fazla sonuç verdi ?
 
Bu konuya kimse bir şey yazmamış fakat ben de merak ediyorum hangi yöntemi kullandığınızı. TPV benim için fazlasıyla zor oluyor. FPV ve TPV deneyimleyen varsa bir farklılık var mı veya hangisi daha etkili yazabilir mi?
 
Bu konuya kimse bir şey yazmamış fakat ben de merak ediyorum hangi yöntemi kullandığınızı. TPV benim için fazlasıyla zor oluyor. FPV ve TPV deneyimleyen varsa bir farklılık var mı veya hangisi daha etkili yazabilir mi?
Ben sürekli 3. şahıs kullaniyordum uğraşarak 1. sahısa geçtim zor da gelse alıştırdım kendimi. Arada unutunca kaçıyor ama farkedince hemen düzeltiyorum.
 
Bu evrensel bir iç güdü sanırım, yöntemin "nasıllığı" başka zihinlerde de benzer biçimler buluyor ve bunu görünce her seferinde şaşırıyor, gülümsüyorum.

Tekniğin çoktan isimlendirildiğini de az önce bu yazıdan öğrendim.
 
Bende de tam tersi işte. Alıştırmaya çalışıyorum kendimi ama hangisi daha etkili onu çözebilmiş değilim.
Şimdi ben bir kere "1.şahıs en etkili 3 işe yaramıyor" diye duydum ya, diğerini devam etsem kuruntu yapardım. Bence hangisine inanıyorsan o. Ancak telepati çalışmasında duruma göre 2 çok etkilidir. 2 ve 1 i dönüşümlü kullanıyorum telepatide.
 
Bu konuya kimse bir şey yazmamış fakat ben de merak ediyorum hangi yöntemi kullandığınızı. TPV benim için fazlasıyla zor oluyor. FPV ve TPV deneyimleyen varsa bir farklılık var mı veya hangisi daha etkili yazabilir mi?
FPV hiç kullanmadım. Genellikle SPV’yi tercih ediyorum, benim çalışmalarımda en etkili yöntem bu oluyor. TPV’yi ise nadiren kullanmama rağmen %60 oranında bir başarı elde edebiliyorum.
 
En son babalar duyar dizisindeki ihtiyar gibi hissediyorum, bütün partiyi kaçırmışım 😁
Konu gizem ve parapsikolojiyse parti bitmez, üzülmeyin.
Bazen farkında olmadan gerçekleştirdiğimiz işlemleri bilgimiz arttıkça kazandığımız farkındalıkla “Aa ben bunu yapıyormuşum” hissini yaşıyoruz ve profesyonelleştirmek için uğraşıyoruz. Ya da farklı konuları gördükçe ufkumuz açılıyor, hepimiz yaşıyoruz.
 
Konu gizem ve parapsikolojiyse parti bitmez, üzülmeyin.
Bazen farkında olmadan gerçekleştirdiğimiz işlemleri bilgimiz arttıkça kazandığımız farkındalıkla “Aa ben bunu yapıyormuşum” hissini yaşıyoruz ve profesyonelleştirmek için uğraşıyoruz. Ya da farklı konuları gördükçe ufkumuz açılıyor, hepimiz yaşıyoruz.
Haklısınız, ben tırsak biri olduğum için elli kat filtrenin arkasından bakıyor ve yine aynı sebep dolayısıyla çekimser yaklaşıyorum.
 
Haklısınız, ben tırsak biri olduğum için elli kat filtrenin arkasından bakıyor ve yine aynı sebep dolayısıyla çekimser yaklaşıyorum.
Korku olmasaydı cesaret var olamazdı. Filtrelerin arkasında yaşamak da bir adım atıp özgürce bakmak da sizin seçiminiz. Ki kendinize tırsak diyebildiğinize göre cesur biri olmalısınız, ben kendime tırsak/korkak diyemezdim.
SPV benim başlangıcım için uygun bir seçenekti, siz de imajinasyon yeteneğinize göre birinden başlayabilirsiniz.
 
Korku olmasaydı cesaret var olamazdı. Filtrelerin arkasında yaşamak da bir adım atıp özgürce bakmak da sizin seçiminiz. Ki kendinize tırsak diyebildiğinize göre cesur biri olmalısınız, ben kendime tırsak/korkak diyemezdim.
SPV benim başlangıcım için uygun bir seçenekti, siz de imajinasyon yeteneğinize göre birinden başlayabilirsiniz.
Güzel bir ifade seçtiniz, kutlarım.

Teknik özelinde yazmamıştım aslında, ilk belirttiğim gibi bunu üç yönlü olarak zihnimde bir realite haline gelene kadar yapabilirim ve bu hiç zor olmaz.

Benim korkum sonuçlar.

Dünya üzerindeki herhangi bir metodun üzerimde baskı kurabileceğini de zannetmiyorum yanlış anlaşılma olmasın diye söyleyeyim, zira bu şekilde olsa elma şekeri yemek dahi insanın aleyhine bir davranış halini alabilir.

Varlığımın farkına vardığım günden beri sinemde kabarıp duran o birikintinin ilk kez boşalarak ruhuma ferahlık atmosferi sağlaması da ilk majikal tecrübeme dayanır.

Saçmalıyor muyum? Belki, bilmiyorum. Fakat ben buna yine de az önce kullandığım terimden yola çıkarak "birikmiş majikal enerji" demeyi seviyorum.

Ansızın ortaya çıkan "bir şey yapmalıyım." Dürtüsünü de bedenimin (bedenlerimin?) bu fazlalık kuvveti bir yere yöneltmek için refleks edindiğini düşünüyorum.

Ne çok konuşasım varmış, olsun.

Geldiğimiz nokta neresi? Ben bir şey yaptım ve oldu noktası.

İşte filtrelerimin start noktasındayız şimdi; "peki ya sonuçlar?"

Hiç karanlığın (bir metafor olarak) kalbini dinlemedim, hiç değilse bilinçli olarak. Çalışmalarımı izin alarak, bir tür laboratuvar ortamında tecrübe etmeyi yeğliyorum.

Boğazıma kadar dayanmış bir haykırışım var, duymak ister misiniz?
Ben ona; "bırak beni eseyim." Canavarı diyorum.

Fakat korkuyorum)
 
Güzel bir ifade seçtiniz, kutlarım.

Teknik özelinde yazmamıştım aslında, ilk belirttiğim gibi bunu üç yönlü olarak zihnimde bir realite haline gelene kadar yapabilirim ve bu hiç zor olmaz.

Benim korkum sonuçlar.

Dünya üzerindeki herhangi bir metodun üzerimde baskı kurabileceğini de zannetmiyorum yanlış anlaşılma olmasın diye söyleyeyim, zira bu şekilde olsa elma şekeri yemek dahi insanın aleyhine bir davranış halini alabilir.

Varlığımın farkına vardığım günden beri sinemde kabarıp duran o birikintinin ilk kez boşalarak ruhuma ferahlık atmosferi sağlaması da ilk majikal tecrübeme dayanır.

Saçmalıyor muyum? Belki, bilmiyorum. Fakat ben buna yine de az önce kullandığım terimden yola çıkarak "birikmiş majikal enerji" demeyi seviyorum.

Ansızın ortaya çıkan "bir şey yapmalıyım." Dürtüsünü de bedenimin (bedenlerimin?) bu fazlalık kuvveti bir yere yöneltmek için refleks edindiğini düşünüyorum.

Ne çok konuşasım varmış, olsun.

Geldiğimiz nokta neresi? Ben bir şey yaptım ve oldu noktası.

İşte filtrelerimin start noktasındayız şimdi; "peki ya sonuçlar?"

Hiç karanlığın (bir metafor olarak) kalbini dinlemedim, hiç değilse bilinçli olarak. Çalışmalarımı izin alarak, bir tür laboratuvar ortamında tecrübe etmeyi yeğliyorum.

Boğazıma kadar dayanmış bir haykırışım var, duymak ister misiniz?
Ben ona; "bırak beni eseyim." Canavarı diyorum.

Fakat korkuyorum)
Canavarlarınızla yaşamayı öğreniyorsunuz o halde. Bu bir yolculuk ve her yolculuk biraz telaşla başlar, bu hissettiğiniz tırsaklık olabilir. Birikmiş enerjiyi doğru kanalize etmek zor olabilir ama imkansız da değil.
Maji evrenin her alanına dokunur. Dolayısıyla işlemlerinizi kişiler, olaylar, durumlar üzerinde gerçekleştirmek zorunda değilsiniz.
Mesela ben SPV’yi bazen odamdaki kara sineği dışarı çıkarmak için kullanıyorum (alakasız ve uçuk bir örnek, evet). Sinek havasız ve besinsiz kalmaktan kurtuluyor, özgürlüğüne kavuşuyor; ben de bir vızıltı yüzünden rahatsız edilmiyorum.
Korkmaktansa kendiniz için kimsenin zarar görmeyeceği ve gelişebileceğiniz bir yol arayışına girebilirsiniz aslında.
 
Canavarlarınızla yaşamayı öğreniyorsunuz o halde. Bu bir yolculuk ve her yolculuk biraz telaşla başlar, bu hissettiğiniz tırsaklık olabilir. Birikmiş enerjiyi doğru kanalize etmek zor olabilir ama imkansız da değil.
Maji evrenin her alanına dokunur. Dolayısıyla işlemlerinizi kişiler, olaylar, durumlar üzerinde gerçekleştirmek zorunda değilsiniz.
Mesela ben SPV’yi bazen odamdaki kara sineği dışarı çıkarmak için kullanıyorum (alakasız ve uçuk bir örnek, evet). Sinek havasız ve besinsiz kalmaktan kurtuluyor, özgürlüğüne kavuşuyor; ben de bir vızıltı yüzünden rahatsız edilmiyorum.
Korkmaktansa kendiniz için kimsenin zarar görmeyeceği ve gelişebileceğiniz bir yol arayışına girebilirsiniz aslında.
Tam da o arayışın içindeyim, yardım eder misiniz?
 
Üzgünüm, ben de sizin gibi bir şeyler öğrenip yolunu çizmeye çalışan biriyim.
Forumdaki bilgili kişilerden, eski konulardan ve yeni açılacak olanlardan daha çok verim alırsınız. Yapabileceğim tek şey arada, denk geldiğimde kendi fikirlerimi ve deneyimlerimi sunmak olur.
Fikir ve deneyim yeterli olacaktır, alt konuya da bakar mısınız? Kaos maji başlıklı.
 
Imgeleme konusunda bir çok okültistin uzun zamandır tartşmalarına yol açan imgelemede kullanlması gereken şahıstan bahsetmek istiyorum.

Özellikle Avrupa ve Amerika da bu işlerle uğraşanlar bu konuda pek hem fikir olamıyorlar.

Hemen konuya girelim...

Imgelemede şahıs seçimi...
Bu başlıkların altında paylaştığınız FPV,SPV,TPV açıklayıcı bilgilerini bir kitaptan mı yoksa internet araştırmasından mı buldunuz?Eğer bu bir kitapsa öğrenmek isterim...İlgimi en çok çeken konulardan biri olduğu için öğrenmek isterim...Bu konu açılınca mutluluk hücrelerimde artış oluyor ,o derece:))İyi ki bizimle bu kavramları paylaştınız,herkes ne yaptığının adını öğrenmiş oldu...
 
Geri
Üst