"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Hayata Dair

Kızılmavi

Kayıtlı Üye
Hayat dediğimiz şey aslında bir yere ait olma hissiyle dolduğumuz bir yapbozdur. Neden yapboz diyecek olursanız, yaşamımızı hep diğer parçalarımızı bulmayla harcıyoruz. Herkesin hayatta bir yeri olabileceğine inanıyorum. Yeri olmayanların ise kendine yer oluştumak için çabaladığını düşüyorum. Örnek verecek olursak bir takıma fanatik olmak bile kendinizi bir gruba ait olma hissiyatına bağlı bir eylemdir. Bu bize atlarımızdan kalan bir miras, bir içgüdüdür. Eskiden insanlar daha güçlü olmak için kümeler halinde avlanıp kümeler halinde hareket ederlermiş. Aile kurmak da bunun yan dalı diyebiliriz. Kendimizi bir yere ait hissetmek bir yerin parçası olmak her zaman içimizi rahatlarır. Kendimize benzer insanlar bulduğumuzda (aynı şarkıları dinlediğimiz, aynı şeylerden hoşlandığımız vb.) her zaman bizi daha güvende hissettirmiştir. Bir yere ait olmadan yaşayabilmek mümkün müdür?
 
Ah ah, benim kanayan yaram, yaşamak evet mümkün yaşamak denirse buna.. bunun çaresini arıyorum yıllardır. Nereye ait im ben?
 
Bir yere ait olmadan yaşayabilmek mümkün müdür?
Bedenen belki ama ruhen bence hayır. Yıllardır yaşayıp da ait olamadığımızı hissettiğimiz yerler bence yaşamımızı sömürüyor. Mesele yer değil zaten, o yerde yaşanılanlar ve hissedilenler. Sizde hiç olmadı mı hiç yaşamamış olduğunuz bir yere ait hissetme duygusu? Yıllardır yaşadığınız hayata yabancı gözlerle bakıp buraya ait değilim demediniz mi hiç?

Bence ait hissettiğimiz bir yerde yaşamak ruhu doyuma ulaştırabilecek etkenlerden. Yada belki ben önem veriyorum diyedir..
 
Bedenen belki ama ruhen bence hayır. Yıllardır yaşayıp da ait olamadığımızı hissettiğimiz yerler bence yaşamımızı sömürüyor. Mesele yer değil zaten, o yerde yaşanılanlar ve hissedilenler. Sizde hiç olmadı mı hiç yaşamamış olduğunuz bir yere ait hissetme duygusu? Yıllardır yaşadığınız hayata yabancı gözlerle bakıp buraya ait değilim demediniz mi hiç?

Bence ait hissettiğimiz bir yerde yaşamak ruhu doyuma ulaştırabilecek etkenlerden. Yada belki ben önem veriyorum diyedir..


Bence insan bu eksikliği hep yaşayacaktır... Yapımızda az yada çok doyumsuzluk mevcut.....yada ait olmayı isterdim dediği yere varabilmek için ne kadar çaba harcamış......Ruh dediğimiz şey bir kuş misali pır pır uçuşur durur neler görür arzular oraya konmak ister ama ya ayağı bağlıdır uçamaz... yada uçup konsada işte orası bura desede yine yerinde duramaz :).........
 
Mümkün olsa dünyada olmazdık, dünya da bir yer
Bu yorum faydalı olabilir. Asıl bizler yani ruhlar bu yaratılış aleminin ötesinde olan ruhlar aleminde bulunuyoruz. Uzun hikayenin sonucu olarak, herhangi bir ruh, malum yerde :D ısırdığı meyvenin* aracılığıyla bu yaratılış aleminin bazı boyutlarında bulunan beden ve benzeri yapıları genellikle kolektif veya özel bilinç ağları kullanarak projekte eder. Burada bulunmama durumumuza rüya ve simülasyon gibi örnekler verilmesine rağmen aslında bu durumun, yenilen meyvenin tıpkı zehirli bir mantar (yasak olmasının sebebi bu değildir) gibi kafa yapıcı etkisinden dolayı gerçekleştiği söylenebilir. Yani aslında mekandan ''münezzeh'' olan ruhlar alemindeyiz ve bu çok güçlü nimetin etkisini deneyimliyoruz. Ruh için yüksek benlik gibi kendi alt yapıları ile karıştırılıp yanlış ve eksik yorumların yapılabilmesi mümkün.
 
Bir yere aitlik insanların yaşama amaçlarını tanımlamak için kendilerini sınırlandırdıkları bir çerçevedir benim görüşümce. Kendimi keşfetmek ve ruhumu tamamlamak için hayatım boyunca edindiğim deneyimleri bir puzzle parçası olarak görüyorum bende. Ama bir yere uymaya çalışan değil bir şeyi bütünleyen parçalar. Bu puzzle parçalarının bir sınırı yok o yüzden aitlik takıntısıyla bu sonsuz puzzle parçalarından oluşan tabloyu çerçeveleyip sınırlandırırsak ruhumuzu hep eksik hissederiz ve ulaşamadığımız parçaların huzursuzluğuyla aitsizlik duygularını pekiştiririz. Yaşamımızdaki parçaları bulmaya yoğunlaşarak parçaları edinmeye çalışmak sadece kısır bir döngüyü aktive eder. Farklı konum ve zaman dilimlerindeki parçaları bulup birleştirerek ruhumuzu besler ve böylece kendimizi sürekli keşfederek ruh keşfimizde ilerleriz.
Dünya üzerinde herşeyin doğal bir dengesi vardır ve doğal dengeyi bozmak insanlık tarihi boyunca hiçbir fayda sağlamamıştır. Bu yüzden ruhani keşfimizi de doğal dengesinde bırakırsak doğal ortamımıza zaten kavuşuruz.
 
Geri
Üst