Gevezelikler gevezelikler....

hopefull06

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Kas 2014
Mesajlar
283
Tepkime puanı
17
Sayın hazaR, yazılarınızı başarılı buluyorum ve elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum, itiraf ediyorum bazen çok uzun oluyor yarıda bırakıyorum ama kesinlikle en geç ertesi gün yeniden okuyup anlamaya çalışıyorum, geneldede anlıyorum ama burada bazen cevap yazarken insanlara bazen çekiniyorum beni yanlış anlayıp kırılırlar diye.. Yazdıklarınız çöp değil, onlar sizin hisleriniz düşünceleriniz.. Düşünceler bazen çöp gibi olabilir ama çöpü karıştırınca bazen değerli bir şeyler bulunabilir, bazıları için altın bazılarına elmas, bazılarına ise sadece o günü kurtaracak bir şeyler.. Başarılarınızın devamını diliyorum..
 

kıvep

Banlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2010
Mesajlar
1,516
Tepkime puanı
30
Ego, sen başarılı olamadıysan kimse yapamazdı diye söyler ama hazar neden başkalarının başarısına inanmıyor? Çalışan insanın, başarmasından aradığı mükemmeliyete ulaşmasından daha doğal ne olabilir?
Bazı insanlar için kötü yönleri bile başarı sayılabilir, kötülüğü seven bir insan için. Bakış açısına bağlı olarak kendisiyle gurur duyuyodur. Bir edwıd kalın, bir ayştayn, bir herkül olabilir :D
En azından ben başkalarına, başarılarına inanırım.
Yazılarında melankoliklik var, hep bir şeyleri beğenmiyorsun, aslında başka şeylerden şikayet ederek kendini eleştiriyor olabilir misin? Bir gün şöyle olumlu hayat güzeldir yazısı yaz valla o gün kırmızı kar yağacak :)

Kulaklıkla Hard rack dinlerken, uyuyan insanlar var, neden anlamayalım :)
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
İlk metinde de dediğin "vandan girip izmirden çıkma" yeteneğine hayran kaldım. Kahveden ledlere ne ara geldik :)

Teşekkür ederim :) Evet insanları biraz şaşırtmak, eğlendirmek veya birazda takip etmeye zorlamak istiyorum :D İpin ucu kaçarsa başa sarmak zorunda kalıyolarlar bazen :)

Sayın hazaR, yazılarınızı başarılı buluyorum ve elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum, itiraf ediyorum bazen çok uzun oluyor yarıda bırakıyorum ama kesinlikle en geç ertesi gün yeniden okuyup anlamaya çalışıyorum, geneldede anlıyorum ama burada bazen cevap yazarken insanlara bazen çekiniyorum beni yanlış anlayıp kırılırlar diye.. Yazdıklarınız çöp değil, onlar sizin hisleriniz düşünceleriniz.. Düşünceler bazen çöp gibi olabilir ama çöpü karıştırınca bazen değerli bir şeyler bulunabilir, bazıları için altın bazılarına elmas, bazılarına ise sadece o günü kurtaracak bir şeyler.. Başarılarınızın devamını diliyorum..

Çok teşekkür ederim :) Bazen yazarken kişisel olarak ciddi keyif alıyorum ve uzattıkca uzatasım geliyor.İnsanlar genelde çok kısa cümlerle bir sürü şey anlatabiliyorsun der.Yorum yazma kısmına gelirseniz dilediğinizce özgür olabilirsiniz.Yapı olarak alıngan sayılabilcek biriyim ama gerçekten iyi niyetle veya yardım eleştiri niyetiyle yazılmış şeyleri de hissedebilirim.Yazımda da söylemiştim bazen hiç de güzel veya okunabilir şeyler yazmayabilirim ama sizinde dediğiniz gibi önemli olan o çöpü karıştırınca elde ettiklerimiz oluyor.

Ego, sen başarılı olamadıysan kimse yapamazdı diye söyler ama hazar neden başkalarının başarısına inanmıyor? Çalışan insanın, başarmasından aradığı mükemmeliyete ulaşmasından daha doğal ne olabilir?
Bazı insanlar için kötü yönleri bile başarı sayılabilir, kötülüğü seven bir insan için. Bakış açısına bağlı olarak kendisiyle gurur duyuyodur. Bir edwıd kalın, bir ayştayn, bir herkül olabilir :D
En azından ben başkalarına, başarılarına inanırım.
Yazılarında melankoliklik var, hep bir şeyleri beğenmiyorsun, aslında başka şeylerden şikayet ederek kendini eleştiriyor olabilir misin? Bir gün şöyle olumlu hayat güzeldir yazısı yaz valla o gün kırmızı kar yağacak :)

Kulaklıkla Hard rack dinlerken, uyuyan insanlar var, neden anlamayalım :)

Sevgili kıvep ego ile söylediğiniz şeyleri açıkçası anlamadım :D Ve söylediğiniz şeyi annem neredeyse her gün söylüyor.Hep bir şeyleri beğenmiyorsun, hep bir şeylerden şikayet ediyorsun :D Evet kendimi eleştirebilirim ama bunu dışarıya asla göstermem.Dolayısıyla sürekli şikayet eden ve hiç bir şeyi beğenmeyen huysuz bir ihtiyar olarak algılanabiliirim.
Ve inanın gerçekten eskisi kadar melankolik değilim, ciddi ruhsal iyileşme kaydettim.
Çok teşekkürler :)
 

albus

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Ara 2011
Mesajlar
1,049
Tepkime puanı
313
Uzun bir yazi oldugu icin ilk baktigimda okumaya usendim. Ama bende senin gibiyim hazar. Bazi kisilerin yazilarini devamli takip ederim, burada da oyle.
İcki icmeni, arebesk rap dinlemeni, yapmadigini bize ogutlemeni (evet gec uyumaktan bahsediyorum) sevmedim.
Ama sevdigimde cok guzel seyler vardi. Maniseist olmamak gerek degil mi? Yazmak konusundaki bahsin beni etkiledi. Ben uzun suredir yazamiyorum. Okudugumda soylenemez. Orhan pamuk un yeni kitabi kafamda bir tuhaflik var kitabini bile daha bitirmedim. Bitirmekte uzun suredir aklima gelmiyor.

Yazin cok sade, okumasi zevkli ve ictendi. Bayagi bi gevezelik doluydu ici. Eh amacinda buydu zaten.

Ben ne konuda gevezelik yapsam diye dusundum ama bir sey bulamadim. Simdi buldum. Su anki halimden gevezelik yapicam.
Su an yatakta boynumu muhtemelen agritacak sekilde yaziyorum. Fringe in 2.sezonunun final bolumunu izliyordum az once, ilk dakikalardayim. Durdurdum.
Bu aralar farkli kahveler deniyorum. Bir tane kahve yaptim bende. Tarifini sadece yakin arkadasima soyledim. Sanirim sadece ona soyledim. Bu aralar hafizamda kucuk unutkanliklar yasiyorum. Sabah cok bilinen bir seyi unutmustum ama neyi unuttugumu hatirlayamiyorum.
Bunun yaninda sagligimada o kadar dikkat ederim halbuki. Solgar in urunlerine yedirdigim parayla neler yapmazdim? Mesela fransaya tatile gidemezdim.Stres kaynakli galiba bu unutkanlik.
Bi de isim karistirma mevzum varki dehset komik. Benden hoslanan birine cok baskalarinin ismiyle seslendim. Ama benim hatam degil!! Aynisi arkadaslarimdada oluyordu.
Bundan bir ay once falan bu dehset stresli donemim bitti. Artik isim falan karistirmiyorum, hafizamda daha iyi.
Sat e hazirlanmam gerek ama hazirlanmadim.
Tembellik ve erteleme.. Oyleki sinava bile kaydolmadim. Ama eylul gibi bir daha var.
Su an da hayatim daginik diyebilirim.
Ask hayatimda da bir degisiklik yok. Millet bana asik olup duruyo ama benim ilgilendirmiyor.
Agustosta cine gidiyorum. Cince ogrenirim.
Cince diye bir sey mi var diye sormayin. Telefondan dolayi o. C sininaltinda nokta var. Soyleki; Ç

Saat gecenin ikisi. Uyanik misin hazaaaaaaaaaaarrrr???!!!!!
Ben dans etmek istiyorum. Yakin zamandada bir parti yok. Konserde bagirmakta eglenceli olabilirr. Himm.
Bu aralar gunde yaklasik iki litre ice tea iciyorum. Millet gunde bir paket sigaraya bagimli oluyor.. Bende eger ice tea ye bagimli olmadim dersem gunde iki paket sigara icen birinin ben bagimli degilimki demesi gibi bir sey olur. Bunun gibi bir durum gercekten yasanmistir. Hayretler icerisinde kalmistim

Cok olmadi ama bu kadar gevezelik yeter.
Sana bir sloganda dusunecegim
 

albus

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Ara 2011
Mesajlar
1,049
Tepkime puanı
313
Buldum!! Ama cok cok sacma oldu.
Let me check a gevezelik! Veya
Let me take a gevezelik!
Dahada sacmalamak gerekirse;
Let us check a gevezelik veya let us take a gevezelik

sloganlariyla let me check a selfie etkisi yapip selfilesebilirsin!!

..
Al sana gevezelik :D :D
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Bir tren daha kaldırıyorum uykusuzluğuyla lanetlendiğim geceden.Kelimeleri kullanırken elimden geldiğince cömert davranmaya çalışıyorum.Ne varsa düşsün satıra, ne biliyorsam akıtayım zehrimi.Sadece tek tarafı çalışan kulaklığımdan aldığım uyuşturucunun etkisiyle kusayım zehrimi.Anlaşılmayacak günahlar yerleştiriyim bu satılara, bir dizi itiraf, kandırdığım bütün insanlar.Aldattıklarım, okunmasın anlaşılmasın ama yazılsın.Benden çıkmış olsun.
Resimlerine bakıp gizli gizli ağladım insan gelsin bu satılara, sesini her sese ilk önce teker teker benzetiğim, sonra hiçbirine yakıştıramadığım insan gelsin.Her gece bir hayalle karşılaşma planları yaptığım çocuksu hayalim gelsin.
Parmaklarımı ne kadar hızlı kullanırsam o kadar zor oluyor yazmak.Beynim mi parmaklarıma yetişemiyor yoksa parmaklarım mı beynimden geri kalıyor kestiremiyorum bu belirsiz yarışta.Kendime mi yetişmeye çalışıyorum yoksa kendimden mi kaçıyorum bilmiyorum.Belki hiç yazmamam gereken şeyler yazıyorum, belki hiç olmayan şeyler.Sadece kafamda yaşadığım şeyler de yazıyor olabilirim ? bilmiyorum.Ve insan bir kez kendini bilmeyi başaramayınca kimse sizden emin olamıyor.Ne yazdığımı ne uydurduğumu yahut kime ne söylediğimi hatırlayamayınca onlarca yalanın hatta kelimenin ortasında boğulmamaya çalışıyorum.Sonra hafızama küçük bir kuş konuyor ve yine bir çıkış yoluyla devam etmeyi başarıyorum yalanlarıma.Her yalanımda tanrıdan bir adım daha uzaklaşıyorum.Her yalanda birazcık daha kayıyor ayaklarım ebedi ateşe doğru.Her gece ateşi yastığımda hissediyorum.Olmadığın, gelmediğin, duymadığın ve bilmediğin her gece yastığımda ki cehennemle uyuyorum.
Konuyu dönüp dolaşıp yine sana getiriyorum, çünkü sende başlıyorum.Bazen uzaklaşmak istiyorum senden.Bir insanın başka bir insanın hayatının her anını ele geçirebilir mi ? Geçirebiliyormuş meğer.Senden yavaş yavaş kurtuluyorum.
Bu gece kahve içmiyorum en azından henüz.Adını bilmediğim hatta kimin söylediğini bile bilmediğim, hatta hatta içinde ne söylendiğini bilmediğim bir şarkı dinliyorum.İçinden iki üç kelimeyi anca seçip de çıkarabiliyorum.
Önümde bir laptop kucağımda bir yastık.Gözümde ne gözlük var nede lens.Yaklaşış iki buçuk numara bozuk olan gözlerimi kısmadan yazdığım şeyleri neredeyse hiç göremiyorum.İnsan bu kadar az görünce daha doğrusu uzağı bu kadar az görünce minimal bir bakış açısına sahip oluyor.Artık insanlar bir metre yakınıma gelmediği sürece onlarla ilgilenmiyorum.Daha da yakınlaşmadıkları sürece ne hissettiklerini veya ne düşündüklerini anlamaya çalışmıyorum.Belki yine bunları uyduruyorum.Ama gözlerim gerçekten bozuk.
Ve bu tanrının bir lutfu gibi sadece işime gelen şeyleri görmemi sağlıyor.Bazen güneş sistemini yukardan izliyorum, bazen de kendi hücrelerime iniyorum.Bazen de kendimi bir ayna da yok ediyorum.
Yüzünü hiç görmediğim kitap karakterlerine aşık oluyor.Onlar için üzülüyorum.Arkadaşlarımı hep erteliyorum.Çabuk sinirleniyorum.Bazen tıkanıp kalıyorum, günlerdir istediğim bir şey var.Yaşadığım boyuttan ayrılmak.Farklı bir dünyayı ve farklı varlıkları görmek.Katlanamayacağım veya tahammül edemeyeceğim şeyler yaşamak istiyorum.Hayat beni eskisi kadar önemsemiyor.Buna artık adım gibi eminim.Hayat beni onu yaşamadığım için eskisi kadar önemsemiyor.
Daha az yakıyor canımı, belkide bunların hepsini ben böyle hissediyorumdur.Bilemiyorum.Belki acım aynıdır, belki yaşadığım talihsizlikler tıpa tıp aynıdır da benım gözlerim bir farklı görüyordur.Farklı gördüğü içinde olması gerektiği gibi yani bilinçaltıma bir zamanlar acıyla kodladığım şeyler şimdi canımı acıtmıyordur.Bilmiyorum.
Yine bir belirsizlik belirsizliği.Bu belirsizliklerin belli olup olmadığını nasıl bileceğim onuda bilmiyorum.Evet sanırım bu cümle biraz saçma oldu.
Bu yazıyı yazarken tekrar kendi konumu açtım ve albus'un benim için yaptığı gevezeliği gördüm.Bende küçük bir zekilik yaparak ona kendi yazımın devamı olarak cevap vereyim dedim.Öncelikle içki derken alkollü içki tüketmediğimi bilmek sanırım seni epey rahatlatır albus.Arabesk rap dinliyorum evet çünkü o insanların psikojilerini inceliyorum.Sadece arabesk rap değil mahalle aralarında uyuşturucu kullanan gençlerin rap diye yaptığı bir çok şeyi dinliyorum,izliyorum.Hatta bazen hoşuma bile gidiyor.Analiz etmeye çalışıyorum.Hobi olarak psiko analizle ilgeleniyorum.Bence sıradan popculardan veya dünya starlarından çok daha kayda değerler.Çünkü onlar benim insanım.Onlar benim çocukluğundan çok kötü şeyler yaşamış hallerim.Annesi tarafından terkedilmiş belki, babasından hiç ilgi görmemiş hallerim.Bilmem anlatabildim mi ?
Yazılarımı elimden geldiği kadar sadece yapmaya çalışıyorum ama bazen karmaşık cümleler de kurmak hoşuma gitmiyor değil.İnsanlardan aldığım yegane eleştiridir bu.Biraz daha basitleş.Daha düz şeyler yaz diye.Her neyse.
Evet hala uyanığım ve bir süre daha uyanık kalmayı düşünüyorum.Sanırım hava hafif aydınlık oluncaya kadar.
 

albus

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Ara 2011
Mesajlar
1,049
Tepkime puanı
313
Bence her zaman sade yazmana gerek yok. Yazmak icin yaziyorum dedin sonucta. Nasil mutlu ediyorsa seni oyle olmali.
Hayat mi seni onemsemiyor eskisi gibi yoksa senin bozuk gozlerin tanrinin lutfu olup gormek istedigini gosterip senin eskisi gibi kendini onemsemediginimi kapatiyor..
Olmayadabilir tabii.
Guzel yazi. Kitap karakterlerine asik olmak herkeste var bence. Hepimiz biraz sipsevdi olabiliriz
 

zemanek

Kayıtlı Üye
Katılım
7 Şub 2015
Mesajlar
39
Tepkime puanı
0
kagida yazmakla bilgisayarda yazmanin farkli oldugunu düsünüyorum bence kagida yazmak insanin duygularini bosaltmasi icin daha gecerli ben aska inanmiyorum bu dünyada ikincisi 7 senedir hala onu unutamadim ne gecici askmis be
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
kagida yazmakla bilgisayarda yazmanin farkli oldugunu düsünüyorum bence kagida yazmak insanin duygularini bosaltmasi icin daha gecerli ben aska inanmiyorum bu dünyada ikincisi 7 senedir hala onu unutamadim ne gecici askmis be

Kağıda yazmak zordur, daha bir emek ister.Ama bilgisayara yazmak aksine çok daha teşvik edici ve kolay.İnsan böyle uzun uzun yazabiliyor ancak.Teknolojiden bu yaşıma kadar hiç korkmadım.
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Ne kadar yazabilirim, nereye ne dayatabilirimin bilinmezliğinde sabaha karşı kulağımda iğreti mazihten kalmış türkçe bir film müziği.Bir ömür boyunca ayrılmak istemeyen bir çiftin tanrıya yakarışı ile ilgili bir şeyler anlatıyor.Türkçe müzik dinlerken ne kadar zevk alıyorsam o kadar da yazamam.Bazen bir müziğin sözlerinde ziyade altında ki notalara takılıp kalıyor aklım.Ve bilmiyorum neden keman mı saz mı tiz mi bas mı diye ayırmaya çalışırken son bulduğunu fark ediyorum.Beynim zaten bir cümle çöplüğü, daha fazla kelime artığına dayanamıyorum.Yine o iğrenç kahveyi içiyorum,yine aynı sandalyede,yine belim bükük ve hafif kambur bir şekilde oturuyorum.Bulunduğum oda bolca sigara ve parfum kokuyor..Camlardan bir tanesi açık, perde çekik.Küçüklüğümden kalma bir korku, pencereden bakan bir yüzle karşılaşmamak için perdeyi hep çekiyorum.Biri sanki beni hiç gözetlemiyormuş gibi birilerinden kaçıyorum.Kapıları kilitlemeden bir türlü rahat nefes alamıyorum, kulaklık olmadan bir müziği yüksek sesle dinlemekten çoğu zaman çekiniyorum.Bana iyi geleni yapmayı neredeyse ertelemiyorum..Çok köle oluyorum, az itaat ediyorum.Çok kızıp çok bağırıyorum..Bir sokak çocuğuna oturup da eskisi gibi ağlayamıyorum..Bu içimin nefreti,bu dinmeyen öfkem..Bu avazımı isyanlara sürükleyebilcek kadar bağırma isteği.Bu bir aynayı bileklerim kırılana kadar yumruklama isteği, bu beni duvarlarına hapseden zulumun iğreti yalnızlığı.Bu herkes le herkes olamamam.
Bilmiyorum.Bu dengesizlik harbini nereye kadar sürdürebilirim, kendime kaç ittifak bulabilirim.Benim için yaratılmış insanı, beni tamamlayacak,Şems'e misal olacak,Leyla'dan bir kaç tel saç koparacak, Yakubun Yusufunun aynısı olucak insanı daha ne kadar bekleyebilirim bilmiyorum.Kesin olan tek şey yazmaya devam edeceğim.Dolup taşırsam da sayfaları yazmaya devam edeceğim.Ölüm gelene kadar karalamaya, kusmaya devam edeceğim.
Kalbim.Üç yıl yakıpta küllerinden tekrar doğdurmayı başaramadığım, kendisine kaç kez yazık olduğunu sayamadığım bir taştan hallice kalbim.İçine artık bir kedi yavrusunu dahi zar zor koyabildiğim kalbim.Hani derdim ya içim bomboş diye.Değilmiş meğer.İçimde bir taş var,içimde gün geçtikçe içime doğru ağırlaşan bir taş var.O taş ki külden doğma..O taş ki külde kan kusanın boşluğundan doğma...Bana bir ateş daha lazım Tanrım.Bana bu taşı eritebilcek bir ateş lazım.Korkarım böyle göçüp gideceğim...İnsan içinin boş olduğu ilüzyonun da kalbinde bir duygunun olma hissini unutuyor nedense..
Daha fazla uzatmanın bir anlamı var mı bu yazıyı,bilmiyorum.Kulağımda ki müzik çoktan uçup gitti, kursağımda bir kahve telvesi, dünyanın bütün çölleri kalbimde..
İçimde koskoca üç yazdan kalma bir cenaze..Koskoca üç yaz.

hazar
 

Dankyy

Kayıtlı Üye
Katılım
7 Ara 2014
Mesajlar
121
Tepkime puanı
16
Konum
Batumi
İş
Meskalatör,enpeksiyon
mürekkebin bol olsun başındaki dertli dağlar erisin
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Ne diyeceğimi bilemiyorum, içimde bir yerler kanıyor şu yarınların bayramlarına dair..Bir sevgiliden ayrıldıktan sonra kaç deliye bir bayram düşüyor hesaplayamıyorum, elini tutamadığım, sana sarılamadığım bir bayramda kaç çocuk olup, kaç şeker ile intihar etmeye çalışıyorum bilmiyorum..Bu sabaha uyanmak istemiyorum..Tanımadığım, beni tanımayan insanların elini, yüzümün en temiz kısmı olan alnıma koymak istemiyorum...
Birisi istediği her hangi bir uzvumu alsın koysun önüne.Yeterki seni karşıma çıkarsın bir tesadüf.Daha kaç kez yalvarmalıyım beni çoktan unutmuş evrene..Kaç kere karşıma çıkman için çıplak ayaklarımla dileneyim odamın sokaklarında...Kalbimi sökmeye daha ne kadar daha hazır olayım...Kaç bayram daha beklemeliyim seni görebilmek için.

Kaç bahar daha ölmeliyim.

hazar
 

albus

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Ara 2011
Mesajlar
1,049
Tepkime puanı
313
Bayramda yalnizim dostlar.
Hazarin keskin sozlerinden sonra ne diyecegimi bilemiyorum.
Ama apartmana gelecek olan kucuk seker cocuklarindan baska bayram kutlayanim olmayacak gibi duruyor. 88 degil 18 yasindayim oysa ben.
Evren beni unutumaz. Cunku evrenin var olus sebebini biliyorum ben.
Yannis ritos tan bir alintiyla kapatiyorum.

Her sozcuk bir gecittir bir bulusmaya,cogu zaman vazgecilen
iste o zaman dogrudur o sozcuk:bulusmakta direttigi zaman
...
Yalin seylerin arkasina gizleniyorum beni bulasin diye;
beni bulamazsin,esyayi bulacaksin,
elimin dokundugu seylere dokunacaksin,
parmak izlerimiz karisacak birbirine.
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Sözlerim bir katliamın ardından kalma, bir çocuğa yazıp da sildiğim bütün şiirler..Bu artık tükenmişliğim en üst makamı..Bu daha ileri gidemeyişim.Bu bir ölüye saatlerce bakıp da tek kelime edemeyişim..Bu dilimin kuruduğu son celse..Bu dökülen kirpiklerim en sonu.Bu bir kalmayan mecal..Çatlayamamış tohum, filizlenmeyen fidan..Bu son günah.Bu bir meleği yıllarca bekleyişim, bu gitmeye yüz kez cesaret edemeyişim..Bu dünyanın en lanet yaz üzüntüsü...
Bu tükenmişliğin korkusu, kanımın çekildiğini hissettiğim her gece birini bekliyorum...Birini sabahlara kadar bekliyorum, şu yalan dünyada gündüz ölmek istemiyorum..

[video=youtube;YFRHBRf3W0o]https://www.youtube.com/watch?v=YFRHBRf3W0o[/video]
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
İçim sıkılıyor.İçim sıkılıyor.İçim sıkılıyor.Bugün ilk defa kendi ölümümden korktum..Şu küçük aklıma hep başkasının ölümü gelirdi ya, hep tutunamadığım insanların ölümü yiyip bitirirdi ya beni..İşte hayat kalbimin bilmem nerelerine gömdüğüm korkuyu çıkarıp suratıma vurdu.Ben aynaya bir kez vurdum, hayat o korkuyu suratıma üç kez vurdu..Ben bir sokak kedisinin gözlerinde koyboldum..Tokatlanan bir çocuğun göz yaşlarında boğuldum..Dövülen bir çocuğun ahında yanıp tutuştum..Ben şu iğreti bedende insandan nefret ettim, sevebilceğim herkesi kaybettim..
Şimdi içimde bir kuş, her satırda biraz daha titriyor..Her satırda biraz daha toprak doluyor gözlerime, biraz daha hesap korkusu sarıyor kirpiklerimi..Her günah bir kez titretiyor kirpiklerimi..Yardım diliyorum.Yardım diliyorum..Bana birini göndersinler, şu hayatıma birini katsınlar..Beni cehenneme sokup çıkartsınlar..beni bütün uçurumlardan teker teker atsınlar..
Sakin olamıyorum.Bir şarkıya tutulup sabahları unutuyorum, elime bir kitap dahi sürmüyorum.Beynimi şeytan yapımı oyuncaklarla susturuyorum.Çünkü düşünüyorum, öleceğimi düşünüyorum.Senin öleceğini düşünüyorum..Ölüm denenin küçücük bir bebeğe bile gelebilceğini biliyorum..Bir çocuğun açlıktan öldüğü çıkmıyor aklımdan.Bir çocuğun gülmeyi öğrenemeden öldüğü çıkmıyor aklımdan.....Annemin öleceğini bilmek bütün gülümsemelerimi alıp götürüyor benden...Sakin olamıyorum.
Yardım diliyorum.
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Bu acının seyir defteri,saat sabaha karşı beş.Uykudan kabulsüzüm.Kıp kırmızı gözlerim, bu kulağımı acıtan kulaklık.Elimde bir telefon, ekranında bir resim.Yüzüme bakmıyor.

Bilmem kaç şehir soktular aramıza, bu bir odada elimde bir resimle kala kalışımın bilmem kaçıncı yıl dönümü.Bu saplantılı aşk, bu şizofreni ayrılık, bu kurmaca masal.Hiç olamış olmana yanıyorum.Hep sevgilim diye bahsettiğimin hiç sevgilim olmamasına.Bu yasakların en yasağına...


Bu acının seyir defteri, sabaha karşı beş.Uykudan kabulsüzüm.Bu ömür laneti.Bu beni boğmayan bütün sular..
Bu hali azamet günah.Bu beni bağışlamayan bütün sular.
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Bazen kontrolü kaybediyorum.Elimde bir kakaolu süt.Odama sahte rüzgarları hiç bilmediğim diyarlardan getiren vantilatörüm.Saçımda yastık izleri.Bu nerelerden bulup da kağıtlara döktüğümü bilmediğim melankoli.Artık hangi evrende yaşandığını bile kestiremediğim ayrılıklarım.Beni terketmiş hocam.Solan bahçem, yeni yaşına girmiş en küçük örümceğim.
İçim her gün bir resimle dolup, sayfalarca boşalmaya çalışıyor.Kışa ölmeden girmek istiyorum.Bir kar tanesini daha görmeden göçmek istemiyorum bu dünyadan.Soğuk havalarda t-shirtle sokağa çıktığım günleri özlüyorum.Bütün sineklerin uyuduğu günleri.Kaymamak için tutunarak yürüdüğümüz günleri,camın kenarında oturup beyaz fırtınalara bakarak yazı yazdığım günleri özlüyorum.
Sahte olan herşeyden sıkıldım.Şu dünyada bir kez bile kendimi kandırmadım..Her şeyi en derinine kadar içimde yaşamaya çalıştım.Üzerime bile bile bir yıl daha koydum, sonuçlarını bile bile yalan söyledim.
Neden bunları anlatıyorum hiç bir fikrim yok.Bir mumu seyrederek uyuya kaldığım geceleri özledim.
Sadece sana söylemek isterdim.Yıllar önce verdiğim blogumun adresini hala hatırlıyor musun bilmek isterdim.Başka birine aşık olmama izin veriyor musun öğrenmek isterdim..
Aslında senden bunu istemeye gelmiştim, senden bu utanmaktan bittiğim şey için izin istemeye gelmiştim..Ne dersin ? Bir ömür daha harcayayım mı ?
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Ölmek istediğini biliyorum.En başından beri, sana o yazıları okuttuğumdan beri.Seni öldürmemi istediğini biliyorum, bu günahı bana bırakıp gitmek isteğini,vereceğin hesaptan hiç korkmadığını, her şeyden bu kadar emin olduğunu, yanında olmasam bile varlığımdan -ölümüne- rahatsız olduğunu biliyorum.Seni öldüremediğim için bana korkak dediğin günü hatırlıyorum..Bana yüreksiz dediğini adam değilsin dediğini eğer azıcık cesaretin varsa gelir beni vurursun sende kurtulursun ve bende kurtulurum dediğini hatırlıyorum..

Ben yaşamak için aşık olmadım..Ben bir hayatı-sokaklarda el el tutuşup gezelim diye-yerle bir etmeye cürret etmedim..Ben gurur deneni bu laneti beraber atlatalım diye bir kez bile kalbime sokmadım.
Ben saplantılıyım.Ben tanıdığın en saplantılı adamım.
Şunu asla unutmamanı istiyorum.
Eğer biri ölürse diğeri asla yaşayamaz.Bir kez cesaret edemediği bir kurşuna bin kez cesaret eder.Zaman bir trenin raylarında ikimizde yavaş yavaş siler.
Bizden geriye sadece iki mezar kalır..

Bunlar bir ömür travmasının ürünüdür.
 
Üst