Onlarin çogu yalancidirlar ve insanlari parmaklarinda oynatmaya bayilirlar . Bir zamanlar levhi mahfuzdan bilgi araklayabiliiyorlardi ve soyledikleri bazi seyler dogru cikabiliyodu bu yuzden. Ama sonra allah onlara ates toplariyla muamele ettigi icin gaipten bilgi calamaz oldular. Sadece gecmisi bilirler, cok uzun yasadiklari icin ve anı bilirler cok hizli hareket edip, bize gore cok kisa zamanda farkli mekanda bulunabildikleri icin. Ama dedigim gibi, cogu soyledikleri yalandir.
Aslında tam olarak öyle değil. (Benim görüşüm)
İslamın, emevi dayatmasındaki materyalleştirme sonucu, spiritüel algıları hasar gördü. Düz çizgilerde yaşanmaya başladı. Öğretiler özümseme yerine cümlesel ezber eğilimine girdi. Yaratıcının varlığı sadece gökte bulunması ve fiziksel eylemleri ile sınırlandırıldı. Zaman da bu şekilde. Zaman düz bir çizgide değil. Gelecek veya geçmiş zaman arasında dünyada algılanan bir öncelik sonralık farkı yok. Tüm evren eşzamanlı bir kaostadır. Yani bilgi için zaman tünelinde geleceğe yolculuk yapıp foto çekip gelmez. Zaman olasılıkların sıralanmış hali. Olasılıkları bulur. Geçmişi de geleceği de şimdiki zaman olarak kabul edebiliriz. Gelecek defter gibi açık bir şey de gidip isteyen okuyordu da...Sonra bir gün kafalarına ateş attılar da gidip bakamıyorlar artık gibi bir durum değil. Tanrısal boyutta olay akışları çok çeşitli olarak mevcut. Bugün bile dünyada karmik döngüde cezalar ve ödüller var. Topluca haksızlıkta ısrarcı kavimler topluca borcu geri öder. Bu dünya tarihinde de oldu. Farklı boyutlarda da mümkün. Ama bunlar tasvir edilirken kullanılan destansı anlatım insanların anlama ve düşünme özelliğini kenara itmesine yol açtı. Anlam değerini yitirdi cümleler kaldı.
Ama doğruyu söyler mi? İnsanları parmağında neden oynatırlar?
İnsanlar bugüne kadar onlarla nasıl ilişkilerde bulundular ki karşılığında koşulsuz dürüstlüğü hakettiklerini düşünüyorlar? Tarih boyunca onlara temel bakış açısı iş yaptırmaktı. Hala da %75 böyle. Ne verirsen onu alırsın. Zorla iş yaptırırsan gün gelir o da seni yener. Dalga dalavere için zamanını alırsan o da dalga dalavere yapar. Sen korkak, ezik ve eğlencelik olursan o da gelir seni tefe koyar eğlenir. Sen onu kullanıp onun vasıtasıyla paraları diziyorsan o da kurumsal olur anlaşma sunar. Sen dost olmayı dene, ciddiye al, onun kişiliğine canına saygılı ol. Sen karşılıksız bir şekilde halini hatrını sor...Zaten o da dost olmak istemiyorsa seninle, boşuna takılmaz çünkü frekansın belli, hislerin belli. Bir zararın dokunmuşsa orası zaten baştan belli.
Ayrıca doğru bilgi vereni ile doğru bilen bakımcının azlığı da aynı oranda olabilir. Benim belirttiğim türde iyi ilişkiler de nadirdir, tamam. Bir bakımcı nasıl anlaşır, nasıl iletişim sağlar orası beni ilgilendirmez ama öyle bir bilir ki ağzınız 10 sene sonra açık kalabilir. Bunu bilinçaltının duyduğunu gerçekliğe inanarak dönüştürmesi ile anlatmak isteyebilirsiniz ama ben de zaten gelecek zamanın gelecekte olmadığını çoktan söyledim.