Eski köy hikayeleri

dünyalı

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Nis 2010
Mesajlar
455
Tepkime puanı
771
Benim arkadaşımın annesinin başına geldiğini söylediği yeni dogum yaptığı yani lohusalık döneminde iken köyde evlerinin orda bebeğini uyuttuktan sonra ahşap kapılarının yumruklandıgını işitmiş ve inip kapıyı açmış fkt kimse yokmuş...tekrar bebeğin yanına giderken kara çarşaflı yüzü olmayan bir cismaninin bebeği alıp götürdüğünü görmüş...duyduğu hikayelerden Al karısı oldugunu anlamış... ( Anadolu da yörelerce ismi degişiyor Al bastı vs gibi batıdaki adı Eva yani Hz. Ademin ilk karısı olduguna inanılır )
ve korktuğunu belli etmeden ona korkutucu şeyler söylemiş ve oda bebeği eğilip yere bırakıp kaybolmuş.....o bebek benim kurs arkadaşımdı :)))

Beni en çok etkileyen hikayelerden birisi Bitlisli Belkıs hikayesi...internette detayları var uzun biraz
 
Ü

Üye silindi 68553

Sadece köylerde olmuyor şehirlerde de evin altında yatır var o yüzden oluyor şeklinde bir sürü hikaye duymuştum.
 

Demre

Kayıtlı Üye
Katılım
14 May 2018
Mesajlar
289
Tepkime puanı
580
Beni en çok etkileyen hikayelerden birisi Bitlisli Belkıs hikayesi...internette detayları var uzun biraz
Dün gece okudum hikayeyi. Çok korkunç ve çok üzücü olaylar yaşanmış gerçekten de. Allah sabır versin geride kalanlara, ki canlı tanıklardan hala hayatta olan insanlar varmış..
 

makssenberg

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
384
Tepkime puanı
396
Al basması hikayelerini kocalarından daha fazla ilgi ve sevgi çekmeye çalışan kadınların uydurmuş olabileceğini düşünüyorum. Aynı coğrafi bölgelerde inançları birazcık bile farklı olan bazı köylerde bu hikayelerin zerre anlatılmaması ilginçtir. Başlığa gelince, gizlimabet'e sırf bu hikayeleri okumak için kaydolmuştum yıllar önce :D Bilim ve teknoloji dışında literatür okuyan birisi değilim hiç roman ve diğer kurguları okumam ama bu hikayeler çok güzel, bunları okumayı seviyorum.
 

Demre

Kayıtlı Üye
Katılım
14 May 2018
Mesajlar
289
Tepkime puanı
580
Al basması hikayelerini kocalarından daha fazla ilgi ve sevgi çekmeye çalışan kadınların uydurmuş olabileceğini düşünüyorum. Aynı coğrafi bölgelerde inançları birazcık bile farklı olan bazı köylerde bu hikayelerin zerre anlatılmaması ilginçtir. Başlığa gelince, gizlimabet'e sırf bu hikayeleri okumak için kaydolmuştum yıllar önce :D Bilim ve teknoloji dışında literatür okuyan birisi değilim hiç roman ve diğer kurguları okumam ama bu hikayeler çok güzel, bunları okumayı seviyorum.
Peki teyzeler kimin ilgisini çekmek için uydurur böyle hikayeleri sizce?.. 2010 yılında en küçük yeğenimin doğumu için heyecanla memlekete dönmüştüm. Sağlıkla kucağımıza aldık minik yeğenimi. Üzerinden 1 hafta bile geçmemişti galiba, ablamın evinde bebek, ben ve ablam vardık sadece. Bebek taşıma pusetinde uyuyordu ve ben pusetinden çıkarmadan oturma odasındaki kanepeye bıraktım onu. Genel yapım itibariyle aşırı korumacı ve garantici bi tip oldugum için, 1 haftalık bebeğin saga sola dönemeyeceğini bilmeme rağmen kanepenin sırt kısmina iyice yasladım puseti. Ablam da yanimdaydi. Sonra birlikte hemen yan bitişikteki mutfaga gittik ablamla. Kısa bi süre sonra odaya girdigimde puset yerdeydi ve bebek hala uyuyordu. Korkudan ödüm patladı tabi. Hemen ablama seslendim yerimden kımildamadan ve manzarayı görünce o da şok oldu. Pusetten çıkarip kontrol ettik bebeği. Mışıl mışıl uyuyordu. Sanki biri onu alıp yere bırakmıştı.. ama neden... Son derece cahili olduğumuz konulardı o zamanlar burada okuduklarım ve ögrendiklerim. Çevremizden de duydugumuz şeyler yoktu.. Biz üzerinde durmadık bu olayın, her ne kadar mantıkla açıklayamasak da. Ben 2 ay sonra bayram tatili için tekrar memlekete döndüğümde, son derece saglikli bir bebek olan yegenim gözümüzün önünde tutuldu kaldı. Ne oldugunu anlayamadık bile, hastaneye yetistirdik hemen. Havale gecirdigini soylediler. Uni hastanesinde yapilan milyon tane tetkikin ardindan epilepsi riskine karşı ilac baslandi ve 2 yıl tedavi gördü. Biz tüm aile perisan olduk. Epilepsi olmadı ama yıllardır sabahlara kadar kabuslar görüyor. 10 yaşinda ve hala anneyle uyuyor. Epilepsi tarzı beyin ağrazlarını üç harflilerin yaptığını bi çok ehil kişiden duyanlarınız olmuştur... Şükür ki başka bir olumsuzluk yaşamadık ama iki olay arasında bi bağlantı olduğu fikrini aklımdan çıkaramıyorum ve yeğenim için kaygı duymamak elimde değil bu yüzden. Hele ki bebekliğinden beri insanlar tarafından da çok dikkat çeken bi çocuk olması, endişelerimi daha da katlıyor ne yazıkki. Teyzesi olarak dua etmekten başka elimden ne gelir bilemiyorum. Allah herkesin evladını korusun görünen, görünmeyen tüm kötülüklerden.
 

makssenberg

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
384
Tepkime puanı
396
Peki teyzeler kimin ilgisini çekmek için uydurur böyle hikayeleri sizce?.. 2010 yılında en küçük yeğenimin doğumu için heyecanla memlekete dönmüştüm. Sağlıkla kucağımıza aldık minik yeğenimi. Üzerinden 1 hafta bile geçmemişti galiba, ablamın evinde bebek, ben ve ablam vardık sadece. Bebek taşıma pusetinde uyuyordu ve ben pusetinden çıkarmadan oturma odasındaki kanepeye bıraktım onu. Genel yapım itibariyle aşırı korumacı ve garantici bi tip oldugum için, 1 haftalık bebeğin saga sola dönemeyeceğini bilmeme rağmen kanepenin sırt kısmina iyice yasladım puseti. Ablam da yanimdaydi. Sonra birlikte hemen yan bitişikteki mutfaga gittik ablamla. Kısa bi süre sonra odaya girdigimde puset yerdeydi ve bebek hala uyuyordu. Korkudan ödüm patladı tabi. Hemen ablama seslendim yerimden kımildamadan ve manzarayı görünce o da şok oldu. Pusetten çıkarip kontrol ettik bebeği. Mışıl mışıl uyuyordu. Sanki biri onu alıp yere bırakmıştı.. ama neden... Son derece cahili olduğumuz konulardı o zamanlar burada okuduklarım ve ögrendiklerim. Çevremizden de duydugumuz şeyler yoktu.. Biz üzerinde durmadık bu olayın, her ne kadar mantıkla açıklayamasak da. Ben 2 ay sonra bayram tatili için tekrar memlekete döndüğümde, son derece saglikli bir bebek olan yegenim gözümüzün önünde tutuldu kaldı. Ne oldugunu anlayamadık bile, hastaneye yetistirdik hemen. Havale gecirdigini soylediler. Uni hastanesinde yapilan milyon tane tetkikin ardindan epilepsi riskine karşı ilac baslandi ve 2 yıl tedavi gördü. Biz tüm aile perisan olduk. Epilepsi olmadı ama yıllardır sabahlara kadar kabuslar görüyor. 10 yaşinda ve hala anneyle uyuyor. Epilepsi tarzı beyin ağrazlarını üç harflilerin yaptığını bi çok ehil kişiden duyanlarınız olmuştur... Şükür ki başka bir olumsuzluk yaşamadık ama iki olay arasında bi bağlantı olduğu fikrini aklımdan çıkaramıyorum ve yeğenim için kaygı duymamak elimde değil bu yüzden. Hele ki bebekliğinden beri insanlar tarafından da çok dikkat çeken bi çocuk olması, endişelerimi daha da katlıyor ne yazıkki. Teyzesi olarak dua etmekten başka elimden ne gelir bilemiyorum. Allah herkesin evladını korusun görünen, görünmeyen tüm kötülüklerden.
Epilepsi genetik bir hastalıktır. Ancak size garezi olan birileri büyü yapmak isteyip varlıklar aracılığıyla hastalığa sebep olmuş olabilirler. Bu, tedavisi olmadığı anlamına gelmez. Tabiatta al basması gibi şeylerin yaşanması ve al karısı diye bir şeyin varlığı için bir sebep yok. Ancak sebepli veya sebepsiz bir öfkeyle buna muktedir insanlar bireylere ve ailelere varlıklar aracılığıyla çeşitli şekillerde kan kusturabilirler.
 

dünyalı

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Nis 2010
Mesajlar
455
Tepkime puanı
771
epilepsi sırasında nöbet geçiren bir öğrencimin kendine zarar vermesin diye ellerini kollarını tutmaya çalışırken ki hali tavrı beni çok ürküttü.
sanki o degildi. bakışları tavrı...bambaşka biri olmuştu. ..Başka rahatsızlıkları bilmem ama bu hastalıkta tıp ve bilim bir yerde tıkanıyor.... nöbet sırasında 3 yada 7 kez ayetel kürsü okumanın rahatlattıgını duydum ailesiyle paylaştım...


Al karısı dediğimiz şey gerçekten var olduguna inanıyorum......

Anadolu'daki ninem ne bilsin batıdaki Eva yı....
Diğer dini inançlardada olan birsey onlarda farklı isimle anıyor
 

makssenberg

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
384
Tepkime puanı
396
Başka rahatsızlıkları bilmem ama bu hastalıkta tıp ve bilim bir yerde tıkanıyor.... nöbet sırasında 3 yada 7 kez ayetel kürsü okumanın rahatlattıgını duydum ailesiyle paylaştım...

Anadolu'daki ninem ne bilsin batıdaki Eva yı....
Diğer dini inançlardada olan birsey onlarda farklı isimle anıyor
Yok öyle bir şey. Epilepsinin 100'den fazla sendrom çeşidi vardır, nörolojik bir bozukluktur. Ve bunları tasnif eden de tedavide yol kat eden de sadece biyoloji ve tıp dünyasıdır. Dediğin gibi olsa kimse hastanelere gitmezdi. Al karısına batıda veya diğer inançlarda başka isim takıldığı doğru değil, sadece buralarda hem de sadece belli inançtan olan bölgelerde anlatılır çünkü uydurma varlık diye düşünüyorum.
 
Son düzenleme:
Ü

Üye silindi 68553

Benim ablamında başına geldi geçen yıllarda, doğumdan bir hafta kadar sonra gece yatarken kocasının şeklinde biri girmiş odaya gömleğinin düğmeleri ters ilikliymiş ve sürekli deli gibi gülüyordu diyor. Ablam çok asabi biridir. İlk azarlamış kızmış ne gülüyorsun falan diye ama hiç konuşmadan sürekli gülmeye devam edince kadın korkmuş ama birkaç saniye sonra gerisin geri odadan çıkmış. On dakika sonra kocası gelmiş. Meğer Adam lavabodaymış.
 

dünyalı

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Nis 2010
Mesajlar
455
Tepkime puanı
771
Epilepsi nörolojik bir hastalık degildir demedim. 100 de 100 cinni varlıklardan ötürü oluşuyorda demedim.....İnsanların zayıf düştüğü anlar onlar için potansiyel güçtür.....tedavi olunmazsa etkileri çoğalır..... uydurma dediğiniz şey tekrar ediyorum diğer kültürlerde ve inanışlardada mevcut.....araştırabilirsiniz....ben öyle yaptım.......
 

makssenberg

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
384
Tepkime puanı
396
Epilepsi nörolojik bir hastalık degildir demedim. 100 de 100 cinni varlıklardan ötürü oluşuyorda demedim.....İnsanların zayıf düştüğü anlar onlar için potansiyel güçtür.....tedavi olunmazsa etkileri çoğalır..... uydurma dediğiniz şey tekrar ediyorum diğer kültürlerde ve inanışlardada mevcut.....araştırabilirsiniz....ben öyle yaptım.......
İddianızda tonla hata var. Öncelikle yazdığınız kişiyle düşündüğünüz kişinin alakası yok. Sandığınız kişi aslında lilith'dir ve al karısıyla zerre alakası yoktur. Lilith sanıp yanlış yazdığınız isim olan eva diye bir kişi yoktur onun adı ave'dir(ingilizcede eve) ve şehir hikayelerinde ilk değil 2. eşidir ademin. Bildiğiniz havva yani. Lilith hiçbir tekvin kaydında geçmeyip uydurma bir isimdir. Çorba yaptınız yani her şeyi birbirine. Araştırma yapmak oradan buradan kurgu dinlemek değil ciddi bir iştir, öğretmen olduğunuzu iddia edip böyle şeyler söylüyorsunuz.
 
Son düzenleme:

dünyalı

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Nis 2010
Mesajlar
455
Tepkime puanı
771
bahsettiğim sey dogru fkt şu noktada size katılıyorum ...lilith yazacakken Eva demişim :) kafamda başka şey vardı yazarken bu konunun özünü bilmediğim ve araştırmadıgım anlamına gelmez ama :)

Bu arada ben bu yazdığım konuyu internetten degil yazılı kaynak kitaplardan okuyarak edindim. ..

Bir zamanlar gönüllü olarak engelli bireyler için öğretmenlik için rehberlik ve bilişim dersi verdiğim doğrudur...
Ama asıl mesleğim grafikerlik...

Kaldı ki ben bu işten para kazanmıyorum özel ilgi alanım parapsikoloji......

Ama şunu söyleyebilirm Bildiğimiz hiç bir şeyi bilmiyoruz....Dogru degil demekle inkar etmekle yada bir düşünceyi sapkınca savunmakla gerçek bulunmuyor. .... Hayat bir sır sadece inançlarımız bize bırakın sırlı yolda yoldaş olabilir... Evren bitene kadar degişim vardır...
 
Son düzenleme:

makssenberg

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
384
Tepkime puanı
396
bahsettiğim sey dogru fkt şu noktada size katılıyorum ...lilith yazacakken Eva demişim :)

Ama şunu söyleyebilirm Bildiğimiz hiç bir şeyi bilmiyoruz....Dogru degil demekle inkar etmekle yada bir düşünceyi sapkınca savunmakla gerçek bulunmuyor. .... Hayat bir sır sadece inançlarımız bize bırakın sırlı yolda yoldaş olabilir... Evren bitene kadar degişim vardır...
Bilimde, hakkında hiç bilmediğimiz konular da vardır, az bildiğimiz de vardır kesin bildiğimiz şeyler de. Medyanın bilimsel çalışmaları olduğu gibi değil de püpülizmle lanse etme şekli yüzünden halkın neredeyse tamamı bilimin ciddiyetinin farkına varamadı. Dediğim gibi lilith ile al karısının zerre alakası yok, bu kişisel görüşüm değil. Objektif bakış açısıyla yaklaşıyorum her şeye. Al karısının yokluğu hakkında elimde kanıt olmadığı için "al karısı kesinlikle yoktur" demiyorum ama neden mantıksız olduğunu anlatıyorum. Amacım hakikatı öğrenmek. Bundan dolayı kendi teorim de olsa yalnızca doğrulamak için değil yanlışlamak için de uğraşırım ki hakikate daha fazla yaklaşabileyim. Size de tavsiye ederim.

Al karısı üstünde biraz daha düşündüm. Al basmasının doğum sonrası zayıflayan bağışıklık sistemi yüzünden vücudun bakterilere daha açık hale gelmesi kaynaklı bir enfeksiyon sonucu yükselen ateşle görünen halüsinasyon olduğu hakkında bir doktor görüşü gördüm az önce. Vakaların eski zamanlara göre azalmasını da hijyende ve tıpta müthiş ilerlememize bağlıyor yani kendi içinde çok tutarlı görünüyor. Bu teori üzerinde düşündüm ve şunları belirtmeliyim: Al karısı hikayelerinde görülen görüntülerde bir yamukluk olduğunu falan duyarsınız, mesela az önce bir arkadaşımız, ablasının eşi suretindeki bir varlığın gömleğindeki düğmelerin çaprazlama iliklenmiş göründüğünü anlattı bana. Halüsinasyonlarda ve uykuda beyin normalde kişinin hayatında olan nesneleri ve kişileri simüle ederken kopyalama hatası yapar sık sık. Mesela uykuda zıplayamazsınız bu bir ilkel simülasyon örneğidir. Arkadaşın ablası da gömleği düzgünce simüle edememiş görünüyor. Ve halüsinasyonlarda bilinçaltı çok önemlidir. İnançların bilinçaltına çok önemli bir etkisine bir örnek vereyim: https://www.gizlimabet.com/konular/ruyada-onu-farkettigimde-saldiriya-ugradim.34311/#post-314192
 
Son düzenleme:

wellness

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Mar 2020
Mesajlar
17
Tepkime puanı
14
Yıllarca işittiğimiz ve okuduğumuz bu olayların artık günümüzde azaldığını görmek çok garip.
Mesela dna testinin yaygınlaşması ile aile içindeki ensest ilişkilerin ve köy içindeki tecavüzlerin cinler tarafından yapıldı uydurması masalı artık kısmen yok olmuş durumda.
Sara nöbeti geçiren birine cin girdi demek gibi.
Yani bilim geliştikçe her şeyin cevabı verildikçe bu anlatılar sadece hikayeden ibaret kalıyor. Gerçekten yaşayan var mı yada gören duyan var mı bilemem.
Ama eski zamanlı anadolu halkının hiç de masum olmadığını yavaş yavaş anlıyoruz.
 

tuanadolunay

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Tem 2011
Mesajlar
234
Tepkime puanı
255
Konu eskide kalmış ama bu yazıları yeniden okudum. çoğunu unutmuştum. Bence yeni hikayeleriniz veya efsaneleriniz varsa buradan devam ederek yazmalıyız. Konu bir sürü anlatı biriktirmiş.

Okuyunca benimde bizim köyle ilgili aklıma gelen bir efsane var. Köyün yaşlıları anlatıyor. Köyde bir düğün alayı yapılıyormuş. Düğün alayının ne ile karşılaştığını bilen yok. Düğün alayı taşa dönüşmüş günümüzde taşaların bir çoğu silinmiş ama sandıkların şekilleri ve sandıklara bağlanan halatlar bile belli oluyordu. Çocukken bu kayaların yanına çok giderdim. Düğün alayının başına ne geldiğini kimse bilmiyor.
 

düşünen ve inanan

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
702
Tepkime puanı
1,221
Vakti zamanında 14 yaşında ortadan kaybolan akrabamı bulmak için son çare hoca çağırıyorlar. Hoca diyor ki ya hamile bir kadın ya da renkli gözlü 9 yaşını almamış bir erkek çocuğu getirin. Çocuk da babam. Suya baka baka trakyadan güney doğu anadoluya kaçan akrabımı elleriyle koymuş gibi buluyorlar.
 

Maximillian

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Nis 2021
Mesajlar
262
Tepkime puanı
244
Bilirsiniz eski köy insanlarının dilinde cinlerin insanlara göründüğü söylenir. Şahsen size eski insanların ağzından dinlediğim birkaç olayı derleyip paylaşmak istiyorum. :)
Şahıs isimlerini değiştirerek kullanacağım.

Annem küçükken köyde bir olay yaşamış bu yüzden ilk olarak bunu anlatayım. Annemlerin ev köyün sonunda bulunduğundan aşağı karanlık yerlere daha yakınmış. Annem bir gece uyanıyor ve tuvalete kalkıyor. Eskiden köylerde tuvaletler dışarıda olurdu bilirsiniz. Neyse kalkıyor ve kapıya çıkıyor. Az ilerledikten sonra bir bakıyor ki aşağı karanlık yoldan birşey ona doğru geliyor. Annem tabi telaşlanıyor ve geri geri adım atıyor. Kapının önüne kadar geliyor. Sonra bir bakıyor ki köyün diğer sonunda oturan Mehmet abi. Mehmet abey bu saatte nerden geliyorsun böyle ne işin var aşağılarda diyor. Mehmet'de karşı köyden geldiğini söylüyor. Sonra tabi tepkisiz annemi geçip gidince seslere uyanan nenem kapıya çıkıyor. Anneme kızım kimle konuşuyorsun sen gece gece diyor. Annemde tabi hala korktugu ıcın hala telaşlı bir şekilde Fadime bibinin oğlu geçti diyor. Nenem ilkten anlamıyor tabi birden çok oğlu var çünkü Fadime'nin. Bu saatte napıyormuş burada diyor nenem ve annemde karşı köyden geliyormuş diyor. Kızım bu saatte cesaretmı edebılır oradan buraya yurumeye senı kandırmıstır dıyor, hangı oglu gıdım sorayım yarın napıyormus burada dıye. Annemde Mehmet abı dıyor ama nenemde duzeltme geregı duyuyor. Annemde ısrarla Mehmet deyınce nenem geçen ay öldü ya kızım dıyor ne Mehmet dıye tutturdun dıyor. Annemın kafaya bırden dank edınce orada dusup bayılıyor. Gozunu sabah acıyor. Annem bunu anlatınca o korkuyu yasamıscasına anlatmıstı aklımda kalan hıkayelerden bırıdır.

Bu hıkayeyıde nenem anlatmıstı. Eskıden ahırlarda atlara musallat olan melekeler (boyle derler bızım koylerde) varmıs. Cogu gece atları rahatsız edıp gecelerı ahırın ıcınde koşturarak yorarlarmıs. Tabi sabah olduğunda ise yorgun atlardan verım alamayınca köylulerın tepesı atarmıs. Bır gece atların huysuzlandıgını duyan nenem kalkmıs ahıra ınmıs. Kapıyı bır acmıs ki ne gorsun atlar nefes nefese kosturup duruyorlar. Neyse gırmıs ıcerı atları tutmus bır guzel baglamıs. Bır bakmıs kı atın bir tanesinin yelelerı (sacları) hep örülü. Kör düğüm atılmış. Neyse nenem yelelerdeki düğümleri zar zor çözmüş( cogu zaman kesmek zorunda kalırlarmıs). Atların ıplerınede bakıp tekrar kapıyı kıtlemıs ama kıtledıgı gıbı ıcerden kapıya tekme tokat nasıl gum gum vurmuslar gelın bırde rahmetlıden dınleyın.. Nenemde atlar ıpını koparıp cıfte felan attıgını sanmıs. Tabı gıtmıs rahmetlı dedemı uyandırmıs. Hele Mursit gel su ahıra ınekte atları baglayak gerı benım gucum yetmez dıye dedemıde ındırmıs. Kapının onune geldıklerınde yıne bır kızıl kıyamet gum gum pat pat dıye kapıya vurmus ama kapı ne bıcım sallanıyor tabı bu sıra. Sonra neyse dedemde demıs bu atlara noluyor boyle dıye kapıyı yavasca acıyor. Bır bakıyorkı nenemle bırlıkte atlar hala nenemın bagladıgı yerde baglı ve o bagladıgı yerde kapıya cok uzak. Tabı ıkısıde sasırıyor oyle kalakalıyor. Kapıyı kapatıp yukarı cıkıyorlar. Sabahta anlatıyorlar tabı boyle boyle sohbet konusu oluyor. Her hanede oldugu gıbı.

Çok var böyle hikayeler melekelerin kız kaçırması, bir adamın meleke yakalaması vb. Eski ınsanlardan dınlemesı guzel oluyor. Inanıp ınanmamak mesele degıl o anlattıklarında ki ortamın havası yetıyor. :)


Lilith 2. paragraftaki olay lilith olayı halk dilinde alkarısı denir güzel hikaye anlatılmaya değer
 
Üst