Ori
Kayıtlı Üye
- Katılım
- 18 Ocak 2010
- Mesajlar
- 3,255
- Tepkime puanı
- 3,153
Enerji alanı görme tekniği 1 konusuna gitmek için tıklayın.
Prana ile nefes neredeyse aynı şeydir. Havada bulunan pranayı içimize çekmek için nefes alıp veririz. Derin derin burundan alınan nefes prananın enerji kanallarından akışını sağlamaktadır. Burundan alınan nefes ağızdan verilir. Nefes alış verişleri acele etmeden derin ve sakin bir şekilde olmalıdır. Bu teknikte özellikle nefes egzersizlerini kullanmamız uygun olacaktır. Nefes alış şeklimizin enerji alanları üzerindeki etkisini görmek ve enerji seviyesini yükseltmek için bu çalışma uygun olacaktır.
Bu çalışmada nefesin dışında doğal taşlar da kullanabilirsiniz. Hangi doğal taş olacağının çok büyük bir önemi bulunmuyor. Şekli ya da rengi de önemli değil. Tercihen kristallerin kullanılması uygundur.
Bu çalışmayı ister birinci teknikle birlikte, isterseniz de birinci teknikle kendinizi geliştirdikten sonra ayrı bir yöntem olarak kullanabilirsiniz. Ritmik bir şekilde nefes alıp verin. Burundan derin bir nefes alın, birkaç saniye bekledikten sonra ağızdan nefesi verin. Birkaç saniye bekledikten sonra yine burundan nefes alın. Bu şekilde nefes almaya devam edin. Kristali elinizde tutun. Kristali tuttuğunuz elinizin bileğini kavrayın. Başparmağınız avuç içinizin olduğu yüzdeki bileğe gelsin (ying bölgesi). Diğer dört parmağınız elinizin üst kısmına gelen bilek kısmına yerleştirin (yang bölgesi). Nefes alış verişlerinizi düzene oturttuktan sonra gözlemlemeye başlayın. Mümkün olduğu kadar beklentisiz olarak çalışmanızı yapın. Kontrol etmek yerine beklentisiz bir şekilde sadece gözlem yapın. Enerjiyi görmeye başladıktan sonra, enerjiyi kontrol edebilirsiniz. Düşünceleriniz ve duygularınızla enerjiyle oynayın. Bu çalışmada enerjinin kuvvetlendiği ve daha güçlü bir şekilde ortaya çıktığının farkındalığına varabilirsiniz.
Sürekli olarak yoğun bir renk cümbüşünün olduğu bir ortam düşünün. Bu ortamda sesler, gürültüler, binlerce insan ve onlara bağlanmış rengarenk ışıklar var. Bunlara ek olarak binlerce duyguyu, binlerce düşünceyi de hissediyor, duyuyor ve görüyorsunuz. Bu durum bizim bilincimizin algılayamayacağı bir durumdur. Bilincimiz yalnızca + - 7 veriyi algılayabilmektedir. Veriler çok olursa belli bir süre sonra uyarıcılara karşı kendimizi kapatırız, duymaz, görmez ve hissetmez oluruz. Aynı şekilde etrafınızda sürekli olarak hastaların olduğunu, kötü duyguların sürekli anlatıldığını, kötü düşüncelerin sürekli söylendiğini düşünün. Ölülerin enerjilerini görebildiğinizi hayal edin. Buna ne kadar dayanabilirdiniz? Bunlardan kaynaklı olarak artık enerjileri görme yetimizi kapatmış olduk. Doğal yeteneğimizi gerilettik ve bir yerlere sakladık. Şimdi kontrollü bir şekilde bu yetimizi yeniden canlandırabiliriz. Tek yapmanız gereken inanmak ve denemek.
Aura ve enerji alanlarının temel düzeyde birbirinden farklı olduğunu yukarıda belirtmiştim. Enerji alanlarını görebildiğimiz gibi auraları da görebiliriz. Auraları görmek önemli olduğu gibi, auramızdan yansıyan renklerin ne olduğunu da bilmemiz gerekir. Renklerle ilgili farklı kitapları da okuyabilirsiniz; çok küçük farklar olsa da temelde hepsi renklerin anlamlarını benzer şekilde betimlemişlerdir. Bazı toplum ve kültürlerde renklere biçilmiş sosyolojik anlamlar da vardır. Beyaz bir toplumda düğünü anlatırken, başka bir toplumda cenazeyi anlatabilir. Bizim burada anlatacaklarımız toplumların renklere biçtikleri anlamlar değil, renklerin evrensel enerjilerinin ortak anlamlarıdır. Biz onlara anlam yüklediğimiz için enerji vermezler, kendilerinin enerjileri olduğu için renkleri kullanırız.
Kadim Bilgelik Ezoterik Şifa - Urum
Prana ile nefes neredeyse aynı şeydir. Havada bulunan pranayı içimize çekmek için nefes alıp veririz. Derin derin burundan alınan nefes prananın enerji kanallarından akışını sağlamaktadır. Burundan alınan nefes ağızdan verilir. Nefes alış verişleri acele etmeden derin ve sakin bir şekilde olmalıdır. Bu teknikte özellikle nefes egzersizlerini kullanmamız uygun olacaktır. Nefes alış şeklimizin enerji alanları üzerindeki etkisini görmek ve enerji seviyesini yükseltmek için bu çalışma uygun olacaktır.
Bu çalışmada nefesin dışında doğal taşlar da kullanabilirsiniz. Hangi doğal taş olacağının çok büyük bir önemi bulunmuyor. Şekli ya da rengi de önemli değil. Tercihen kristallerin kullanılması uygundur.
Bu çalışmayı ister birinci teknikle birlikte, isterseniz de birinci teknikle kendinizi geliştirdikten sonra ayrı bir yöntem olarak kullanabilirsiniz. Ritmik bir şekilde nefes alıp verin. Burundan derin bir nefes alın, birkaç saniye bekledikten sonra ağızdan nefesi verin. Birkaç saniye bekledikten sonra yine burundan nefes alın. Bu şekilde nefes almaya devam edin. Kristali elinizde tutun. Kristali tuttuğunuz elinizin bileğini kavrayın. Başparmağınız avuç içinizin olduğu yüzdeki bileğe gelsin (ying bölgesi). Diğer dört parmağınız elinizin üst kısmına gelen bilek kısmına yerleştirin (yang bölgesi). Nefes alış verişlerinizi düzene oturttuktan sonra gözlemlemeye başlayın. Mümkün olduğu kadar beklentisiz olarak çalışmanızı yapın. Kontrol etmek yerine beklentisiz bir şekilde sadece gözlem yapın. Enerjiyi görmeye başladıktan sonra, enerjiyi kontrol edebilirsiniz. Düşünceleriniz ve duygularınızla enerjiyle oynayın. Bu çalışmada enerjinin kuvvetlendiği ve daha güçlü bir şekilde ortaya çıktığının farkındalığına varabilirsiniz.
Sürekli olarak yoğun bir renk cümbüşünün olduğu bir ortam düşünün. Bu ortamda sesler, gürültüler, binlerce insan ve onlara bağlanmış rengarenk ışıklar var. Bunlara ek olarak binlerce duyguyu, binlerce düşünceyi de hissediyor, duyuyor ve görüyorsunuz. Bu durum bizim bilincimizin algılayamayacağı bir durumdur. Bilincimiz yalnızca + - 7 veriyi algılayabilmektedir. Veriler çok olursa belli bir süre sonra uyarıcılara karşı kendimizi kapatırız, duymaz, görmez ve hissetmez oluruz. Aynı şekilde etrafınızda sürekli olarak hastaların olduğunu, kötü duyguların sürekli anlatıldığını, kötü düşüncelerin sürekli söylendiğini düşünün. Ölülerin enerjilerini görebildiğinizi hayal edin. Buna ne kadar dayanabilirdiniz? Bunlardan kaynaklı olarak artık enerjileri görme yetimizi kapatmış olduk. Doğal yeteneğimizi gerilettik ve bir yerlere sakladık. Şimdi kontrollü bir şekilde bu yetimizi yeniden canlandırabiliriz. Tek yapmanız gereken inanmak ve denemek.
Aura ve enerji alanlarının temel düzeyde birbirinden farklı olduğunu yukarıda belirtmiştim. Enerji alanlarını görebildiğimiz gibi auraları da görebiliriz. Auraları görmek önemli olduğu gibi, auramızdan yansıyan renklerin ne olduğunu da bilmemiz gerekir. Renklerle ilgili farklı kitapları da okuyabilirsiniz; çok küçük farklar olsa da temelde hepsi renklerin anlamlarını benzer şekilde betimlemişlerdir. Bazı toplum ve kültürlerde renklere biçilmiş sosyolojik anlamlar da vardır. Beyaz bir toplumda düğünü anlatırken, başka bir toplumda cenazeyi anlatabilir. Bizim burada anlatacaklarımız toplumların renklere biçtikleri anlamlar değil, renklerin evrensel enerjilerinin ortak anlamlarıdır. Biz onlara anlam yüklediğimiz için enerji vermezler, kendilerinin enerjileri olduğu için renkleri kullanırız.
Kadim Bilgelik Ezoterik Şifa - Urum
