El vermek

mütercim

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Eyl 2018
Mesajlar
2
Tepkime puanı
4
Merhaba. Benim ananem ben 14 yaşımdayken bana el vermişti. Ama bunun ne işe yaradığı hakkında bilgim yok. Belki de geçersiz bir şeydir. Ananem yılancık kesiyordu ve hasta olan birinin ağrılarını geçirebiliyordu. Bu el vermek olayı hakkında bana bilgi verebilir misiniz? İnternette vs pek bir bilgi bulamadım.
 
Ü

Üye silindi 58480

El vermek demek yetki vermek demektir.
El veren kisinin yetkilerini, yontemlerini, kabiliyetlerini, tayfasini, imkanlarini, hizmetcilerini kullanabilirsiniz demektir.

14 yasinda el aldiysaniz bu size el veren kisinin ilmen cok yuksek oldugunu gosterir. Sizin belki burnunuz surtecek, belki alakasiz islere yoneleceksiniz ama illa vakti geldiginde sevk-i kader ile asil misyonunuz ile bulusacaksiniz demektir. Insanlardaki istidadi erken gorebilen kisiler el verebilirler. Mimar Sinan bunun bir ornegidir. Bazi yonleri hala bilinmiyor.

Size verilen ele gelince, bana oyle geldi ki opmeniz icin de verilmis te olabilir. Cok fazla ustunde duymayin. Boyle olaylar kisilerin yonlendirmesinden ziyade kaderin itina ile butun yollari tek bir kapiya cikarmasi ile anlasilir.
 

taroh

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Tem 2017
Mesajlar
534
Tepkime puanı
222
ben de el vermek kavramını duydum ama el verme aşama sı nedir bilmiyorum.
 
Ü

Üye silindi 58480

El vermek cok farkli sekillerde olabilir.
Bir ritueli var midir bilmiyorum. Ancak benim duyduklarimdan ve Kuranda derleyebilecegim kadari ile ,

Cirak ustasinin yaninda piser. UStasi ya olum doseginde iken, ya da ayrilik vakti geldiginde artik ciragina, bir usta oldugunu net olarak telkin eder ve kendisindeki ilmin ve ihsanin hurmetine ona kendi nefsi uzerinden kefil olur. Bu cok buyuk bir manevi destek ile tesviklendirmedir ki cirak artik guvenini pekistirmis olur. Bu guven manevi boyutta belki de cook eskilere kadar dayanan bir silsilenin istikrarindan gelen sarsilmaz bir sir olabilir ki ne bozulmasi ne kirilmasi mumkundur.

Hz. Musa ilim sahibi kul ile kisa bir yolculuk yaptiktan sonra el almis oluyor. Cunku hayata ve imtihan dunyasinin sirrina iliskin cok yuksek bir perdeden bakabilme perspektifi kazaniyor ve el aldiktan sonraki hayatina baktigimizda panik ve urkek halleri uzerinden kalkiyor.



Hz. Musa Allahin belki de en sempatik kuludur. Kuranda beden dili en cok anlatilan peygamberdir. Allahin ona karsi hitabet sekli incelendiginde Hz. Musanin ozel bir yeri oldugunu anliyoruz. Mesela Allah soruyor : Elindeki NEdir ? O da asamdir diyor. Allah yere at onu diyor. Musa yere atiyor ve yilan oluyor Asa. Kuranin dili ile : Musa aninda arkasini donerek kacmaya basliyor : )) MAsallah .. Tatliliga bakiniz. Allah , Ey musa bizim kullarimiz senin gibi korkmaz al o yilani eline diye 2. bir vahiy bildiriyor ve Musa bir anda kosmayi birakip gidip yilani tutuyor bir anda icinde olusan iman gucu ile.

Cok fazla orkek var, mesela bir kavgayi ayirmak isterken istemeden de olsa yumruk atiyor ve bir tarafi olduruyor. Simdi niyeti tamamen iyi. Ama Basi beladan kurtulmayan ve hiperaktif ve panikatak bir beden dili oldugunu goruyoruz. O yuzden cok cabuk heyecana kapilan dinamik bir yapisi oldugunu anliyoruz. Cok fazla ornek vardir Hz. Musanin disa vurumlari ile ilgili.

Ama Hizirdan el aldiktan sonra hallerini duzeltiyor ve daha tevekkullu daha otoriter ve makul bir hale geliyor. Allah onun icin sevgi yarattik kalbinde diyor. Yani normalde cabuk parlayan ve sabirsiz insanlarin kabul gormesinin tek bir olmazsa olmazi vardir : SEvgi. Allah olaganustu sempatik bir hal vardik diyor Musa icin.

Simdi bu mubarek kul Hz. Hizirdan el aliyor. Ve hal ve hareketlerini Allahin en sonunda razi olacagi hale getiriyor. Tabi burda en onemli olan sey Allahin dilemesi uzerinden el aliyor.

O yuzden ben de diyorum el almak kaderdeki bir olaydir. tum yollar sizi tek bir kapiya cikarmiyorsa el aldim diye sevinmeyiniz.
 

Kahrunum

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Eki 2015
Mesajlar
23
Tepkime puanı
17
İyi akşamlar. Açıklamalarınız için teşekkür ederim, merak ettiğim bir konuydu ve yanıtlarınız benim için oldukça aydınlatıcı oldu ama bir yerde okuduğum ve bilmek benim için önemli olduğu için bilginiz dahilindeyse bu konuda bir şey de ben sormak istiyorum. El verme kişiyi denemek, kişideki farklılıkları ve ilerlemeyi takip etmek, kişide var olan bir takım şeyleri ortaya çıkarmak maksadıyla süreli olarak verilebilir mi yoksa kişiye belli aşamalardan sonra tam bir itimatla süresiz şekilde mi verilir? Ve el verme olayının gerçekleşmesi için ustanın illa ölüm döşeğinde olması ya da kişiden ayrılması mı gerekir?
 
Ü

Üye silindi 58480

Bazi ilimler dunya tarihi boyunca gizli kalmistir. Rukye gibi. Oyle rukye ustalari vardir ki karniniza 1 metreden bosaltilan bir sarjorden sonra oyle bir rukye yaparlar ki ic organlariniz bir anda isinir, kaynasir ve zaten her bir ic organ akilli tasarimin akilli calisan memurlari gibi is gordukleri icin bir anda eski hallerine gelirler. Kanamanin durrmasi, yaralarin iyilesmesi gibi kendiliginden bir surec oyle hizli tepki verir ki rukyenin transina girip sanki ilahi bir operasyonla yaralar, delikler bir anda kendi yirtildiklari yerdeki dokularla dikilmis olurlar.


Simdi bu komik gelebilir. Ama Bagisiklik sisteminin biz son basamagini biliyoruz tipta. Rukye ile bu sisteme hiz asirttirilabilir. Rukye okunmus birine kursun bile zarar veremeyebilir.

Rukye okunmus askerler savasa giriyorlar mesela. Savas bitiyor. Asker atindan inip ganimet toplamaya niyet ediyor ama yere basamiyor. Ayagi ta baldirindan kopmus megerse. Yere yigiliyor ilk hamlede. Belki cok kritik hamleler yapti savasi kazandirmak icin at ustunde ama ayaginin koptugunu bile anlamadi. Bir baskasi hancerine davranmak istiyor, davraniyor davraniyor ama hancer belinde hala. Bir de bakiyor ki kolu yok ! ne ara koptu o da bilmiyor. ISte rukye boyle bir sahadet makami tedavisidir. Ayette : Siz onlari olur sanirsiniz ama onlar diridirler diyor sehitler icin .

Yani sonuc sirlari kesvedilmemis cok fazla ilim vardir ve bu ilimler icin sadece dua okumasi da yetmez. Secilmis ve evrenin kuvvetlerinin ve kerametlerinin kiside karar kilmis bir bilince ulasmasi gerekir. Melekler ve sifaci cinlerin destegini almak gerekir. Bu destegi Allahin birinci dereceden iman suuru uzerinden kullanabilmek ve katiksiz bir hanif hal ile Arinmis olmak gerekir. Ozel tarihlerdeki semavatin belli kapilari acikken ruh uflenmis olunmasi gerekir. Herkez sifaci olamaz. Cunku kerkez baskasina sifa verdigi zaman o kisinin negatifini emip onu absurde etmeyi basaramaz. Insan ilgi odagi olmayi sever. Ilgiyi cezbetmeyi sever. Bu ise sifaciligin 1 numarali putudur.
 
D

DAİMON

Her şey için teşekkürler dennise. Söylediklerinden fazlasıyla istifade ettim. Uzun zamandır duymak isteyipte, bulamadığım şifa ve rukye ile ilgili güzel bir bilgilendirme yazısıydı. Sevgi ve bereketle kalınız.
 

taroh

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Tem 2017
Mesajlar
534
Tepkime puanı
222
rukyeyi çoğu insan yanlış anladığını düşünüyorum.kuran tamamen şifadır.peygamberler ayetleri vahiy yolyla bize tebliğ etmişlerdir.yani peygemberin duasının tesiri ile hiç namaz kılmayan bir peygamber kadar inanmayan kişinin birine duası bir olabilir mi?bu rukye vb gizli ilimlerle tesir edebilen insanların manevi güçlerini kuran ile şekilde doğru biçimde arttırdığı için böyle şeyler olabileceğini düşünüyorum. kimi insanlar doğuştan medyum gibi özellikler ile gelmiş olabilir. fakat bu şey gibi dünyada bir sürü zenci beyaz insan var neden aralarında bir yada iki kişi koşuda olimpiyat şampiyonu olabiliyor.çünkü dünyaya siyah yada beyaz gelmek önemli değil önemli olan kendini geliştiebilmek.
 
Üst