Dünyamızı Yeniden Yapılamak

aris

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Tem 2008
Mesajlar
660
Tepkime puanı
142
DÜNYAMIZI YENİDEN YAPILAMAK

Bizler kendi dünyalarımızın baş aktörleriyiz. Kendi yaşamımızı yenilemek, değişmek hatta değiştirmek için burada olduğumuzu hiç düşündünüz mü ?
Şu anda gezegende bu değişimi sağlamak için bulunuyoruz ve bu değişme/değiştirme kapasitesine de doğuştan sahibiz. Zaten pek çoğumuzun derin şuuraltında bu zaman/mekan kesitinde, gezegen enerjilerinin yükseltilmesi için yapılacak çalışmalara katılmakla ilgili verilmiş bir söz var. Gezegenimizin bu kritik günlerde daha fazla sayıda, kim olduğunu, ne olduğunu bilen insanlara ihtiyacı var.

Özümüzde ruhsal ışığın bir kartal gibi özgür yansıtıcıları olan bizler kendi üzerimizde çalışmalar yaparak bu olağanüstü ve heyecan verici oluşuma bilerek, isteyerek, tüm varlığımızla katkıda bulunabiliriz.

Sözü edilen değişim oldukça köklü bir değişim ve bizi titreşimlerimizin seviyesini yükseltmeye çağırıyor. Hücre yapımızı yenilemek, şeffaf düşüncelerle dolu bir yaşantıya geçmek, şeffaf düşünce ve eylemlerimiz nedeniyle adeta hücrelerimizi kristalleştirmek, evren enerjilerine tıpkı bir ayna gibi iyi bir yansıtıcı olabilmek, DNA sarmallarımızı pozitif düşüncelerimizle yapılamak ve ölçüm aletlerimize sığmayan bu görünmeyen ışık ipliklerinin sisteme dahil olduklarında yeni oluşan yapının neye benzeyeceğini deneyimlemek; bu çağın insanı olarak bizim en doğal hakkımız…
Bu değişim ve yenilenme yine bizim bakış açımıza göre kolay ya da zor olabilir. Değişim bir serüven gibi eğlenceli, yenileyici ve rahatlatıcı da olabilir. Bu kritik noktada değişimin zorlayıcı etkilerini azaltabilmek için yargılarımızı kontrol altına almak kavramına çok önem vermeliyiz.

Yargı sistemimizde köklü bir değişiklik olmadığı takdirde değişimden söz etmek hayal olur. Yunus Emre, ‘Yaradılanı Hoş gör Yaradandan Ötürü’ derken, insanları yargılamaktan ve onları kendi şablonlarımızı kullanmaya zorlamaktan vazgeçmediğimiz sürece yetmiş iki millete tek gözle bakamayacağımızı ifade etmek istemişti.

Kaynak hepimiz için Bir. Her şeyin kökeni aynı kaynağa bağlıdır. Dünyada yaşarken farklı kişiliklere sahip olduğumuzdan gerçeğe giden çok çeşitli yollara da ihtiyacımız var. Aslında doğru ya da yanlış yol da yoktur. Farklı ihtiyaçlar, farklı anlayışlar, farklı realiteler vardır. Bu gezegen henüz üzerinde yaşayanları tek bir hakikate ulaştıracak düzeyde değil! Bu yüzden çokluğu ve farklı anlayışları bir çeşni, bir tat, bir renk, bir titreşim skalası ayrıcalığı olarak kabul etmek daha kolay olabilir…

Her birimiz farklıyız ne güzel! Her birimiz bilgiyi farklı süzgeçlerden geçiriyoruz. Bu noktada yapılacak tek şey ayırt etme, algılama, herkesi olduğu gibi kabul etme kapasitemizi devreye sokarak, bilgiyi kendi süzgecimizden geçirmek ve bizde yankı bulan bilgileri alıp kullanmaktır.
alıntı
 
Üst