Valla bilim bu konuda ne der onu bilmiyorum ama benim bildiğim şey şu;kalubela denilen ruhlar aleminde var olan ruhların dünyaya gelmeden önce şimdi yaşamış olduklarımızı orda daha önce yaşamış olmalarıdır.Tabi imtihan gereği onlar bize unutturuldu yalnız yeri ve zamanı geldiğinde çok kısa süreli olmak kaydı ile bazen anımsamalar(dejavu)yaşıyoruz...Mâlik bin Dînâr hazretleri bir hâtırasını şöyle anlatır: "Bir gün toprakla oynayıp bâzan gülen bâzan ağlayan bir çocuğa rastladım. Önce çocuğa selâm vermek istedim. Fakat kibirden selâm vermedim. Hemen nefsime; "Ey nefis! Peygamber efendimiz büyüklere de küçüklere de selâm verirdi." diyerek çocuğa selâm verdim. Çocuk; "Ve aleyküm selâm, ey Mâlik bin Dînâr!" diye cevap verdi. Hayret içinde kalarak çocuğa; "Sen beni hiç görmediğin halde nasıl tanıdın?" diye sordum. Çocuk; "Ruhlar âleminde benim rûhumla senin rûhun karşılaştı. Orada bizi Allahü teâlâ karşılaştırdı." dedi. Çocuğa; "Akıl ile nefs arasında ne fark var?" diye sorunca, çocuk; "Nefsin seni selâmdan men etti. Aklın ise seni selâm vermeye teşvik etti." diye cevap verdi. "Sen neden toprakla oynuyorsun?" diye sordum. Çocuk; "Topraktan yaratıldık, yine toprağa karışacağız." dedi. Ben yine; "Seni bâzan ağlarken, bâzan gülerken görüyorum. Sebebi nedir?" diye sordum. "Rabbimin azâb edeceğini hatırladığım zaman ağlıyorum. Rahmetini hatırladığım zamansa tebessüm ediyorum." dedi. "Ey oğul! Senin hangi günâhın var ki ağlıyorsun?" diye sorunca, çocuk; "Ey Mâlik! Böyle söyleme. Zîrâ ben, anam ateş yakarken, küçük odun olmadan, büyüklerin tutuşmadığını gördüm." diye cevap verdi."
Tabi böyle olaylar herkes gibi benimde başımdan geçmiştir,top oynayan iki abiyi izliyorum birden topun başıma değdiğini ve başımında duvara değdiğini gördüm aradan beş dakka geçmediki gördüğüm olayın aynısı başıma geldi,vesselam saygı ve sevgi ile ...Emeğin için teşekkürler.