enesuynk
Kayıtlı Üye
Daren günlüğü...1#
Daren : Bilincimin mekanı , yüksek benliğimin orta noktası , tüm sorularımın ve cevaplarımın yegane merkezi .
Uzun zaman önce tarihi tam olarak anımsayamadım gecenin bir vakti meditasyon yapıyordum ve derin konularla beynimi meşgul ediyordum yani herkes kendi sorularıma cevaplar arıyordum desek daha doğru olur . bu meditasyon sırasında (nasıl olduğu hakkında hiç bir fikrim yok ) bir anda kendimi bir evde buldum pencereden uçsuz bucaksız karanlığı izliyordum bulunduğum ortam hem o kadar tanıdık hem de bir o kadar da yabancıydı benim için . ne yaptığımı bilir gibi tavrım olsa da olay hakkında hiçbir fikrim yoktu yağmur damlarının tavanda çıkardığı sesler eşliğinde durumu anlamaya çalışıyordum sadece , bir süre böyle devam etti ta ki ardından gelen şimşek karanlığı bir anlık aydınlatana kadar . karşımda duran ağaçların altında beni izleyen bir çift göz ortamın bütün havasını bozdu . şimşeğin ardından karanlık az da olsa gözümde daha net belirdi . her haliyle bana benzeyen o şey bütün ciddiyetiyle gözlerini bana dikmiş bakıyordu . bana benzemeyen tek yönü bakışları olan bu şeyin beni şaşkınlık ve ürperti denizinde boğulmak üzere bırakışını izlemeye kaldım bir an için . böyle geçen şaşkınlık silsilesi ardından kendimi biraz toplayıp yanına gitmeye cesaret etmek için dizginlemeye çalıştım . kendimi toparladığım da onun yanına gitmek için hamle yapmaya çalıştım lakin ne elim ne ayağım hiç biri sözümü dinlemez olmuştu . felçli gibi olan halim beni tekrar ürperti zindanına sürükledi ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim olmaması da bu durumu en güzel şekilde destekliyordu . ama her şeye rağmen yanına gitmeyi gerçekten istiyordum . tam o anda kendimi onun yanında buluverdim . aramızda sadece 2 metre vardı bu nasıl olabilirdi sorusu nefesimi kesmeye yetmiş de artmıştı bile kalbim vücudumdan bağımsız atışı yağmur sesini bastırıyordu adeta . o hala bütün soğuk kanlılığı ve ciddi bakışıyla beni göz hapsinde tutmaya devam ediyordu . ne yapacağımı bilemezken gözlerimi demin önünde durduğum pencereye çevirdim . bir dakikalık şaşkınlık ardında gördüğüm görüntünün tanıdık oluşuna şahit oldum bu pencereli ev görüntüsünü nereden hatırladığımı bulmuştum . yaklaşık 1 buçuk yıl önce durugörü çalışmamda gördüğüm hemen aklıma lakin gördüğüm görüntüde pencerenin önünde biri vardı . şaşkınlığımın dalgaları asarında yaşam savaşı veriyordum adeta . bütün sessizlik bir anda onun sesi ile bozuldu .
sevecenlikten nasibini almamış o ses bütün şaşkınlığımı ürpertiye çevirdi ..
-Şaşırtıcı değil mi ?
Nasıl bir cevap vereceğimden zerre kadar düşüncem yoktu sadece donakalmış bir şekilde ona bakıyordum . suskunluğum adeta yağmur sesine karışmış ve bütün yalnızlığım da beni izliyordu . Yine ciddi bir tonla bu sessizliği darmadağın etti .
-O görüntüdeki kişi sendin .
şaşkınlığımı bir kenara bırakıp bütün gücümle bir şeyler söylemeye çalıştım . bu tahmin ettiğimden de zor bir şeydi .
- Ne ? ... Nasıl ?
Afallamamı görmüş olsa gerek ki çok hafifçe gülümsedi . O an kendimi aptal yerine konulmuş gibi hissettim . Kendinden emin tavrını hiç değiştirmeden bir sonraki cümlesiyle beni yine soru işaretlerine içine attı .
- Aramızdaki bağdan dolayı gözümden görüntüler görmen doğal .
Yine afallamıştım söylediği her şey beni soru işaretleri bataklığında biraz daha derine batırıyordu . olayların o kadar fransızdım ki bu beni çileden çıkarmıştı . yağmur artık sinirimi bozmaya bile başlamıştı bir an . Bir an bütün bu olanlardan habersiz oluşumun verdiği iteklemeyle sert bir çıkış yaptım ses tonum olduğundan daha kalındı yüksek bir sesle karşılık verdim .
- Neler oluyor burada ?!!!
Cümlemin ardından yine o anlamsız anlık gülümsemeyi gerçekleştirdi . gözlerini benden hiç ayırmıyordu , sessizliğini biraz koruduktan sonra insanın içini ürperten o ses tonuyla cevap verdi .
- Siz insanlar bilmediğiniz şeyler yüzünüze vurulunca neden hep agresif tavırlar sergilersiniz ki .
cümledeki hayıflanma içimde utanç bayraklarının dalgalanmasının tek sebebi oldu . kendimi mahcup hissedişim bir cevap veremememi destekledi adeta , bende sadece sustum . Bu suskunluğun oluşturduğu bir anlık zaman diliminde dikkatimi biraz daha verip daha fazla sorularla karşılaştım .
Burası neresi ?
Bu evde neyin nesi ?
Karşımda duran ve bana oldukça benzeyen , bakışlarıyla beni ürküten bu adamda kim ?
Ve en önemli soru neden buradayım ?
bu soruların cevabını bulmak için beynimi zorluyordum adeta , kafamın uyuşmuş hali buna engel oluyordu . bir anda buraya gelmem , bu kişiyi görmem nasıl bir şeydi , bir an için meditasyon yaptığım aklıma geldi sanırım uyumuş olmalıydım garip bir rüyanın içine düşmüş olabileceğim fikri şuan için en mantıklı fikirdi . rüyadan uyanmak istedim , koluma çimdik atmak geldi aklıma düşünür düşünmez sağ elimi sol koluma götürdüm . ne kadar çimdik atmaya çalışsam da bir türlü acı yada benzeri bir his duymadım bunun üzerine kafamı kaldırıp ona baktım . Yine beni aptal yerine koyan gülümsemeye şahit oldum . sinirlendim ama elimden bir şey gelmiyordu . ufak çaplı bir çaresizlik okyanusunda buldum kendimi . Ne yapacağımı bilmiyordum . Elimden gelen tek şey kendimi olaya bırakmaktı , hissiyatımı anlamış olmalı ki sessizliğini bozdu ve ciddi tutumuyla ağzından birkaç kelime çıktı .
-Benimle gel .
Bu cümleyi sarf eder etmez arkasını arkasını dönüp yavaş adımlarla ilerlemeye başladı . içimden yapacak başka bir seçeneğim olmadığını düşünerek peşinden gitmeye karar verdim . Ama bir sorun vardı ayaklarımı oynatamıyordum . Pekte hoş olmayan durumumdan sanki önceden haberi varmış gibi arkasını dönmeden seslendi .
- Yürümeye çalışma , yürüdüğünü düşün . Aynı koluna çimdik attığın gibi .
Ne demekti bu şimdi pekte anlam verememiştim . Çimdik atarken kolum hareket etmişti ama şimdi ayağımı oynatamıyordum . Ve bunu nasıl yapacağımı pek bilmiyordum . Anlamamam da ısrar edişimi görüp arkasını gördü ve bana doğru bir iki adım attıktan sonra konuşmaya başladı .
- Çimdik atmaya çalışırken olayın sonucuna odaklandın yani sadece koluna çimdik atmak istedin böyle gerçekleştirdin . şimdi de aynı şeyi yapmalısın yürümeye çalışmamalısın yürüdüğüne odaklanmalısın .
Şaşkınlığımı üstümden atıp dediğini yapmaya çalıştım bir iki denemenin sonunda evet yürüyordum ama bir gariplik vardı . Ayaklarımı hissetmiyordum bir etki yoktu , et parçası olarak bir ağırlıkları bile yoktu sadece yürüyordum . Olayın garipliğini bir kenara bırakıp peşine takıldım .
Ağaçların arasından geçtikten sonra bir düzlüğe ulaştık eve yüz metre kadar mesafede olan bu yer toprak bir zemin gibiydi . sağ çaprazımıza doğru gidip gelen bir sokak lambası görünümünde bir ışıktan başka bir şey yoktu ortalıkta , gözüm lambada biraz daha ilerledikten sonra yolun ortasında durduk . hafifleyen yağmur ve insanı okşayan o esinti eşliğinde etrafımı meraklı gözlerle inceliyordum . etrafta karanlıkta fazla pek bir şey gözükmüyordu açıkçası .
Biraz daha bakındıktan sonra gözlerimi bir açıklama beklercesine meraklı meraklı ona diktim . tam ona kim olduğunu soracaktım ki benden önce davranıp lafa girdi .
-Şimdi beni iyi dinle . Aklındaki soruları bir kenara bırak zamanı gelince hepsini öğreneceksin . Burası neresi olduğunu öğrenmen için henüz çok erken zaten anlatsam da anlamazsın . Seni buraya getiren başlıca neden sabırsızlığın oldu . Zamanından daha önce geldiğin için burada bu kadar zorlandın , ayrıca bir daha buraya gelmeye çalışma . Zamanı gelince ben seni çağıracağım . Sormadan söyleyeyim bunun nasıl olacağını düşünme sadece olunca anlayacaksın aklını çok yorma , sabırsızlığın buraya gelme zamanını değiştirmene sebep oldu . Buraya gelmemin tek amacı seni uyarmak , kendi isteğinle buraya gelebilirsin ama ben burada olmayabilirim . İşte bu senin için büyük bir sorun olur . Bu yeri ancak rehberliğimde öğrenebilirsin o yüzden sabırlı olmayı öğren ! Benim kim olduğuma gelince bunu da zamanla öğreneceksin .
Dediklerini bir bir dinledikten sonra bunları hafızamda tutmaya gayret ettim kim olduğunu bilmediğim bu kişi ve neresi olmadığını bilmediğim bu yer hakkında bildiğim hiçbir şey yoktu . sadece soğuk bir sesle anladığımı belirmek için hafifçe kafa salladım ama dediği gibi ben çok sabırsızdım ve böyle bir yeri keşfetmek için onun bekleme düşüncesi hiç hoşuma gitmemişti . Ne zaman çağıracağı bile gizemin ta kendisiydi . Ne yapacağımı bilmeksizin şu anlık sadece dediğini yapmam gerektiğini düşünüyordum . Biraz sessizlikten sonra yine soğuk sesiyle konuşmaya başladı .
-Birazdan buradan gideceksin dediklerimi sakın unutma ve sakın buraya gelmeyi deneme !
Bunlar ondan duyduğum son cümlelerdi . bir anda her şey benden uzaklaşmaya başladı büyük bir karanlığın içine çekildiğimi hissettim her şey karardığı anda gözlerimi açtım meditasyon yaptığım yerde aynı pozisyondaydım . Her şey olduğu gibi aklımda yer etmişti . kendimi gereğinden fazla yorgun hissediyordum ama öyle bir yorgunluk değil böyle sanki vücudum dinç ruhum yorgundu . olanların etkisi ile halen kendime gelememiş olmam bir yana hayatımın bu garip deneyimi sanki kuralları ihlal etmişim gibi kendimde suçluluk duygusu oluşturmama sebep oldu . Kafamı çok yormamam gerekti aklıma geldi hazır da yorgunken biraz uyumaya çalışmak o an için mantıklı geldi ama yaşadığım olayların etkisi ile uyumam baya zaman aldığını söyleyebilirim ... Saygılarımla.
(birkaç yerde yazım hatası yapmışım , özür dilerim.)
Daren : Bilincimin mekanı , yüksek benliğimin orta noktası , tüm sorularımın ve cevaplarımın yegane merkezi .
Uzun zaman önce tarihi tam olarak anımsayamadım gecenin bir vakti meditasyon yapıyordum ve derin konularla beynimi meşgul ediyordum yani herkes kendi sorularıma cevaplar arıyordum desek daha doğru olur . bu meditasyon sırasında (nasıl olduğu hakkında hiç bir fikrim yok ) bir anda kendimi bir evde buldum pencereden uçsuz bucaksız karanlığı izliyordum bulunduğum ortam hem o kadar tanıdık hem de bir o kadar da yabancıydı benim için . ne yaptığımı bilir gibi tavrım olsa da olay hakkında hiçbir fikrim yoktu yağmur damlarının tavanda çıkardığı sesler eşliğinde durumu anlamaya çalışıyordum sadece , bir süre böyle devam etti ta ki ardından gelen şimşek karanlığı bir anlık aydınlatana kadar . karşımda duran ağaçların altında beni izleyen bir çift göz ortamın bütün havasını bozdu . şimşeğin ardından karanlık az da olsa gözümde daha net belirdi . her haliyle bana benzeyen o şey bütün ciddiyetiyle gözlerini bana dikmiş bakıyordu . bana benzemeyen tek yönü bakışları olan bu şeyin beni şaşkınlık ve ürperti denizinde boğulmak üzere bırakışını izlemeye kaldım bir an için . böyle geçen şaşkınlık silsilesi ardından kendimi biraz toplayıp yanına gitmeye cesaret etmek için dizginlemeye çalıştım . kendimi toparladığım da onun yanına gitmek için hamle yapmaya çalıştım lakin ne elim ne ayağım hiç biri sözümü dinlemez olmuştu . felçli gibi olan halim beni tekrar ürperti zindanına sürükledi ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim olmaması da bu durumu en güzel şekilde destekliyordu . ama her şeye rağmen yanına gitmeyi gerçekten istiyordum . tam o anda kendimi onun yanında buluverdim . aramızda sadece 2 metre vardı bu nasıl olabilirdi sorusu nefesimi kesmeye yetmiş de artmıştı bile kalbim vücudumdan bağımsız atışı yağmur sesini bastırıyordu adeta . o hala bütün soğuk kanlılığı ve ciddi bakışıyla beni göz hapsinde tutmaya devam ediyordu . ne yapacağımı bilemezken gözlerimi demin önünde durduğum pencereye çevirdim . bir dakikalık şaşkınlık ardında gördüğüm görüntünün tanıdık oluşuna şahit oldum bu pencereli ev görüntüsünü nereden hatırladığımı bulmuştum . yaklaşık 1 buçuk yıl önce durugörü çalışmamda gördüğüm hemen aklıma lakin gördüğüm görüntüde pencerenin önünde biri vardı . şaşkınlığımın dalgaları asarında yaşam savaşı veriyordum adeta . bütün sessizlik bir anda onun sesi ile bozuldu .
sevecenlikten nasibini almamış o ses bütün şaşkınlığımı ürpertiye çevirdi ..
-Şaşırtıcı değil mi ?
Nasıl bir cevap vereceğimden zerre kadar düşüncem yoktu sadece donakalmış bir şekilde ona bakıyordum . suskunluğum adeta yağmur sesine karışmış ve bütün yalnızlığım da beni izliyordu . Yine ciddi bir tonla bu sessizliği darmadağın etti .
-O görüntüdeki kişi sendin .
şaşkınlığımı bir kenara bırakıp bütün gücümle bir şeyler söylemeye çalıştım . bu tahmin ettiğimden de zor bir şeydi .
- Ne ? ... Nasıl ?
Afallamamı görmüş olsa gerek ki çok hafifçe gülümsedi . O an kendimi aptal yerine konulmuş gibi hissettim . Kendinden emin tavrını hiç değiştirmeden bir sonraki cümlesiyle beni yine soru işaretlerine içine attı .
- Aramızdaki bağdan dolayı gözümden görüntüler görmen doğal .
Yine afallamıştım söylediği her şey beni soru işaretleri bataklığında biraz daha derine batırıyordu . olayların o kadar fransızdım ki bu beni çileden çıkarmıştı . yağmur artık sinirimi bozmaya bile başlamıştı bir an . Bir an bütün bu olanlardan habersiz oluşumun verdiği iteklemeyle sert bir çıkış yaptım ses tonum olduğundan daha kalındı yüksek bir sesle karşılık verdim .
- Neler oluyor burada ?!!!
Cümlemin ardından yine o anlamsız anlık gülümsemeyi gerçekleştirdi . gözlerini benden hiç ayırmıyordu , sessizliğini biraz koruduktan sonra insanın içini ürperten o ses tonuyla cevap verdi .
- Siz insanlar bilmediğiniz şeyler yüzünüze vurulunca neden hep agresif tavırlar sergilersiniz ki .
cümledeki hayıflanma içimde utanç bayraklarının dalgalanmasının tek sebebi oldu . kendimi mahcup hissedişim bir cevap veremememi destekledi adeta , bende sadece sustum . Bu suskunluğun oluşturduğu bir anlık zaman diliminde dikkatimi biraz daha verip daha fazla sorularla karşılaştım .
Burası neresi ?
Bu evde neyin nesi ?
Karşımda duran ve bana oldukça benzeyen , bakışlarıyla beni ürküten bu adamda kim ?
Ve en önemli soru neden buradayım ?
bu soruların cevabını bulmak için beynimi zorluyordum adeta , kafamın uyuşmuş hali buna engel oluyordu . bir anda buraya gelmem , bu kişiyi görmem nasıl bir şeydi , bir an için meditasyon yaptığım aklıma geldi sanırım uyumuş olmalıydım garip bir rüyanın içine düşmüş olabileceğim fikri şuan için en mantıklı fikirdi . rüyadan uyanmak istedim , koluma çimdik atmak geldi aklıma düşünür düşünmez sağ elimi sol koluma götürdüm . ne kadar çimdik atmaya çalışsam da bir türlü acı yada benzeri bir his duymadım bunun üzerine kafamı kaldırıp ona baktım . Yine beni aptal yerine koyan gülümsemeye şahit oldum . sinirlendim ama elimden bir şey gelmiyordu . ufak çaplı bir çaresizlik okyanusunda buldum kendimi . Ne yapacağımı bilmiyordum . Elimden gelen tek şey kendimi olaya bırakmaktı , hissiyatımı anlamış olmalı ki sessizliğini bozdu ve ciddi tutumuyla ağzından birkaç kelime çıktı .
-Benimle gel .
Bu cümleyi sarf eder etmez arkasını arkasını dönüp yavaş adımlarla ilerlemeye başladı . içimden yapacak başka bir seçeneğim olmadığını düşünerek peşinden gitmeye karar verdim . Ama bir sorun vardı ayaklarımı oynatamıyordum . Pekte hoş olmayan durumumdan sanki önceden haberi varmış gibi arkasını dönmeden seslendi .
- Yürümeye çalışma , yürüdüğünü düşün . Aynı koluna çimdik attığın gibi .
Ne demekti bu şimdi pekte anlam verememiştim . Çimdik atarken kolum hareket etmişti ama şimdi ayağımı oynatamıyordum . Ve bunu nasıl yapacağımı pek bilmiyordum . Anlamamam da ısrar edişimi görüp arkasını gördü ve bana doğru bir iki adım attıktan sonra konuşmaya başladı .
- Çimdik atmaya çalışırken olayın sonucuna odaklandın yani sadece koluna çimdik atmak istedin böyle gerçekleştirdin . şimdi de aynı şeyi yapmalısın yürümeye çalışmamalısın yürüdüğüne odaklanmalısın .
Şaşkınlığımı üstümden atıp dediğini yapmaya çalıştım bir iki denemenin sonunda evet yürüyordum ama bir gariplik vardı . Ayaklarımı hissetmiyordum bir etki yoktu , et parçası olarak bir ağırlıkları bile yoktu sadece yürüyordum . Olayın garipliğini bir kenara bırakıp peşine takıldım .
Ağaçların arasından geçtikten sonra bir düzlüğe ulaştık eve yüz metre kadar mesafede olan bu yer toprak bir zemin gibiydi . sağ çaprazımıza doğru gidip gelen bir sokak lambası görünümünde bir ışıktan başka bir şey yoktu ortalıkta , gözüm lambada biraz daha ilerledikten sonra yolun ortasında durduk . hafifleyen yağmur ve insanı okşayan o esinti eşliğinde etrafımı meraklı gözlerle inceliyordum . etrafta karanlıkta fazla pek bir şey gözükmüyordu açıkçası .
Biraz daha bakındıktan sonra gözlerimi bir açıklama beklercesine meraklı meraklı ona diktim . tam ona kim olduğunu soracaktım ki benden önce davranıp lafa girdi .
-Şimdi beni iyi dinle . Aklındaki soruları bir kenara bırak zamanı gelince hepsini öğreneceksin . Burası neresi olduğunu öğrenmen için henüz çok erken zaten anlatsam da anlamazsın . Seni buraya getiren başlıca neden sabırsızlığın oldu . Zamanından daha önce geldiğin için burada bu kadar zorlandın , ayrıca bir daha buraya gelmeye çalışma . Zamanı gelince ben seni çağıracağım . Sormadan söyleyeyim bunun nasıl olacağını düşünme sadece olunca anlayacaksın aklını çok yorma , sabırsızlığın buraya gelme zamanını değiştirmene sebep oldu . Buraya gelmemin tek amacı seni uyarmak , kendi isteğinle buraya gelebilirsin ama ben burada olmayabilirim . İşte bu senin için büyük bir sorun olur . Bu yeri ancak rehberliğimde öğrenebilirsin o yüzden sabırlı olmayı öğren ! Benim kim olduğuma gelince bunu da zamanla öğreneceksin .
Dediklerini bir bir dinledikten sonra bunları hafızamda tutmaya gayret ettim kim olduğunu bilmediğim bu kişi ve neresi olmadığını bilmediğim bu yer hakkında bildiğim hiçbir şey yoktu . sadece soğuk bir sesle anladığımı belirmek için hafifçe kafa salladım ama dediği gibi ben çok sabırsızdım ve böyle bir yeri keşfetmek için onun bekleme düşüncesi hiç hoşuma gitmemişti . Ne zaman çağıracağı bile gizemin ta kendisiydi . Ne yapacağımı bilmeksizin şu anlık sadece dediğini yapmam gerektiğini düşünüyordum . Biraz sessizlikten sonra yine soğuk sesiyle konuşmaya başladı .
-Birazdan buradan gideceksin dediklerimi sakın unutma ve sakın buraya gelmeyi deneme !
Bunlar ondan duyduğum son cümlelerdi . bir anda her şey benden uzaklaşmaya başladı büyük bir karanlığın içine çekildiğimi hissettim her şey karardığı anda gözlerimi açtım meditasyon yaptığım yerde aynı pozisyondaydım . Her şey olduğu gibi aklımda yer etmişti . kendimi gereğinden fazla yorgun hissediyordum ama öyle bir yorgunluk değil böyle sanki vücudum dinç ruhum yorgundu . olanların etkisi ile halen kendime gelememiş olmam bir yana hayatımın bu garip deneyimi sanki kuralları ihlal etmişim gibi kendimde suçluluk duygusu oluşturmama sebep oldu . Kafamı çok yormamam gerekti aklıma geldi hazır da yorgunken biraz uyumaya çalışmak o an için mantıklı geldi ama yaşadığım olayların etkisi ile uyumam baya zaman aldığını söyleyebilirim ... Saygılarımla.
(birkaç yerde yazım hatası yapmışım , özür dilerim.)