MeHDiX
Kayıtlı Üye
Öncelikle gayri-müslim, suflileri ele alalım.
Sufliler yine kendi içlerinde gruplara ayrılırlar. İnançları olanlar olmayanlar vardır. Ancak inançtan kastım dini değildir. Sadece gelenek ve alışkanlık edindikleri belli göreneklerden bahsediyorum. Bir grup sufli cinler yine kendi evveliyatlarıyla alakalı belli ay ve günlerde kutlamalar yaparlar. Nedir bunlar?
1. Mahlin muhsif- 2. Rabiyesin-i ahlit- 3. Kafirin menhümin. Evet bu 3 ibare görenek haline gelmiş uygulama her yıl kendi aralarında kutlanır. Yanlız burda çok önemli bir konu vardır. Özellikle Rabiyesin-i ahlit kutlamaları onların zafer olarak gördüğü bir kutlamadır ve asla kalabalık içinde kutlanmaz. Mümkün mertebe herkesten uzakta kutlanır ve müslümanlardan olabildikleri kadar uzaklarda kutlanır. Şayet buna bir müslüman cin şahit olsa muhtemelen savaş sebebi olur. Sufli cinlerde paskalya, noel, yada cadılar bayramı diye kutlamalar olmaz. Tek kutladıkları bu yukarıda saymış olduğum 3 kutlamadan ibarettir. Yine cinlerde düğünler ve eylenceler vardır. Düğünlerde genelde kalabalık olunmaması en büyük özelliklerinden biridir. Mesela bir düğünde en fazla 150-200 kişi kadar olur. Bu görsellik aynı zamanda düğüne dahil edecekleri insanlara karşı bir göz boyamadan ibarettir. Bir insan 1000 ve üzeri bir düğün gördüğünde muhtemelen önemli hatırı sayıır bir kişinin düğünü olduğuna kanaat getirir ki kişinin etrafında bu vasıflara sahip kimseler nadir olur. Bu sebeple daha az katılımla insanları düğüne çekebilir bu sayede pislik, dışkı, ve idrar yedirip içirebilirler. Bu sayede düğün esnasında cinler belirlenen insanlara tasallut olabilirler. Birde eylenceleri vardır. Bunlar genelde genç kesim arasında gerçekleşen bir takım oyunlar, güç gösterileri, ve yetenekleri üzerine olur. Yaşlı kesimde ise daha sakin eylenceler mevcuttur.
Bu yazdıklarımız sufli cinler için geçerli olanlardı. Birde mü'min, müslüman kesiminde neler olduğuna bakalım.
Ulvi dostlarımız daha evvelki yazılarda da belirttiğim gibi günlerinin büyük bir kısmını ibadet üzerine harcarlar. Onlar ibadet dışında boşa harcayacakları zamanları kendilerine vebal olarak adlederler. Elbette ulvi dostlarımız arasında da nikah akdi gerçekleşir. Usullere uygun şekilde kız alıp verilir ve ileri gelenlerden hadim, hüddam dostlarımızdan veya kuran ağzı taşıyanlardan nikah kıymaları istenir. Evlilik akdi gerçekleştiğinde taraflar 2 rekat şükür namazı kılarlar. Ve islami kurallara uygun düğünleri gerçekleşir. Bunun dışında önemli günlerde yani kandillerde, kadir gecesinde meclisler kurulur. Kuran-ı kerim okunur, yasin okunur, ilahiler söylenir, ölmüşlere, peygamber efendimiz başta olmak üzere tüm peygamberlere bağışlanır. İçlerinden sesi güzel olanlar geceye ezan ve ayetlerle devam ederler. Ulvi dostlarımızdan '' mübarek '' isimli bir kardeşimizin muazzam sese sahip olması münasebeti ile ilahi, ayet ve ezan-ı şerifi bizzat kendisi okumaktadır.
Evet sevgili dostlar kısaca sufli cinlerin ve ulvi dostlarımızın kendilerine göre tertipledikleri ayrı ayrı göreneklerini anlatmaya çalıştım. İnşaALLAH bunlardan fayda görürsünüz.
ALINTIDIR
Sufliler yine kendi içlerinde gruplara ayrılırlar. İnançları olanlar olmayanlar vardır. Ancak inançtan kastım dini değildir. Sadece gelenek ve alışkanlık edindikleri belli göreneklerden bahsediyorum. Bir grup sufli cinler yine kendi evveliyatlarıyla alakalı belli ay ve günlerde kutlamalar yaparlar. Nedir bunlar?
1. Mahlin muhsif- 2. Rabiyesin-i ahlit- 3. Kafirin menhümin. Evet bu 3 ibare görenek haline gelmiş uygulama her yıl kendi aralarında kutlanır. Yanlız burda çok önemli bir konu vardır. Özellikle Rabiyesin-i ahlit kutlamaları onların zafer olarak gördüğü bir kutlamadır ve asla kalabalık içinde kutlanmaz. Mümkün mertebe herkesten uzakta kutlanır ve müslümanlardan olabildikleri kadar uzaklarda kutlanır. Şayet buna bir müslüman cin şahit olsa muhtemelen savaş sebebi olur. Sufli cinlerde paskalya, noel, yada cadılar bayramı diye kutlamalar olmaz. Tek kutladıkları bu yukarıda saymış olduğum 3 kutlamadan ibarettir. Yine cinlerde düğünler ve eylenceler vardır. Düğünlerde genelde kalabalık olunmaması en büyük özelliklerinden biridir. Mesela bir düğünde en fazla 150-200 kişi kadar olur. Bu görsellik aynı zamanda düğüne dahil edecekleri insanlara karşı bir göz boyamadan ibarettir. Bir insan 1000 ve üzeri bir düğün gördüğünde muhtemelen önemli hatırı sayıır bir kişinin düğünü olduğuna kanaat getirir ki kişinin etrafında bu vasıflara sahip kimseler nadir olur. Bu sebeple daha az katılımla insanları düğüne çekebilir bu sayede pislik, dışkı, ve idrar yedirip içirebilirler. Bu sayede düğün esnasında cinler belirlenen insanlara tasallut olabilirler. Birde eylenceleri vardır. Bunlar genelde genç kesim arasında gerçekleşen bir takım oyunlar, güç gösterileri, ve yetenekleri üzerine olur. Yaşlı kesimde ise daha sakin eylenceler mevcuttur.
Bu yazdıklarımız sufli cinler için geçerli olanlardı. Birde mü'min, müslüman kesiminde neler olduğuna bakalım.
Ulvi dostlarımız daha evvelki yazılarda da belirttiğim gibi günlerinin büyük bir kısmını ibadet üzerine harcarlar. Onlar ibadet dışında boşa harcayacakları zamanları kendilerine vebal olarak adlederler. Elbette ulvi dostlarımız arasında da nikah akdi gerçekleşir. Usullere uygun şekilde kız alıp verilir ve ileri gelenlerden hadim, hüddam dostlarımızdan veya kuran ağzı taşıyanlardan nikah kıymaları istenir. Evlilik akdi gerçekleştiğinde taraflar 2 rekat şükür namazı kılarlar. Ve islami kurallara uygun düğünleri gerçekleşir. Bunun dışında önemli günlerde yani kandillerde, kadir gecesinde meclisler kurulur. Kuran-ı kerim okunur, yasin okunur, ilahiler söylenir, ölmüşlere, peygamber efendimiz başta olmak üzere tüm peygamberlere bağışlanır. İçlerinden sesi güzel olanlar geceye ezan ve ayetlerle devam ederler. Ulvi dostlarımızdan '' mübarek '' isimli bir kardeşimizin muazzam sese sahip olması münasebeti ile ilahi, ayet ve ezan-ı şerifi bizzat kendisi okumaktadır.
Evet sevgili dostlar kısaca sufli cinlerin ve ulvi dostlarımızın kendilerine göre tertipledikleri ayrı ayrı göreneklerini anlatmaya çalıştım. İnşaALLAH bunlardan fayda görürsünüz.
ALINTIDIR