cash
Kayıtlı Üye
merhaba arkadaşlar.
hemen heryerde birileri sevdiğinden ayrılmış, acı çekiyor ve ruhani alemin gücünden yararlanarak kaybettiği aşkınakavuşmak ve eski mutluğuna kavuşmak istiyor.
peki hiç düşündünüzmü; neden çok nadir insan bu amacına ulaşabiliyor?
evet bunu başaranlar elbete mevcut. tariflerde anlatılan herşeyi yaptığı halde sevdiğini "deliler gibi aşık şekilde" karşısında göremeyenler fazlasıyla çoğunlukta. ama neden?
bu terkiplerin, yani havvas ve maji çalışmalarının bu net ortamına aktarıldığı kaynaklar sabittir.
işte yanlış giden şeylerden biride bu...
sözkonusu kitapların çoğu osmanlı döneminde bir çoğuda çok daha eski zamanlardan günümüze aktarılmıştır. inanın o tarihlerde herkes amacına ulaşıyordu neredeyse. ama bugün ulaşılamıyor olmasının sebebi bizlere aktarılan o ktapların içeriğindeki deformasyon, veya kısıtlı aktarım da diyebiliriz.
bu bir sanat.
evet bu ilim gerçekten bir sanat.
eğer amacımıza ulaşmak ve ruhani alemin yardım ve desteğini adeta çıplak gözle görür gibi görmek için bu sanatı öğrenmek şart. aksi durumda amacın tersine işliyor sistem. yani sevdiğimin döneceği varsada dahada nefretediyor ve dönmüyor. iş bulmak için yaptıysak, iş bulacağımız varsada bulamıyoruz. daha doğrusu iş için görüşmeye gittiğimizde yardım için öncesinde çağırdığımız ruhanilerin bize oynadığı bir oyunla karşılaşıyoruz. kısaca değineyim. nasıl oluyor:?
o varlıklar her beyine sinyal yollayamadığı için, hazır bağlantılı olduğu beyinden, yani bizim beynimizden yararlanarak karşımızdaki kişiye etkide bulunuyor. bu sevdiğimiz kişide olabilir, iş görüşmesine gittiğimiz yerdeki patronda olabilir. ve bunu bizim beynimizde sanal bir çeşit aynadan yararlanarak, yani o aynaya itici ve nefret uyandıran bazı sinyaller yollar. işte o sinyaller yansıdığında bizim buyutumuzda olan herkese gider. yani herkes beynimizden çıkan o sinyallerin iticiliği etkisini yaşar ve hayatımız kötüye gider.
zamanım kısıtlı kısaca yazmaya çalışıyorum. hakkınızı helal edin.
şimdi birkaç püf noktaya kısaca değinmek istiyorum.
başarı için bilinmesi gereken birkaç kuraldan biri:
bir amaç için okuduğumuz ayet esma veya tılsım niteliğinde yaptığımız bir terkip tek yaptığımız şey olmalıdır. aynı zamanlar içinde birden fazla şey okur veya yaparsak bu iki "çalıştır" konutu birbirini nötrilize eder. yani her ikiside başarısız olur. oysa iki farklı şey okumamızın amacı dahada etkili olmasıdır. aksine kendi yaptığımız içi kendimiz engelliyoruzda haberimiz yok
bir diğer püf nokta:
burçlar. evet herkesin bir burcu var ve yapılan çalışmalar sürecinde burç dengelenmiş ve burçların etkisi kırılmış olmalıdır. aksi halde başarızıs olunur. peki burç etkisi nasıl kırılır?
bir kaç örnek:
serin suyla yıkanmak, kırmızı, siyah, gibi renk kyafetleri giymemek(yeşil, mor gibi renk kyafet giymek) ve kumda yürümek gibi.
zamanım gerçekten kısıtlı buyüzden çok derin anlatamıyorum. konu başlığı altında sormak istediklerinizi elimden geldiğince açıklarım.
dediğim gibi sistemi iyi kavrayınca bu varlıklara banka soydurmak bile hayal değil
selam ile
hemen heryerde birileri sevdiğinden ayrılmış, acı çekiyor ve ruhani alemin gücünden yararlanarak kaybettiği aşkınakavuşmak ve eski mutluğuna kavuşmak istiyor.
peki hiç düşündünüzmü; neden çok nadir insan bu amacına ulaşabiliyor?
evet bunu başaranlar elbete mevcut. tariflerde anlatılan herşeyi yaptığı halde sevdiğini "deliler gibi aşık şekilde" karşısında göremeyenler fazlasıyla çoğunlukta. ama neden?
bu terkiplerin, yani havvas ve maji çalışmalarının bu net ortamına aktarıldığı kaynaklar sabittir.
işte yanlış giden şeylerden biride bu...
sözkonusu kitapların çoğu osmanlı döneminde bir çoğuda çok daha eski zamanlardan günümüze aktarılmıştır. inanın o tarihlerde herkes amacına ulaşıyordu neredeyse. ama bugün ulaşılamıyor olmasının sebebi bizlere aktarılan o ktapların içeriğindeki deformasyon, veya kısıtlı aktarım da diyebiliriz.
bu bir sanat.
evet bu ilim gerçekten bir sanat.
eğer amacımıza ulaşmak ve ruhani alemin yardım ve desteğini adeta çıplak gözle görür gibi görmek için bu sanatı öğrenmek şart. aksi durumda amacın tersine işliyor sistem. yani sevdiğimin döneceği varsada dahada nefretediyor ve dönmüyor. iş bulmak için yaptıysak, iş bulacağımız varsada bulamıyoruz. daha doğrusu iş için görüşmeye gittiğimizde yardım için öncesinde çağırdığımız ruhanilerin bize oynadığı bir oyunla karşılaşıyoruz. kısaca değineyim. nasıl oluyor:?
o varlıklar her beyine sinyal yollayamadığı için, hazır bağlantılı olduğu beyinden, yani bizim beynimizden yararlanarak karşımızdaki kişiye etkide bulunuyor. bu sevdiğimiz kişide olabilir, iş görüşmesine gittiğimiz yerdeki patronda olabilir. ve bunu bizim beynimizde sanal bir çeşit aynadan yararlanarak, yani o aynaya itici ve nefret uyandıran bazı sinyaller yollar. işte o sinyaller yansıdığında bizim buyutumuzda olan herkese gider. yani herkes beynimizden çıkan o sinyallerin iticiliği etkisini yaşar ve hayatımız kötüye gider.
zamanım kısıtlı kısaca yazmaya çalışıyorum. hakkınızı helal edin.
şimdi birkaç püf noktaya kısaca değinmek istiyorum.
başarı için bilinmesi gereken birkaç kuraldan biri:
bir amaç için okuduğumuz ayet esma veya tılsım niteliğinde yaptığımız bir terkip tek yaptığımız şey olmalıdır. aynı zamanlar içinde birden fazla şey okur veya yaparsak bu iki "çalıştır" konutu birbirini nötrilize eder. yani her ikiside başarısız olur. oysa iki farklı şey okumamızın amacı dahada etkili olmasıdır. aksine kendi yaptığımız içi kendimiz engelliyoruzda haberimiz yok

bir diğer püf nokta:
burçlar. evet herkesin bir burcu var ve yapılan çalışmalar sürecinde burç dengelenmiş ve burçların etkisi kırılmış olmalıdır. aksi halde başarızıs olunur. peki burç etkisi nasıl kırılır?
bir kaç örnek:
serin suyla yıkanmak, kırmızı, siyah, gibi renk kyafetleri giymemek(yeşil, mor gibi renk kyafet giymek) ve kumda yürümek gibi.
zamanım gerçekten kısıtlı buyüzden çok derin anlatamıyorum. konu başlığı altında sormak istediklerinizi elimden geldiğince açıklarım.
dediğim gibi sistemi iyi kavrayınca bu varlıklara banka soydurmak bile hayal değil

selam ile