Çekim yasası kuralı şudur..!

Çekim yasası kuralı şudur: Ne istiyorsan onu çekemezsin,neysen onu çekersin.
Evren bize, “Verdiğiniz kadar alın.” demez. “Verdiğiniz kadar alırsınız.” der.
Buradaki almak, bir eylemden öte evrenin sağladığı bir mekanizmadır. Bizim üzerine düşünmemiz gereken bir şey değildir. Bizim sadece almayı kabul etmemiz/istememiz yeterlidir.
Vermek bize düşendir, almak ise doğal olarak gerçekleşendir. Ancak, ikisi de bizim özgür irademizle çalışır. Yani, kendimizi bu döngüye teslim etmemiz şarttır.
Almak konusunda kafa yormaya gerek yoktur. Çünkü almak demek, verdiğiniz an karşılığını istemek değildir. Almak, açık olmaktır. Veren insan otomatikman alacak, karşılığını bulacaktır.
Birçoğumuzun almak konusunu fazlasıyla irdelemesi, içimizden gelerek vermekten kendimizi soyutlamamızla sonuçlanabiliyor. Bir dengeyi bozduğumuz algısına kapılıyoruz. Çünkü almak ve vermek dengesi denilen mekanizma gerçek anlamından saptırılıyor. Spiritüalizm, kapitalizm ile kirletiliyor.
Vermek, ışığının parlamasına; Almak, ışığının güçlenmesine izin vermektir.
İçinizden geliyorsa, karşılığını anında alamayacağınızı bilseniz bile vermekten çekinmeyin.
Yaptığınız hiçbir şeyi almak için yapmayın, vermek için yapın. Ancak o zaman karşılığını bulursunuz. Saf niyetle verin. Bu, parayla yaptığınız bir hizmet bile olsa, sonrasında elde edeceğiniz kazancı düşünerek değil, vermenin saf coşkusunu hissederek yapın.
Bereket, siz vermeyi tüm gönlünüzle, saflığınızla yaptığınızda akar. Önceliğiniz almak olduğunda değil.
Bu iş dünyasında olduğunuzda da böyledir, duygusal ilişkilerde de…
Her zaman önceliğiniz vermek olsun. Sevgiyle verin, içinizde herhangi bir tereddüt olmadan verin. Tereddütle verilen şeyler içlerinde kötü enerjiler barındırırlar, onlardan hayır gelmez.Verecekseniz daima sevgiyle, tam gönülle verin.

Kaynak;Simurg

Sevgili Nefertiti, yazınız çok iyi geldi ♡

Sizin her yazınız, o gün yaşadığım bir olaya cevap niteliğinde geliyor

hayatta her şeyin bir bilimsel açıklaması vardır.örneğin arabadaki alternatörden elektrik akımı elde edebilmemiz için uyartım sargısına aküden çok az bir akım gönderilerek manyetik alan yaratılır.bu uyartım sargısına (rotor sargısı) gönderdiğimiz manyetik alan yaratmak amaçlı minnacık akım alternatörün stator sargısında çok yüksek bir elektrik akımı elde etmemize yarar.yani biz uyartım sargısına o küçük akımı göndermemiş olsaydık motor kasnağından hareket alan alternatör ne kadar hızlı dönerse dönsün elektrik akımı elde edemeyecektik.yani demek istediğim eğer bir şey istiyorsanız az veya çok hayır için bir şeyler vereceksiniz.evrenin fiziksel kanunu budur.

burda vermeyi; düşünce göndererek çekim yasasını hareketlendirmek manasında da düşünebilir miyiz ?

Artık Nefertiti paylaşımları benim için, tereddütsüz rehber mesaj niteliğinde...

Dün geceden beri bu mesajı düşünüyorum...son zamanlarda aldığım en güzel mesaj bana özel gönderilmiş gibi siteye girip tekrar tekrar okuyorum... Teşekkürler

Vermek. Herkes beni bu konuda o kadar çok uyarıyor ki. Sürekli verdiğimi herkese evet dediğimi söylüyorlar. Oysa ben her şeyi içimden geldiği gibi yapıyorum. Çıkar için değil yardım için yapıyorum ama çevremdekiler vermenin iyi olmadığını her şeyin karşılıklı olması gerektiğini söylüyorlar. Baya kafam karışık bu konuda...

Çok iç acıcı bir yazı , teşekkür ederiz..
Ama bazen real hayatta böyle olmuyor ne yazık ki..
Ne iş hayatında , ne de özel hayatta ..
Siz verdikçe , mütevaziliğinizi koruyup kalpten inandığınızda çoğu zaman maalesef aptal yerine konuyorsunuz , kötüye kullanmaya can atıyor insanlar sizin bu ' nezaketinizi '
Ülkemizde özellikle bir şeyi karşılıksız yapmak aptallıkla eşdeğer..
Buna rağmen , tutunabilenler , devam edenler varsa imrendim onlara şu an ..
ben yapamıyorum .. bu yasanın gücünü bile bile , 1 kez kırıldıysam 2.kez yapamıyorum ..

Sevgili Nefertiti, bu yazınız bana uzun zaman önce kaybettiğim bir yeteneğimi hatırlattı. Önceden kesinlikle herkese karşı vericiydim, karşılık beklemeden. Ancak sevgili Funnyda'nın da dediği gibi insanların bu yanımı kötüye kullandıklarını düşünüp bu yanımı elimden geldiğince körelttim. Ancak şu an net olarak söyleyebilirim ki vermeyi bırakmak beni daha mutlu bir insan yapmadı.

İnsan gerçekten de karşılık beklemeden verdiğinde muhtemelen karşısından değil ama başka birinden karşılığını alıyor. Hem karşılık almasak ne olur ki? Vermek, insanlara yardım etmek, iyi bir insan olduğunu hissetmekten daha güzel ne olabilir ki?

Güzel bir yazı olmuş, ellerinize sağlık!
Bu güzel davranışlarda bulunanlara ve kendilerini Aptal veya Salak lakapıyla taçlandıranlara önem vermeyiniz, nitekim sizin bulunduğunuz konumda olmak isterler fakat bunu fiile geçirmek veya uygulamada başarısız oldukları için karşı tarafı yanlış yapmakla suclarlar, Karşılık beklemeden yardım etmek veya birşey vermenin herkesin başaramıyacağını düşünmekdeyim!
Bu sadece benim şahsi görüşümdür!