Merhaba, foruma yeni üye oldum, selam ile.
36 yaşındayım. 34 yaşına bastığım günden beri hayatım alt üst oldu. Aklımla çözemedim, hislerimle mantığım çakıştı. Yüreğimle, beynim çarpıştı. Bir savaşa girdim. İçinden çıkamadıklarım hakkında bir bilen görüşünü almak isterim.
Hayat çok güzel başladı ve zamanla kötünün kötüsüne doğru yol aldık. Çok uzun olacağı için anlatmıyorum. En sonunda isyan ettim ve babam namaz kılarken küfrettim. Sonra oradan ayrılıp evin balkonuna yöneldim. Gözümden yaş geldi, yaşadıklarımızın ağırlığı anlamsız ve acı geliyordu. Yine de gözümden bir damla yaş geldi ve Allah ım ben nasıl insan oldum dedim.
O gece yattım. Her şey o gece başladı.
Rüyamda öldüğümü, öldükten sonra bir avluya çıktığımı ve avluda insanların korkar bir şekilde sıralar halinde beklediğini gördüm. Bende sıranın arkasına geçtim. Arkamdan bir dolap kapağı açıldı ve arkadan sol kolumun altına bir klasör koydular. Uyandım hemen. Ara ara Kur an okurdum, araştırmak istedim. Sonra ayetle karşılaştım. ‘ Sol kolları altına amel defterleri verilen yok mu ‘ Üzüldüm, korktum bu nasıl olabilir dedim. Psikolojiktir diyerek günüme devam ettim. O sıralar yeni bir iş yeri açmak zorunda kalmıştım. İş yerini açtıktan sonra çalışırken zikirleri dinlemeye başladım. Hoşuma gitti. Git gide bu izleme ve keyif artmaya başladı. İçimden bir sevgi ve yakınlık hissetmeye başladım. Zikir nedir nasıl olur gibisinden araştırdıktan sonra iki şekilde zikir yapmaya başladım. Derken namazlarda başladı, arkasından Kur an okumaya da başladım Meali ile. Misvak aldım ciddi bir değişiklik gerçekleşmeye başladı bende. Namazdan zikirden duadan o kadar zevk almaya başladım ki, araştırmalarım da aynı anda çoğaldı.
Mürşid nedir ne demektir varmazsan olmaz istihare
Okudum diledim yattım. Rabbim mürşidimi göster bana dedim. Her şey rüya ile başladı sonra rüyalar gerçek oldu. Rüyada ama böyle gerçekçi bir rüya da görmedim, bir zat ‘ Adını vermek istemiyorum’ Oturttu karşısına beni elinde arapça bir şeyler yazdı ve sonra yüzüme çok derin üfledi. Uyandım. Google a girdim o kişiyi gördüm. Şok geçirmiş gibi olsam da, aklım tamamen bilinçaltı diyordu. Yine zikire ve çektiğim bir ayet vardı ona devam ettim.
Bir gece başladı beni delirme noktasına kadar götürecek olan durum.
Abdestimi aldım, dilimi damağıma yapıştırıp manasını düşünerek nasıl içten inanarak zikrediyordum.
Bir anda bir ferahlık ile birlikte göğsüm ortadan açılmaya başladı. Nasıl desem o kadar genişledi genişle di ki adeta futbol sahası büyüklüğünde hissine kapıldım. Yattığım yerden göğsüm yarılmıştı, arkasından milyonlarca parıltı şeklinde sarı yoğun bir Işık içine girdim. Bütün hücrelerim uçuşuyordu! O kadar dileğim vardı o anda Rabbim yalnız beni sevmeni yalnız rızanı diliyorum dedim. Sanki huzurundaydım. Tüm dünyevi düşünceler yok olup gitmişti bir anda. O kadar büyük ve kudretli bir andı ki yalnız sevgi ve af dilemek geldi içimden. Işıkla birlikte kalbim fırıl fırıl döndürülmeye başlandı. Kalbimin orda pervane gibi bir dönme fırfır şeklinde oluyordu. Yavaşça gitti. Hemen doğruldum yattığım yerden. Allah’ım bir daha, bir daha diye içimde tarifi imkansız bir coşku ve istek belirdi. Hem çıldırıyordum sevinçten, hem de bir daha bir daha diye yalvarıyordum. Cümleler ile anlatılması imkansız.
Daha çok verdim kendimi. Namaz dua zikir yaşam tarzı iyice sünneti seviye doğrultusunda yaşamaya başladım. Birkaç gün sonra tekrar oldu. Bu sefer, içimde karanlık bir şey hissettim. Kalbim tekrar döndürüldü. Kur an okuyorum, sağımda solumda mavimsi beyazımsı ışıklar çakmaya başladı. Muhteşemdi her şey. Gel zaman git zaman konuşmalarım da değişti, sanki beynime doğaüstü bir güç tarafından hükümler veriliyordu ve ben konuştuğumda insanlar bakakalıyor namaz kılmayanlar bile namaza duruyordu. Beynimde bir akım oluşmaya başladı. Voltaj artar hani vvvııınnnNNN böyle şeyler olmaya başladı. Rüya görüyordum, kalkıyordum rüyam gerçek oluyordu.
Tarifi imkansız bir aşk bir teslimiyet başladı. Ben artık zikiri bırakıyordum, içim zikre devam ediyordu. İçimde bir ses duymaya başladım. Ben susuyorum, o devam ediyor.
İşte o anlarda savaş başladı. Beynim bir anda konuşmaya başladı, etrafımda ki insanlar ‘ para istedin mi, iş istedin mi, çok ileri gidiyorsun, kafayı yiyeceksin ‘ demeye başladılar. Ben ise nasıl olur, ne parası işi O nun karşısında bunların ne anlamı var diyordum içimden. Çok farklı bir haldi. Sonra kendi kendime düşünceler gelmeye başladı. Hepsi psikolojik, Kafayı yiyorsun şeklinde. Ama namaza devam ediyordum. Zikire de. Ta ki bir iki şey olana kadar.
Yine zikirde ayen ayen gözüme beyaz bir insan yüzü göründü. Çat çat diye gözümün önünde resmen belirdi. Bu güne kadar hep rüya olabilir diye avutuyordum kendimi. Korkmadım ama anlam veremiyordum. Bu seferde tutturdum Evliya olmak istiyorum diye. Ne namazlar ne zikirler neler neler sabahlara kadar.
Bir korku belirdi. Gerçekmiş dedim. Gerçek. Fakat beynim bu gerçekse hepimiz yandık. Bittik. Herkes yalana kapılmış diye düşünürken ağlamaya başlıyordum. İnsanlara üzülmeye başladım. Kahroluyordum, herkese karşı sevgi ve üzüntü hissetmeye başladım. Bir yandan da sesler duymaya başladım. Sesler gelmeye başlayınca iyice tribe girdim. Biri namazı emret diyordu, diğeri kafayı yiyorsun diyordu. Her gün ‘ La ilahe İllallah ‘ diyordum sürekli, milyonlarca. Yürürken yatarken otururken içimden hep zikrediyordum. Sonra aklımla çözemediğim durumlarla karşılaşınca korktum. Bir sabah muayene ettiler, uyku ve uyanıklık arasında. Bir kadın dr. Tıp dilinde Şizofreni başlangıcı dedi. Kalktığımda iyice korkular sardı benliğimi. Öyle rüya gibi değildi. Yanımda konuşuyorlardı tıp dilinde. Şok içerisindeydim.
Zikir i bırakmaya karar verdim. Yine rüyamda siyah bir kediyi takip ettim ve kedi dile geldi. Göğe bakarak Allah ım neden bırakmıyorsun işimi yapayım dedi. İşte o günden sonra her şey kötü gitmeye başladı. Yiye rüyada yüzüme üfleyen abiyi gördüm. Nasıl gidiyor dedi. Abi çok güzel ama dünya da çok güzel dedim. Güldü.
O gün La ilahe illallah demeyecektim. Kendimi şartlandırdım. İçimin susmasını istedim. Gögsüm daraldı daraldı sıkıştı nefes alamıyordum. Acı çektim resmen, acıya dayanamayarak bir kere söyledim. Bir sıvı aktı. Bir kere bir kere bir kere daha.. Göğsümden bir şelale akmaya başladı içimde bir pınar akıyordu sanki Anlatamam. Daha da korktum.
Tabi her şey bu kadar güzel değildi, korkuyordum, gözleri olmayan siyah oyuklu gözler rahatsız ediyordu rüyalarımda. O gün Cuma namazına gittim, kendimden geçmiş avare bir şekilde sıraya geçtim. Hoca sert bir şekilde insanlara düzgün sıraya girin diye azarlarken ben güldüm. Hoca ile bakıştık bir anda. O namazda rükuya eğildiğimde BİR ANDA ‘ BENN ‘ diye bir şey geldi. Kalbime vura bura sanki gökten iner gibi içime bir ruh geldi ve gelirken ‘ BEN ‘ dedi. O günden sonra iyice korktum ve bir sabah, namazı da kılmayacağım dedim. Çalışmam gerek, para kazanmalıyım, insanlar kafayı yedi demeye başladılar. Anlattığımda, anlık dinliyor muhteşem duygulara kapılıyor ama bir anda sirkelenip kendilerine geliyorlardı. Ve delirecek diyorlardı. Sabah namazını kılmadan yatağa girdim. Yine bir uğultu beynimde belirdi konuşma ama kulakla duyulmuyor uğultu derinden geliyor ‘ Al eline bıçağı ailene çocuklarına sapla öldür onları ‘ dedi. Hemen dikildim Nas Felak okudum. Üzerimden resmen bir şey geri çekildi. Tabi benim elim ayağım titremeye başladı. O GÜN boğazımı sıktılar küfret küfret diye. Dua ediyordum nafile geçmiyordu, wc ye gittim, etmemek için sonuna kadar dayandım. Sonunda ALLAH diye bağırdım ve kustum wc de. İyice korktum. Elim ayağım boşaldı dengem bozuldu. Korkudan ve Allah sevgisinden WC ye gidemiyor, yemek bile yiyemiyordum. İçimde hem aşk hem korku başlamıştı. Aynı anda sesler çoğalmıştı. Küfürler ama ne küfürler.. At kendini öldür kendini her şey bitti her şeyinizi kaybettiniz, susmuyordu. Ölecektim deliriyordum. Bir gün beynimde sarı bir ışık ve voltaj akımı yine başladı. Voltaj öyle arttı ki bir anda ‘TIK’ diyecek sandım. Artıyor azalıyordu. Beynimin içinde oluyordu bunlar. Akım resmen akım vardı beynimde. Birkaç kere daha oldu, sonra dr a gittim. Şizofreni başlangıcı dedi. İlaçlara verdim kendimi, namazı bıraktım. Eski hayatıma geri döndüm. İlaçla birlikte zamanla sesler kesildi, normale dönmeye başladım. İlaçları kendiliğimden kestim bir sene önce. Şimdi hangi işe elimi atsam, ne çevre ne para ne saygı her şey bitti. Dua ediyorum geceleri o kadar. Artık ileri gidemem.
Bu arada rüyamda o üfleyen abiyi bir daha gördüm, bu sefer kovdu beni. Sizde hiç edep yok mu dedi. Tam kapıdan çıkıyordum birileri gitme af dile bekle burada dediler. Bende beklerken, rüya öylece bitti.
Sormak istediğim, ayda bir iki kere beynime vuğultu ve elektirik şeklinde akım geliyor, bir şey vücuduma giriyor sanki, beynim patlayacak oluyor. Artık ‘ Gel lan diyorum, gel ne yapacaksın en fazla canımı alırsın ‘ diyorum. Sonra bir anda boş ver diyerek dua ediyorum gidiyor.
Yukarda yazılanlar manevi olarak yaşananların sadece üçte biridir. Korkular da aynı şeyler geçerli. Ben bile bazen kendimi sorguluyorum. İşin özü hayatımda böyle bir savaş görmedim. İnsanın içinde bir düşman var ve bu çok güçlü. Kısa ve yüzeysel yazdım.
Niye yazdım onu da anlatayım.
Sanki ikinci bir yaşam başladı. Yalnızlık, sıkıntı, arzuların cevapsız kaldığı lanetlenmişlik gibi bir yaşam. Aşağılanma hor görülme çaresizlik parasızlık elimizi neye atsak kuruyor, rezil olmakta cabası. Mevzu derin nasip zamanla cevaplaşırız.
36 yaşındayım. 34 yaşına bastığım günden beri hayatım alt üst oldu. Aklımla çözemedim, hislerimle mantığım çakıştı. Yüreğimle, beynim çarpıştı. Bir savaşa girdim. İçinden çıkamadıklarım hakkında bir bilen görüşünü almak isterim.
Hayat çok güzel başladı ve zamanla kötünün kötüsüne doğru yol aldık. Çok uzun olacağı için anlatmıyorum. En sonunda isyan ettim ve babam namaz kılarken küfrettim. Sonra oradan ayrılıp evin balkonuna yöneldim. Gözümden yaş geldi, yaşadıklarımızın ağırlığı anlamsız ve acı geliyordu. Yine de gözümden bir damla yaş geldi ve Allah ım ben nasıl insan oldum dedim.
O gece yattım. Her şey o gece başladı.
Rüyamda öldüğümü, öldükten sonra bir avluya çıktığımı ve avluda insanların korkar bir şekilde sıralar halinde beklediğini gördüm. Bende sıranın arkasına geçtim. Arkamdan bir dolap kapağı açıldı ve arkadan sol kolumun altına bir klasör koydular. Uyandım hemen. Ara ara Kur an okurdum, araştırmak istedim. Sonra ayetle karşılaştım. ‘ Sol kolları altına amel defterleri verilen yok mu ‘ Üzüldüm, korktum bu nasıl olabilir dedim. Psikolojiktir diyerek günüme devam ettim. O sıralar yeni bir iş yeri açmak zorunda kalmıştım. İş yerini açtıktan sonra çalışırken zikirleri dinlemeye başladım. Hoşuma gitti. Git gide bu izleme ve keyif artmaya başladı. İçimden bir sevgi ve yakınlık hissetmeye başladım. Zikir nedir nasıl olur gibisinden araştırdıktan sonra iki şekilde zikir yapmaya başladım. Derken namazlarda başladı, arkasından Kur an okumaya da başladım Meali ile. Misvak aldım ciddi bir değişiklik gerçekleşmeye başladı bende. Namazdan zikirden duadan o kadar zevk almaya başladım ki, araştırmalarım da aynı anda çoğaldı.
Mürşid nedir ne demektir varmazsan olmaz istihare
Okudum diledim yattım. Rabbim mürşidimi göster bana dedim. Her şey rüya ile başladı sonra rüyalar gerçek oldu. Rüyada ama böyle gerçekçi bir rüya da görmedim, bir zat ‘ Adını vermek istemiyorum’ Oturttu karşısına beni elinde arapça bir şeyler yazdı ve sonra yüzüme çok derin üfledi. Uyandım. Google a girdim o kişiyi gördüm. Şok geçirmiş gibi olsam da, aklım tamamen bilinçaltı diyordu. Yine zikire ve çektiğim bir ayet vardı ona devam ettim.
Bir gece başladı beni delirme noktasına kadar götürecek olan durum.
Abdestimi aldım, dilimi damağıma yapıştırıp manasını düşünerek nasıl içten inanarak zikrediyordum.
Bir anda bir ferahlık ile birlikte göğsüm ortadan açılmaya başladı. Nasıl desem o kadar genişledi genişle di ki adeta futbol sahası büyüklüğünde hissine kapıldım. Yattığım yerden göğsüm yarılmıştı, arkasından milyonlarca parıltı şeklinde sarı yoğun bir Işık içine girdim. Bütün hücrelerim uçuşuyordu! O kadar dileğim vardı o anda Rabbim yalnız beni sevmeni yalnız rızanı diliyorum dedim. Sanki huzurundaydım. Tüm dünyevi düşünceler yok olup gitmişti bir anda. O kadar büyük ve kudretli bir andı ki yalnız sevgi ve af dilemek geldi içimden. Işıkla birlikte kalbim fırıl fırıl döndürülmeye başlandı. Kalbimin orda pervane gibi bir dönme fırfır şeklinde oluyordu. Yavaşça gitti. Hemen doğruldum yattığım yerden. Allah’ım bir daha, bir daha diye içimde tarifi imkansız bir coşku ve istek belirdi. Hem çıldırıyordum sevinçten, hem de bir daha bir daha diye yalvarıyordum. Cümleler ile anlatılması imkansız.
Daha çok verdim kendimi. Namaz dua zikir yaşam tarzı iyice sünneti seviye doğrultusunda yaşamaya başladım. Birkaç gün sonra tekrar oldu. Bu sefer, içimde karanlık bir şey hissettim. Kalbim tekrar döndürüldü. Kur an okuyorum, sağımda solumda mavimsi beyazımsı ışıklar çakmaya başladı. Muhteşemdi her şey. Gel zaman git zaman konuşmalarım da değişti, sanki beynime doğaüstü bir güç tarafından hükümler veriliyordu ve ben konuştuğumda insanlar bakakalıyor namaz kılmayanlar bile namaza duruyordu. Beynimde bir akım oluşmaya başladı. Voltaj artar hani vvvııınnnNNN böyle şeyler olmaya başladı. Rüya görüyordum, kalkıyordum rüyam gerçek oluyordu.
Tarifi imkansız bir aşk bir teslimiyet başladı. Ben artık zikiri bırakıyordum, içim zikre devam ediyordu. İçimde bir ses duymaya başladım. Ben susuyorum, o devam ediyor.
İşte o anlarda savaş başladı. Beynim bir anda konuşmaya başladı, etrafımda ki insanlar ‘ para istedin mi, iş istedin mi, çok ileri gidiyorsun, kafayı yiyeceksin ‘ demeye başladılar. Ben ise nasıl olur, ne parası işi O nun karşısında bunların ne anlamı var diyordum içimden. Çok farklı bir haldi. Sonra kendi kendime düşünceler gelmeye başladı. Hepsi psikolojik, Kafayı yiyorsun şeklinde. Ama namaza devam ediyordum. Zikire de. Ta ki bir iki şey olana kadar.
Yine zikirde ayen ayen gözüme beyaz bir insan yüzü göründü. Çat çat diye gözümün önünde resmen belirdi. Bu güne kadar hep rüya olabilir diye avutuyordum kendimi. Korkmadım ama anlam veremiyordum. Bu seferde tutturdum Evliya olmak istiyorum diye. Ne namazlar ne zikirler neler neler sabahlara kadar.
Bir korku belirdi. Gerçekmiş dedim. Gerçek. Fakat beynim bu gerçekse hepimiz yandık. Bittik. Herkes yalana kapılmış diye düşünürken ağlamaya başlıyordum. İnsanlara üzülmeye başladım. Kahroluyordum, herkese karşı sevgi ve üzüntü hissetmeye başladım. Bir yandan da sesler duymaya başladım. Sesler gelmeye başlayınca iyice tribe girdim. Biri namazı emret diyordu, diğeri kafayı yiyorsun diyordu. Her gün ‘ La ilahe İllallah ‘ diyordum sürekli, milyonlarca. Yürürken yatarken otururken içimden hep zikrediyordum. Sonra aklımla çözemediğim durumlarla karşılaşınca korktum. Bir sabah muayene ettiler, uyku ve uyanıklık arasında. Bir kadın dr. Tıp dilinde Şizofreni başlangıcı dedi. Kalktığımda iyice korkular sardı benliğimi. Öyle rüya gibi değildi. Yanımda konuşuyorlardı tıp dilinde. Şok içerisindeydim.
Zikir i bırakmaya karar verdim. Yine rüyamda siyah bir kediyi takip ettim ve kedi dile geldi. Göğe bakarak Allah ım neden bırakmıyorsun işimi yapayım dedi. İşte o günden sonra her şey kötü gitmeye başladı. Yiye rüyada yüzüme üfleyen abiyi gördüm. Nasıl gidiyor dedi. Abi çok güzel ama dünya da çok güzel dedim. Güldü.
O gün La ilahe illallah demeyecektim. Kendimi şartlandırdım. İçimin susmasını istedim. Gögsüm daraldı daraldı sıkıştı nefes alamıyordum. Acı çektim resmen, acıya dayanamayarak bir kere söyledim. Bir sıvı aktı. Bir kere bir kere bir kere daha.. Göğsümden bir şelale akmaya başladı içimde bir pınar akıyordu sanki Anlatamam. Daha da korktum.
Tabi her şey bu kadar güzel değildi, korkuyordum, gözleri olmayan siyah oyuklu gözler rahatsız ediyordu rüyalarımda. O gün Cuma namazına gittim, kendimden geçmiş avare bir şekilde sıraya geçtim. Hoca sert bir şekilde insanlara düzgün sıraya girin diye azarlarken ben güldüm. Hoca ile bakıştık bir anda. O namazda rükuya eğildiğimde BİR ANDA ‘ BENN ‘ diye bir şey geldi. Kalbime vura bura sanki gökten iner gibi içime bir ruh geldi ve gelirken ‘ BEN ‘ dedi. O günden sonra iyice korktum ve bir sabah, namazı da kılmayacağım dedim. Çalışmam gerek, para kazanmalıyım, insanlar kafayı yedi demeye başladılar. Anlattığımda, anlık dinliyor muhteşem duygulara kapılıyor ama bir anda sirkelenip kendilerine geliyorlardı. Ve delirecek diyorlardı. Sabah namazını kılmadan yatağa girdim. Yine bir uğultu beynimde belirdi konuşma ama kulakla duyulmuyor uğultu derinden geliyor ‘ Al eline bıçağı ailene çocuklarına sapla öldür onları ‘ dedi. Hemen dikildim Nas Felak okudum. Üzerimden resmen bir şey geri çekildi. Tabi benim elim ayağım titremeye başladı. O GÜN boğazımı sıktılar küfret küfret diye. Dua ediyordum nafile geçmiyordu, wc ye gittim, etmemek için sonuna kadar dayandım. Sonunda ALLAH diye bağırdım ve kustum wc de. İyice korktum. Elim ayağım boşaldı dengem bozuldu. Korkudan ve Allah sevgisinden WC ye gidemiyor, yemek bile yiyemiyordum. İçimde hem aşk hem korku başlamıştı. Aynı anda sesler çoğalmıştı. Küfürler ama ne küfürler.. At kendini öldür kendini her şey bitti her şeyinizi kaybettiniz, susmuyordu. Ölecektim deliriyordum. Bir gün beynimde sarı bir ışık ve voltaj akımı yine başladı. Voltaj öyle arttı ki bir anda ‘TIK’ diyecek sandım. Artıyor azalıyordu. Beynimin içinde oluyordu bunlar. Akım resmen akım vardı beynimde. Birkaç kere daha oldu, sonra dr a gittim. Şizofreni başlangıcı dedi. İlaçlara verdim kendimi, namazı bıraktım. Eski hayatıma geri döndüm. İlaçla birlikte zamanla sesler kesildi, normale dönmeye başladım. İlaçları kendiliğimden kestim bir sene önce. Şimdi hangi işe elimi atsam, ne çevre ne para ne saygı her şey bitti. Dua ediyorum geceleri o kadar. Artık ileri gidemem.
Bu arada rüyamda o üfleyen abiyi bir daha gördüm, bu sefer kovdu beni. Sizde hiç edep yok mu dedi. Tam kapıdan çıkıyordum birileri gitme af dile bekle burada dediler. Bende beklerken, rüya öylece bitti.
Sormak istediğim, ayda bir iki kere beynime vuğultu ve elektirik şeklinde akım geliyor, bir şey vücuduma giriyor sanki, beynim patlayacak oluyor. Artık ‘ Gel lan diyorum, gel ne yapacaksın en fazla canımı alırsın ‘ diyorum. Sonra bir anda boş ver diyerek dua ediyorum gidiyor.
Yukarda yazılanlar manevi olarak yaşananların sadece üçte biridir. Korkular da aynı şeyler geçerli. Ben bile bazen kendimi sorguluyorum. İşin özü hayatımda böyle bir savaş görmedim. İnsanın içinde bir düşman var ve bu çok güçlü. Kısa ve yüzeysel yazdım.
Niye yazdım onu da anlatayım.
Sanki ikinci bir yaşam başladı. Yalnızlık, sıkıntı, arzuların cevapsız kaldığı lanetlenmişlik gibi bir yaşam. Aşağılanma hor görülme çaresizlik parasızlık elimizi neye atsak kuruyor, rezil olmakta cabası. Mevzu derin nasip zamanla cevaplaşırız.