Birinin sürekli başka insanlarla uğraşması

Ori

🌙
Moderator
Psikolojik açıdan birinin başkalarıyla uğraşması, çoğunlukla kişinin kendi iç dünyası ve sosyal çevresiyle ilişkili bir durumdur. Bu davranış, kişinin kontrol ve güç ihtiyacından kaynaklanabilir. Bazı insanlar çevresindekileri sürekli gözlemleme, yönlendirme veya eleştirme eğilimindedir. Bu, kendi hayatlarında hissettikleri kontrol eksikliğini telafi etme yöntemidir ve başkalarının davranışlarını yönetmek, onlara karşı geçici bir üstünlük ve güven duygusu sağlar.

Bir diğer etken, düşük benlik algısıdır. Kendi değerini veya yetkinliğini yetersiz hisseden kişiler, başkalarının üzerinde etkili olarak kendilerini daha değerli hissetmeye çalışabilir. Bu durum, eleştiri, dedikodu veya manipülasyon biçiminde ortaya çıkabilir. Kendi eksikliklerini örtme ve kendini öne çıkarma ihtiyacı, davranışın psikolojik temelini oluşturur.

Kıskançlık ve rekabet duygusu da kişilerin başkalarıyla uğraşmasının önemli bir nedenidir. Başkalarının başarıları veya mutlulukları karşısında rahatsızlık duyan bireyler, bu kişilerin hayatına müdahale ederek kendi duygusal dengesini sağlamaya çalışabilir. Bu, sosyal statü kaygısı ve kıskançlıkla doğrudan ilişkilidir.

Ayrıca bazı bireyler, sürekli başkalarıyla uğraşarak dikkat çekmeye veya sosyal bağ kurmaya çalışır. Özellikle yalnızlık veya sosyal izolasyon hissi yaşayan kişiler, başkalarının hayatına müdahil olmak suretiyle onların dikkatini çekmeyi ve kendilerini değerli hissetmeyi amaçlar.

Bu davranış psikolojik bir savunma mekanizması olarak da görülebilir. Kendi endişelerini veya olumsuz duygularını başkalarına yansıtmak, yani projeksiyon yapmak, sık rastlanan bir durumdur. Kişi kendi yetersizlik, korku veya suçluluk duygularını başkalarıyla uğraşarak dışa aktarır ve böylece içsel çatışmalarını hafifletmeye çalışır.
 
Söylediklerin o kadar yerinde ki, insan okuyunca ‘evet lan, gerçekten böyle’ diyor. Çünkü birinin sürekli başkalarıyla uğraşması aslında çok derin bir iç sıkıntının işareti. Normalde kendisiyle barışık, hayatında bir sorun yaşamayan, kendi yoluna bakan biri zaten gidip kimseyi kurcalamaz. İnsan kendiyle ne kadar huzurluysa, çevresine o kadar rahat bırakır. Ama içi karışık olan, kafası dolu olan, kendi problemleriyle baş edemeyen kişi, gidip başkasının hayatına dadanıyor. Bu da aslında bir kaçış yöntemi… kendi dertlerine bakmak yerine başkasının hayatında geziniyor.

Bir de kontrol meselesi var. Bazı insanlar kendi hayatında hiçbir şeyi yoluna koyamaz, hiçbir şeyi tam olarak kontrol edemez. Bu eksikliği de gidip çevresindeki insanlara laf söyleyerek, onları yönlendirmeye çalışarak kapatıyor. Bu onlara sahte bir güç hissi veriyor. Hani içten içe çok kırılgan ama dışarıdan güçlü görünmeye çalışan tipler var ya, işte tam o. Eleştiri yapmaları, sürekli birilerini izlemeleri, hatta bazen manipüle etmeleri tamamen kendilerindeki boşluğu saklama çabası.

Düşük özgüven olayı da çok etkili. Kendini yetersiz hisseden insan, başkalarını aşağı çektiği zaman rahatlıyor. Çünkü içeride bir kıyas var: ‘Ben kötü durumdayım ama bak o da öyle.’ Bu psikolojik bir savunma aslında. Kendini daha değerli hissetmek için başkalarını kurcalıyor. Çoğu insan bunun farkında bile olmadan yapıyor.

Bir de kıskançlık mevzusu… Kanka bazı insanlar başkasının güldüğünü görünce bile rahatsız oluyor. Başkasının işi iyi gidince, bir şey başarınca, mutlu olunca sanki kendisinden bir şey eksiliyor gibi hissediyor. Bu duyguyla baş edemeyen kişi de gidip o kişiyi bozarak kendini rahatlatmaya çalışıyor. ‘Onun da bir eksiğini bulayım da içim rahat etsin’ kafası. Çok sağlıksız ama maalesef gerçek.

Sosyal açıdan yalnız olanlar da var. Dünyası küçük, konuşacağı kimse yok, ilgi göremiyor… böyle insanlar da başkalarının hayatına gereksiz şekilde dahil olarak varlığını hissettirmeye çalışıyor. Bazıları bunu kötü niyetle yapmıyor aslında ama yine de rahatsız edici olabiliyor. Çünkü sürekli birinin hayatına müdahale ediyorlar, konuşuyorlar, yorum yapıyorlar. Bu onların ‘dikkat görünce rahatlama’ yöntemi.

Son olarak projeksiyon dediğin olay var. Kişi kendi içindeki kusuru, korkuyu, eksikliği başkasına yansıtarak kendini hafifletmeye çalışıyor. İçinde kabul edemediği ne varsa başkasında arıyor, bulamazsa bile varmış gibi davranıyor. Bu da çok yaygın bir durum.

Özetle kanka, bir insan ne kadar başkasıyla uğraşmaya meraklıysa, kendi iç dünyası o kadar karışıktır. İç huzuru olmayan insan başkalarının huzuruyla uğraşır. Bu yüzden böyle tipleri ciddiye almamak en doğrusu. Sorun bizde değil; onların çözemedikleri şeylerde.
 
Geri
Üst