"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Bırakın Çoğu Zaman Başkalarıda Haklı Oluversin

bendekiben

Elit Üye
Kendinize sormanız gereken en önemli sorulardan biri de " Haklı olmak mı istiyorum, yoksa mutlu olmak mı ?" Çoğu zaman ikisi de mümkün değildir. Haklı olmak ve iddialarımızı savunmak hem muazzam miktarda zihinsel enerji tüketir hem de yaşantımızdaki insanlarla aramızda mesafe yaratır. Haklı çıkma ihtiyacı, ya da başkasının hatalı olduğunu kanıtlama arzusu, çevremizdeki insanları sürekli savunmada olmaya yönelteceği gibi bizi de baskı altında tutar. Buna rağmen çoğumuz kendi doğrularımızı, başkalarının yanlışlarını kabul ettirmeye çalışarak zaman ve enerji tüketiriz. Birçok insan farkında olarak ya da olmayarak başkalarına hatalı olduklarını kanıtlarsa, onların bunu minnettarlıkla karşılayacağını ya da en azından bir şeyler öğreneceklerini sanır. Bu çok yanlış bir inançtır.

Bir düşünün: Bugüne dek hiç haksız olduğunuz söylendiğinde siz bunu söyleyen kişiye " Sen haklısın ; bana haksız olduğumu gösterdiğin için çok teşekkür ederim" dediniz mi? Ya da ; tanıdığınız bir kimsenin hatasını düzelttiğiniz veya , haklı çıktığınız için size teşekkür etti mi? Bırakın teşekkürü, bunu hiç kabul etti mi?. Elbette etmemiştir. İşin gerçeği şudur. Hepimiz öne sürdüğümüz savlarla başkalarının saygı göstermesini ve bunların anlaşılmasını isteriz. İnsanların en büyük arzularından biri, başkaları tarafından dikkatle dinlenmektir.

Ve dinlemeyi bilenler herkes tarafından en çok saygı ve sevgiyi görürler. Karşılarındaki insani ikide bir düzeltme alışkanlığı olanlarsa, pek sevilmezler ve herkes onlardan kaçınmaya bakar.

Bütün bunlar, haklı çıkmak hiç bir zaman uygun değildir, anlamına gelmez; insanın gerçekten haklı çıkmak istediği durumlarda vardır. Irkçı bir yorumla karşılaştığınız zaman olduğu gibi, hiç bir ödün vermek istemeyebileceğiniz ilkeler olabilir. Burada düşündüklerinizi açıkça söylemek önemlidir. Ama çoğu zaman insanın egosu öne çıkar ve kavgasız geçebilecek bir konuşmanın niteliğini bozar. Bu, ille de haklı çıkma isteğinden ve ihtiyacından kaynaklanır.

Daha sevecen olmanın en güzel yolu, haklı çıkmanın zevkini ve süksesinin başkalarına bırakmaktadır. Düzeltme huyunu bırakın. Bu huydan vazgeçmek ne kadar zor gelse de emin olun çabanıza değecektir.

Birisi size " Bence en önemli şey.............." diye başladığında, hemen onun sözünü kesip " Hayır daha önemlisi şudur......." veya buna benzer yüzlerce sesli sözlü önerme düzeltme yapmak yerine, bırakın karşınızdaki insanın yorumu öyle kalsın. Böylece çevrenizdeki insanlar size karşı daha az saldırgan, daha çok sevgi dolu olacak, nedenini tam olarak anlamasalar bile, size karşı tahminlerinizin ötesinde bir beğeni duyacaklardır. Siz de, onların mutluluğuna tanık olup buna katılmanın bir ego çatışmasından çok daha tatmin edici olduğunu keşfedeceksiniz.

En temel ilkelerinizden ve yüreğinizde biçimlenen fikirlerden ödün vermeniz şart değildir, ama bugünden başlayın ve bırakın çoğu zaman da

"BAŞKALARI HAKLI OLUVERSİN"



Alıntı.
 
Şöyle desek nasıl olur? Bırakın hak yemeyi alışkalık haline getirenler haklı olmaya devam etsinler. Bu nasıl bir bakış açısı? Bu nasıl haksızlığın karşısında sessiz kalmaya davet ediştir? Bırakmayın, hak yiyenin yakasından tutun ki bunu bir daha hak sanıp alışmasın ya da haklının hakkını teslim etmeyi ögrensin. Sağlıcakla.
 
Şöyle desek nasıl olur? Bırakın hak yemeyi alışkalık haline getirenler haklı olmaya devam etsinler. Bu nasıl bir bakış açısı? Bu nasıl haksızlığın karşısında sessiz kalmaya davet ediştir? Bırakmayın, hak yiyenin yakasından tutun ki bunu bir daha hak sanıp alışmasın ya da haklının hakkını teslim etmeyi ögrensin. Sağlıcakla.

Sayın mecbur_focus burda anlatılmak istenen sizin anladığınızdan farklı bakın yazıda geçen bölümü aktarayım ;

"Bütün bunlar, haklı çıkmak hiç bir zaman uygun değildir, anlamına gelmez; insanın gerçekten haklı çıkmak istediği durumlarda vardır. Irkçı bir yorumla karşılaştığınız zaman olduğu gibi, hiç bir ödün vermek istemeyebileceğiniz ilkeler olabilir. Burada düşündüklerinizi açıkça söylemek önemlidir. Ama çoğu zaman insanın egosu öne çıkar ve kavgasız geçebilecek bir konuşmanın niteliğini bozar. Bu, ille de haklı çıkma isteğinden ve ihtiyacından kaynaklanır.

Daha sevecen olmanın en güzel yolu, haklı çıkmanın zevkini ve süksesinin başkalarına bırakmaktadır."

Burda amaç mühim konular haricinde haklı çıkıp kendi egomuzu tatmin için kalp kırmak yerine, susup insanların gerçeği kendilerinin görmesini sağlamaktır.Buda bir nefs-i terbiye.Sevgiyle..
 
burada benim düşüncem bu gibi birtakım tartışmalara girmeden önce biraz insanın mütevazi olabilmesi şarttır öncelikle yanlış olan birşeye anlayışlı olabilmemiz bizim onu doğru kabul ettğmz anlamına gelmeyedebilir. hayatta insanın inandığı, bildiği, düşünüğü duyduğu akılına gelen şeyleri unutabilmesindendir .kısacası çok iyi bildiğimiz şeylerin dahi bazen aklımıza gelemediği anlarn olabildiğinden, yapılan veya görülen hata veya yanlışlara, şeyler adıyla birazda vurgulamak istediğim insani değer veya inançlara ters düşüp düşmediğine bakmak ve karşılaşılan birtakım durumlara (aklından geçenlerden tutta istemedende olsa sevidğn birine sesini yükseltp kalbini kırabilmeye kadar) bu şekilde yaklaşmak ve tabiki ne söylediysek bunu ne düşünerek söylediğimizi sıkılmadan dile getirebilmemiz ve bunu karşı taraftanda gerekirse isteyebilmemiz gerekir.
 
yani kısacası bu durum hayatta var olabilen birşey diyeyim ben kaldıki karşı tarafa sizn söyledğnz birşeyin ters düşmesi sonucunda birtakım çıkışlarda bulunması doğaldır yapmyorsa bence asıl sorun burdadır zaten ha diyeceksnzki saygı tabiki saygısızlığın mazereti olmamlı karşı tarafa iletmek istedeğmzin sadece ağzımızdan çıkan şeylerle yansımayacağını da her daim bilincinde olup biraz sabırlı olmamız gerekir.
* mesajı düzenle kısmını, uzun uğraşlar sonucu bulamadğmdan :D, 2. bir cevap atma gereği duydum
 
Geri
Üst