"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Besmelenin sırrı ve 2016

angel raphael

Kayıtlı Üye
Hz. Ali (ra) buyurdu: “Besmelenin harflerini sayın ve sonunda zamanın bitmesini ve Mehdinin çıkmasını bekleyin. Ona uyarak selameti bulun.”

Beyazıd-ı Bistami (ks) buyurdu: “Besmelenin harflerinin sonu Mehdinin çıkma vaktidir.”

Hz. Ali, zaman Besmele'nin harflerinin sonuna geldiğinde Mehdi çıkacaktır. (Ramuz, 2:676)

Bilindiği gibi besmeleyi oluşturan kelimeler şunlardır: "bi ismi Allah (El-ilah) Er-rahman Er-rahim". Son kelime olan Rahim sıfatı, Allah'ın son yurt olan ahirette müslümanlara merhamet edeceği anlamına gelir. Bununla beraber ahirzamanda (son zamanda) beklenen Hz. Mehdi aracılığı ile rabbimizin müslümanlara merhamet edececeğine işaret eder.



Besmelenin son harfi olan "mim" asıl ebced değeri 40'ı işaret eder. Bilindiği gibi Mehdi kelimesi, Arapçada "mim" ile başlar ve hadislerin doğrulaması ile 40 yaşında çıkar.

رحيم kelimesini ebced hesaplarına göre incelediğimizde 2016 sayının çıkması dikkatlerden kaçmayacaktır.

En Küçük Ebced Hesabı (Cümle-i Asğâr)..........................30
(Asıl ebced) Küçük Ebced Hesabı (Cümle-i Sağir).............258
Büyük Ebced Hesabı (Cümle-i Kebîr)................................311
En Büyük Ebced Hesabı (Cümle-i Ekber)..........................2016

Hz.Ali (r.a.) Besmelenin harflerini sayın ve sonunda zamanın bitmesini ve Mehdinin çıkmasını bekleyin. Ona uyarak selameti bulun. Hz. Ali, "zamanın sonunda zamanın bitmesini" derken 2016 yılının bitmesini belirtmiştir.
 
Hicri 2016 mi Miladi 2016 mı ? Büyük ihtimal hicridir Hz. Ali söylüyorsa, ancak İslam da hicri kullanılır. Kafam karıştı..
 
Hz.Mehdi a.s her yüzyılın başında yani ilk çeyreğinde beklenir bu hadislerle sabittir. Yani hicri yıldan bahsediyorum buda demek oluyor ki bu y.y.'da gelmeyecek beklemek gerekirse hicri 1500 başlarında beklemek lazım gelir.Buda en aşağı 80 sene demek oluyor.Düz mantık gidersek 2016 'da bırakın Mehdi As. hiç bir emare olmayacaktır.
 
daha güneş batıdan doğmadı bile. batıdan doğmaya başladıktan sonra bile 200 yıl bekleyin diyor. Hadis i Şerif
 
Ne hadisi şerifmiş şuanda 1 milyona yakın hadisi şerif vardır efendimiz dogumundan ölümüne konuşsa bu kadar hadisi şerif bırakamaz. Siz hiç gördünüzmü hz aliden
veya fatmadan hadisi şerif, göremessiniz çünki kendisi bizzat yasaklamış hz aliye vermiştir doğru olanları.
 
Bir kere tarih bakımından hiçbir mantığı yoktur. Artık şu mehdi meselesi ısıtılıp ısıtılıp kullanılmasa keşke..
Günümüzde kullanılan miladi takvim 16. yy. da kullanılmaya başlandı, yani güya bu söz söylendikten 900 küsür yıl sonra. Güya bu sözü söyleyen neden kendisinden 900 yıl sonra kullanılacak takvime atıfta bulunsun yani diyelim ki biliyordu 900 yıl sonra kullanılacağını.
Hicri takvime göre 2016 yılı, miladide 2578 yılına yani günümüzden 563 yıl sonrasına tekabül ediyor, bu da tutmadı. Ha geleceği varsa da o tarihte bizi ilgilendirmez zaten, ısıtılıp ısıtılıp milletin aklını bulandırmaya lüzum yok. 500 yıl sonra konuşacak olan varsa konuşsun, bizim konuşmamız gereken daha önemli konular var.

Bir taş atılmış kuyuya, herkes de kendi imanının eksikliğini yüklenecek bir kurtarıcı bekler olmuş. Ne güzel, ne rahat.. Çok kolay böylesine inanmak değil mi? Kur'an bu kadar önemli bir konuyu atlamış buna inanmak çok rahat geliyordur eminim.. Koca kitabın içeriği mesajları bitti, içermediğinin peşine düşmek farz oldu değil mi?
Bu arada ''mehdi'' demek yola gelmiş kişi demektir(her samimi Müslüman bu anlamda mehdi oluyor kelime anlamıyla), her ne hikmetse ''yola getiren kişi'' anlamında kullanılmaya başlanmış, kaldı ki bu görev ve yetki Kur'an içinde (örn: Taha/50) sadece Allah'a mahsustur ki El Hadi adının bize anlattığı da budur.. Yahu mesele bariz Arapça diline bile ters.

Neyse.. Günümüzde İslamiyetin sorunlarının %90 kaynağı neden sadece hadisler hiç düşünüyor musunuz acaba?
 
İslam tarihinde mehdinin gelişine dair çok tarihlendirmeler olmuştur ve hepsi tutmuştur desek yeridir.
İlk tarihlendirme hz.hüseyinin şehit edilmesinden sonra yapılmıştır ve hakikaten o dönemde bir şahıs çıkıp emevi saltanatının zulmüne son vermiştir ve abbasi hanedanı başlamıştır oda emevilere rahmet okutmuştur orası ayrı konu.
Gelicek bir mehdiden bahsedilir doğrudur ama bu mehdi sadece kainat zamanının sonundamı gelicek illaki ? Burası muammadır birazcık ama islam alemi karıştığında o karışıklığı bitiricek bir şahıstan bahsedilir mehdi konusu çok değişiktir.
Mesela islama sokulmuş bidatları temizlemek için her yüz yılda bir gelicek bir şahıstan bahsedilir
gene aynı şekilde islam aleminde zulüm iyice yerleştiğinde o zulmede son vericek kişilerin geleceği söylenir.
Ama bizim islam alemindeki büyük hatalardan birisi hiçbirşey yapmadan oturup mehdi beklemektir
her müslüman kendi vazifesini yapsın da olurda mehdi gelirse tüm alametleri üstünde taşırsa bizde yanında oluruz orası ayrı konu
İslam için Allahın istediği bir yol ile mücadele eden birisine kol kanat germek yardımcı olmak zaten bir nevi her müslümanın vasifesidir.
İslamın ilk 400 yılı iyice araştırılıp örnek alınmalıdır aman efendim mehdi gelicek diyerek boş boş oturmamışlar
"Müslümanlar bilim bile üretmedi" diyenlere karşı bizler cevap verirken bile o ilk 400 yılda yaşıyan müslümanların atılımlarını delil olarak sunuyoruz hep.
4. yüzyıldan öncede mehdi beklenirdi ama ne olduysa 4.yüzyıldan sonra tembellik ederek mehdi beklenmeye başlandı.

Başımızda BM diye bir bela var elinden geldiğince heryerde kan akıtmaya uğraşıyor canının istediği gibi toprak şekillendirmeye çalışıyor yüzyıllardır kardeş olan halkları birbirine kırdırmaya uğraşıyor Biz bunlar için ne yapalım diye düşünmeyip mehdi nezaman gelcek buna kafa yoruyoruz.

Şu tembellik ederek mehdi beklemenin zararına bir anektot ile değinmek istiyorum.

Osmanlının dirayetli sultanlarından sultan abdulaziz han kötüye giden durumu görmüş ve özel olarak avrupaya gençler göndermiş bu gençlerin tek görevi vardı avrupadaki gelişen bilmi öğrenicekler sonra osmanlı topraklarına gelip o bilmi talebelere okutucaklar sonra o talebelerde avrupayı geçicek hedef buydu
bu gençler hrıl harıl çalışarak tüm gerekli bilimleri tahsil ettiler osmanlı topraklarına geldiğinde padişah abdulaziz çok büyük bütçe ayırdı bu iş için ve o gençlere haydi bakalım göreve dedi ama halk hiç rabet etmedi buna ve çoğunun gerekçesi " Uğraşmaya ne gerek var biz mehdiyi bekliyoruz "
ve neticesinde yapılan onca emek ve bugün hesaplasak milyar dolarlar tutan bütçe boşa gitmiş oldu sonrası malum çanakkale harbine kadar neyimiz var neyimiz yok hepsini aldılar bizden.Yani bize en büyük zararı gene biz vermişiz kendimize ve acı olan durumda bu olanlardan ders almamışız.

Sayın chillout bir ifadenize cevap vermek isterim, islamiyetin sorunlarının %90 kaynağı hadisler demişsiniz ben buna pek katılmıyorum neyi baz alarak bunu söylediniz onuda bilemiyorum ancak ben islam tarihini okuduğumda şöyle birşeyle karşılaştım islam alemine zarar vericek olmasına bakılmadan sırf kendi çıkarları veya birilerinin çıkarları için alınan kararlar vardı bu kararı verenlerin kimisi alim sıfatlı kimisi devlet adamı sıfatlıydı ve bu şahıslar aldığı bazı kararlarında kendilerine uydurma hadislerden dayanak bulamadıklarında çok daha farklı yollarla kendilerine dayanaklar hazırlamışlardır,yani burada demek istediğim şey diyelim ki hadisler diye birşey yoktu hiçbirzaman da olmamıştı bu ilgili şahıslar islam alemine zarar vericek şeyi gene ortaya çıkartıcaklardı.
Bu şahısları incelediğimizde Kuran rehberliği olmadan hadislere yaklaşan kişiler olduklarını görüyoruz hz.peygamber bizzat kendisi emretmiş benden size bir söz uğlaştığında onu kurana arz edin diye bu sebepten hadislerin sorun olduğunu düşünmüyorum bu dine zarar vermek isteyen hadisler olmadanda verir nitekim hadis uydurucak ortamı bulamayan şahısların hadisler olmadanda kendilerine başka dayanaklar hazırlayarak verecekleri zararı verdiklerini gördüm islam tarihini okumuş birisi olarak.
Bence bu olanlar " Allahın ipine sımsıkı sarılın parçalanıp bölünmeyin " ayetine nekadar itaat ettik bunun imtihanı için olmuştur bu olanlar
bir ayettede buyrulmuş " Siz sadece iman ettik demekle kurtulamazsınız muhakkak ağır bir imtihandan geçiriliceksiniz "
 
Mehdi kelimesi aslinda cocugun yattigidir yani besik. Isa as besikteyken konustugu icin ve Kelimullah oldugunu besikte bir bebekken ilan ettigi icin.Ona besik yani mehdi lakabi takiliyor öyle aniliyor halk arasinda.Halk ona mehdi dedikce, mehdi yani besik cümlesi oldu Hidayetci..Oysa Hakikat isa'nin maneviyatinda, ruhullah'in aciga cikmasinda. Ruhullah her insanda mevcuttur ,Ben ademe ruhumdan nef ettim diyor.Allah ben insani serefli yarattim derken onun ruhunu kast ediyor, sen simdi bu serefi birak disaridan bir mehdi gelecek diye bekle.Asirlardir hiristiyanlar bu besikte uyutuluyor bizde uyutuluyoruz uyuyan uyusunda hz. Ali'yi ne alet ediyorsunuz, Hz.Ali'nin diyebilecegi savunabilecegi bir sey degil bu.
Konuyu acan arkadasa bir sözüm yok daha cok böyle seyleri türetenlere.

Bu arada mehdi kelimesinin besik olduguna inanmayanlar arastirabilir, arabca ilginc bir lisandir.M-he-de cümlesinden türer mehdi, ve yatmak yerlesmek yer edinmek gibi manalari vardir, cocukda besikte yattigi icin yada anakucaginda bu anlamlarida barindirir.

Ali imran suresi;O insanlara besikteyken ve büyüyünce konusacak, o salihlerdendir. ( ve yukkellimun nase fil MEHDI vehelen ve minnes salihin)
 
Sayın chillout bir ifadenize cevap vermek isterim, islamiyetin sorunlarının %90 kaynağı hadisler demişsiniz ben buna pek katılmıyorum neyi baz alarak bunu söylediniz onuda bilemiyorum ancak ben islam tarihini okuduğumda şöyle birşeyle karşılaştım islam alemine zarar vericek olmasına bakılmadan sırf kendi çıkarları veya birilerinin çıkarları için alınan kararlar vardı bu kararı verenlerin kimisi alim sıfatlı kimisi devlet adamı sıfatlıydı ve bu şahıslar aldığı bazı kararlarında kendilerine uydurma hadislerden dayanak bulamadıklarında çok daha farklı yollarla kendilerine dayanaklar hazırlamışlardır,yani burada demek istediğim şey diyelim ki hadisler diye birşey yoktu hiçbirzaman da olmamıştı bu ilgili şahıslar islam alemine zarar vericek şeyi gene ortaya çıkartıcaklardı.
Neyi baz alacağım, elbette olan her şeyi baz alıyorum. Biraz objektif olunca zaten her şey ortada benim ekleyecek çıkaracak bir şeyim yok.
Zaten zarar vermek isteyen bir yolunu bulur insanın azmine hayranım o ayrı. Diyelim ki olmadı yoktu diyorsunuz ama oldu ve var. Şuan sorun bu. Ayrıca hala dahi günümüzde adı lazım değil programlarda ve hatta siyasette, Kuran ile değil (zaten onu yapmak çok zor) %90 hadislerle din alınıp satılıyor, mertebeler dağıtılıyor, olmayan kurallar çıkarılıyor. Peşinde binlerce insan olan, iki dudağından çıkacak her şeyi zombi gibi he diyip kabul edecek insanlarla çevrili çok meşhur hocalar var ya, dikkat edin bir meseleyi konuşurken 1 ayet, en az 2-3 hadisle konuşuyorlar. Adamların dayandığı, güç aldığı şey Kuran değil, hadisler. Kuran'ı ise hadislerinin bir ucundan tutsun diye kullanacak kadar sahtekar, iki yüzlü ve cüretkarlar. Konuşmalarının içinde de bir ayet geçince tamam işte adam alim oluyor.
Aslında haklısınız %90 sorunların kaynağı hadisler değil, sorunların %90'ı Müslümanların dönüştüğü zombilik, yoksa o tiplerin suratı tükürükten geçilmez ve dinin sözde sahiplerine dönüşemezlerdi..
 
Neyi baz alacağım, elbette olan her şeyi baz alıyorum. Biraz objektif olunca zaten her şey ortada benim ekleyecek çıkaracak bir şeyim yok.
Zaten zarar vermek isteyen bir yolunu bulur insanın azmine hayranım o ayrı. Diyelim ki olmadı yoktu diyorsunuz ama oldu ve var. Şuan sorun bu. Ayrıca hala dahi günümüzde adı lazım değil programlarda ve hatta siyasette, Kuran ile değil (zaten onu yapmak çok zor) %90 hadislerle din alınıp satılıyor, mertebeler dağıtılıyor, olmayan kurallar çıkarılıyor. Peşinde binlerce insan olan, iki dudağından çıkacak her şeyi zombi gibi he diyip kabul edecek insanlarla çevrili çok meşhur hocalar var ya, dikkat edin bir meseleyi konuşurken 1 ayet, en az 2-3 hadisle konuşuyorlar. Adamların dayandığı, güç aldığı şey Kuran değil, hadisler. Kuran'ı ise hadislerinin bir ucundan tutsun diye kullanacak kadar sahtekar, iki yüzlü ve cüretkarlar. Konuşmalarının içinde de bir ayet geçince tamam işte adam alim oluyor.
Aslında haklısınız %90 sorunların kaynağı hadisler değil, sorunların %90'ı Müslümanların dönüştüğü zombilik, yoksa o tiplerin suratı tükürükten geçilmez ve dinin sözde sahiplerine dönüşemezlerdi..
Bahsettiğiniz şeyler doğrudur ama o bahsettiğiniz şahıslar böyle yapıyor diye hadislerin suçu ne ki ?
Bu insanların nemalandığı şey hadisler değil bizim insanın maalese ki bilgisizliğidir hangi konuda olursa olsun araştırmayan bir milletimiz var
Önüne kitap konulsada oturup o kitabı gerektiği gibi okumayan insanımız çok bu tür kişilerde insanlarımızın cehaletinden faydalanıyorlar.
Ben hadisler konusunda hep şu iki örneği veririm
hz.peygamber eşinin okuma yazma bilmesi için özel hoca tutmuşken hatta o hocaya birde sitem etmiştir " hafzaya falanca sureyi öğrettiğin gibi neden okuma yazmayıda öğretmiyorsun " demiştir ayrıca bedirde esir olan müşriklerin serbest bırakılma şartı olarak müslüman çocuklara okuma yazma öğretmesi karşılığında serbest bırakılmışlardır,bu iki güçlü delile rağmen tarihimizde özellikle bayanların okutulmaması bilinen birşeydir hala ara sıra o dönemlere atıflar vardır,Yani hadislerde bayanların da eğitim görmesi gerektiğine dair yeterli delil varken birileri sözde dine dayanarak bayanlar okumamalı vs. demişlerdir bununla anlatmak istediğim şeyi sanırım anlamışsınızdır buradaki mesele uydurma hadislerden daha büyük bir meseledir.
Tarihte yaşamış birisi ( yakın tarihte yaşamıştır ) tarikat adabı diye bir kitap yazmıştır ve kitapta bir bölümde mürit şeyhe nasıl olması gerektiği konusu işleniyor ve orada aynen şu ifadeler geçiyor " şeyhinizi hanımınızla cima yaparken görseniz bile şeyhimin bir bildiği vardır demelisiniz "
ama insanlar tutmuş bu adama evliya diyor adama resmen köle olmuşlar
burada tek mesele insanların cehaleti.
 
Bahsettiğiniz şeyler doğrudur ama o bahsettiğiniz şahıslar böyle yapıyor diye hadislerin suçu ne ki ?
Bu insanların nemalandığı şey hadisler değil bizim insanın maalese ki bilgisizliğidir hangi konuda olursa olsun araştırmayan bir milletimiz var
Önüne kitap konulsada oturup o kitabı gerektiği gibi okumayan insanımız çok bu tür kişilerde insanlarımızın cehaletinden faydalanıyorlar.
Ben hadisler konusunda hep şu iki örneği veririm
hz.peygamber eşinin okuma yazma bilmesi için özel hoca tutmuşken hatta o hocaya birde sitem etmiştir " hafzaya falanca sureyi öğrettiğin gibi neden okuma yazmayıda öğretmiyorsun " demiştir ayrıca bedirde esir olan müşriklerin serbest bırakılma şartı olarak müslüman çocuklara okuma yazma öğretmesi karşılığında serbest bırakılmışlardır,bu iki güçlü delile rağmen tarihimizde özellikle bayanların okutulmaması bilinen birşeydir hala ara sıra o dönemlere atıflar vardır,Yani hadislerde bayanların da eğitim görmesi gerektiğine dair yeterli delil varken birileri sözde dine dayanarak bayanlar okumamalı vs. demişlerdir bununla anlatmak istediğim şeyi sanırım anlamışsınızdır buradaki mesele uydurma hadislerden daha büyük bir meseledir.
Tarihte yaşamış birisi ( yakın tarihte yaşamıştır ) tarikat adabı diye bir kitap yazmıştır ve kitapta bir bölümde mürit şeyhe nasıl olması gerektiği konusu işleniyor ve orada aynen şu ifadeler geçiyor " şeyhinizi hanımınızla cima yaparken görseniz bile şeyhimin bir bildiği vardır demelisiniz "
ama insanlar tutmuş bu adama evliya diyor adama resmen köle olmuşlar
burada tek mesele insanların cehaleti.
Evet yine her zamanki hadis tartışmasının son anında sorulan soruya geldik;
Soru: Hangi hadis doğru hangisi yanlış, %100 asla şüphe bırakmayacak şekilde,Allah'ın emri gibi algılayacağımız %100 doğru olanı nasıl anlıyoruz?
Cevap: Anlayamıyoruz çünkü anlayamayız. Peygamberimizin vefatından sonra kesinliği için söz verilmiş ve koruması kesinleştirilmiş tek şey var o da Kur'an. Başka hiçbir şeyin hiçbir şekilde bozulmadan kalacağı garantisi verilmedi. Verildi diyen de kendini avutur, bu gerçeği bile bile daha da %100 korunma konusunda Kur'an dışında hiçbir şey sunulamaz, sunulsa da ciddiye alınamaz. O halde %1'lik bir şüphe de varsa din gibi keskin bir konu %1'lik şüphe üstünden gitse tahrif olmuş anlamına gelir ve dini bütünlük bozulur. Bu kadar basit biçimde olanı neden karmaşıklaştırmak için elimizden geleni yapıyoruz? Kim karmaşıklaştırmak istiyor? Bu karmaşıklıktan kim ne fayda sağlıyor?
 
Flood:
Bugüne kadar neden hangi Kur'an sahih hangisi değil diye bu denli ciddi çalışmalar yapılmadı? Tamam tarihte bazı cüretler oldu bozmaya yönelik ama çıktığıyla inmesi bir oldu. Yani neden günümüzde ''sahihtir/değildir'' tartışması sadece hadislerde var? Demek ki bir sıkıntı var. Sıkıntıyla din yürümez. Sıkıntıyla din yaşamaz yaşatılamaz bozulur gider. Görüyoruz diğer dinlerdeki durumu kaç farklı parçaya bölünüp nasıl şekillerde kullanıldığını. Adam güya Hristiyan ama Pagan melezli bir Hristiyan, adam güya Hristiyan ama Budizm katkılı Hristiyan. Yani burada sadece Hristiyanlık üstünden verdim ama en çok saldırıya açık olup en çok zorlanan din Hristiyanlık olduğu için. Hristiyanlar neden bir birinin gözünü oydu yüz yıllarca hangisi gerçek Hristiyan? Hadi çıkın işin içinden. Sebepleri çok ve sebeplerin yine en büyüğü bizim şuan yaptığımız şeyi Hristiyanlığa belki de 2 bin yıldır yapılan şeydir. Yani artık anlayın ve görün bozulup gitmesi isteniyor işte daha bunun önü arkası vesairesi bu kadar enerji ayırmanın manası yok.
 
Evet yine her zamanki hadis tartışmasının son anında sorulan soruya geldik;
Soru: Hangi hadis doğru hangisi yanlış, %100 asla şüphe bırakmayacak şekilde,Allah'ın emri gibi algılayacağımız %100 doğru olanı nasıl anlıyoruz?
Cevap: Anlayamıyoruz çünkü anlayamayız. Peygamberimizin vefatından sonra kesinliği için söz verilmiş ve koruması kesinleştirilmiş tek şey var o da Kur'an. Başka hiçbir şeyin hiçbir şekilde bozulmadan kalacağı garantisi verilmedi. Verildi diyen de kendini avutur, bu gerçeği bile bile daha da %100 korunma konusunda Kur'an dışında hiçbir şey sunulamaz, sunulsa da ciddiye alınamaz. O halde %1'lik bir şüphe de varsa din gibi keskin bir konu %1'lik şüphe üstünden gitse tahrif olmuş anlamına gelir ve dini bütünlük bozulur. Bu kadar basit biçimde olanı neden karmaşıklaştırmak için elimizden geleni yapıyoruz? Kim karmaşıklaştırmak istiyor? Bu karmaşıklıktan kim ne fayda sağlıyor?

Haklısınız kuran dışında sağlam %100 korunmuş bir kaynak yok bu sebepten Kuran rehberliğinde hadislere bakmalıyız.
Bence anlayabiliriz dediğim gibi Kuranı rehber edinirsek herşey kolayca halledilir hadislerin ravileri incelenir o hadislerin hangi dönemde söylendiğine dair tespitlerde bulunulur vs. konu çözülür.
Mesela hadislere bakmazsak ortaya nasıl birşey çıkar bir örnek vermek istiyorum.

Kuranda hırsızın elinin kesilmesi cezası vardır bu ayete göre hırsızın durumuna bakılmadan yaşınada bakılmadan elinin kesilmesi gerekir
ama bu ayeti açıklayan hadislere bakarsak bu ayet şartlara bağlıdır mesela hırsızlık yapan çocuksa eli kesilemez affedilir
hasta çocuğuna vs. bakabilmek için hırsızlık yapanın yaşına bakılmaksızın affedilir.
sorumsuz çalışmayan evine ekmek getirmeyen bir eşe sahip olan kadın da çocuğuna ekmek getirmek için hırsızlık yaptıysa affedilir.

Bu konuştuğumuz mesele aslında en iyi örneklendirmeler yapılarak anlaşılır.
 
Geri
Üst