Benim bir teorim var.

Öncelikle kesinlikle benim düşüncemdir bu hiçbir yerden alıntı değildir.Eğer cevabını biliyorsanız beni aydınlatırsanız memnun kalırım. Mesela her insanın bir korkusu vardır,kimi yüksekten kimi deniz den kimisi yanlızlıktan ben ise tüplerden çok korkarım.Patlamalardan felan aşırı korkarım. Teorim önceki yaşantımızda nasıl öldüysek o bizim en büyük korkumuzdur...

Eskiden reenkarnasyon ile ilgili bir kitabım vardı sonra kayboldu, bunu araştıran bir adam Hindistan'a gidip reenkarne olduğunu iddia eden insanlarla tanışıyordu orda da bundan bahsedildiğini hatırlıyorum, bu teori önceden de ortaya atılmış bir şeydir.

Sizin bu teoriniz bana göz diye bir reankarnasyon filmini hatırlattı. Orada da yanlış hatırlamıyorsam asansörde ölen kadın filmin sonunda küçük bir kız halinde asansörden korkmuştu. Şimdi biraz anlamsız oldu ama filmi bilenler ne demek istediğimi anlarlar. Bu teoriyi birkaç yerde daha duymuştum. Bilmiyorum bana göre gerçeklik payı olabilir de, olmayabilir de..

Teoriniz bu konuda bazı bilgilere ve okuduklarıma çok yakın.Mesela genetik miras denilen durumda bir ailede ölüm şekilleri hep aynı.Örneğin;trafik kazası geçirerek ölen bir baba,oğlu ve torun gibi..
Bir başka yakın durum ise;bir kişinin her reenkarnesinde hep aynı şekilde hayatının son bulması..Dolayısıyla sizin teorinizinde olur payı var zannımca.

Bizim de tüm ailenin ensesinde doğum lekesi var. Galiba bu önceki yaşamda ailecek boynumuzdan vurulduk.

Furking' Alıntı:

Bizim de tüm ailenin ensesinde doğum lekesi var. Galiba bu önceki yaşamda ailecek boynumuzdan vurulduk.

Genişletmek için tıkla ...

Böyle yazınca aklıma abim geldi.Yirmili yaşlarında net hatırlıyorum sırtında aynen kırbaç izi gibi boy boy izler vardı.Annemle konuştuğumuzda ki o yıllarda reenkarnasyon bilgimizde oldukça azdı.Yinede daha önce bir köle olarak kırbaçlanabileceği tahmininde bulunmuştuk.Sonra deniz bronzluk derken kayboldu izler ama halâ gözümün önünde hakikaten çok enteresandı.Şimdi olsa foto çekip mabete yollarım.

lviv angeles' Alıntı:

Böyle yazınca aklıma abim geldi.Yirmili yaşlarında net hatırlıyorum sırtında aynen kırbaç izi gibi boy boy izler vardı.Annemle konuştuğumuzda ki o yıllarda reenkarnasyon bilgimizde oldukça azdı.Yinede daha önce bir köle olarak kırbaçlanabileceği tahmininde bulunmuştuk.Sonra deniz bronzluk derken kayboldu izler ama halâ gözümün önünde hakikaten çok enteresandı.Şimdi olsa foto çekip mabete yollarım.

Genişletmek için tıkla ...

Evet çok tuhaf değil mi ? Kırbaç izi olduğunu nasıl anladınız ki ? Bu arada benim iz kılıç,kırbaçtan çok topuz yemiş gibi gözüküyor.

Furking' Alıntı:

Evet çok tuhaf değil mi ? Kırbaç izi olduğunu nasıl anladınız ki ? Bu arada benim iz kılıç,kırbaçtan çok topuz yemiş gibi gözüküyor.

Genişletmek için tıkla ...

Filmlerde bazı sahnelerde hepimiz görmüşuzdür kırbaç izini...İşte aynen öyleydi.Hani şöyle diyeyim;görür görmez hiç düşünmeden bu kırbaç izi derdin,o kadar yani.

Bazı insanlar küçük böceklerden cok korkar ne yani önceki yasantısında karıncalar mı öldürmüş ? diyelim bazıları cinlerden korkuyor önceki yasantısında cinler mi öldürmüş bunu ayrıca ben hiç birşeyden korkmam ucak korkusu yükseklik hız korkusu vs ee benim önceki yasantım yokmu yani ?

Bu teoriniz daha önce de bazı reankarnasyon savunucuları tarafından ortaya atılmıştı fakat bu teorinin özü aslında 1987 yılında yapılan bir bilimsel deneye dayanır. Bu deneye göre atalarımızın DNA'sında onların yaşantılarından bir parça olduğundan genetik aktarım sayesinde bu ''özelliklerden'' bazıları soy mensuplarına geçiyormuş. Örneğin çoğu insan örümcekten korkar, yılandan da keza. Acaba soyundan geldiğimiz onbinlerce insandan biri veya daha fazlasının birgün örümcek tarafından ısırılmasından veya yılan tarafından sokulmasından dolayı olabilir mi?

Bir ara benimde aklıma böyle düşünce geliyordu ama biraz daha değişik olarak.

Atalarımız, örneğin benim dedem diyelim: büyükannemle (yanlış anlamayın belirtmem gerek) ilişkiye girinceye kadarki taşıdığı gen birikimini benim ebeveynime aktarmış olur diye düşünüyorum manevi olarak. Ama sadece o ana kadarki hayatındaki şeyleri gen yoluyla aktarabilir, onun dışında ilişki sonrasını aktarmaz doğal olarak. biraz karmaşık yazdım ama anlayan anlar artık.

Biraz saçma ama...

Öncelikle Merhaba,
Teorinizi bazı dinler de ve inanışlarda doğrulayan düşünce sistemleri bulunmaktadır. (Britanya, Pagan, Kelt vb gibi.) Lakin paralel evren ya da ruhun daha önceden farklı bir fiziki bedende yaşamış olduğu ve bu dünya da tekrar doğduğu düşüncesi hala kanıtlanmış değildir. (kanıtlanması pek mümkün değil nedeni ise ruhun tam olarak neye benzediğini, gücünü nereden aldığını ya da bu dünyaya onu bağlayanın fiziki bedenimiz olup olmadığının bulunabilmesi) Beynimiz belli bir yaşanmışlıktan sonra error verebilir ve çoğu şeyi unutabilir lakin, yapılan araştırmalara göre ruhlar yaşadıklarını ve fiziki bedene yaşattıklarını kesinlikle unutmazlar , tekrar doğduklarında ise bu bilgileri kavrayabilecek kapasiteye geldiğimizde kişiye yüklerler ya da anlık görüntülerle birlikte hatırlatırlar... Antik dönemlerde bu konu hakkında bir çok maji uygulaması yapıldı lakin ruhu etkileyebilecek ya da gücünü azaltabilecek, onun derinliğine, sınırlarına, sırlarına ulaşabilecek bir büyü(maji) bulunamadı.

Dürüst cevap vermek gerekirse zayıf bir teori,ayrıca benzer konuda film vardı galiba yani farkında olmadan düşünsel bir esinlenme yaşamış olabilirsiniz.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

Reenkarnasyona olan inancımdan dolayı bu teoriyi mantıklı bulmuşumdur hep. Geçmiş yaşamdan fiziksel iz kalıp kalmayacağı hep tartışmalıdır. Benim de çocukluğumdan beri çenemde iyileşmiş ancak izi kalmış gibi bir yara izi vardı. Fakat öyle bir yara izim hiç olmadı. Ailemde buna sebep olabilecek hiçbir şey yaşamadığımı söyledi. Çok belirgin ve genişti. Özellikle ben ya da bir başkası eliyle dokunduğunda çok net hissediliyordu fiziksel durum. Bazen insanlardan ne olduğuna dair sorular da alıyordum. İz yanlış hatırlamıyorsam yaklaşık bir buçuk sene önce yüzümde enfeksiyon geçirdiğim tarihlerde, enfeksiyon sonucunda yeni bir iz ortaya çıktığı dönemlerde kendiliğinden geçmişti. Kurşun izini andırmıştır hep bana. Sanırım aklımda hep soru işareti olarak kalacak.