Beden ve Zihin bir bütündür...

berksurucu

Banlı Kullanıcı
Katılım
3 Haz 2009
Mesajlar
356
Tepkime puanı
968
Konum
Güzel İzmir
Öncelikle site üyelerine böyle bir başlık açma ilhamı verdikleri için teşekkür ederim...

Bu site doğası itibariyle "bilinmeyene atıf yapan" bir site... meraklıları içinde okuması da gayet keyifli.

Bilgi paylaşımının yanı sıra, arayışlarında olabildiğini görüyoruz.

İnsan bilinmeyene neden atıf yapar ? Neden anlamladırmak ister iyi ya da kötü?

... evet kötü de anlamlandırmayı sever. Karanlıktan korkar mesela... korksa bile karanlıkla ilgili hikayelere bayılır. Zihin o karanlığı doldurmayı sever. Evdeki "çıt" sesi birden iblisin sesi oluverir...

Arayışımız iki sebepten... Hem "şu anda" mutsuzusuz. hemde Ölmekten korktuğumuz için yüzleşemiyoruz. bu sebeple ölüm sonrasını merak ediyoruz.

Hem öleceğimizi biliyoruz. hemde bunu olabildiğince geç ve tatmin olmuş bir biçimde tamamlamak istiyoruz. üstüne üstlük Hayatın devam etmesini temenni ediyoruz. işimize gelecek şekilde... Ya yeniden dünyaya gelmek istiyoruz. Ya da cennete gitmek istiyoruz...

iç huzurumuzu bulamadığımız öylesine belli ki... bu sebeple...

Herkes cennete gitmek istiyor. Ama kimse ölmek istemiyor... : )


Erdemli olmak; söylemesi, anlatması çok güzel. ama herkesin bir yere kadar davranabildiği bir yapı. buna istediğiniz sıfatları katabilirsiniz. Sevgi, kabulleniş, dürüstlük, yardımseverlik vs vs ....

Bir düşünce deneyi yaparsak...

Hayatımızda "Ölüm" diye bir şey olmasaydı. ve geri kalan her şey şimdi ki gibi olsaydı. Sonsuza dek yaşıyor olsaydık. Kim yaratıcıyla bir pazarlık yapardı. Kim etrafa bakıp "hımm bunu bir yaratan olmalı" diyip sadece şükür ibadeti yapardı... Kim sadece "o" olduğu için iman ederdi.

Hani şu "YA VARSA BEN KURTULDUM SEN YANDIN, SEN HAKLIYSAN BİŞİ OLMAZ" hikayesi var ya... işte o pazarlığın hikayesidir...

Dolayısıyla tüm arzular ÖLÜM KORKUSUNA çıkar... hemde tamamlanamadan mutsuz bir ölüm korkusuna... ve tüm bunlara rağmen CENNETE girebilsek bari...

.....................................................


Mutluluk ŞU ANDA dır muhabbetini yıllar yılı anlamadım. hep merak ederdim. nasıl yapabiliriz. biraz bile olsa anda kalmayı...

Sonra Rahmetli babamın değişiminden çok esinlendim...

Babam ölmeden 15 Yıl evvel sinirli, huysuz bir adamdı. baya baya evi zehir ederdi yani bize... Sonra yürüyüş yapmaya başladı.

Yıllar yılı bu yürüyüş günde 3-5 km leri... sonra 10 km leri buldu. Asıl ilginç olan Babamın efsanevi değişimiydi. Babam 10 yıl içinde herkesin sevdiği Melek gibi bir adam oluverdi. Tüm öfkesi takıntıları gitti. arzuları arayışları bitiverdi.... Neden bu kadar yürüdüğünü sorduklarında "kafamı böyle boşaltabiliyorum" demişti.

benim okuduğum şeyleri okumamıştı. bilmiyordu. ama kendi meditasyonunu keşfetmişti.

Bende şimdi 10 yıldır ağırlık çalışıyorum, maraton koşuyorum. nefes çalışmaları yapıyorum ve vücudumdaki meridyenleri çalıştıracak uygulamalar yapıyorum. tabi bu benim hikayem. ama sorsanız zihnimi en çok rahatlatan futbol maçı oynamak : D

....................................................

tekamül insani deneyimlerle olacaktır...

güzel beslenin, spor yapın, gülün, bağırın, gevşeyin...,

Bizler Ruhani deneyimler yaşamak için dünyaya gelmiş insanlar değiliz.... Bizler insani deneyimler yaşamak için dünyaya gelmiş ruhlarız...

biraz düşünelim.
 

Kont Dracula

Banlı Kullanıcı
Katılım
4 Ocak 2019
Mesajlar
238
Tepkime puanı
303
Konum
Karanlığın uçurumuna daldım dibe gidiyorum.
Bizler Ruhani deneyimler yaşamak için dünyaya gelmiş insanlar değiliz.... Bizler insani deneyimler yaşamak için dünyaya gelmiş ruhlarız...
Şunda net haklısın.
Sormak istediğim bir şey var. Konu baştan aşağı materyalizm ve psikoloji kokuyorken, inançlı bir şekilde yapmanın sebebi nedir? Yada ben mi yanlış anladım?
 

berksurucu

Banlı Kullanıcı
Katılım
3 Haz 2009
Mesajlar
356
Tepkime puanı
968
Konum
Güzel İzmir
Şunda net haklısın.
Sormak istediğim bir şey var. Konu baştan aşağı materyalizm ve psikoloji kokuyorken, inançlı bir şekilde yapmanın sebebi nedir? Yada ben mi yanlış anladım?


Metaryalist biri değilim. Ama ruhçu biri de değilim.

bilinen ile bilinmeyen arasındaki denklemi her daim merak eden biriyim ama...

anlatmak istediklerimi anlatmaya çalışırken her türlü anlaşılır metaforu kullanmayı seviyorum. sade kelime dizgilerini o an hangi jargondan üretebiliyosam kullanıyorum.

şimdiki fikrime göre; özgür irademizin olmadığı bir VR gözlükle dünyayı deneyimleyen daha bilinçli bir varlığın avatarlarıyız.

Bu düşünceme göre madde bedenin içinde hologram şekilde var olan ruhlarımız filan yok. Ruhu bu realite içinde aramakta yanılıyoruz.
Madde dediğimiz şey zaten Prizmanın kırdığı ışığın renkleri...

ALLAH; Bilinmeyen üzerine düşünülemeyen tüm olaslıkların Source Kodu

RAB; Source Code'un bir parçası... Sonsuz Source Code'dan gelen sınırlı bir ışık. (kendi ruhundan üflemesi) Bu ışık 99 farklı ışığa kırılabilen bir ışık... Berk isimli VR gözlükten realite deneyimleyen varlık. Aynı zamanda deneyimin ışığını da seçim yollayan ana işlemci...

Ruh; Işığı 99 farklı esmaya kıran prizma... Berk isimli VR gözlüğün işlemcisi... Yüksek Benliğe (RAB) deneyimi projekte eden varlık. Ama şöyle bir şey var. Berk'in madde bedeni diğer maddeler gibi de bu projeksiyona dahil olduğundan bedenim ve maddeler de prizma renklerinin yansıması. yani bedenim bile ruhun ışık oyunundan başka bir değil.

Beden; bilgi ve duygu biriktiren bu sayede algı ve gözlem yapan. Kuantum alandaki süperpozisyonu maddeleştirerek (prizma) deneyim yaşayan (yaşatan) yaşadığı bu deneyimleri kendi deneyimleri zanneden, maddesel realitenin gerçekçiliğine kendini kaptıran, özgür iradesinin olduğunu sanan bu sayede dualiteye düşen, dualiteye düşmesi tekamül açısından faydalı olan ama zaman geldiğinde bu dualiteden çıkması icab eden holografik bir varlık...


Şimdi ben bu yukardaki senaryoya inanıyor muyum. ? kesinlikle tamamen değil. ama deneyim ve gözlemlerim sonunda geldiğim en içsel bilimkurgu hikaye bu... Dünyevi yorumlardır. Belki güncellenir.

şimdi tüm bu algılarımın ışığında; din, ruh, madde, fizik, matematik, psikoloji, deneyim vs vs birbiri içine geçmiş şeyler...

bir arkadaşımla sabahlara kadar derin felsefe yaptığımda, ya da recep ivediğin bir skecine güldüğümde birbirinden farklı şeyler yaptığıma inanmamaya başladım...
 

aysebru

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Ara 2016
Mesajlar
30
Tepkime puanı
14
Konum
mns
İş
desiner
Metaryalist biri değilim. Ama ruhçu biri de değilim.

bilinen ile bilinmeyen arasındaki denklemi her daim merak eden biriyim ama...

anlatmak istediklerimi anlatmaya çalışırken her türlü anlaşılır metaforu kullanmayı seviyorum. sade kelime dizgilerini o an hangi jargondan üretebiliyosam kullanıyorum.

şimdiki fikrime göre; özgür irademizin olmadığı bir VR gözlükle dünyayı deneyimleyen daha bilinçli bir varlığın avatarlarıyız.

Bu düşünceme göre madde bedenin içinde hologram şekilde var olan ruhlarımız filan yok. Ruhu bu realite içinde aramakta yanılıyoruz.
Madde dediğimiz şey zaten Prizmanın kırdığı ışığın renkleri...

ALLAH; Bilinmeyen üzerine düşünülemeyen tüm olaslıkların Source Kodu

RAB; Source Code'un bir parçası... Sonsuz Source Code'dan gelen sınırlı bir ışık. (kendi ruhundan üflemesi) Bu ışık 99 farklı ışığa kırılabilen bir ışık... Berk isimli VR gözlükten realite deneyimleyen varlık. Aynı zamanda deneyimin ışığını da seçim yollayan ana işlemci...

Ruh; Işığı 99 farklı esmaya kıran prizma... Berk isimli VR gözlüğün işlemcisi... Yüksek Benliğe (RAB) deneyimi projekte eden varlık. Ama şöyle bir şey var. Berk'in madde bedeni diğer maddeler gibi de bu projeksiyona dahil olduğundan bedenim ve maddeler de prizma renklerinin yansıması. yani bedenim bile ruhun ışık oyunundan başka bir değil.

Beden; bilgi ve duygu biriktiren bu sayede algı ve gözlem yapan. Kuantum alandaki süperpozisyonu maddeleştirerek (prizma) deneyim yaşayan (yaşatan) yaşadığı bu deneyimleri kendi deneyimleri zanneden, maddesel realitenin gerçekçiliğine kendini kaptıran, özgür iradesinin olduğunu sanan bu sayede dualiteye düşen, dualiteye düşmesi tekamül açısından faydalı olan ama zaman geldiğinde bu dualiteden çıkması icab eden holografik bir varlık...


Şimdi ben bu yukardaki senaryoya inanıyor muyum. ? kesinlikle tamamen değil. ama deneyim ve gözlemlerim sonunda geldiğim en içsel bilimkurgu hikaye bu... Dünyevi yorumlardır. Belki güncellenir.

şimdi tüm bu algılarımın ışığında; din, ruh, madde, fizik, matematik, psikoloji, deneyim vs vs birbiri içine geçmiş şeyler...

bir arkadaşımla sabahlara kadar derin felsefe yaptığımda, ya da recep ivediğin bir skecine güldüğümde birbirinden farklı şeyler yaptığıma inanmamaya başladım...



Acayip derin, zevkle okudum... Büyük resimde aslında gen kombinasyonlarından oluştuğumuzu düşünürsek, çok farklı ve akıl alamayacak tekamülde bir varlığın uzantıları olduğumuzu düşünüyorum bende. Dokunaçlar yada almaçlar gibiyiz, sanki farklı görevlerdeyiz ve durmadan veri topluyoruz(derin bilinçaltı). Bir espri var vaoluşumuzda ama bunu henüz keşfetmiş değiliz gibi hissediyorum açıkçası.
 

lGeceMavisi

Kayıtlı Üye
Katılım
2 May 2018
Mesajlar
125
Tepkime puanı
137
Metaryalist biri değilim. Ama ruhçu biri de değilim.

bilinen ile bilinmeyen arasındaki denklemi her daim merak eden biriyim ama...

anlatmak istediklerimi anlatmaya çalışırken her türlü anlaşılır metaforu kullanmayı seviyorum. sade kelime dizgilerini o an hangi jargondan üretebiliyosam kullanıyorum.

şimdiki fikrime göre; özgür irademizin olmadığı bir VR gözlükle dünyayı deneyimleyen daha bilinçli bir varlığın avatarlarıyız.

Bu düşünceme göre madde bedenin içinde hologram şekilde var olan ruhlarımız filan yok. Ruhu bu realite içinde aramakta yanılıyoruz.
Madde dediğimiz şey zaten Prizmanın kırdığı ışığın renkleri...

ALLAH; Bilinmeyen üzerine düşünülemeyen tüm olaslıkların Source Kodu

RAB; Source Code'un bir parçası... Sonsuz Source Code'dan gelen sınırlı bir ışık. (kendi ruhundan üflemesi) Bu ışık 99 farklı ışığa kırılabilen bir ışık... Berk isimli VR gözlükten realite deneyimleyen varlık. Aynı zamanda deneyimin ışığını da seçim yollayan ana işlemci...

Ruh; Işığı 99 farklı esmaya kıran prizma... Berk isimli VR gözlüğün işlemcisi... Yüksek Benliğe (RAB) deneyimi projekte eden varlık. Ama şöyle bir şey var. Berk'in madde bedeni diğer maddeler gibi de bu projeksiyona dahil olduğundan bedenim ve maddeler de prizma renklerinin yansıması. yani bedenim bile ruhun ışık oyunundan başka bir değil.

Beden; bilgi ve duygu biriktiren bu sayede algı ve gözlem yapan. Kuantum alandaki süperpozisyonu maddeleştirerek (prizma) deneyim yaşayan (yaşatan) yaşadığı bu deneyimleri kendi deneyimleri zanneden, maddesel realitenin gerçekçiliğine kendini kaptıran, özgür iradesinin olduğunu sanan bu sayede dualiteye düşen, dualiteye düşmesi tekamül açısından faydalı olan ama zaman geldiğinde bu dualiteden çıkması icab eden holografik bir varlık...


Şimdi ben bu yukardaki senaryoya inanıyor muyum. ? kesinlikle tamamen değil. ama deneyim ve gözlemlerim sonunda geldiğim en içsel bilimkurgu hikaye bu... Dünyevi yorumlardır. Belki güncellenir.

şimdi tüm bu algılarımın ışığında; din, ruh, madde, fizik, matematik, psikoloji, deneyim vs vs birbiri içine geçmiş şeyler...

bir arkadaşımla sabahlara kadar derin felsefe yaptığımda, ya da recep ivediğin bir skecine güldüğümde birbirinden farklı şeyler yaptığıma inanmamaya başladım...

Bende biraz gozlemleyince boyle dusundugum zamanlar oluyor. Acaba bir cesit robot muyuz diye de dusunuyorum. Organlarin yapaylarinin yapilabilmesi ihtimali arttiran unsur, simdi yapay et de yapmislar. Vucudumuzu inceledigimde ayni bir bilgisayar mekanasizmasi gibi beynimiz ana kart damarlar da elektrigi ileten aktaran kablolar gibi kalbimiz pil gibi, uyuyoruz sarj olur gibi. Tamam insanlar dogadan ornek ilham alarak buldular herseyi ancak bu gercegi bulmak da olabilir.

Varolusumuzun kaynagini bilmedigimiz icin kafamiz cok karisik dimi :D her ihtimali degerlendiriyoruz iste.
 

karatay

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Ocak 2015
Mesajlar
131
Tepkime puanı
127
Me
Metaryalist biri değilim. Ama ruhçu biri de değilim.

bilinen ile bilinmeyen arasındaki denklemi her daim merak eden biriyim ama...

anlatmak istediklerimi anlatmaya çalışırken her türlü anlaşılır metaforu kullanmayı seviyorum. sade kelime dizgilerini o an hangi jargondan üretebiliyosam kullanıyorum.

şimdiki fikrime göre; özgür irademizin olmadığı bir VR gözlükle dünyayı deneyimleyen daha bilinçli bir varlığın avatarlarıyız.

Bu düşünceme göre madde bedenin içinde hologram şekilde var olan ruhlarımız filan yok. Ruhu bu realite içinde aramakta yanılıyoruz.
Madde dediğimiz şey zaten Prizmanın kırdığı ışığın renkleri...

ALLAH; Bilinmeyen üzerine düşünülemeyen tüm olaslıkların Source Kodu

RAB; Source Code'un bir parçası... Sonsuz Source Code'dan gelen sınırlı bir ışık. (kendi ruhundan üflemesi) Bu ışık 99 farklı ışığa kırılabilen bir ışık... Berk isimli VR gözlükten realite deneyimleyen varlık. Aynı zamanda deneyimin ışığını da seçim yollayan ana işlemci...

Ruh; Işığı 99 farklı esmaya kıran prizma... Berk isimli VR gözlüğün işlemcisi... Yüksek Benliğe (RAB) deneyimi projekte eden varlık. Ama şöyle bir şey var. Berk'in madde bedeni diğer maddeler gibi de bu projeksiyona dahil olduğundan bedenim ve maddeler de prizma renklerinin yansıması. yani bedenim bile ruhun ışık oyunundan başka bir değil.

Beden; bilgi ve duygu biriktiren bu sayede algı ve gözlem yapan. Kuantum alandaki süperpozisyonu maddeleştirerek (prizma) deneyim yaşayan (yaşatan) yaşadığı bu deneyimleri kendi deneyimleri zanneden, maddesel realitenin gerçekçiliğine kendini kaptıran, özgür iradesinin olduğunu sanan bu sayede dualiteye düşen, dualiteye düşmesi tekamül açısından faydalı olan ama zaman geldiğinde bu dualiteden çıkması icab eden holografik bir varlık...


Şimdi ben bu yukardaki senaryoya inanıyor muyum. ? kesinlikle tamamen değil. ama deneyim ve gözlemlerim sonunda geldiğim en içsel bilimkurgu hikaye bu... Dünyevi yorumlardır. Belki güncellenir.

şimdi tüm bu algılarımın ışığında; din, ruh, madde, fizik, matematik, psikoloji, deneyim vs vs birbiri içine geçmiş şeyler...

bir arkadaşımla sabahlara kadar derin felsefe yaptığımda, ya da recep ivediğin bir skecine güldüğümde birbirinden farklı şeyler yaptığıma inanmamaya başladım...
Merak ettim, acaba bu düşünceniz sadece "İnsan" özelindemi yoksa tüm canlılar için mi? Doğrusu insan merkezli hiçbir varoluş felsefesi bana mantıklı gelmiyorda.
 

[XTR] Similar Threads

S
Cevaplar
2
Görüntüleme
424
Ü
Cevaplar
161
Görüntüleme
3K
Üye silindi 76175
Ü
Üst