victorious
Kayıtlı Üye
Bu yazıyı 2007 yılında yazıp nette yayınlamıştım.2001 yılı sonlarında başlayan ağır bir rahatsızlığım ve bu rahatsızlığımda yaşadığım doğaüstü bazı olaylarda yer almaktadır.Aslında iyi okunursa bu dünyada bildiğimiz bazı şeylerin aslında öyle olmadığı ve tüm meselenin perde arkasından büyük bir yönetmen tarafından organize edildiği ve bu organizasyonda işlerin nasıl döndüğü hakkında da fikir sahibi olabileceksiniz.Dünyanın gerçek düzenine ait,perde arkasından bilgiler yer almaktadır.Hatta öbür dünyada işlerin nasıl yürüdüğüne dair gördüğüm rüyayı da yazdım.Bu bilgilere inanmak yada inanmamak sizinle ilgili olup bana ise paylaşmak ve sadece saygı duymak düşer.Daha önce bu yazıyı yayınladığımda alıntı olduğunu söyleyenler oldu.Net üzerinde bu yazının ilk yayınlanması benim üyeliğimdedir ve iş o haddeye gelirse sağlık raporlarım halen mevcut.Yazı zaten uzundu bugüne ait yazdığım yeni şeylerle biraz daha uzun hale geldi.Ancak sabırla okumanızı tavsiye ediyorum. Buyrun;
(Mart 2007 tarihli yazım ve yaşadıklarım):
Öyle aklınıza direk ateşte adam yakmak gelmesin…
Daha acı verici,saniyelerin sırtına "sistematik sahtekarlıklar" ile ızdıraplar yüklemek…
Şüphe verici noktaları da işaret edeceğim ve bu sayede bunu yapan zihniyetin kişiliğine dair de ipuçları edinmiş olacaksınız.Bunların sadece psikiyatri hastalığından ibaret olduğuna inanmak saflık olur.Nedenini okuyunca anlarsınız.
Acaba nereden başlasam,en büyüklerden galiba... Sorunlardan uzaklaşmaya iyi niyet göstermenin bilimsel faydası da olmalı sanırım.
Ancak yazı epey uzun oldu.Sabırla okumanızı istirham edeceğim.Bölümler halinde sunacağım.Özetin özetini yazmak bu kadar uzun sürdü,birde tahmin edin 5 yıl saniye saniye yaşamak nasıldı? Cehennem!
->Önce altyapı hazırlıkları.Öyle ya dünyada cehenneme atacağın kişiyi önce manevi hapse atman gerekir.Elini kolunu bağlaman gerekir.Bu anlamda;
-Kafamı sanki demiyeceğim,gerçekten bir şey ile sıkıyorlardı,
Neticeleri:
* İradem elimden gidiyordu
* Beyin fonksiyonlarım sadece beynime hariçten gelen işlevleri yerine getirebiliyordu ve bu işlevler ise tamamen benim aleyhime olan şeylerdi hepside.Bunu yeni yeni fark ediyorum düzeldiği için.Kafamın içinde çalışmasını hissedebildiğim bi etkide,adeta bir mekanizma var ve bu çalıştığı zaman beynime o hariçten gelen,beni kötülüğe sürükleyecek telkinlere engel olamıyordum.
* Hal böyle olunca isteyen beni istediği kötü yöne sürükleyebiliyordu.İçki içmeye gidelim diyen birini imkansız reddedemiyordum.Vs. tüm kötü şeylere sürükleniyordum.Farkındaydım ama elimden bişey gelemiyordu.
* Bu yüzden maddi olarak ta sıfırı bulmuş durumdayım.
* Hiç kimseye sorunlarımı anlatamıyordum,bi şekilde kafamdaki düşünce mekanizması beni kandırıyordu ve ne çevremdekilere ne de bu forumlara sorunlarımı anlatamıyordum.5 yıl boyunca kimseyle konuşamadım.Üstelik web programcılığı felan da bildiğim halde bir foruma üye olupta iki çift laf yazamadım.
-> (en fazla acı verenlerinden biri buydu) Dişime ve tırnaklarıma hep bişeyler sürtülüyor,yünlü eşyalar,jilet,bıçak,tırnak makası.Kışın kazak,çorap giyemiyorum.Traş olmak,tırnak kesmek tam bir işkence.O kesici aletle dişlerimi kestiğim hayalimde bire bir canlanıyor ve acılarını eksiksiz yaşıyorum.Hayat tam bir kabus hem de uyanık haldeyken.Meyve yiyemiyordum,meyve yemek kötü bir kabusa dönüştüğü için asla yiyemiyordum.Vitamin alamıyordum.Dişlerim fiziksel olarak zarar gördü.Bedensel olarak ta çok zarar gördüm.Bir kaldırıma bakayım,o kaldırımı ısırıyorum,kafam köşesine sürtülerek kesiliyor…İnanın ki bunlar hayalimde öyle canlanıyorki,yani sanki gerçeğini tv de karşımda izliyorum.O denli net bi şekilde bu feci şeyler kafamda canlanıyor ve bire bir bu acıları yaşıyordum.Ortada sadece akan kan yoktu!
-> Hayal sisteminin bozukluğu;şu sıralar hala devam eden bir sorun.Demiştim ya sistematik,bir kurgu gibi.Bu da öyle. Kendimi hep feci şekilde farklı senaryolarda can verirken görüyorum.Bu senaryolar çevremde baktığım şeylerde oluşuyor.Mesela yolda giden bir kamyona baksam,kendimi o kamyonun tekerleri arasında sıkışmış feci şekilde acı çekerken görüyorum.Asfalta baksam,dişlerim ve kafam asfaltta sürtülüyor.Bu olayları çok gerçekçi yaşıyorum.Acılarını bire bir hissediyorum.Ortada sadece kan yok.Alt yapı kısmında bahsetmiştim,beynim ve iradem bende değildi.Bu ayda yılda bir olmuyordu.Her an,her daim,bu 5 kabus yılının içinde her saniye ayrı bir işkence yaşıyordum.Bir tırnak makası dişlerimi kesiyor,bir traş bıçağı dişlerime sürtünüyor.Bu öyle basit bir etki değil,sanki dev gibi,dayanılmaz bir acısı vardı.Eve gelince ilk işim çorapları ve üzerimdeki kazağı çıkarmak olurdu.Onlar üzerimdeyken acı çekiyordum.O yünlü eşyalar dişime dolanıyordu.Bunlar masal gibi gelebilir ama günlük hayatta aynısı gerçeten yapılıyormuşçasına acısını yaşıyordum.
Kafamda bir şey hayal etmek istediğimde,sevdiğim değer verdiğim insanları hayal edemiyorum.Çünkü hayalim sanki benim irademden çıkmış ve hayal etmek istediğimde onların hayalimde çok kötü durumlarda olduğunu görüyorum.İstemeden,elimde olmadan.Mesela çok iyi,değer verdiğim birini anımsamak istediğimde hayalimde onun acı çıkğlıklar içinde feci şekilde can verdiği (elektrik çarpması,hızarın kesmesi,yanması ..vs.) canlanıyor zihnimde.Kötü birini hayal ediyorum hiç bi sorun yok.Hatta çok düzgün görünüyor.Hep diyorum ya bir sistematiği var bunların.Bu bir gizli kapaklı perde arkası sahtekarlığı diye.Hastalık kara düzen olur.Kolun kırılmışsa hiçbir cismi kaldıramazsın,masayı kaldırıpta,sandalyeyi kaldıramıyorsun gibi bir durum çok saçma.Hastaysan her şeye hasta olman gerekir.Burda bir sahtekarlık söz konusu.Sevdiğin insanlar acılar içinde görünsün,dejenere iğrenç pislik yaratıklar sa iyi görünsün.Hadi ordan.İşte bu yüzden bu bilinçi bir bela,bir sahtekarın gazabına uğradım.Hayal sistemim tamamıyla bozulmuş durumda.
İnsanlar yanıma gelip sorunlarından bahsediyor.Pardon sorun? Evet sorunla işkence farklı şeyler. 1 milyon insanlık işkence 1 insanda toplanırsa ne olur? Cehennem!
=======II=======
->Kafam bir işlemci gibi işliyor;Hep düşünüyorum,hep...hep.İyi kötü,herşeyi..Düşünmekten artık günde 1-2 saate kadar inmiş uykularım.Ölü gibi dolaşıyorum üstelik çok ta yorucu bir işim var yapmak zorunda olduğum.Düşünceler sistematik;insanların yaşayış biçimleri,gruplara ayrılmış şekilleri,hayatın nasıl idare edildiği,inanların ruh yapılarındaki davranışlarının gözüme görünür hale gelmesi....sanki tanrı yaptığı işleri bana zorla anlatıyordu ve benim küçük beynim silindir altında kalmış gibi eziliyordu.1 sn. bile beynim dinlenemiyordu.Engel olamıyordum.Demiştim ya alt yapı çalışmalarındaki mengene ve dürtü mekanizmasına yenik düşüyordum üstelik bunların farkında bile değildim.Kafamı bir şey sıkıyor diyemiyordum.O derece bu lanetler kuşatmıştı beni.Hayatın hiçbir güzelliğini yaşayamıyordum,sadece kötülükleri yaşıyor ve acı çekiyordum.
->Nedir bu telkinler,ruhsal anatominin bozulması: Bir insana birkaç şeyin dışında bundan daha fazla kötülük yapılamaz galiba. İçimde bir olayı düşünürken gülme geliyor ardından da güldüğüm için samimi olmadığım ve akabinde yalancı konumuna düşüyorum.Bu gülme gözlerimde bir etki ile oluşuyor.Buna bağlı olarakta günlük hayatta gerçek maddi ve manevi zararlara uğruyordum.Üzülmem gereken şeye asla üzülemiyordum.Bir cenazemiz var diyelim.Ben orada üzülmem gerekirken,kafama öyle telkinler geliyorki,üzülemiyorum.Bu telkinler:benim davranışlarımın çevremdeki insanların beyinlerinde nasıl oluştuğunun empatisini sürekli yinelemek.Karşı koyulmaz bir hastalıktı.Gülmem gereken yerde üzgünüm.Çevremdeki insanlar gülüp eğlenirken benim içime yine o sebepsiz sıkıntılar dolardır.Etrafımdakiler sorardı sebebini ama bilmediğim şeyi bir türlü anlatamazdım.Başka insanların yüz ifadeleri ile davranmak.Çok gıcık oluyorum buna hala devam ediyor.Kendi hal ve edalarımla yaşamak istiyorum ama fark etmeden.Fark ettiğiniz zaman yaşam bozuluyor.O zaman hayat sanki tiyatro oynuyormuşsunuz gibi oluyor ve yaşamdan hiçbir zevk alamıyorsunuz.Bir şahıs ile olan münasebetlerimin aynısını o anda kafamda kendim izliyorum,berbat bir durum.Hayatın orjinalitesi bozulmuş.Sonrasında beklide yüzlerce kez o kişi ile olan münasebetim aklıma geliyor.Her gelişinde olay büyüyerek ilerliyor ve kafam kazan gibi oluyor.Neticesinde ise ruhumun çok büyüdüğünü hissediyorum.Diğer insanlar çok küçük varlıklar gibi gelmeye başlıyor.Sonra içimde suçlamalar sen büyüksün,sen biliyorsun her şeyi diğer insanlar bilimiyor ve bir de bakmışım ki hayatımda yapayalnız kalmışım.Hadi bu telkinlere inanmıyorum diyelim.Yahu gerçekten o kadar uğraştım ki bay olsun bayan olsun arkadaş edinmeye sanki herkes benden kaçırılıyordu.Çok fazla ısrar ettiğimde ise çok iğrenç dejenere pislik bir adam veya kadın illaki beni buluyordu.Akabinde başlıyordu pisliğini bana bulaştırmaya.Taki ben artık bu durumu anlayıncaya kadar.Anlamakta yetmiyor o pislikler ile içimdeki dürtüler ne hikmetse aynı paralelde hareket ediyorlardı.İşte bu yüzden sistematik diyorum.Bu yüzden işte birilerini suçluyorum.
->Her zaman kötü adam ben,suçlu ben: Öyle bir durum ki; yaşamda bir konu hakkında birisi benim hakkımı yiyorsa,içimden bir ses sürekli bana tehditler yağdırıyor,beni suçlu buluyor.Hakkımı o kişinden almam ve hakkımı aramamam için her türlü telkinler geliyordu.İşin en garip yanı ise gerçekten o tehditler günlük yaşamda gerçekleşiyordu.Tv de haber izlerken,bir dolandırıcı bir kötülük yapmış olsun,o kişinin yaptığı kötülüğü kendimde hissediyor ve adeta o kötülüğü ben yapmışım gibi oluyordu.
->Her daim içimde bir pişmanlık bir korku: bir kişi bir suç işler ve kendisine verilecek cezayı beklerken ki durumundaki pişmanlık ve korku duygusu aralıksız 5 yıl sürdü.Kendime bu soruyu soramıyordum.Çünkü dedim ya beynim ve iradem bende değildi.Durduk yere hiç bi suçum yokken kendimi hep pişman ve suçlu hissediyorum.
->Sıkıntı : İçimde öyle bir sıkıntı varki,tarif edilemez.Sebebi yok,durduk yere acaip bir sıkıntı var.Durduğum yerde duramıyorum.Bu sıkıntıdan dolayı,ne konuşabiliyorum,ne de bir sosyallik kalıyor.Durduğum yerde deliler gibi kıvranıyorum.Beni yiyip bitiriyor,mahvediyordu.Kalbimde bir baskı oluşuyor,nefes almamı engelliyordu.Bu baskı sebepsiz sıkıntıları da beraberinde getiriyordu.Kalbim çarpıntı şeklinde atıyordu hep.Aralıksız sürüyordu.Bu baskı aynı zamanda toplum içinde kendimi ifade etmemi,bir konuda hakkımı aramamı acaip derecede engelliyordu.Hakkımı aramak için konuşmam gerektiğinde,kalbim öyle bir atıyordu ki,öleceğim sanıyordum.Yine hakkımı aramam gerektiği zaman beynim adeta duruyordu.Tek kelime dahi konuşamıyordum ve yine suçlu ben oluyordum.
=======III=======
->Nefes Darlığı: Bu sıkıntılar neticesinde genzim kapanıyor,nefes alış-verişlerim duruyor.İçimdeki sıkıntılar katlandıkça katlanıyordu.5 yıl aralıksız devam etti. Zaten burnumdan çocukken ameliyat olmuşum evet bir problem vardı ama bu sıkıntılar tamamen durduruyordu nefes alışlarımı. 3 ayrı hastaneye gittim,nefes alamıyorum dedim.Doktorlardan kimisi, benden sağlamsın dedi,kimisi zayıfla (75 kg-1.77 cm boy) dedi,kimi si de,evet bi sorun var özel kliniğime gel 3.000 ytl ye ameliyat edeyim dedi.
->Cinsellikte Çift Kişilik: Dedim ya dünyada çekmediğim dert yok diye.Bu da eksik mi kalacaktı bu dertlerin sahtekarı tarafından.Sürekli telkinler geliyor,bi takım iğrenç duygular,sanki bu şeyi ben istiyormuşum,sanki ben temayül ediyormuşum gibi gizli kapaklı yapılmaya çalışılıyordu.Foyası sonradan çıkıyor ortaya.Üstelik benim gibi bir yapıda olan adama.Rüyalarda da yine aynı işbirlikçilik devam ediyordu tabi.Rüyalar zaten iğrençlik tanrıçasının jokeri adeta.Dünyada kafasına koyduğu şeyi insana rüyasında dayatarak,zorla yaşatmak.Bunu anlatmakta utanacak sıkılacak bişey yok.Beni yansıtmayan durumların veya çektiğim binlerce dertten her hangi bir tanesidir.Şükür ki bu pislik illetten de sıyrıldık.Umarım tekrar yaşamam.
->İçimde acelecilik duygusu (hatta belirgin dürtüsü) var; Bi işi yapacağım zaman kafama sanki bir sinyal geliyor,kafamı ileri itiyor ve birden ileri atılma hissiyle atılıyorum.İstem dışı oluyor.Bunun yaşama yansımaları ise,korkaklık,ürkeklik,hakkını asla arayamamak gibi sonuçlarla sirayet ediyor.Sanki bu şeyi biri bilinçli yapıyor,her nedense;aleyhime olan bişeyden kaçınmaya çalışırken bu sinyal aleyhime daha da fazlalaşıyor.Beni kötülüğe çekmeye zorluyor.
->Zaten kısıtlı zamanlarda girdiğim internet için bilgisayarın başına geçtiğimde,kafamı bişey sıkıyor,internette faydama olan şeyleri yapmaya çalıştığımda içime sıkıntı düşüyor.Bunun dışında ne kadar saçma şey yaparsam yapayım hiç bişey olmyor.Görsel sonuçları;chat olayını asla sevmem,ölü zamanda sıkıntı dağıtmak için chat yapsam net alemindeki en iğrenç kişi illaki beni bulur.Aynı yerde chat yapan kişiliksiz birisi çok kaliteli insanlarla tanışırken üstelik.Not
sikolojik etkilerle başlayan birşey,görsel kötü sonuçlarla maddileşiyor yaşamda.İnternete girmemek için bi kenarda sıkıla sıkıla oturuyorken sanki 10 kişi kafamı itiyor git internete gir diye.
->Rüya görmekten bıktım;uyuduğumda sabahlara kadar rüya görüyorum.Bilinç altı demeyin lütfen yeterince gamsız olduğumu söyleyebilirim.Günlük yaşamda ahlaki değerlerini yitirmiş kötü bir insandan kaçındım onu görmezden geldim diyelim.Gece rüyamda nerdeyse adamın ayaklarına kapandığımı görüyorum.Bu rüyaları gösterenlerin yarasımı varki.Dinlenmek için uyuyorum (-ki uyuyabilirsem) ama sabah kalktığımda kafam kazan gibi.Kafamı yastığa koyduğum andan itibaren uyanıncaya kadar rüya görüyordum.Hatta daha uyumadan başlıyordu rüyalar.Normal rüyalar değildi,her türlü iğrençlik vardı.Korkunç rüyalar,iğrenç rüyalar.O kadar pislik ki yazmaya bile canım sıkılıyor.En yakınınla ilişkiye sokuyolar zorla.Uyandıktan sonra 1 hafta üzüntü ile dolaşıyordum.Ağlıyordum.Bu varlık alemi bu kadar iğrenç pislik ve dejenere.Varlık aleminde güvende olduğumu asla düşünmüyorum.Bilmiyorum da umarım birde öbür tarafı olmaz bu hayatın.Bu cehennemde yaşadıklarım öbür tarafın ip uçları gibi sanki.Tek istediğim kökten,komple yok olmak.Hayat,varlık bu risklere rağmen benim neyime gerek.Aşağılık varlık alemi!
->Sanki dünyanın düzenini ben döndürüyorum;kafama öyle düşünceler geliyor ki,bir şirket bir ürünü pazarlıyor diyelim,kendimden geçiyorum ve o ürünün nasıl pazarlanacağına dair kafamda yığınla düşünceler oluşturuluyor,o şirkete yoğun acıma duyguları geliyor içime.Acımazsam kafamdaki sıkıntıların şiddeti fazlalaşıyor.İllaki yenik düşüyorum.Ya da tv de program yapan birini görsem bu programda şöyle olsa daha iyi sonuç verir,şu dekor uymamış.Programı yapana yoğun acıma duyguları geliyor.Kurtulmaya çalışıyorum.Fakat ilginç olan şu,bu tür düşünceler geldiğinde zaten kafam sanki mengeneyle sıkılıyor,içimde ağır bir dürtü mekanizması var ve ben bu başkalarına üzülme ve onları düşünme hastalığından asla kurtulamıyordum.Kendi düşünme özgürlüğüm elimden gitmiş sanki kafama ilgili (!) düşünceler enjekte ediliyor ve bende buna eli kolu bağlı baka kalıyorum.Neticede yorulan beyin benim beynim. Diğer düşünceler;İnsanlar gruplara ayrılmış,şu gruplar (hristiyanlar,müslümanlar) tanrı tarafından insiyatifli,bu gruplara hep bela geliyor.Sonra kafama sanki fısıldanıyor;bu kadarını insanlar yapamaz bunu tanrı yapıyor,şu grup imtiyazlı vs..Her insan aynı şartlarda var olmuş iken nasıl olurda biri çok zengin,biri açlıktan ölüyor.Zengin olan insanlar zannediyormusun ki kendileri oldular.Bunları organize eden tanrıdır.Fısıltılar devam ediyor.Sadece fısıltı değil kafamda bir yığın ilgili şekillerde canlanıyor.İster inanın ister inanmayın,ben iddia etmiyorum sadece sorunlarımı yazıyorum.En ilginç olanlarından biri de şu idi: Bir gün yine yalnızım uyuyorum.Gece rüyamda dünya yuvarlağının tam dışında bir pencere açılmış ve tanrı yanımda bana dünya düzeni hakkında bilgiler veriyor.Fakat bu iletişim konuşma şeklinde değil,kelime yok ses yok ama ben anlıyorum."Herkes hristiyanların öbür dünyada yanacağının,onların günahkar olduğunu düşünür.Müslümanların bu dünyada sıkıntı çekmelerine karşılıkların öbür dünyada cennet olacağı bilinir ya.Çok yanlış asıl olan,tam tersidir.Zaten dünyadaki yaşam da bunun ispatıdır." Şeklinde bilgiler edindim.Ben o ilginç diyaloğu cümlelere döktüm.Tam olarak böyle bir diyalog değildi.Yöntem farklıydı ama bilgiler bunlardı.Rüya devam ediyordu;öbür dünyadaydım ve epeyce fazla insan tabut içinde uyuyor vaziyettelerdi.Bana tekrar aynı metodla bi takım bilgiler geldi;"Bu insanlar normalde hep uyur vaziyettedirler,gerektiği zaman uyandırılıp bir takım (!) hayatlar yaşarlar işi biten sonra tekrar uyuma moduna geçer."Bir takım hayat artık nedir,ızdırap veya iyilik,kişisine göre. Orada vurgulanan bir nokta ise,yaratılan tüm insanların aynı anda yaşatılmasının zor olduğu idi.Yine aynı rüyada söylenen şeylerden biri de bildiğimiz şekilde sonsuz bir cennet hayatının olmadığı ve öbür dünyanın bu şekilde olduğu idi.Dünyanın dışında tanrı ile yan yana iken tanrının şeklini de gördüm.Ha hiç bi şekilde bir iddiada bulunamam o şekil gerçekten omuydu yoksa değimliydi.Ben yaşadıklarımı anlatıyorum.Zaten çokta meraklısı değilim,hatta nefret ediyorum bu şeylerden.Şekil şöyle idi: Sanki açık sarımsı renkte, küçük,aralıklı, yuvarlak kürelerden oluşan,yukarı doğru incelen bir piramit şeklinde idi.Tam olarak bir piramide benziyordu.Neyse gece uyandım korku ile.Dua ettim yeter artık dedim,ben senin icraatlerini bilmek istemiyorum ve çok korkuyorum diye.Sonra uyudum rüya görmedim.Bir defasında da Yunanistan ile 2 kez veya 3 kez savaştığımızı ve sadece 1 kez galip gelip diğerlerinde yenildiğimizi görüyorum.Görmekten ziyade birisi söylüyor,böyle olacağını.Bunlardan banane ya,zaten deliler gibi işkence çekiyorum,defalarca intihar teşebbüslerinde bulunmuşum.
=======IV=======
->Ekstra etkiler,dayatmalar.Bir bayanla tanışmak isteyeceğim zaman kalbim öyle bir atıyor ki,sanki yerinden çıkacak.İnanmazsınız yaşım 29 hala bir kız arkadaşım olmadı.(Çok afedersiniz bi kaç aşağılık paralı birlikteliği saymazsak).Şekil olarak hayli iddialı olduğum söylenir.Belki ilgisi vardır diye yazıyorum,her kafeye oturduğumda epeyce dikkat çekmişimdir.Bir süre sonra wc ye giden bayanlar,gsmlerinin bluetoothlarını kurcalayanlar.Bir tanesine niyetlenip gitmeye kalksam,kalbim davul gibi çalmaya başlar,beynim durur,ne söyleyeceğimi asla bilemem (şiirler bile yazan ben).Hadi bunlar psikolojik,ya maddi engellemeler de neyin nesi.....onları da denedim.Her şeye rağmen gitmeye kalktığımda resmen,ya kız bayılacak oldu,ya ben yada o kafe başımıza yıkılacak oldu.2 defa o kadar uğraştan sonra bi bayanla tanışmaya kalktım,sırasıyla ailesindeki herkes hastanelik oldu tam bizim buluşacağımız gün.Neticede olmadı.Servise bindiğim duraktaki 2 tane bayanla bakışıyorduk (1 yıl boyunca!) artık neredeyse gelip bana odun diyeceklerdi.Biliyordum gidince neler yaşayacağımı.Birine niyetlendim yanına gittim.O anda öyle sıkıntılar çöktü ki üstüme,kalbim öyle bir atıyor,beynim sıfıra inmiş-durmuş ki o anın bitmesini istedim.Sanki ölecektim.Dedim ya herşey sistematikti sanki.Bişeyler bana hayatı cehennem etmek istiyodu bunuda başardı.Hayat gerçekten acılarıyla ve iyi şeylerden men etmeleriyle gerçekten bir cehennem oldu bana.Burada yazdıklarımı sakın övünme olarak anlamayın.29 yaşında kötü olan herşeyi acı bir şekilde yaşamış ve iyi şeylerden yaşam boyu men edilmiş,beyni tükenmiş birinin övünmek aklından bile geçemiyor.Hevesler bile bitmiş.
->Bu hayatta Guantanamo ya gitmeden gündelik yaşamda aynı işkenceleri farksız olarak yaşamak mümkünmüş arkadaşlar.Üstelik bundan yanınızdaki kişinin bile haberi olmuyor,çünkü bişey görmüyor.Yemin ederim ki gerçekten acı,dehşet aynısı...
->Torbalarca psikiyatri hapları,hastanede yatmalar,doktorlar.....hiç biri çare olmadı o dönemde.Öyle ya o haplar insanoğlunun normal sorunları için üretildi.Cehennem ateşine ne yapsın bir kap su!!! 5 YILDIR HASTANE KAPILARINDA SÜRÜNMEKTEN ARTIK GINA,BAY,KUS GELDİ! YETER ARTIK !!! Sadece bu psikiyatri hastalığından yaklaşık 40 defa hastaneye gitmişim.Her gidişim ayrı bir çile.3-4 yere uğrayarak ulaşabiliyorum doktora.Bir yığın masraf.Rapor istirahat ilaç vs..Bi türlü adam olamadık şu aşağılık dünyada.Yaşıtlarım ne yapıyor ben nelerle uğraşıyorum.Daha hayatın başlangıç noktasına bile gelemedim.Bir yığın bela,borçlar…Hiçbir şeye hevesim kalmamış.80 yaşındaki insandan daha bitik duygular.Bedenim müthiş yıpranmış.Beynim artık fiziki ömrünü tamamlamış.Artık ilkokul çocuklarını bile anlamakta zorlanıyorum.Gazete dahi okuyamıyorum.Başım ağrıyor,sıkıntı basıyor.Peki ne olacak benim halim.Bunların hakkıyla bir telafisi dünya şartlarında olamayacağına göre benim hayatım güme mi gitti.Çalışma hayatım geri gelmeyecek şekilde bitmiş.Peki bundan sonraki yaşantımı kim imar edecek.Beni cehenneme atan zihniyet (gerçekten böyle) bunların cevaplarını da hazırladı mı acaba.Kötülük yapmak kolay,herkes yapar,iyi icraatleri yapmak telafi etmek ya imkansız ya da çok zor.Adaletsiz ve aşağılık bir alemde adeta dingonun ahırı olmuş bir düzende gerçek cehennem hayatı…
=======V=======
->Sonuç: Neden yaratıldım ki? Cennet mi istemem.Yaşadığına bin pişman olmak! En acılı müslüm gürses arabeskleri gerçek hayatta yok,mecazdır ama ben yaşadım.Bitmiş bir beyin.Artık gündelik kendi kişisel işlerini bile yapamayan bir insan.Hevesleri bitik,bedeni zarar görmüş.Diğer insanlardan farkım neydi ki.Ben işkence çekmek için yaratılmış bir numunemiydim? Diğer insanlardan çok geri kaldım,bu hayatta sadece ve sadece kötü şeyleri yaşadım.İşin ilginç olan taraflarından biri de şu,küçükken rüyamda cehennemde yandığımı görmüştüm.Yıllar sonra bunu hayatta gün be gün yaşadım.Bu anlattıklarım gerçekten özetin de özetidir.Ayrıntılarıyla yazmaya kalksam fasiküller tutar.Sonuç olarak bu hayattan nefret ediyorum ve yaşamak bir kenara bu evrende asla var olmak bile istemiyorum.Kendim ve sevdikleriminde var olmasını isteyemiyorum.Haksızmıyım?
Kurtuluş Nedir? ..belki bir teselli.
Yerine yenisini koymak asla.Evet şuan epeyce rahatlamış durumdayım.Eski halime göre rahatlamış durumda.Yoksa diğer insanlara göre kıyaslarsam kendimi hala epeyce sorunlar var.Düşünce sistemim hala bozuk.Hayalimde sürekli şiddet içerikli görüntüler oluşuyor.Başka bir olay da şu ki,birisini sürekli kötü hayal edersem,o kişinin yaşam düzeni bozulmaya,birisini iyi şekillerde hayal edersem o kişinin sosyal yaşamı düzelmeye başlıyor.Buna inanmıyordum ama günlük yaşamda çok fazla örneğini yaşadım.Acaba diyorum bu yüzden mi benim düşünce gücüm elimden alınmış.Bu durumun sevmediğim tarafı ise,dejenere iğrenç insanlar hayalimde düzgün,temiz insanlar kötü ve şiddet içerikli görünüyorlar.Acaba ben kurtuldummu? Yaşım 29,beynim hakikaten artık tükenmiş.Önceleri yaşam dolu,hırslı,azimli,çalışkan biri iken,şimdi gerçekten çökmüş,bitmiş biriyim.23 yaşına kadar namazlı abdestli,dindar biri olduğum için zaten dünya adına işe yarar bir kaç güzellikten mahrum idim!O yaştan sonrada işkence ve kabuslar çöktü üstüme hiç bir şey yaşamadım.Okuduğum üniversite de yarım kaldı.Asla çalışıp geçimimi sağlayacak halim kalmadı.Dıştan bakanlar,turp gibi delikanlı diyorlar ama içten bitik.Nasıl ki 80 yaşındaki birisinin yaşam yorgunluğu sonrasında artık hiçbir şey yapmaya mecali kalmadıysa,benim içinde aynı durum söz konusu.Hatta daha fazlası... Benim çektiğim ağır psikiyatri hastalığını,ne insan,ne cin ne de bildiğimiz başka bir varlığın marifeti olmayan,gizli saklı birinin yaptığı,gizli kapaklı bir sahtekarlık olarak niteliyorum.Çünkü dünya şartlarında,iğrenç duygular temiz insanların üzerinde açıkça yaşatılamadığı için.Bu iğrenç duyguları üzerimde yaşayan lanet zihniyet asla ve asla bana yaşattığı cehennemin bedelini sonsuza kadar ödemeye gücü yetmeyecek! Yaşamaktan,var olmaktan artık korkuyorum ve bu evrende beni yok olupta bu sahtekarlığın bitmesinden daha fazla hiçbir şey mutlu edemez.Varlığı reddediyorum.
Bugün (Ağustos 2012) ;
Yaşım 34.Yukarıda yazdığım işkenceler çok şükür ki epeyce azaldı.Ancak bana bunu yapanın fiili işkenceleri bitse de sanırım kızgınlığı dinmemiş olacak ki; hala bazı konularda gizliden aleyhime çalışmalarını sürdürmekte.
->Yani,hala yalnız ve bekar yaşayan biriyim ve evlenmek için ne yapsam engelleniyorum.Üstelik evlenmeme yardım eden kişilerin başına da çeşitli işler gelmekte.
->Uyku sorunum hala devam ediyor.Gece yatağıma uzandığımda türlü düşüncelerle beynimi zaptedip uyumaya geçişimi engelliyorlar.Arkadaşlar uyku bir beden için en önemli gıdalardan biridir.Tüm insanların geneli yatağa yatınca uyuyabildikleri için bunun ne denli önemli bir şey olduğunu farketmiyorlar bile.Bu hayatta ki en ağır sorunlardan biridir bana göre uykusuzluk.Göz altlarım karardı,beni görenler uyuşturucu kullandığımı söylüyorlar.Hiç işim olmadığı halde.
->Hayalimdeki oluşan şiddet görüntüleri devam ediyor.Yine eskiden olduğu gibi iyi insanlara hayalimde kötülük yapılıyor kötü insanlar ise pürü pak canlanıyor hayalimde.Nerde pislik insan var gelip beni buluyor.İyi insanlara yaklaşmaya ya da onların bana yaklaşmaları durumunda ise mutlaka aramızı bi şekilde bozuyorlar.
->İçimde konuşan o ses hala devam ediyor.O ses şunu yapıyor.Diyelim ki günlük hayatta iyi bir şey yaşadım veya iyi bir şeye sahip oldum.Bu iyi şeyi bitirmek için bana nazar ediyor veya o şey hakkında büyük laf konuşuyor ve neticede o iyi şeyi elimden alıyor.Çünkü işte günlük hayatta nazar ve büyük konuşma diye bildiğimiz ve bunu bilen kişilerin bundan nasıl imtina ettiklerini bilirsiniz.Bu da ayrı bir konudur belki başka zaman ayrı bir başlık altında yazarım o konuda dönen sahtekarlıkları.
->Aşırı rüya görme olayım eskisi kadar olmasa da yine de çok fazla rüya görüyorum.
->Maddi durumuma saldırılar halen hız kesmedi.Yine eskisi gibi.Parayı kazanmanın belki 100 yolunu bilirim ancak elbette başımda dönen bu sahtekarlıklar buna da müsade etmiyorlar.Her işimde engellenirim.Az bi sermaye biriktireyim,gözüme iyi bir iş kestireyim o işe başlamadan önce mutlaka o sermayemi elimden çalarlar.
Çocukluğuna inmek diye bir tabir vardır ya hani bu psikoloji/psikiyatri aleminin çok bilindik bir sözü.Çocukluğumda çok kötü geçti.Hep hastalıklar,uykusuzluklar ve 9 yaşımdan itibaren sokaklara düşmem gibi.
Son söz;
Yaşadıklarımı hakedecek hiç bir şey yapmadım ve yaşanılan şeyler neden-sonuç ilişkisine uysa eyvallah deyip razı olup saygı duyacağım belki.Ancak yaşadığım zulümler asla bir hastalığın neden sonuç ilişkileri değildi.Keyfe keder ve bilinçli olarak yapılmış eziyetlerdi.Tüm işler Tanrının elinden çıkmaktadır.Geri kalanı yapılan işleri kisvelere ve kılıflara uyarlamak kalıyor.Yani yok işte cin musallat oldu,yok bilmem şu büyü yaptı bu muska yaptı.Bunlar işin fasulye kısımları.Bu yapılan kirli işlerde oluşan kötü gücü hedeflere ulaştıran kim? İşte bu işlerin nasıl yapıldıklarını da ileriki zamanlarda yazmayı düşünüyorum.Siteye yeni üye oldum bakalım bu mesaj ile sorun yaşamazsam ilginç konuların devamı gelebilir.
Bana zaman ayırdığınız için teşekkürler..
(Mart 2007 tarihli yazım ve yaşadıklarım):
Öyle aklınıza direk ateşte adam yakmak gelmesin…
Daha acı verici,saniyelerin sırtına "sistematik sahtekarlıklar" ile ızdıraplar yüklemek…
Şüphe verici noktaları da işaret edeceğim ve bu sayede bunu yapan zihniyetin kişiliğine dair de ipuçları edinmiş olacaksınız.Bunların sadece psikiyatri hastalığından ibaret olduğuna inanmak saflık olur.Nedenini okuyunca anlarsınız.
Acaba nereden başlasam,en büyüklerden galiba... Sorunlardan uzaklaşmaya iyi niyet göstermenin bilimsel faydası da olmalı sanırım.
Ancak yazı epey uzun oldu.Sabırla okumanızı istirham edeceğim.Bölümler halinde sunacağım.Özetin özetini yazmak bu kadar uzun sürdü,birde tahmin edin 5 yıl saniye saniye yaşamak nasıldı? Cehennem!
->Önce altyapı hazırlıkları.Öyle ya dünyada cehenneme atacağın kişiyi önce manevi hapse atman gerekir.Elini kolunu bağlaman gerekir.Bu anlamda;
-Kafamı sanki demiyeceğim,gerçekten bir şey ile sıkıyorlardı,
Neticeleri:
* İradem elimden gidiyordu
* Beyin fonksiyonlarım sadece beynime hariçten gelen işlevleri yerine getirebiliyordu ve bu işlevler ise tamamen benim aleyhime olan şeylerdi hepside.Bunu yeni yeni fark ediyorum düzeldiği için.Kafamın içinde çalışmasını hissedebildiğim bi etkide,adeta bir mekanizma var ve bu çalıştığı zaman beynime o hariçten gelen,beni kötülüğe sürükleyecek telkinlere engel olamıyordum.
* Hal böyle olunca isteyen beni istediği kötü yöne sürükleyebiliyordu.İçki içmeye gidelim diyen birini imkansız reddedemiyordum.Vs. tüm kötü şeylere sürükleniyordum.Farkındaydım ama elimden bişey gelemiyordu.
* Bu yüzden maddi olarak ta sıfırı bulmuş durumdayım.
* Hiç kimseye sorunlarımı anlatamıyordum,bi şekilde kafamdaki düşünce mekanizması beni kandırıyordu ve ne çevremdekilere ne de bu forumlara sorunlarımı anlatamıyordum.5 yıl boyunca kimseyle konuşamadım.Üstelik web programcılığı felan da bildiğim halde bir foruma üye olupta iki çift laf yazamadım.
-> (en fazla acı verenlerinden biri buydu) Dişime ve tırnaklarıma hep bişeyler sürtülüyor,yünlü eşyalar,jilet,bıçak,tırnak makası.Kışın kazak,çorap giyemiyorum.Traş olmak,tırnak kesmek tam bir işkence.O kesici aletle dişlerimi kestiğim hayalimde bire bir canlanıyor ve acılarını eksiksiz yaşıyorum.Hayat tam bir kabus hem de uyanık haldeyken.Meyve yiyemiyordum,meyve yemek kötü bir kabusa dönüştüğü için asla yiyemiyordum.Vitamin alamıyordum.Dişlerim fiziksel olarak zarar gördü.Bedensel olarak ta çok zarar gördüm.Bir kaldırıma bakayım,o kaldırımı ısırıyorum,kafam köşesine sürtülerek kesiliyor…İnanın ki bunlar hayalimde öyle canlanıyorki,yani sanki gerçeğini tv de karşımda izliyorum.O denli net bi şekilde bu feci şeyler kafamda canlanıyor ve bire bir bu acıları yaşıyordum.Ortada sadece akan kan yoktu!
-> Hayal sisteminin bozukluğu;şu sıralar hala devam eden bir sorun.Demiştim ya sistematik,bir kurgu gibi.Bu da öyle. Kendimi hep feci şekilde farklı senaryolarda can verirken görüyorum.Bu senaryolar çevremde baktığım şeylerde oluşuyor.Mesela yolda giden bir kamyona baksam,kendimi o kamyonun tekerleri arasında sıkışmış feci şekilde acı çekerken görüyorum.Asfalta baksam,dişlerim ve kafam asfaltta sürtülüyor.Bu olayları çok gerçekçi yaşıyorum.Acılarını bire bir hissediyorum.Ortada sadece kan yok.Alt yapı kısmında bahsetmiştim,beynim ve iradem bende değildi.Bu ayda yılda bir olmuyordu.Her an,her daim,bu 5 kabus yılının içinde her saniye ayrı bir işkence yaşıyordum.Bir tırnak makası dişlerimi kesiyor,bir traş bıçağı dişlerime sürtünüyor.Bu öyle basit bir etki değil,sanki dev gibi,dayanılmaz bir acısı vardı.Eve gelince ilk işim çorapları ve üzerimdeki kazağı çıkarmak olurdu.Onlar üzerimdeyken acı çekiyordum.O yünlü eşyalar dişime dolanıyordu.Bunlar masal gibi gelebilir ama günlük hayatta aynısı gerçeten yapılıyormuşçasına acısını yaşıyordum.
Kafamda bir şey hayal etmek istediğimde,sevdiğim değer verdiğim insanları hayal edemiyorum.Çünkü hayalim sanki benim irademden çıkmış ve hayal etmek istediğimde onların hayalimde çok kötü durumlarda olduğunu görüyorum.İstemeden,elimde olmadan.Mesela çok iyi,değer verdiğim birini anımsamak istediğimde hayalimde onun acı çıkğlıklar içinde feci şekilde can verdiği (elektrik çarpması,hızarın kesmesi,yanması ..vs.) canlanıyor zihnimde.Kötü birini hayal ediyorum hiç bi sorun yok.Hatta çok düzgün görünüyor.Hep diyorum ya bir sistematiği var bunların.Bu bir gizli kapaklı perde arkası sahtekarlığı diye.Hastalık kara düzen olur.Kolun kırılmışsa hiçbir cismi kaldıramazsın,masayı kaldırıpta,sandalyeyi kaldıramıyorsun gibi bir durum çok saçma.Hastaysan her şeye hasta olman gerekir.Burda bir sahtekarlık söz konusu.Sevdiğin insanlar acılar içinde görünsün,dejenere iğrenç pislik yaratıklar sa iyi görünsün.Hadi ordan.İşte bu yüzden bu bilinçi bir bela,bir sahtekarın gazabına uğradım.Hayal sistemim tamamıyla bozulmuş durumda.
İnsanlar yanıma gelip sorunlarından bahsediyor.Pardon sorun? Evet sorunla işkence farklı şeyler. 1 milyon insanlık işkence 1 insanda toplanırsa ne olur? Cehennem!
=======II=======
->Kafam bir işlemci gibi işliyor;Hep düşünüyorum,hep...hep.İyi kötü,herşeyi..Düşünmekten artık günde 1-2 saate kadar inmiş uykularım.Ölü gibi dolaşıyorum üstelik çok ta yorucu bir işim var yapmak zorunda olduğum.Düşünceler sistematik;insanların yaşayış biçimleri,gruplara ayrılmış şekilleri,hayatın nasıl idare edildiği,inanların ruh yapılarındaki davranışlarının gözüme görünür hale gelmesi....sanki tanrı yaptığı işleri bana zorla anlatıyordu ve benim küçük beynim silindir altında kalmış gibi eziliyordu.1 sn. bile beynim dinlenemiyordu.Engel olamıyordum.Demiştim ya alt yapı çalışmalarındaki mengene ve dürtü mekanizmasına yenik düşüyordum üstelik bunların farkında bile değildim.Kafamı bir şey sıkıyor diyemiyordum.O derece bu lanetler kuşatmıştı beni.Hayatın hiçbir güzelliğini yaşayamıyordum,sadece kötülükleri yaşıyor ve acı çekiyordum.
->Nedir bu telkinler,ruhsal anatominin bozulması: Bir insana birkaç şeyin dışında bundan daha fazla kötülük yapılamaz galiba. İçimde bir olayı düşünürken gülme geliyor ardından da güldüğüm için samimi olmadığım ve akabinde yalancı konumuna düşüyorum.Bu gülme gözlerimde bir etki ile oluşuyor.Buna bağlı olarakta günlük hayatta gerçek maddi ve manevi zararlara uğruyordum.Üzülmem gereken şeye asla üzülemiyordum.Bir cenazemiz var diyelim.Ben orada üzülmem gerekirken,kafama öyle telkinler geliyorki,üzülemiyorum.Bu telkinler:benim davranışlarımın çevremdeki insanların beyinlerinde nasıl oluştuğunun empatisini sürekli yinelemek.Karşı koyulmaz bir hastalıktı.Gülmem gereken yerde üzgünüm.Çevremdeki insanlar gülüp eğlenirken benim içime yine o sebepsiz sıkıntılar dolardır.Etrafımdakiler sorardı sebebini ama bilmediğim şeyi bir türlü anlatamazdım.Başka insanların yüz ifadeleri ile davranmak.Çok gıcık oluyorum buna hala devam ediyor.Kendi hal ve edalarımla yaşamak istiyorum ama fark etmeden.Fark ettiğiniz zaman yaşam bozuluyor.O zaman hayat sanki tiyatro oynuyormuşsunuz gibi oluyor ve yaşamdan hiçbir zevk alamıyorsunuz.Bir şahıs ile olan münasebetlerimin aynısını o anda kafamda kendim izliyorum,berbat bir durum.Hayatın orjinalitesi bozulmuş.Sonrasında beklide yüzlerce kez o kişi ile olan münasebetim aklıma geliyor.Her gelişinde olay büyüyerek ilerliyor ve kafam kazan gibi oluyor.Neticesinde ise ruhumun çok büyüdüğünü hissediyorum.Diğer insanlar çok küçük varlıklar gibi gelmeye başlıyor.Sonra içimde suçlamalar sen büyüksün,sen biliyorsun her şeyi diğer insanlar bilimiyor ve bir de bakmışım ki hayatımda yapayalnız kalmışım.Hadi bu telkinlere inanmıyorum diyelim.Yahu gerçekten o kadar uğraştım ki bay olsun bayan olsun arkadaş edinmeye sanki herkes benden kaçırılıyordu.Çok fazla ısrar ettiğimde ise çok iğrenç dejenere pislik bir adam veya kadın illaki beni buluyordu.Akabinde başlıyordu pisliğini bana bulaştırmaya.Taki ben artık bu durumu anlayıncaya kadar.Anlamakta yetmiyor o pislikler ile içimdeki dürtüler ne hikmetse aynı paralelde hareket ediyorlardı.İşte bu yüzden sistematik diyorum.Bu yüzden işte birilerini suçluyorum.
->Her zaman kötü adam ben,suçlu ben: Öyle bir durum ki; yaşamda bir konu hakkında birisi benim hakkımı yiyorsa,içimden bir ses sürekli bana tehditler yağdırıyor,beni suçlu buluyor.Hakkımı o kişinden almam ve hakkımı aramamam için her türlü telkinler geliyordu.İşin en garip yanı ise gerçekten o tehditler günlük yaşamda gerçekleşiyordu.Tv de haber izlerken,bir dolandırıcı bir kötülük yapmış olsun,o kişinin yaptığı kötülüğü kendimde hissediyor ve adeta o kötülüğü ben yapmışım gibi oluyordu.
->Her daim içimde bir pişmanlık bir korku: bir kişi bir suç işler ve kendisine verilecek cezayı beklerken ki durumundaki pişmanlık ve korku duygusu aralıksız 5 yıl sürdü.Kendime bu soruyu soramıyordum.Çünkü dedim ya beynim ve iradem bende değildi.Durduk yere hiç bi suçum yokken kendimi hep pişman ve suçlu hissediyorum.
->Sıkıntı : İçimde öyle bir sıkıntı varki,tarif edilemez.Sebebi yok,durduk yere acaip bir sıkıntı var.Durduğum yerde duramıyorum.Bu sıkıntıdan dolayı,ne konuşabiliyorum,ne de bir sosyallik kalıyor.Durduğum yerde deliler gibi kıvranıyorum.Beni yiyip bitiriyor,mahvediyordu.Kalbimde bir baskı oluşuyor,nefes almamı engelliyordu.Bu baskı sebepsiz sıkıntıları da beraberinde getiriyordu.Kalbim çarpıntı şeklinde atıyordu hep.Aralıksız sürüyordu.Bu baskı aynı zamanda toplum içinde kendimi ifade etmemi,bir konuda hakkımı aramamı acaip derecede engelliyordu.Hakkımı aramak için konuşmam gerektiğinde,kalbim öyle bir atıyordu ki,öleceğim sanıyordum.Yine hakkımı aramam gerektiği zaman beynim adeta duruyordu.Tek kelime dahi konuşamıyordum ve yine suçlu ben oluyordum.
=======III=======
->Nefes Darlığı: Bu sıkıntılar neticesinde genzim kapanıyor,nefes alış-verişlerim duruyor.İçimdeki sıkıntılar katlandıkça katlanıyordu.5 yıl aralıksız devam etti. Zaten burnumdan çocukken ameliyat olmuşum evet bir problem vardı ama bu sıkıntılar tamamen durduruyordu nefes alışlarımı. 3 ayrı hastaneye gittim,nefes alamıyorum dedim.Doktorlardan kimisi, benden sağlamsın dedi,kimisi zayıfla (75 kg-1.77 cm boy) dedi,kimi si de,evet bi sorun var özel kliniğime gel 3.000 ytl ye ameliyat edeyim dedi.
->Cinsellikte Çift Kişilik: Dedim ya dünyada çekmediğim dert yok diye.Bu da eksik mi kalacaktı bu dertlerin sahtekarı tarafından.Sürekli telkinler geliyor,bi takım iğrenç duygular,sanki bu şeyi ben istiyormuşum,sanki ben temayül ediyormuşum gibi gizli kapaklı yapılmaya çalışılıyordu.Foyası sonradan çıkıyor ortaya.Üstelik benim gibi bir yapıda olan adama.Rüyalarda da yine aynı işbirlikçilik devam ediyordu tabi.Rüyalar zaten iğrençlik tanrıçasının jokeri adeta.Dünyada kafasına koyduğu şeyi insana rüyasında dayatarak,zorla yaşatmak.Bunu anlatmakta utanacak sıkılacak bişey yok.Beni yansıtmayan durumların veya çektiğim binlerce dertten her hangi bir tanesidir.Şükür ki bu pislik illetten de sıyrıldık.Umarım tekrar yaşamam.
->İçimde acelecilik duygusu (hatta belirgin dürtüsü) var; Bi işi yapacağım zaman kafama sanki bir sinyal geliyor,kafamı ileri itiyor ve birden ileri atılma hissiyle atılıyorum.İstem dışı oluyor.Bunun yaşama yansımaları ise,korkaklık,ürkeklik,hakkını asla arayamamak gibi sonuçlarla sirayet ediyor.Sanki bu şeyi biri bilinçli yapıyor,her nedense;aleyhime olan bişeyden kaçınmaya çalışırken bu sinyal aleyhime daha da fazlalaşıyor.Beni kötülüğe çekmeye zorluyor.
->Zaten kısıtlı zamanlarda girdiğim internet için bilgisayarın başına geçtiğimde,kafamı bişey sıkıyor,internette faydama olan şeyleri yapmaya çalıştığımda içime sıkıntı düşüyor.Bunun dışında ne kadar saçma şey yaparsam yapayım hiç bişey olmyor.Görsel sonuçları;chat olayını asla sevmem,ölü zamanda sıkıntı dağıtmak için chat yapsam net alemindeki en iğrenç kişi illaki beni bulur.Aynı yerde chat yapan kişiliksiz birisi çok kaliteli insanlarla tanışırken üstelik.Not

->Rüya görmekten bıktım;uyuduğumda sabahlara kadar rüya görüyorum.Bilinç altı demeyin lütfen yeterince gamsız olduğumu söyleyebilirim.Günlük yaşamda ahlaki değerlerini yitirmiş kötü bir insandan kaçındım onu görmezden geldim diyelim.Gece rüyamda nerdeyse adamın ayaklarına kapandığımı görüyorum.Bu rüyaları gösterenlerin yarasımı varki.Dinlenmek için uyuyorum (-ki uyuyabilirsem) ama sabah kalktığımda kafam kazan gibi.Kafamı yastığa koyduğum andan itibaren uyanıncaya kadar rüya görüyordum.Hatta daha uyumadan başlıyordu rüyalar.Normal rüyalar değildi,her türlü iğrençlik vardı.Korkunç rüyalar,iğrenç rüyalar.O kadar pislik ki yazmaya bile canım sıkılıyor.En yakınınla ilişkiye sokuyolar zorla.Uyandıktan sonra 1 hafta üzüntü ile dolaşıyordum.Ağlıyordum.Bu varlık alemi bu kadar iğrenç pislik ve dejenere.Varlık aleminde güvende olduğumu asla düşünmüyorum.Bilmiyorum da umarım birde öbür tarafı olmaz bu hayatın.Bu cehennemde yaşadıklarım öbür tarafın ip uçları gibi sanki.Tek istediğim kökten,komple yok olmak.Hayat,varlık bu risklere rağmen benim neyime gerek.Aşağılık varlık alemi!
->Sanki dünyanın düzenini ben döndürüyorum;kafama öyle düşünceler geliyor ki,bir şirket bir ürünü pazarlıyor diyelim,kendimden geçiyorum ve o ürünün nasıl pazarlanacağına dair kafamda yığınla düşünceler oluşturuluyor,o şirkete yoğun acıma duyguları geliyor içime.Acımazsam kafamdaki sıkıntıların şiddeti fazlalaşıyor.İllaki yenik düşüyorum.Ya da tv de program yapan birini görsem bu programda şöyle olsa daha iyi sonuç verir,şu dekor uymamış.Programı yapana yoğun acıma duyguları geliyor.Kurtulmaya çalışıyorum.Fakat ilginç olan şu,bu tür düşünceler geldiğinde zaten kafam sanki mengeneyle sıkılıyor,içimde ağır bir dürtü mekanizması var ve ben bu başkalarına üzülme ve onları düşünme hastalığından asla kurtulamıyordum.Kendi düşünme özgürlüğüm elimden gitmiş sanki kafama ilgili (!) düşünceler enjekte ediliyor ve bende buna eli kolu bağlı baka kalıyorum.Neticede yorulan beyin benim beynim. Diğer düşünceler;İnsanlar gruplara ayrılmış,şu gruplar (hristiyanlar,müslümanlar) tanrı tarafından insiyatifli,bu gruplara hep bela geliyor.Sonra kafama sanki fısıldanıyor;bu kadarını insanlar yapamaz bunu tanrı yapıyor,şu grup imtiyazlı vs..Her insan aynı şartlarda var olmuş iken nasıl olurda biri çok zengin,biri açlıktan ölüyor.Zengin olan insanlar zannediyormusun ki kendileri oldular.Bunları organize eden tanrıdır.Fısıltılar devam ediyor.Sadece fısıltı değil kafamda bir yığın ilgili şekillerde canlanıyor.İster inanın ister inanmayın,ben iddia etmiyorum sadece sorunlarımı yazıyorum.En ilginç olanlarından biri de şu idi: Bir gün yine yalnızım uyuyorum.Gece rüyamda dünya yuvarlağının tam dışında bir pencere açılmış ve tanrı yanımda bana dünya düzeni hakkında bilgiler veriyor.Fakat bu iletişim konuşma şeklinde değil,kelime yok ses yok ama ben anlıyorum."Herkes hristiyanların öbür dünyada yanacağının,onların günahkar olduğunu düşünür.Müslümanların bu dünyada sıkıntı çekmelerine karşılıkların öbür dünyada cennet olacağı bilinir ya.Çok yanlış asıl olan,tam tersidir.Zaten dünyadaki yaşam da bunun ispatıdır." Şeklinde bilgiler edindim.Ben o ilginç diyaloğu cümlelere döktüm.Tam olarak böyle bir diyalog değildi.Yöntem farklıydı ama bilgiler bunlardı.Rüya devam ediyordu;öbür dünyadaydım ve epeyce fazla insan tabut içinde uyuyor vaziyettelerdi.Bana tekrar aynı metodla bi takım bilgiler geldi;"Bu insanlar normalde hep uyur vaziyettedirler,gerektiği zaman uyandırılıp bir takım (!) hayatlar yaşarlar işi biten sonra tekrar uyuma moduna geçer."Bir takım hayat artık nedir,ızdırap veya iyilik,kişisine göre. Orada vurgulanan bir nokta ise,yaratılan tüm insanların aynı anda yaşatılmasının zor olduğu idi.Yine aynı rüyada söylenen şeylerden biri de bildiğimiz şekilde sonsuz bir cennet hayatının olmadığı ve öbür dünyanın bu şekilde olduğu idi.Dünyanın dışında tanrı ile yan yana iken tanrının şeklini de gördüm.Ha hiç bi şekilde bir iddiada bulunamam o şekil gerçekten omuydu yoksa değimliydi.Ben yaşadıklarımı anlatıyorum.Zaten çokta meraklısı değilim,hatta nefret ediyorum bu şeylerden.Şekil şöyle idi: Sanki açık sarımsı renkte, küçük,aralıklı, yuvarlak kürelerden oluşan,yukarı doğru incelen bir piramit şeklinde idi.Tam olarak bir piramide benziyordu.Neyse gece uyandım korku ile.Dua ettim yeter artık dedim,ben senin icraatlerini bilmek istemiyorum ve çok korkuyorum diye.Sonra uyudum rüya görmedim.Bir defasında da Yunanistan ile 2 kez veya 3 kez savaştığımızı ve sadece 1 kez galip gelip diğerlerinde yenildiğimizi görüyorum.Görmekten ziyade birisi söylüyor,böyle olacağını.Bunlardan banane ya,zaten deliler gibi işkence çekiyorum,defalarca intihar teşebbüslerinde bulunmuşum.
=======IV=======
->Ekstra etkiler,dayatmalar.Bir bayanla tanışmak isteyeceğim zaman kalbim öyle bir atıyor ki,sanki yerinden çıkacak.İnanmazsınız yaşım 29 hala bir kız arkadaşım olmadı.(Çok afedersiniz bi kaç aşağılık paralı birlikteliği saymazsak).Şekil olarak hayli iddialı olduğum söylenir.Belki ilgisi vardır diye yazıyorum,her kafeye oturduğumda epeyce dikkat çekmişimdir.Bir süre sonra wc ye giden bayanlar,gsmlerinin bluetoothlarını kurcalayanlar.Bir tanesine niyetlenip gitmeye kalksam,kalbim davul gibi çalmaya başlar,beynim durur,ne söyleyeceğimi asla bilemem (şiirler bile yazan ben).Hadi bunlar psikolojik,ya maddi engellemeler de neyin nesi.....onları da denedim.Her şeye rağmen gitmeye kalktığımda resmen,ya kız bayılacak oldu,ya ben yada o kafe başımıza yıkılacak oldu.2 defa o kadar uğraştan sonra bi bayanla tanışmaya kalktım,sırasıyla ailesindeki herkes hastanelik oldu tam bizim buluşacağımız gün.Neticede olmadı.Servise bindiğim duraktaki 2 tane bayanla bakışıyorduk (1 yıl boyunca!) artık neredeyse gelip bana odun diyeceklerdi.Biliyordum gidince neler yaşayacağımı.Birine niyetlendim yanına gittim.O anda öyle sıkıntılar çöktü ki üstüme,kalbim öyle bir atıyor,beynim sıfıra inmiş-durmuş ki o anın bitmesini istedim.Sanki ölecektim.Dedim ya herşey sistematikti sanki.Bişeyler bana hayatı cehennem etmek istiyodu bunuda başardı.Hayat gerçekten acılarıyla ve iyi şeylerden men etmeleriyle gerçekten bir cehennem oldu bana.Burada yazdıklarımı sakın övünme olarak anlamayın.29 yaşında kötü olan herşeyi acı bir şekilde yaşamış ve iyi şeylerden yaşam boyu men edilmiş,beyni tükenmiş birinin övünmek aklından bile geçemiyor.Hevesler bile bitmiş.
->Bu hayatta Guantanamo ya gitmeden gündelik yaşamda aynı işkenceleri farksız olarak yaşamak mümkünmüş arkadaşlar.Üstelik bundan yanınızdaki kişinin bile haberi olmuyor,çünkü bişey görmüyor.Yemin ederim ki gerçekten acı,dehşet aynısı...
->Torbalarca psikiyatri hapları,hastanede yatmalar,doktorlar.....hiç biri çare olmadı o dönemde.Öyle ya o haplar insanoğlunun normal sorunları için üretildi.Cehennem ateşine ne yapsın bir kap su!!! 5 YILDIR HASTANE KAPILARINDA SÜRÜNMEKTEN ARTIK GINA,BAY,KUS GELDİ! YETER ARTIK !!! Sadece bu psikiyatri hastalığından yaklaşık 40 defa hastaneye gitmişim.Her gidişim ayrı bir çile.3-4 yere uğrayarak ulaşabiliyorum doktora.Bir yığın masraf.Rapor istirahat ilaç vs..Bi türlü adam olamadık şu aşağılık dünyada.Yaşıtlarım ne yapıyor ben nelerle uğraşıyorum.Daha hayatın başlangıç noktasına bile gelemedim.Bir yığın bela,borçlar…Hiçbir şeye hevesim kalmamış.80 yaşındaki insandan daha bitik duygular.Bedenim müthiş yıpranmış.Beynim artık fiziki ömrünü tamamlamış.Artık ilkokul çocuklarını bile anlamakta zorlanıyorum.Gazete dahi okuyamıyorum.Başım ağrıyor,sıkıntı basıyor.Peki ne olacak benim halim.Bunların hakkıyla bir telafisi dünya şartlarında olamayacağına göre benim hayatım güme mi gitti.Çalışma hayatım geri gelmeyecek şekilde bitmiş.Peki bundan sonraki yaşantımı kim imar edecek.Beni cehenneme atan zihniyet (gerçekten böyle) bunların cevaplarını da hazırladı mı acaba.Kötülük yapmak kolay,herkes yapar,iyi icraatleri yapmak telafi etmek ya imkansız ya da çok zor.Adaletsiz ve aşağılık bir alemde adeta dingonun ahırı olmuş bir düzende gerçek cehennem hayatı…
=======V=======
->Sonuç: Neden yaratıldım ki? Cennet mi istemem.Yaşadığına bin pişman olmak! En acılı müslüm gürses arabeskleri gerçek hayatta yok,mecazdır ama ben yaşadım.Bitmiş bir beyin.Artık gündelik kendi kişisel işlerini bile yapamayan bir insan.Hevesleri bitik,bedeni zarar görmüş.Diğer insanlardan farkım neydi ki.Ben işkence çekmek için yaratılmış bir numunemiydim? Diğer insanlardan çok geri kaldım,bu hayatta sadece ve sadece kötü şeyleri yaşadım.İşin ilginç olan taraflarından biri de şu,küçükken rüyamda cehennemde yandığımı görmüştüm.Yıllar sonra bunu hayatta gün be gün yaşadım.Bu anlattıklarım gerçekten özetin de özetidir.Ayrıntılarıyla yazmaya kalksam fasiküller tutar.Sonuç olarak bu hayattan nefret ediyorum ve yaşamak bir kenara bu evrende asla var olmak bile istemiyorum.Kendim ve sevdikleriminde var olmasını isteyemiyorum.Haksızmıyım?
Kurtuluş Nedir? ..belki bir teselli.
Yerine yenisini koymak asla.Evet şuan epeyce rahatlamış durumdayım.Eski halime göre rahatlamış durumda.Yoksa diğer insanlara göre kıyaslarsam kendimi hala epeyce sorunlar var.Düşünce sistemim hala bozuk.Hayalimde sürekli şiddet içerikli görüntüler oluşuyor.Başka bir olay da şu ki,birisini sürekli kötü hayal edersem,o kişinin yaşam düzeni bozulmaya,birisini iyi şekillerde hayal edersem o kişinin sosyal yaşamı düzelmeye başlıyor.Buna inanmıyordum ama günlük yaşamda çok fazla örneğini yaşadım.Acaba diyorum bu yüzden mi benim düşünce gücüm elimden alınmış.Bu durumun sevmediğim tarafı ise,dejenere iğrenç insanlar hayalimde düzgün,temiz insanlar kötü ve şiddet içerikli görünüyorlar.Acaba ben kurtuldummu? Yaşım 29,beynim hakikaten artık tükenmiş.Önceleri yaşam dolu,hırslı,azimli,çalışkan biri iken,şimdi gerçekten çökmüş,bitmiş biriyim.23 yaşına kadar namazlı abdestli,dindar biri olduğum için zaten dünya adına işe yarar bir kaç güzellikten mahrum idim!O yaştan sonrada işkence ve kabuslar çöktü üstüme hiç bir şey yaşamadım.Okuduğum üniversite de yarım kaldı.Asla çalışıp geçimimi sağlayacak halim kalmadı.Dıştan bakanlar,turp gibi delikanlı diyorlar ama içten bitik.Nasıl ki 80 yaşındaki birisinin yaşam yorgunluğu sonrasında artık hiçbir şey yapmaya mecali kalmadıysa,benim içinde aynı durum söz konusu.Hatta daha fazlası... Benim çektiğim ağır psikiyatri hastalığını,ne insan,ne cin ne de bildiğimiz başka bir varlığın marifeti olmayan,gizli saklı birinin yaptığı,gizli kapaklı bir sahtekarlık olarak niteliyorum.Çünkü dünya şartlarında,iğrenç duygular temiz insanların üzerinde açıkça yaşatılamadığı için.Bu iğrenç duyguları üzerimde yaşayan lanet zihniyet asla ve asla bana yaşattığı cehennemin bedelini sonsuza kadar ödemeye gücü yetmeyecek! Yaşamaktan,var olmaktan artık korkuyorum ve bu evrende beni yok olupta bu sahtekarlığın bitmesinden daha fazla hiçbir şey mutlu edemez.Varlığı reddediyorum.
Bugün (Ağustos 2012) ;
Yaşım 34.Yukarıda yazdığım işkenceler çok şükür ki epeyce azaldı.Ancak bana bunu yapanın fiili işkenceleri bitse de sanırım kızgınlığı dinmemiş olacak ki; hala bazı konularda gizliden aleyhime çalışmalarını sürdürmekte.
->Yani,hala yalnız ve bekar yaşayan biriyim ve evlenmek için ne yapsam engelleniyorum.Üstelik evlenmeme yardım eden kişilerin başına da çeşitli işler gelmekte.
->Uyku sorunum hala devam ediyor.Gece yatağıma uzandığımda türlü düşüncelerle beynimi zaptedip uyumaya geçişimi engelliyorlar.Arkadaşlar uyku bir beden için en önemli gıdalardan biridir.Tüm insanların geneli yatağa yatınca uyuyabildikleri için bunun ne denli önemli bir şey olduğunu farketmiyorlar bile.Bu hayatta ki en ağır sorunlardan biridir bana göre uykusuzluk.Göz altlarım karardı,beni görenler uyuşturucu kullandığımı söylüyorlar.Hiç işim olmadığı halde.
->Hayalimdeki oluşan şiddet görüntüleri devam ediyor.Yine eskiden olduğu gibi iyi insanlara hayalimde kötülük yapılıyor kötü insanlar ise pürü pak canlanıyor hayalimde.Nerde pislik insan var gelip beni buluyor.İyi insanlara yaklaşmaya ya da onların bana yaklaşmaları durumunda ise mutlaka aramızı bi şekilde bozuyorlar.
->İçimde konuşan o ses hala devam ediyor.O ses şunu yapıyor.Diyelim ki günlük hayatta iyi bir şey yaşadım veya iyi bir şeye sahip oldum.Bu iyi şeyi bitirmek için bana nazar ediyor veya o şey hakkında büyük laf konuşuyor ve neticede o iyi şeyi elimden alıyor.Çünkü işte günlük hayatta nazar ve büyük konuşma diye bildiğimiz ve bunu bilen kişilerin bundan nasıl imtina ettiklerini bilirsiniz.Bu da ayrı bir konudur belki başka zaman ayrı bir başlık altında yazarım o konuda dönen sahtekarlıkları.
->Aşırı rüya görme olayım eskisi kadar olmasa da yine de çok fazla rüya görüyorum.
->Maddi durumuma saldırılar halen hız kesmedi.Yine eskisi gibi.Parayı kazanmanın belki 100 yolunu bilirim ancak elbette başımda dönen bu sahtekarlıklar buna da müsade etmiyorlar.Her işimde engellenirim.Az bi sermaye biriktireyim,gözüme iyi bir iş kestireyim o işe başlamadan önce mutlaka o sermayemi elimden çalarlar.
Çocukluğuna inmek diye bir tabir vardır ya hani bu psikoloji/psikiyatri aleminin çok bilindik bir sözü.Çocukluğumda çok kötü geçti.Hep hastalıklar,uykusuzluklar ve 9 yaşımdan itibaren sokaklara düşmem gibi.
Son söz;
Yaşadıklarımı hakedecek hiç bir şey yapmadım ve yaşanılan şeyler neden-sonuç ilişkisine uysa eyvallah deyip razı olup saygı duyacağım belki.Ancak yaşadığım zulümler asla bir hastalığın neden sonuç ilişkileri değildi.Keyfe keder ve bilinçli olarak yapılmış eziyetlerdi.Tüm işler Tanrının elinden çıkmaktadır.Geri kalanı yapılan işleri kisvelere ve kılıflara uyarlamak kalıyor.Yani yok işte cin musallat oldu,yok bilmem şu büyü yaptı bu muska yaptı.Bunlar işin fasulye kısımları.Bu yapılan kirli işlerde oluşan kötü gücü hedeflere ulaştıran kim? İşte bu işlerin nasıl yapıldıklarını da ileriki zamanlarda yazmayı düşünüyorum.Siteye yeni üye oldum bakalım bu mesaj ile sorun yaşamazsam ilginç konuların devamı gelebilir.
Bana zaman ayırdığınız için teşekkürler..