Amerikan Savunma Bakanlığına bağlı bir kurum olan DARPA yeni bir nörobiyolojik konu üstüne çalışmalar başlattı. Bu arada, çok garip bir rastlantı, 2 sene önce Darpa'yı zihin kontrol ile alakalı bir yazıda irdelemiştik. Neyse konumuza dönelim.
Amerikan ordusu için, anıların, hikayelerin ve anlatıların beyin üzerindeki etkilerini saptayan bir sensör cihazı geliştiriyorlar.
İnsan beyninin, tutarlı anlatılar içine yeni bilgiler dahil edeceği zaman fiziksel değişime uğradığını saptadılar. İnsanların sadece bir şeyleri dinleyerek (duyarak) nasıl beyin değişimlerine uğrayabileceğinin yanı sıra, bu değişimin olup olmadığını sağlayacak sensörler* geliştiriyorlar.
Bu projenin adı Anlatı Ağları olarak sunuldu. Bilgisayar mühendisleri, nörologlar ve sosyal bilimcilerden oluşturulan ekip ilk adımı oluşturuyor. Amaçlanan şey açıkça ifade ediliyor ki, sivil ve askeri politika yapıcıların, direnişleri ve sosyal sorunları düzeltmesinde kullanılacak.
SORU GELİYOR:
-Direniş derken, neyin direniş olup olmadığına kim karar verecek?
-Sosyal sorun derken ne kastediliyor?
-Bunları değiştirmekte kullanılabilen bu bilim, cihaz her ne ise, her türde düşünce ve direnişe karşı kullanılmayacağını kim garanti ediyor? (elbette etmiyorlar zaten amaç kitlesel yönlendirme)
Bu meselenin çıkış noktası olarak Amerikan Savunma Bakanlığı, kontrol noktalarında veya herhangi bir güvenlik kontrolünde, kişilerin anlatılan bir şeyden etkilenip etkilenmediğini (kısacası terörist olup olmadığı demek isteniyor uzun uzun anlatımda ve neye kime göre terörist o anlatılmıyor) anlamak için bir cihaz veya yöntem geliştirilmesi için verdiği talimat gösterilmekte.
*Bahsi geçen sensör nöral aktivitenin dolaylı göstergelerini (kapiller dilatasyon, galvanik deri tepkisi, göz bebeğini dilatasyon, bakış yönü, mikro yüz ifadeleri temel analizi, vs. vs.) daha doğrudan tespiti ve ölçümü (nörobiyolojik bileşenleri algılama gibi) için geliştiriliyor.
Elbette alıntı değildir ve habersiz kullanılamaz. Bunu söylemekten sıkıntı geldi.
Amerikan ordusu için, anıların, hikayelerin ve anlatıların beyin üzerindeki etkilerini saptayan bir sensör cihazı geliştiriyorlar.
İnsan beyninin, tutarlı anlatılar içine yeni bilgiler dahil edeceği zaman fiziksel değişime uğradığını saptadılar. İnsanların sadece bir şeyleri dinleyerek (duyarak) nasıl beyin değişimlerine uğrayabileceğinin yanı sıra, bu değişimin olup olmadığını sağlayacak sensörler* geliştiriyorlar.
Bu projenin adı Anlatı Ağları olarak sunuldu. Bilgisayar mühendisleri, nörologlar ve sosyal bilimcilerden oluşturulan ekip ilk adımı oluşturuyor. Amaçlanan şey açıkça ifade ediliyor ki, sivil ve askeri politika yapıcıların, direnişleri ve sosyal sorunları düzeltmesinde kullanılacak.
SORU GELİYOR:
-Direniş derken, neyin direniş olup olmadığına kim karar verecek?
-Sosyal sorun derken ne kastediliyor?
-Bunları değiştirmekte kullanılabilen bu bilim, cihaz her ne ise, her türde düşünce ve direnişe karşı kullanılmayacağını kim garanti ediyor? (elbette etmiyorlar zaten amaç kitlesel yönlendirme)
Bu meselenin çıkış noktası olarak Amerikan Savunma Bakanlığı, kontrol noktalarında veya herhangi bir güvenlik kontrolünde, kişilerin anlatılan bir şeyden etkilenip etkilenmediğini (kısacası terörist olup olmadığı demek isteniyor uzun uzun anlatımda ve neye kime göre terörist o anlatılmıyor) anlamak için bir cihaz veya yöntem geliştirilmesi için verdiği talimat gösterilmekte.
*Bahsi geçen sensör nöral aktivitenin dolaylı göstergelerini (kapiller dilatasyon, galvanik deri tepkisi, göz bebeğini dilatasyon, bakış yönü, mikro yüz ifadeleri temel analizi, vs. vs.) daha doğrudan tespiti ve ölçümü (nörobiyolojik bileşenleri algılama gibi) için geliştiriliyor.
Elbette alıntı değildir ve habersiz kullanılamaz. Bunu söylemekten sıkıntı geldi.