"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Acı Veren Anılardan Kurtulmak İçin Basit Bir Yöntem!!!

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan embriyo
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

embriyo

Elit Üye
Beyin Geçmişte Yaşar ve Gelecekten Endişe Eder.

Bunu yaparken şu anki hayatınızda olan fırsatları göremezsiniz! !!!!
Farkında olunmasa da, geçmiş de yaşanılan tüm deneyimler beyninizde arşivlenmiştir.
Ve sistem otomatik olarak çalıştığından, bugünkü hayatımızda aşırı derecede etkilemektedir.
Geçmiş dediğimiz bu dosyanın otomatik çalışma şekli şöyledir:
“Araba kullanırken, frene basmak için beyin düşünmez ve ayak otomatik olarak beyinden gelen bir komutla frene basar”…
Yeni fırsatları görebilmeniz için.. Artık bu arşivdeki geçmiş dosyasını iptal etmenin zamanı.

NASIL MI?
Yaklaşık 15 gün boyunca, her akşam düşünün ve size en acı gelen anlarınızı ve o anıların içindeki insanları yazın, kaç tane olursa olsun tüm hikâyelerinizi kâğıda dükün ve her bir hikâyeyi birisine veya kendinize, on kez sesli olarak tekrar tekrar okuyun. O sırada içinizden gelen duygulara karşı koymayın. Ağlamak istiyorsanız ağlayın, yastıklara vurun, bağırın, hatta küfredin. Evet, yanlış anlamadınız küfredin, içinizde biriktirdiğiniz duyguları açığa çıkarın.
Sonunda ne olduğunu kendiniz göreceksiniz. 15 gün sonunda her bir anınıza gidip...
“Her şeyin sorumlusu benim” deyip o anıları ve içindeki insanları SEVİN !! Beyniniz buna karşı çıkacaktır.
Dinlemeyin. Temizliğin tek çözümü bu.
Bunu yaptığınızda, İnanılmaz bir hafifliğin sizi sardığını göreceksin ve artık geçmiş dosyanın ağırlığı üzerinizde olmadığından yepyeni bir hayat, yepyeni fırsatlar, sizi bekliyor olacaktır.

Alıntı
 
Yapmak isterdim fakat küfür edeceğimi bildiğim için yapmayacağım. Ucu bana dokunur.
 
Denemekte fayda var,ben her zaman yasadigim kötü anilari yazardim,Sonra yazdiklarimi yakar,akar suya atardim ve benden uzaklasmasini ve birdaha hatirlamamayi dilerdim.Küfür etmek istemeyen arkadaslar bunuda yapabilir bence.:driving:
 
Beyin Geçmişte Yaşar ve Gelecekten Endişe Eder.

Bunu yaparken şu anki hayatınızda olan fırsatları göremezsiniz! !!!!
Farkında olunmasa da, geçmiş de yaşanılan tüm deneyimler beyninizde arşivlenmiştir.
Ve sistem otomatik olarak çalıştığından, bugünkü hayatımızda aşırı derecede etkilemektedir.
Geçmiş dediğimiz bu dosyanın otomatik çalışma şekli şöyledir:
“Araba kullanırken, frene basmak için beyin düşünmez ve ayak otomatik olarak beyinden gelen bir komutla frene basar”…
Yeni fırsatları görebilmeniz için.. Artık bu arşivdeki geçmiş dosyasını iptal etmenin zamanı.

NASIL MI?
Yaklaşık 15 gün boyunca, her akşam düşünün ve size en acı gelen anlarınızı ve o anıların içindeki insanları yazın, kaç tane olursa olsun tüm hikâyelerinizi kâğıda dükün ve her bir hikâyeyi birisine veya kendinize, on kez sesli olarak tekrar tekrar okuyun. O sırada içinizden gelen duygulara karşı koymayın. Ağlamak istiyorsanız ağlayın, yastıklara vurun, bağırın, hatta küfredin. Evet, yanlış anlamadınız küfredin, içinizde biriktirdiğiniz duyguları açığa çıkarın.
Sonunda ne olduğunu kendiniz göreceksiniz. 15 gün sonunda her bir anınıza gidip...
“Her şeyin sorumlusu benim” deyip o anıları ve içindeki insanları SEVİN !! Beyniniz buna karşı çıkacaktır.
Dinlemeyin. Temizliğin tek çözümü bu.
Bunu yaptığınızda, İnanılmaz bir hafifliğin sizi sardığını göreceksin ve artık geçmiş dosyanın ağırlığı üzerinizde olmadığından yepyeni bir hayat, yepyeni fırsatlar, sizi bekliyor olacaktır.

Alıntı
Evet ben yapacağım ama acı veren insanları sevmeye çalışmak zor gelir diye düşündüm ama bende kendimce şöyle bir sistem geliştireceğim sevmek zor gelince o kötülüğü dokunan insanın nasıl bir iyiliğe sebebiyet verdiğini düşünüp seveceğim. Mesela beni aldatan erkek arkadaşım olduysa bu aldatmadan dolayı ayrılmama sebep olduğu için sevmeliyim çünkü öyle bir adamla evli olmak yada hayatına devam etmek psikolojik intihar olurdu iyiki aldattı ve ben ondan uzaklaştım gibi. Yarından itibaren yapacağım. Embriyo yine muhteşemsin...
 
Beyin Geçmişte Yaşar ve Gelecekten Endişe Eder.

Bunu yaparken şu anki hayatınızda olan fırsatları göremezsiniz! !!!!
Farkında olunmasa da, geçmiş de yaşanılan tüm deneyimler beyninizde arşivlenmiştir.
Ve sistem otomatik olarak çalıştığından, bugünkü hayatımızda aşırı derecede etkilemektedir.
Geçmiş dediğimiz bu dosyanın otomatik çalışma şekli şöyledir:
“Araba kullanırken, frene basmak için beyin düşünmez ve ayak otomatik olarak beyinden gelen bir komutla frene basar”…
Yeni fırsatları görebilmeniz için.. Artık bu arşivdeki geçmiş dosyasını iptal etmenin zamanı.

NASIL MI?
Yaklaşık 15 gün boyunca, her akşam düşünün ve size en acı gelen anlarınızı ve o anıların içindeki insanları yazın, kaç tane olursa olsun tüm hikâyelerinizi kâğıda dükün ve her bir hikâyeyi birisine veya kendinize, on kez sesli olarak tekrar tekrar okuyun. O sırada içinizden gelen duygulara karşı koymayın. Ağlamak istiyorsanız ağlayın, yastıklara vurun, bağırın, hatta küfredin. Evet, yanlış anlamadınız küfredin, içinizde biriktirdiğiniz duyguları açığa çıkarın.
Sonunda ne olduğunu kendiniz göreceksiniz. 15 gün sonunda her bir anınıza gidip...
“Her şeyin sorumlusu benim” deyip o anıları ve içindeki insanları SEVİN !! Beyniniz buna karşı çıkacaktır.
Dinlemeyin. Temizliğin tek çözümü bu.
Bunu yaptığınızda, İnanılmaz bir hafifliğin sizi sardığını göreceksin ve artık geçmiş dosyanın ağırlığı üzerinizde olmadığından yepyeni bir hayat, yepyeni fırsatlar, sizi bekliyor olacaktır.

Alıntı
Harika ötesi bir konu olmuş.Denemek için sabırsızlanıyorum.
 
Benim yıllardır kurtulamadığım kötü anılarım var.
Gün geçtikçe de başka kötü deneyimler de eklendi.
Sırtımda bu ağır yüklerle yola devam etmek zorlaştı.
En sevdiklerimse çorbada bizim de tuzumuz olsun diye
bilmeden de olsa bir avuç daha ekliyorlar üzerine.

Ben yukardaki tarz meditasyonlar denedim.
Acılarımı bir kağıda yazıp az yakmadım.
Suçlu oydu.Suçlu bendim.Kimse suçlu değildi suçlu kaderdi.
Deneyimdi,kutsal bir amacı vardı.
Her türlü düz mantık,ters mantık çalıştım. Yok olmadı.

Bence bu konuda çözüm kökten silmek.
Bilgisayara çok benzetirler beyni zaten.
Delete yapmak,olmazsa format atmak en güzeli.

Ben 1 aydır çok üzülüyordum.4 gün önce gerçekten ölmeyi istedim.
Sistem çöktü diyebilirim buna.Bir parça yaşamak istemiyordum.
Geberemedim ya hırs oldu bende.
Uzun vaadeli intihar yöntemine geçmeyi planladım.

İşte böylece delete tuşuna basmış.
Bir çeşit format atmış oldum olaylara.
Sırtımdaki o yüklerden bayağı bir kurtuldum.
Hiç olmadığım kadar güçlü ve aydınlanmış hissediyorum.
Tamam bu yöntemi kimseye önermiyorum.
Beyni sileyim derken,kendinizi dünyadan komple silebilirsiniz.

Ama bu olaydan ben birkaç şey öğrendim.
Üzülmenizi gerektirecek çok kötü bir olay oldu.
Hemen atlatıcam, keyifli halime dönücem diye çalışmak
yaraya tuz basmak gibi insanı geriletiyor.

Olayla yüzleşip,üzülün ağlayın.Depresyona-bunalıma girin.
Acıyı damarda hissedin.
Savaşmayın,bırakın o yük sizi okyanusun dibine götürsün.

Sonra bu acı azalıyor. Kişinin kendi gücü geliyor sanırım.
Dipten yukarı yükselişse tekrardan doğmak kadar güzel birşey.

Kimse dipte falan da kalmaz. Dünya hergün inadına dönüyor çünkü.
Birşeyler yapmayıp dipte kaçgün,kaç ay,kaç yıl kalabilirsiniz.
En sonunda sıkılıp eh yeter dicek, yaşama devam ediceksiniz.
 
Üzücü, çok hassas bir olay yaşamıştım ve sona geldiğimde yaklaşık 100 küsür gün kendi odamda değil oturma odasında uyuyabildim, giremiyordum odaya kötü anılar birikmişti. Sonra birden o değil bu değil olaylar değil canımı yakan; aslında benim dedim, sensin dedim kendime. Gözyaşlarımı topladım o sözcüğü söyledikten sonra, yavaş yavaş normal psikolojiye dönüyordum. Takvimler daha hızlı dökülmeye başladı sanki, ağır ağır uzaklaşan bir otobüs gibi çok uzaklara gittiler, şimdi odam da benim yatağım da. Aslında bütün kötü yaşantılar, kayıplar için hüzün duyuyoruz ama mesela bir sevdiğimizi kaybettiğimizde ona değil kendimize ağlıyoruz. O artık yok diye değil, o artık bizimle değil diye yasa boğuluyoruz. Onun için zerre kadar üzülmüyoruz, onsuz kaldığımız için akıyor bunca gözyaşı. Biraz farklı açıdan bakıldığında yalnızca kendimize acıyoruz sanki.
 
Sayın DreamDuality haklısınız, sorunlarımız varsa depresyondaysak bu durumu sonuna kadar- dibine kadar yaşarsak aydınlığa sıçramamız daha kolay olacaktır.
Ayrıca aydınlıkta olduğumuz vakitler ışık bazen gözlerimizi alır, etrafı net göremeyiz. Halbuki karanlıkta panik yapmadan, ha bire gözlerimizi ovmadan sakin kalmayı başarabilirsek çıkış yolunu daha kolay görebiliriz.

Sayın Dunkelheit, "Aslında bütün kötü yaşantılar, kayıplar için hüzün duyuyoruz ama mesela bir sevdiğimizi kaybettiğimizde ona değil kendimize ağlıyoruz. O artık yok diye değil, o artık bizimle değil diye yasa boğuluyoruz. Onun için zerre kadar üzülmüyoruz, onsuz kaldığımız için akıyor bunca gözyaşı. Biraz farklı açıdan bakıldığında yalnızca kendimize acıyoruz sanki." demişsiniz.

Evet burada ego devreye giriyor, üzüntümüz bencilcedir. Artık o kişiyi göremeyeceğimiz için üzülüyoruz, bu da kendine acıma duygusundan başka bir şey değildir.
 
Geri
Üst